Boğaziçi'nde akademisyenlerin nöbeti 243'üncü gününde

Boğaziçi akademisyenlerinin her gün rektörlük binasına sırtlarını dönerek yaptıkları eylem 243'üncü gününe girdi.

Fotoğraf: Can Candan
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Boğaziçi Üniversitesi'nde 2 Ocak 2021'de Melih Bulu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından rektör olarak atanmasıyla başlayan protestolar, Bulu'nun görevden alınmasının ardından da devam ediyor.

Direnişin 243'üncü gününde Boğaziçililer 163'ünci kez bir araya gelerek rektörlük binasına sırtlarını döndüler ve Bulu'nun ardından rektörlüğe atanan Naci İnci'yi protesto ettiler.

Boğaziçi Direnişi'nden yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

"Bugün 3 Eylül Cuma. Nöbetimizin 163, direnişimizin 243'üncü günündeyiz. Sizlere hâlen basının alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz.
 
20 Ağustos gece yarısı Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin yüzde 95’inin ret oyu verdiği Naci İnci rektör olarak atandı. Bu atamayla bir kez daha üniversitemizin demokratik iradesi alenen çiğnendi. Kayyımlık rejimi devam ediyor. 8 aydır; demokratik, özgür, özerk üniversite yapısını yok ederek, şeffaflıktan, hesap verebilirlikten uzak bir şekilde, kapalı kapılar ardında yürütülen bu rektör atama usulünün kabul edilmesi mümkün değildir. Rektör belirleme sürecinde, akademisyenlerimizin güvenoyu vererek destekledikleri, üniversitemizin liyakat sahibi, her biri alanında saygın ve değerli bilim insanı olan 17 adayının neden mülakata dahi çağırılmadığı, Naci İnci’nin hangi gerekçe ve beklentilerle görevlendirildiği açıklanmalıdır.
 
Naci İnci’yi daha önceki atanmış yönetimden tanıyoruz. Bugüne kadar üniversitemize verdiği zararları biliyoruz. Onu, hocalarımız Can Candan ve Feyzi Erçin ile Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü Ofis Koordinatörü Cemre Baytok’un işlerine hukuksuzca son veren; kampüsü bir hapishaneye dönüştürmeye çalışan; demokratik ve barışçıl protesto haklarını kullanan öğrencilerin disiplin soruşturmalarıyla, gözaltı süreçleriyle baskı altına alınmasına neden olan atanmış rektör olarak tanıyoruz. Hukuksuz bir şekilde kurulan Hukuk ve İletişim Fakültelerinde ilgili tüm kurulların karar alma süreçlerini ve kriterlerini yok sayarak, niteliksiz ve siyasi sadakate dayalı bir kadrolaşma sürecine ön ayak olan Naci İnci’nin amacı açıktır.
 
Boğaziçi Üniversitesi’ni Türkiye’nin en nitelikli kamu araştırma üniversitelerinden biri yapan gelenek ve değerleri yok etme niyetinin ve üniversiteler üzerinde kurulmak istenen vesayet rejiminin bir uzantısı, bir aracısı olmaktan başka bir şey olamayacak bu kişinin derhal istifa etmesini talep ediyoruz.
 
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği’nin bu hafta yaptığı açıklamasında yer verdiği taleplere katılıyoruz. Üniversitelerin kamusal, özerk ve demokratik bir yapıya kavuşturulması için kayyım rejiminin son bulmasının; hukuksuz biçimde işine son verilen, kanun hükmünde kararnameler ile işten atılan barış akademisyenleri dahil tüm akademisyenlerin işlerine iade edilmesinin gereğini bir kez daha vurguluyoruz.  Üniversiteler; bilim, teknoloji ve özgür düşüncenin gelişip serpilmesi gereken kurumlardır. Üniversiteler ancak bu yolla kamusal fayda ve evrensel değer üretebilir, nitelikli insan gücü yetiştirebilir. Üniversitelerin antidemokratik uygulamalarla, liyakatten uzak ölçütlerle yönetilmesi, ülkenin geleceği için bir tehdittir. Üniversiteler Arası Kurul’un uluslararası seçkin üniversitelerde yapılan doktora tezlerine bilimsel, akademik ölçütlerin dışına çıkarak denklik vermemesi Türkiye’de eleştirel sosyal bilimlerin gelişimini engelleme amacıyla alınan siyasal ve sansürcü bir karardır. Bu skandal karardan bir an önce geri dönülmelidir.
 
Son olarak da şunu kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz: yapılan tüm zorbalıklara ve yaşanan tüm zorluklara rağmen direnişimiz aynı kararlılık ve umutla devam edecek. Nöbetlerimiz ve diğer eylemlerimiz bugüne kadar olduğu gibi sürecek. Atanmış yönetimin tasfiye etmeye çalıştığı katılımcı yönetim kültürümüzü ve özgür akademik ortamın güvencesi olan ilkelerimizi koruyacağız. Kampüsümüzün canlı ve çoğulcu sosyal ortamı tüm bileşenlerin katkılarıyla yaşamaya devam edecek.
 
Üniversitemizdeki tüm birim, fakülte ve enstitülerin müdür ve koordinatörleri seçimle göreve gelmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Enstitüsü müdürleri bir an önce görevine atanmalıdır.
 
Atanmış rektör Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz.
Türkiye’de demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar: Kabul Etmiyoruz Vazgeçmiyoruz!" (HABER MERKEZİ)