Birlik partilerinin göçmen karşıtı taleplerine tepki: 'Merz, popülizm ateşiyle oynuyor'
Almanya'da CDU/CSU partileri, geçimini kendi sağlamayan mültecilerin gönderilmesini, suç işleyen çifte vatandaşların da vatandaşlıktan çıkarılmasını talep etti. SPD ve uzmanlardan eleştiri geldi.
ALMANYA – 23 Şubat'ta yapılacak Federal Meclis seçimi yaklaştıkça ağırlıklı olarak mülteciler ve göç üzerinden yürütülen seçim kampanyası şiddetlendi. Çoğunlukla Hıristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU), faşist Almanya için Alternatif (AfD) partisi ile adeta yarış ediyor, bu partiye giden seçmenlerini kazanmak için çok sert mülteci ve göç politikası talep ediyor.
Bunların arasında Alman ve Avrupa Birliği (AB) hukuku bakımından mümkün olmayan talepler de yer alıyor. Son olarak CDU Başkanı Friedrich Merz, suç işleyen çifte vatandaşların Alman vatandaşlığının iptal edilmesini talep etti. Partinin Genel Sekreteri Carsten Linnemann, sosyal yardım alanlara çalışma zorunluluğu istedi, kardeş parti Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) ise geçimini kendisi sağlamayan mültecilerin geri gönderilmesi önerisi getirdi.
MERZ: GÖÇMENLER İKİNCİ SUÇTA SINIR DIŞI EDİLSİN
Büyük bir olasılıkla bir koalisyon içinde Almanya'nın gelecek başbakanı olacak olan CDU lideri Friedrich Merz, Welt Am Sonntag gazetesi ile söyleşide, Alman vatandaşlığından çıkarılmayı gündeme getirdi. Suç işleyen çifte vatandaşların Alman vatandaşlığının iptal edilmesini isteyen Merz, yabancıların da ikinci suçta sınırdışı edilmesi önerisini getirdi. Merz, mevcut hükümet tarafından Alman vatandaşlık yasasında değişiklikle çifte vatandaşlık imkanının genel kural haline getirildiğini, bunun sorunlu olduğunu savundu.
Ne var ki, Alman Anayasası'nın 16'ncı maddesi, Alman vatandaşlığının iptaline imkan vermiyor. Buna göre, sadece başka bir ülkenin ordusunda görev yapan ya da bir 'terör örgütünde' eylem yapanların Alman vatandaşlığı iptal edilebiliyor.
ESKEN: BU YORUMUYLA BAŞBAKANLIĞA UYGUN OLMADIĞINI GÖSTERDİ
Sosyal Demokrat Parti (SPD) Eşbaşkanı Saskia Esken, Merz'in Alman vatandaşlığının iptali talebine sert eleştiri yöneltti. Stern dergisine konuşan Esken, Merz'in 'popülizm ateşi' ile oynadığını, bu önerisiyle Almanya başbakanlığına uygun olmadığını gösterdiğini söyledi.
Esken, CDU liderine şu eleştirileri yöneltti: “Merz, Alman vatandaşı olan göçmenleri ikinci sınıf vatandaş olarak görüyor, bütün göçmenlere karşı güvensizliği körüklüyor, toplumu bir arada tutan değerleri yok ediyor.”
ÖZMEN: DOĞDUĞUM ÜLKE BENİM İÇİN GÜVENLİ BİR YURT OLMAYACAK
Merz'in Alman vatandaşlığının iptali önerisi, sosyal medyada geniş ve sert tepkiyle karşılandı. Der Spiegel, Giessen Üniversitesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi Prof. Elif Özmen'in, Bluesky platformunda tepkisine yer verdi. Prof. Özmen burada şunları yazdı: “Bugünü ve bu geceyi hayatımın geri kalan bölümünde hiç unutmayacağım. Bugün gördüm ki, benim ve benim gibilerin doğduğu ülke ve yurdum, benim için hiç güvenli bir yurt olmayacak.”
LİNNEMANN: SOSYAL YARDIM ALANLARA ÇALIŞMA ZORUNLULUĞU GETİRİLSİN
CDU Genel Sekreteri Carsten Linnemann ise sosyal yardım alanlara, dolayısıyla mültecilere de çalışma zorunluluğu getirilmesini talep etti. Bild gazetesine konuşan Linnemann, önerilen işi kabul etmeyenlerin sosyal yardımının kesilmesi gerektiğini söyledi. Öneriye, Hür Demokrat Parti (FDP) ile AfD'den destek geldi. CDU'nun kardeş partisi CSU ise, kendi geçimini sağlamayan mültecilerin geri gönderilmesini, mültecilere para yerine eşya ve gıda yardımı verilmesi önerisi getirdi.
Bu önerilere SPD Federal Meclis Grubu Başkanı Dirk Wiese'den sert eleştiri geldi; Wiese, CDU ile CSU'yu AfD'den 'oy dilenmekle' suçladı. Wiese, bu önerilerin hukuksal olarak mümkün olmadığını, ayrıca Almanya'nın mültecilere karşı insani yükümlülüklerini göz ardı ettiğini söyledi. Wiese ayrıca bu önerilerin Almanya'yı dışardan kalifiye elemanlar için hiç cazip kılmadığını belirtti.
Oldenburg Üniversitesi öğretim üyesi hukukçu Prof. Volker Boehme de çalışmayan mültecilerin geri gönderilmesinin Alman ve AB hukuku bakımından mümkün olmadığını hatırlattı. Welt gazetesine konuşan Prof. Boehme, önerilerin uygulanma şansının olmadığını belirtip, “Yasal olarak burada yaşayan mültecilere yardımın kesilmesi mümkün değil. Hayatı tehlikede olanın korumaya ihtiyacı vardır” dedi.