'Bu Uyar Madencilik'in arkasında kim var kardeşim?'

Ankara'ya yürüyen madenciler gözaltına alındığı esnada “Bir tane kıçı kırık patrondan hesap sormayı beceremeyen devlet gücünü bizde sınayacak. Öyle mi alay komutanı? Şimdi bize güç göstereceksiniz ha! Ve biz de bundan korkacağız. Vallahi de billahi de korkmuyoruz sizden...” sözleriyle gündeme oturan Bağımsız Maden İş Sendikası Yöneticisi Kamil Kartal, madencilerin sorunlarının çözümünün bazı soruların cevabında olduğunu belirterek, "Bu Uyar Madencilik'in arkasında kim var kardeşim?" diye sordu.

Google Haberlere Abone ol

Cihan Başakçıoğlu

İZMİR - Soma'da maden işçilerinin tazminatlarının ödenmesi ve hakları için başlattıkları Ankara yürüyüşü sürüyor. Son olarak Salihli'ye gelen ve Ankara yolu üzerinde çadır kurarak direnişlerini sürdüren madenciler burada 17 Ekim günü jandarma ve polis tarafından gözaltına alındı. Madenciler emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakılırken, gözaltı esnasında Bağımsız Maden İşçileri Sendikası yöneticisi Kamil Kartal'ın yaptığı konuşma sosyal medyada gündem oldu.

‘BİR TANE KIÇI KIRIK PATRONDAN HESAP SORAMAYAN DEVLET...’

Kartal konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı:

"Sanki suçlu bizmişiz gibi, sanki hırsızlığı, arsızlığı, namussuzluğu biz yapmışız gibi hesabı bizden soruyorlar. Hesabı sorması gerekenlere gidip hesap sormayanlar bize hesap sormaya çalışıyorlar. Oysa bizim haklılığımızı herkes biliyor. Bir işverene, bir tek adama gücü yetmeyen devlet şimdi gücünü bizde sınıyor. Biz bir kere daha bağırıyoruz buradan. Yetkililere bir daha söylüyoruz. Devletin gücünü bizde sınamayın. Yerin yedi kat altında alın teriyle yaşamını devam ettirmek durumunda kalıp kör edilenlerden, sakat bırakılanlardan ciğerleri çürütülenlerden hesap sormasın devlet. Bunları yapanlardan hesap sorsun gücü yetiyorsa… Bir tane kıçı kırık patrondan hesap sormayı beceremeyen devlet gücünü bizde sınayacak. Öyle mi? Öyle mi alay komutanı? Şimdi bize güç göstereceksiniz ha! Ve biz de bundan korkacağız. Vallahi de billahi de korkmuyoruz sizden...”

Peki, bu sözleri ile ülke gündeminde yer edinen Kamil Kartal kimdi?

‘17 YAŞINDA SENDİKAL MÜCADELE İLE TANIŞTI’

Şu an 65 yaşında olan ve ömrünün büyük kısmını sendikal mücadele ve hak mücadeleleri içerisinde geçiren Kartal, 1974 yılında henüz 17 yaşında Ümraniye'de bir metal fabrikasında 17 yaşında işçi olarak çalışmaya başladı. İlk defa burada sendikal mücadele ile tanışan Kartal, DİSK'e bağlı Maden İş Sendikası'na üye olarak işyeri temsilcisi seçildi. 1977 yılının Kasım ayında zorunlu askerliğini tamamlayan Kartal, 22 Aralık 1977 günü ise İETT'de çalışmaya başlarken, 12 Eylül 1980 askeri darbesine kadar işyeri temsilciliğinden sendika yöneticiliğine birçok alanda görev aldı. 12 Eylül askeri darbesinin ardından birçok sendika ve sivil toplum örgütü kapatılırken, Kartal'ın hakkında da yakalama kararı çıkarıldı ve uzun süre kaçak durumda kaldı. Daha sonra yakalanan Kartal, İETT davasından İstanbul Devrimci Yol davasına kadar birçok davada yargılandı. 80 günü bulan uzun süreli gözaltı süreçleri yaşayan Kartal, İstanbul Emniyet Müdürlüğü 1'inci Şube’de günlerce sorgulandı.



