Bodrum’un kumla mücadelesi: ‘Balçık oluyor, ekosistemi bozuyor’
Bodrum Belediye Başkanı Aras, bir basın toplantısı düzenleyerek sahile dökülen ve belediye müdahalesi ile kaldırılan kum ile bilgi verdi. Aras, kumun Bodrum’un kıyı doğasına uygun olmadığını söyledi.
Selçuk Arslan
BODRUM - Muğla'nın Bodrum ilçesinde her sezon öncesi sahile beyaz kum ve mermer tozu dökme uygulaması yaşanıyor. Turgut Bahçelievler Mahallesi Şevket Sabancı Caddesi üzerinde bulunan bir turizm tesisi, dün sahile beyaz kum döktü. Bu gelişme üzerine Bodrum Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, döküm işlemini durdurarak sahilden iş makinelerini çıkardı. Sahile yaklaşık 5 kamyon beyaz kumun döküldüğü tespit edilip, tutanak düzenlendi.
Dökülen kumun kaldırılması için çalışma başlatılırken, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, bugün düzenlediği basın toplantısı ile sahile kum dökme işlemleri ile ilgili açıklama yaptı. Aras, “Bu kumlar Milas, Yatağan, Afyon bölgesinden mermer tozu olarak getiriliyor. Bunlar Bodrum’un kıyı doğasına uygun değil” dedi.
‘KUM DENİZ SUYU İLE BULUŞTUĞUNDA BALÇIĞA DÖNÜŞÜYOR’
Kıyılara yapılan müdahalenin kabul edilemez olduğuna dikkat çeken Aras, “Kıyı yapısı bozulacak şekilde kum, çakıl alınamaz, dökülemez, dolgu yapılamaz, kıyıdaki kayalıklar kırılamaz, oranın doğal yapısı kesinlikle bozulamaz. Deniz dibi temizlenecek diye çayırlar toparlanamaz ve sıyrılamaz. Son dönemlerde Bodrum’un doğal kumsalları biraz Maldivler özlemiyle sanki beyaz kumlarla kaplanmaya çalışılıyor. Getirilen kumların niteliğinin ne olduğu belli değil. Beyaz kum dökülen yerlerdeki kumların insan sağlığına zararlı olduğunu da görebiliyoruz. Kumun, deniz suyuyla buluştuğunda bir balçık gibi denizin dibini sıvadığını ve ekosistemi bozduğunu görüyoruz. Bu kumlar Milas, Yatağan, Afyon bölgesinden mermer tozu olarak getiriliyor. Bunlar, Bodrum’un kıyı doğasına uygun değil” diye konuştu.
‘KIYIYA YAPILACAK MÜDAHALELER BAKANLIĞIN İZNİNE BAĞLI’
Kıyılara ilişkin yetkili kurumun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmasına rağmen tarım il ve ilçe müdürlüklerinin izin verdiğini belirten Aras, “Kıyılarda yapılacak müdahaleler bakanlığın iznine tabidir. Kıyılar, 3621 Sayılı Kıyı Kanunu gereği milli emlak tasarrufu altındadır. Kum dökenler, ‘il tarım, ilçe tarım müdürlüğünden izin aldık’ diyorlar. Ne il tarım ne ilçe tarım müdürlüğünün sahile kum dökme ile ilgili yetkisi yok. Kıyı Kanunu’ndan gelen madde şunu öngörüyor; kıyıda yapılacak olan değişiklikte Tarım ve Orman Bakanlığı görüş verecek kurumlardan bir tanesidir. Burada kurumlar sadece görüş verebilir. Kıyıya yapılacak olan bir dolgunun, bir marinanın, bir iskelenin tamamen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan alınacak izinle oraya yapılabileceği düzenlenmiş. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ‘sen buraya beyaz kum dökebilirsin ya da normal kum dökebilirsin’ diye izin vermesi söz konusu olamaz. Benden izin istese ben de izin veremem. Belediye başkanının böyle bir yetkisi yok” dedi.
‘TEKRARI HALİNDE CEZALAR ARTAR’
Kıyıya yapılan müdahaleler nedeniyle deniz ekosistemin tahrip gördüğünü söyleyen Aras, işletmecilere kıyıya müdahale etmeme çağrısı yaptı. Müdahale eden işletmeler hakkında yasal süreç başlattıklarını bildiren Aras, şunları söyledi: “Bizim kestiğimiz cezalar var. Bu cezalar her sene belediye meclisinde karara bağlanır. Çevre cezaları 30 bin lira ile 40 bin lira arasındadır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, kıyının doğal yapısını bozan ya da farklı malzeme döken şahıs ve şirketler için 300 bin liraya kadar cezai işlem uygulayabilir. Tekrarı halinde çarpan etkisiyle artar. Çevre cezaları çok yüksek cezalardır. Biz hem kendimiz işlem yapıyoruz hem de bakanlığa bildirerek müdahale etmesini istiyoruz.”
‘KONU YARGIYA TAŞINDI’
Aras, kıyı işgali nedeniyle hakkında kesin yıkım kararı olan Casa Costa Hotel ve mevzuata aykırı şekilde denize beton dökülmek suretiyle Yalıkavak Mahallesi 91. Sokakt’a bulunan MGallery The Bodrum Hotel'e ait yaklaşık 60 metre uzunluğunda iskelenin yıkım süreçlerine ilişkin gelen soruları da yanıtladı. Aras, konuyla ilgili “Söz konusu yapılardan haberimiz var. Casa Costa Hotel’e ilişkin bir yargı süreci vardı. Mevcutta alınmış yapı kayıt belgeleri vardı. Bu yapı kayıt belgelerinin iptali için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvurumuzu yaptık. O süreç devam ediyor. Diğer iskele için de mühür işlemimizi yapıldı ve yasal sürecimiz başlatıldı. Firmanın yürütme durdurma talebi oldu ve konuyu yargıya taşıdı. Bu süreçler bittikten sonra gerekenleri yapacağız. Bu tip yapılarda hukuksal itirazlar olunca rahat hareket edemiyoruz” ifadelerini kullandı.