Boğaziçi'nde akademisyenlerin nöbeti 383'üncü gününde
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin her gün rektörlük binasına sırtlarını dönerek yaptıkları eylem 383'üncü gününe girdi.
DUVAR - Boğaziçi Üniversitesi'nde 2 Ocak 2021'de Prof. Dr. Melih Bulu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından rektör olarak atanmasıyla başlayan protestolar, Bulu'nun görevden alınmasının ardından da devam ediyor. Direnişin 383'üncü gününde Boğaziçili akademisyenler bir araya gelerek rektörlük binasına sırtlarını döndüler ve Bulu'nun ardından rektörlüğe atanan Naci İnci'yi protesto ettiler.
Direnişin 55'inci haftasında yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Bugün 21 Ocak Cuma. Nöbetimizin 260., direnişimizin 383. günündeyiz. Sizlere basının hâlen alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz.
19 Ocak günü, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yasemin Bayyurt, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özlem Berk Albachten ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Ercan, rektörlüğün sunmuş olduğu sözde soruşturma sonuçları bahane edilerek YÖK tarafından görevlerinden alındı. Sorumluluklarını çok zor şartlarda, tahammül edilmesi güç baskılar altında, büyük bir titizlik ve özveriyle yerine getiren, fakültelerinin toplu iradesiyle seçilmiş meşru dekanlarımızın görevlerine son verildi. Akademiye yapılan bu cebrî müdahale, Ocak 2021’de Melih Bulu’nun atanması kadar vahim ve hukuksuzdur; kamu yararına hasar veren, 12 Eylül rejimi üniversite anlayışının karanlık siciliyle yarışacak derecede fütursuz bir darbedir.
Kurumumuzun abluka altında olduğu bir sene boyunca Melih Bulu ve halefi Naci İnci, öğrencilerimiz hakkında fakülte ve enstitülere sayıları 500’e varan disiplin soruşturması talebi yağdırdı. Fakülteler YÖK yasasının belirlediği kurallar dahilinde disiplin kurulları oluşturarak ve ciddi bir mesai harcayarak tüm dosyaları değerlendirdi. Ancak kayyım yönetimi, öğrenci disiplin soruşturmalarını gereğince yürütmedikleri bahanesiyle, bu sefer de üç dekan hakkında disiplin soruşturması başlattı. Atanmış rektörlük, soruşturmanın nesnelliği ve bağımsızlığı ilkelerini ihlal ederek, soruşturmaları öğretim üyeleri ve öğrenciler üzerinde bir baskı ve tehdit mekanizması olarak kullanıyor. Dekanların görevlerine son verildiğini tebliğ eden yazıda, söz konusu soruşturmadan çıkan fahiş kararın gerekçesi bile açıklanmadı. Naci İnci sunamadığı resmî açıklama yerine, sosyal medya hesabından üç dekanın “disiplin suçları işledikleri” için görevlerinden alındıklarını iddia etti. Üniversitemiz akademisyenlerinin yüzde 95’inin güvensizlik oyu verdiği, üniversiteyi ancak cebrî tedbirlerle yöneteceğini sanan bir rektörün, görevlerini yıllardır adalet, vicdan ve akademik ilkeler çerçevesinde yapmış dekanlarımızı usulsüz ve gerekçesiz şekilde görevlerinden almasını, dahası kamu önünde karalamaya çalışmasını hazin ve utanç verici buluyoruz.
Biliyoruz ki bu ölçüsüz müdahale, gayrimeşru yönetimin uzun süredir çalıştırmamak için elinden geleni yaptığı üniversite senatosu ve yönetim kurulunda çoğunluğu ele geçirerek kurumumuzu liyakatsiz kadrolara açma planının bir parçası. 2021 yazında Mühendislik Fakültesinin seçilmiş dekanı Prof. Dr. Günay Anlaş göreve getirilmezken, atanmış rektörün yardımcısı Fazıl Önder Sönmez, fakülte dekanlığına vekaleten atanmıştı. Bu hafta tanıklık ettiğimiz darbeyle de üniversitemizin dört büyük fakültesinin yönetimine gayrimeşru idare tarafından el konulmuş oldu. Üniversitemizin ilke, karar ve teamüllerini yerle bir eden, herhangi bir akademik kıstasa sığmayan bu yıkıcı uygulama kurumumuzda eğitim ve araştırma faaliyetlerinin sağlıklı şekilde sürdürülmesine engel olacaktır.
Boğaziçi Üniversitesine yönelik, bir yıldır süregiden bu yoğun saldırı ve direnişimiz, Türkiye kamuoyunda üniversite meselesini daha görünür kılmış ve tartışmaya açmış oldu. Senatomuz, Üniversite Yönetim Kurulumuz ve görevden alınan dekanlarımız ilkeli duruşlarıyla nitelikli bir akademik ortamı korumak konusunda tüm dünya akademik camiasına örnek oldular ve şimdiden tarihe geçtiler.
Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları ve enstitü müdürleri seçimle göreve gelmeli ve seçilmiş kurullarla denetlenebilmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz Mühendislik, Eğitim, Fen Edebiyat ve İdari ve İktisadi Bilimler Fakülteleri Dekanları, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürleri bir an önce görevlerine iade edilmelidir. İşlevsizleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ve Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü işinin ehli çalışanlarıyla birlikte bir an önce tekrar faal hâle getirilmelidir. Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz.
Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen meslektaşlarımız Can Candan ve Mohan Ravichandran ile dersleri iptal edilen Feyzi Erçin, Seda Binbaşgil ve Özcan Vardar'ın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini, ayrıca öğrencilerimiz hakkında sudan sebeplerle açılmış tüm disiplin soruşturmalarının geri alınmasını bir kez daha talep ediyoruz.
Üniversitemizi yılmadan ve kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz. Türkiye’de özgür, özerk ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar,
Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz." (HABER MERKEZİ)