‘MADENCİLİKLE İLK TANIŞMA: ZONGULDAK’

Bağımsız sendikalaşma sürecinin yaşandığı 1983 yılında ise Kartal, çeşitli iş kollarında bağımsız sendikaların kurulması ve örgütlenmesi çalışmalarında yer aldı. İETT bünyesinde çalışması nedeniyle Genel İş Sendikası'na bağlı olarak çalışan Kartal, İETT'nin enerji kolunun Türkiye Elektrik Kurumu'na devredilmesi ile birlikte Enerji iş kolunda sendikal mücadele yürütmeye başladı. 1989 yılında TES İş Sendikası İstanbul 1 Nolu Şube Başkanlığı'na seçilen Kartal, 1992 yılında DİSK'in yeniden açılması ile birlikte tüm yönetim-denetim disiplin kurulları ile birlikte Türk İş'ten istifa ederek yeniden DİSK içerisinde örgütlenme çalışmalarında yer aldı. 1992 Aralık ayında Zonguldak'a giderek Yeraltı Maden İş Sendikası’nın örgütlenme görevini üstlenen Kartal, madenlerle de burada tanıştı.

‘SOMA FACİASI'NDAN BERİ MADENCİLERLE BİRLİKTE MÜCADELEDE..’

Zonguldak'ta bir maden ocağında ocak elektrikçisi olarak çalışmaya başlayan Kartal, kısa süre sonra Yeraltı Maden İş Sendikası'nın Örgütlenme Daire Başkanı oldu. 6 yıl Zonguldak'ta örgütlenme çalışmaları yürüten Kartal, öte yandan 1991 yılında gerçekleşen Zonguldak Büyük Madenci Yürüyüşü'ne de aktif olarak katıldı. Bireysel emeklilik sürecinin gündeme gelmesiyle birlikte maden ocaklarının özelleştirilmesi nedeniyle birçok madencinin bir gecede emekli edildiği süreçte sendikal örgütlenmenin sıkıntıya düşmesi dolayısıyla 1999 yılında yeniden İstanbul'a döndü. Kartal, burada bir süre hayatını taksicilik yaparak idame ettirdi. Yine DİSK'in yürüttüğü faaliyetlere Eğitim Uzmanı olarak destek veren Kartal, Cumhuriyet gazetesi matbaasında da çalıştı. Bir dönem Basın İş Sendikası'nın genel başkanlığını yapan Kartal, 2000 yılından itibaren ise Devrimci Sağlık iş Sendikası'nın örgütlenme sürecinde yer aldı.

2010 yılında ise kuruluşunda da yer aldığı Enerji Sen'in Genel Başkanlığı’na seçildi. 2013 yılında genel başkanlığı bırakan Kartal, maden iş kolunda bağımsız bir sendika kurma çalışmaları yürüttüğü esnada ise 13 Mayıs 2014 yılında gerçekleşen ve 301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma maden faciası ile karşılaştı.

Olayın yaşandığı gece Ahmet Şık, Çetin Uygur ve Özgür Karaduman ile birlikte Soma'ya gelen Kartal, o gün bugündür Soma'da madencilerin sendikalaşma ve örgütlenme çalışmalarında yer alıyor. Son olarak Bağımsız Maden İşçileri Sendikası'nın kuruluşunda yer alan ve örgütlenme uzmanı olarak görev alan Kartal, Uyar Madencilik'ten haklarını alamayan işçilerin örgütlediği Ankara yürüyüşünde yer alıyor.

'UYAR MADENCİLİK'İN ARKASINDA KİM VAR?'

Madencilerin Ankara yürüyüşü ile ilgili konuştuğumuz Kartal, devlete bazı sorular yönelterek, sorunun çözümünün aslında bu soruların cevabında olduğunu söyledi. Madencilerin mücadelelerine destek olmaya çağıran Kartal, "Bu Uyar Madencilik'in arkasında kim var kardeşim? Sen 3100 işçinin sorununu çözüyorsan bir torba yasayla, bu torba yasaya Uyar Madencilik'i niye koymuyorsun. Çünkü sorununu çözdüğün işyerlerinin toplamıyla aynı statüde Uyar Madencilik. Bu da rödavanslı bir işyeri. Neden burayı dahil etmiyorsun? 700-800 civarında işçinin kanını emen bütün haklarını gasp eden bir şirkete devlet olarak neden hesap soramıyorsun? Bu şirketin ilişkilerinin arkasında kim var? Bu sorunun cevabını bulabilirsek, bu sorun kafadan çözülecek demektir. Madenciler kendi imkan ve olanaklarıyla, hiçbir geliri olmayan Bağımsız Maden İş Sendikası'nın tamamı gönüllü yönetici ve çalışanları ile beraber bu mücadeleyi yürütmeye çalışıyor. Kamuoyundan bu bağlamda destek istiyoruz" dedi.