Boğaziçi'nde direniş sürüyor: Bu şiddet derhal son bulmalı

Boğaziçi Üniversitesi'nde Melih Bulu'nun rektörlüğe atanmasıyla başlayan protestolar sürüyor. Akademisyenler ve öğrenciler tarafından hazırlanan bültende, "Üniversitemizde polis ablukası devam ediyor. Bunca polisin üniversite etrafında asla gelmeyecek bir tehdide karşı eli tetikte beklemesi ve vatandaşlar olarak ödediğimiz bunca verginin sürekli çalışır durumda tutulan polis araçlarına gereksizce harcanması kabul edilemez. Bu şiddetin derhal son bulmasını talep ediyoruz" denildi.

Fotoğraf: Aslı Kalaycıoğlu
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Boğaziçi Üniversitesi'ne Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasının ardından başlayan direniş ve protestolar sürüyor. Bulu'nun istifasını, tutuklanan öğrencilerin serbest bırakılmasını, akademik hayata ve üniversitelere yönelik baskıcı politikalara son verilmesini isteyen akademisyen ve öğrenciler tarafından hazırlanan Boğaziçi Bülten'in 7'ncisi bugün yayınlandı.         

Bültende üniversitedeki duruma ilişkin şu ifadeler kullanıldı:

'BUNCA VERGİNİN BOŞA HARCANMASI KABUL EDİLEMEZ'

"Üniversitemizde polis ablukası devam ediyor. Öğrenci ve hocaları ellerindeki ağır makineli tüfeklerle sindirmeye çalışan polis timleri, iki aydır her gün Nispetiye caddesinde konuşlanan onlarca TOMA ve akrep ve Hisarüstü mahallesini garip bir labirente çeviren polis bariyerleri hâlâ yerli yerinde. Bunca polisin üniversite etrafında asla gelmeyecek bir tehdide karşı eli tetikte beklemesi ve vatandaşlar olarak ödediğimiz bunca verginin sürekli çalışır durumda tutulan polis araçlarına gereksizce harcanması kabul edilemez. Bu şiddetin derhal son bulmasını talep ediyoruz."

'AKADEMİYİ TAHRİP REJİMİ: HASAN TAN'DAN MELİH BULU'YA'

"Bu hafta da gayrimeşru rektör atamasına karşı verdiğimiz mücadeleyi çeşitli etkinliklerle devam ettirdik. Pazar akşamı artık mutat hale gelen hocalar forumumuzu geniş bir katılımla gerçekleştirdik. Birçok platformda, yapılan atamaların ve atama süreçlerinin yanlışlığını seslendirmeye devam ediyoruz. Bu akşam ODTÜ bileşenleri ile ortak düzenlediğimiz “Akademiyi Tahrip Rejimi: Hasan Tan’dan Melih Bulu’ya “Olağanüstü” bir Tarihçe” isimli panelle haftayı noktalıyoruz. Mücadelemiz yurt içinde ve yurt dışında birçok üniversiteden ve farklı toplumsal kesimlerden gelen destek mesajlarıyla zenginleşiyor, büyüyor.

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri de itirazlarını yüksek sesle dile getirmeye devam ediyorlar. Anayasal haklarını kullanmalarına rağmen kendilerine yöneltilen çirkin siyasi söylemlere dirayetle karşı duruyorlar. Kurdukları internet televizyonu, yaptıkları forumlar, basın açıklamaları ve akademik içerikli toplantıların yanında sanatsal aktivitelerle de direnişlerini sürdürüyorlar. Bu hafta düzenledikleri açık dersler; insan hakları savunucusu, Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve dünyaca ünlü düşünür Judith Butler’in seminerleri ile devam etti."

'SEÇİLMİŞLERİN EN KISA ZAMANDA GÖREVE BAŞLAMASINI TALEP EDİYORUZ'

"Bu hafta da yine, üniversitemizin özerk ve demokratik işleyişini hedef alan saldırılar ve iktidarın vesayetini kurumsallaştırmaya yönelik çabalarla karşı karşıya kaldık:

Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne kendi iradesi dışında atanan meslektaşımızın istifası neredeyse bir aydır işleme konmazken, demokratik yöntemlerle seçtiğimiz Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürümüz ve Mühendislik Fakültesi Dekanımızın resmî atamaları halen gerçekleşmedi.
Buna karşın atanmış rektör, üniversitemizin usul ve teamüllerine aykırı olarak göreve gelen Hukuk Fakültesi Dekanı’nı, Üniversite Yönetim Kurulu toplantısına davet etmekte bir beis görmedi.

En kısa zamanda seçilmişlerin resmî olarak göreve başlamasını talep ediyoruz. Demokratik irade ve sandığın önemine her fırsatta vurgu yapan ülke yöneticilerinden ilham alarak bu konuda ısrarcı olmayı sürdüreceğiz.

1980 askerî diktatörlük dönemi sonrası seçilmiş ilk rektörümüz olan Üstün Ergüder, çok değerli akademik kariyerinin yanında Türkiye üniversitelerinin demokratikleşmesinde öncü rol oynamış bir bilim insanıdır. Üstün Hocamıza iktidarın en üst makamlarından yöneltilen tehditleri bir kez daha kabul edilemez buluyor, esefle kınıyoruz.

Üniversitede partizanca bir kadrolaşma mantığıyla tepeden dayatılan fakültelerin biz hocalar için gayrimeşru olduğunu nöbetimizin sekizinci haftasında bir kez daha vurgulamak isteriz. Atanmış Rektör, Rektör Yardımcıları ve Hukuk Fakültesi Dekanı’nı istifaya davet ediyoruz.

Son söz olarak, tutuklu ve ev hapsinde bulunan öğrencilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

Kabul etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz." (HABER MERKEZİ)