Boğaziçi'nde direniş sürüyor: Öğrencilerin tahliyesini talep ediyoruz

Boğaziçi Üniversitesi'nde Melih Bulu'nun rektörlüğe atanmasıyla başlayan protestolar sürüyor. Akademisyenler ve öğrenciler tarafından hazırlanan bültende, "Liyakati gözardı ederek, siyasi motivasyonlarla ve anayasal ilkelere aykırı bir şekilde gerçekleştirilen bu atamanın iptalini talep etmeye devam edeceğiz" denildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Boğaziçi Üniversitesi'ne Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasının ardından başlayan direniş ve protestolar sürüyor. Bulu'nun istifasını, tutuklanan öğrencilerin serbest bırakılmasını, akademik hayata ve üniversitelere yönelik baskıcı politikalara son verilmesini isteyen akademisyen ve öğrenciler tarafından hazırlanan Boğaziçi Bülten'in 8'incisi bugün yayınlandı.  

'TUTUKLU VE EV HAPSİNDEKİ ÖĞRENCİLERİMİZİN DERHAL TAHLİYE EDİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ'

Bültende üniversitedeki duruma ilişkin şu ifadeler kullanıldı:

"Bugün 5 Mart Cuma. Bugün de size basının alınmadığı kampüsümüzden sesleniyoruz. Gayrimeşru rektör atamasının ardından, iki ayı aşkın bir süredir yürüttüğümüz mücadelemizi, her türlü baskı ve yıldırma çabalarına karşı güçlenerek sürdürüyoruz. Geçen hafta, 70’i aşkın hocamız rektör atamasını düzenleyen kararnamenin iptali için Danıştay’da dava açtı. Liyakati gözardı ederek, siyasi motivasyonlarla ve anayasal ilkelere aykırı bir şekilde gerçekleştirilen bu atamanın iptalini talep etmeye devam edeceğiz.

Her hafta yinelediğimiz çağrılarımıza rağmen, hem kampüslerimizin çevresindeki yoğun polis ablukası hem de kampüs içinde öğrencilerin ve hocaların demokratik haklarını hiçe sayan uygulamalar artarak devam ediyor:

1)  Bu hafta da yine, öğrencilerimizin haklı taleplerinin dile getirilmesi engellenmeye çalışıldı, aileleri üst düzey bürokratlar tarafından aranarak baskı altına alınmak istendi. Kampüs içinde demokratik, barışçıl protesto haklarını kullanan öğrencilerin özel güvenlik görevlileri ve sivil polisler tarafından fotoğraf ve videoları çekilerek kişisel verileri hukuka aykırı bir şekilde ele geçirildi. Öğrenciler fiziksel ve psikolojik taciz ve tehditlerle karşı karşıya kaldı. Rektörlük binasının kapısına, YÖK Disiplin Yönetmeliğine ait maddelerin yer aldığı bir yazı asılarak, öğrencilere gözdağı verildi. Açıkça görülüyor ki Anayasa ile güvence altına alınmış düşünceyi açıklama ve yayma hakkını kullanan öğrenciler değil, onları bu haklarından tehdit yoluyla alıkoymaya çalışanlar suç işlemektedir. Öğrencilerimizin maruz kaldığı bu sistematik şiddeti kabul etmiyor, sıkıyönetim zamanlarını çağrıştıran bu baskıcı ve hukuksuz uygulamalara son verilmesini talep ediyoruz. Öğrencilerimiz ve ailelerinin yanındayız.

2)  Seçilmişlerin hiçe sayıldığı, atanmışların tüm demokratik ilkeler göz ardı edilerek yetkilerle donatıldığı bir dönemden geçiyoruz. Üniversitemizde irademizi yok sayan, gerçekleri sürekli saptıran bir yönetim ile karşı karşıyayız. 

Atanmış rektörün, seçimle belirlediğimiz Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne 1 Mart Pazartesi günü vekaleten rektör yardımcısı Profesör Naci İnci’yi atadığını öğrendik.  Aynı gün rektörlükten “Bilgilendirme” adı altında, üniversitemizde adeta olağanüstü hâl ilan eden bir mesaj aldık. Üniversite yönetimiyle ilgili tüm seçimleri askıya aldığını ilan eden bu mesaj, tehditkâr içeriği ve ithamkâr üslubu ile bir muhtıra niteliğindedir. Bu metinde, resmî olarak görevlendirilmiş Sosyal Bilimler Enstitüsü Seçim Komisyonunca 9 Şubat tarihinde kapalı oy yöntemiyle yapılmış seçimin tanınmadığı ilan edilmiştir. Metinde iddia edildiği gibi seçmenlere baskı yapıldığının ve sonuçların üniversite yönetimine sadece şifahen bildirildiğinin gerçekle hiçbir ilişkisi yoktur. Seçim sürecine ve oylama sonucuna dair ıslak imzalı yazı, rektörlük makamına iletilmek üzere Yazı İşleri Müdürlüğüne teslim edilmiş; yazının taranmış bir kopyası Genel Sekreter Vekili’ne e-posta yoluyla ulaştırılmıştır.

Bu mesnetsiz iddialarla söz konusu seçimin tanınmamasının amacı, atanmış rektörün Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne ve dolayısıyla Senatoya kendi güdümünde hareket edecek birini atamasına zemin hazırlamaktır. Bu çerçevede Profesör Naci İnci hem akademik işlerden sorumlu rektör yardımcısı, hem öğrenci işlerinden sorumlu rektör yardımcısı, hem de bir fizikçi olmasına rağmen Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü olmuştur. 

'KABUL ETMİYORUZ, VAZGEÇMİYORUZ'

Bu otoriter, tekleştirici ve merkeziyetçi uygulamalar üniversitemizin çoğulcu ve katılımcı yönetim modelini yok etmeyi amaçlamaktadır. 

Rektör ataması ile başlayan ve zararları artarak devam eden müdahale ve baskılara boyun eğmeyeceğiz. Atanmış Rektör Melih Bulu, Rektör Yardımcıları Gürkan Kumbaroğlu, Naci İnci ve atanmış Hukuk Fakültesi Dekanı Selami Kuran’ın istifasını bir kez daha talep ediyoruz. 

Tutuklu ve ev hapsinde bulunan öğrencilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz."

 Kabul etmiyoruz! Vazgeçmiyoruz!" (HABER MERKEZİ)