Boğaziçili akademisyenler Basın Özgürlüğü Ödülü'nü Can Candan’a ithaf etti

TGC'nin 2021 Basın Özgürlüğü Ödülü'nü kurum dalında TTB ile paylaşan Boğaziçi Üniversitesi Demokratik Direniş Bileşenleri, ödülü, görevine son verilen Boğaziçi akademisyeni Can Candan'a ithaf etti.

Fotoğraf: TGC sitesi
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) 2021 Basın Özgürlüğü Ödülü kurum dalında “Halkın haber ve bilgi alma, gerçekleri öğrenme, ifade özgürlüğünü kullanma, akademik özerklik, sağlık ve eğitim hakkını savunma konusundaki mücadeleleri" dolayısıyla Boğaziçi Üniversitesi Demokratik Direniş Bileşenleri ve Türk Tabipleri Birliği'ne (TTB) verildi.

TGC'nin 1989 yılından bu yana verdiği ödüller, dün Burhan Felek Konferans Salonu’nda gerçekleşen bir törenle sahiplerini buldu.

Boğaziçi Üniversitesi Demokratik Direniş Bileşenleri adına törene, Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Bölümü öğretim üyelerinden Selcan Kaynak ve Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve mezunlarınca üniversite bileşenlerinin haberleşme özgürlüğü atanmış yönetim tarafından engellenince kurulan Boğaziçi TV’yi temsilen de öğrenciler Uğur Ünal ve Onur Kavalcı katıldı.

Fotoğraf: TGS sitesi


'ÖDÜLÜ TTB İLE PAYLAŞMAK BÜYÜK BİR ONUR'

Akademisyen Selcan Kaynak, ödülü alırken yaptığı konuşmada öncelikle olarak TGC’ye çok teşekkür ettiğini ve TTB ile bu ödülü paylaşmanın Boğaziçi Üniversitesi bileşenleri adına büyük bir onur olduğunu ifade etti. Kaynak, konuşmasının sonunda Boğaziçi Üniversitesi bileşenleri olarak ödülü Boğaziçi Üniversitesi Direnişinin görsel hafızası olan belgesel yönetmeni ve akademisyen Can Candan’a ithaf ettiklerini açıkladı:

“Ben aslında buraya akademisyenleri temsilen geldim ama gönlümüz isterdi ki Can Candan arkadaşımız burada olsun. Can Candan çok değerli bir belgesel yönetmeni. Ayrıca üniversitemizin çok değerli bir hocası ve direnişimizin ilk gününden itibaren bizi fotoğraflayarak kaydederek aslında direnişimizin görsel hafızasını oluşturdu.

Maalesef hukuksuz bir şekilde tam bayramdan önce işine son verildi. Tabii biz bu kararı kabul etmiyoruz ve mücadelemize devam edeceğiz. Can Candan bizim çok değerli bir hocamız. Onun bu ödülü gelip almasını isterdik ama şehir dışında olduğu için onun yerine, diğer bileşenler adına bizler gelebildik. Ben Can Hoca, yine derslerine son verilen Feyzi Erçin Hoca ve bileşenlerin hepsi adına buradayım. Ayrıca bizlerden de önce onlarca senedir akademik özgürlük, özerklik mücadelesi veren yüzlerce öğrenci akademisyen, çalışanlar, mezunlarla, bunun için çok ağır bedel ödemiş kişiler için bu ödülü alıyorum ve ödülü Can Candan'a ithaf ediyorum.”

'BİZE YALNIZ OLMADIĞIMIZI HİSSETTİRDİ'

Boğaziçi Üniversitesi Demokratik Direniş Bileşenlerini temsilen törene katılan Boğaziçi TV gönüllüsü öğrenci Uğur Ünal, 2 Ocak 2021’den beri basının alınmadığı Boğaziçi Üniversitesi kampüsünden akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini duyurmak için 19 Şubat günü yayın hayatına başlayan Boğaziçi TV’nin okul içinde yaşanan hak ihlallerini, antidemokratik uygulamaları okul dışına ulaştırmayı kendisine görev bildiğini ve üniversitede hak ihlalleri olduğu sürece hak temelli habercilik yapmaya devam edeceğini belirtti: “Boğaziçi Direnişi Bileşenleri’ni bu ödüle layık gördüğü için gerçekten çok teşekkür ediyoruz Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ne. Böylesine nefes almaya en ihtiyaç duyduğumuz anlarda bize yalnız olmadığımızın hissettirilmesi bizim için kıymetli” diye konuştu.

Uğur Ünal sözlerini şöyle sürdürdü: “Benim adım Uğur bu benim için çok önemli. 1993 doğumlu bir insanım. Uğur Mumcu’nun öldürüldüğü tarihte doğan çocuklardan biriyim. Adımızı ondan alıyoruz. Evimizde duvarda posterler olurdu ‘O mu olmam gerekiyor?’ şeklinde kendimi sorgulamalara girerdim hep ama o olmam gerektiğinin hiç hayalini kurmazdım. 2021’in başında okulumuza bir rektör ataması yaşandı antidemokratik bir yöntemle. Sonra okulumuzun içine Çevik Kuvvet girdi ve hiç hoş olmayan şeyler yaşandı diyebilirim gözaltılar, tutuklamalar, işkenceler. O esnada okula basın sokulmuyordu. Biz de kendi olanaklarımızla 19 Şubat günü Boğaziçi TV olarak yayına girdik. Okulun içinde yaşanan bütün hak ihlallerini, bütün antidemokratik uygulamaları okul dışına ulaştırmayı kendimize görev bildik. Hak temelli haberciliğin önce ne olduğunu öğrendik, sonra uygulamaya koyduk. Okulumuzda hak ihlalleri olduğu sürece biz de onları haberleştirmeye devam edeceğiz. İyi ki varsınız iyi ki varız. Çok sağ olun.”

Melih Bulu'nun yerine vekaleten Boğaziçi Üniversitesi Rektörü olarak atanan Prof. Dr. Mehmet Naci İnci, öğretim görevlisi Can Can'ın görevine 16 Temmuz'da son verildiğini duyurmuştu. Karar büyük tepki çekmiş, Türkiye'den ve uluslararası camiadan çok sayıda akademisyen ve bilim insanı, Can Candan'a destek açıklaması yapmıştı. (HABER MERKEZİ)