Buldan: Operasyonun savcısı Erdoğan ve damat

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Kobanê soruşturması” kapsamında siyasi komplo hazırlandığını söyledi. Buldan, “Bu operasyon dosyası bizzat Saray’da hazırlanmıştır ve bu dosyanın savcısı da Erdoğan ve damat savcıdır” dedi.

Pervin Buldan, HDP Meclis Grubu toplantısında konuştu. Fotoğraf: MA
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partilerine dönük 'Kobanê soruşturması'nın savcısının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve damadı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak olduğunu söyledi.

'DİRENMENİN ADI HDP'DİR'

HDP'nin Meclis grubu toplantısında konuşan Buldan, partilerine yönelik destek ve dayanışmanın arttığını vurguladı. Buldan, “İşte bu dayanışmayla hep birlikte başarıya yürüyeceğiz. HDP tarihsel, toplumsal geçmişi olan güçlü bir mücadele geleneğidir. Bu gelenek tarih boyunca kendini var etti, bundan sonra da sürdürmeye devam edecektir. Bunun altını önemle çizmek istiyorum; tek bir HDP’li de kalsak da mazlum halkların sesine ses, nefesine nefes olmaya devam edeceğiz. Çünkü HDP sadece siyasi bir hareket değildir. Eşitlik ve özgürlük fikriyatının filizlendiği bir yaşam biçimidir. Yaşamanın bir diğer adı direnmekse, direnmenin adı da HDP’dir" diye konuştu.

'YALAN BUNLARIN DİĞER ADI OLMUŞ'

Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: “AKP-MHP komplo ortaklığının talimatıyla 25 Eylül sabahı partimize yönelik siyasi bir komplo operasyonu düzenlediler. 17 arkadaşımızı, yargı komplosuyla tutukladılar. Gerekçe 6 yıl önceki Kobanê’yle dayanışmak için yapılan IŞİD protestoları. Güya HDP ayaklanmayı başlatmış ve bunun üzerinden tam 6 yıl geçmiş ve 6 yıl düşünmüşler, taşınmışlar bu yalanı uydurmaya karar vermişler. Biz şu an tam bir yalan rüzgarı ile karşı karşıyayız. Nazi Propaganda Bakanı’nın Büyük Yalan Teorisi vardır. Buna göre, ‘Bir yalanı bin kez söylerseniz, yalan yalan olmaktan çıkar, gerçeğin ta kendisi olur.’ Şimdi belli ki bu sözleri kendisine rehber edinmiş bir iktidarla karşı karşıya olduğumuzu özellikle ifade etmek isterim. Yalan, bunların diğer adı olmuş.” 

'İÇİŞLERİ BAKANI CANLI TANIĞI'

"HDP, olayları başlatan değil, tam tersine son bulması için çaba sarf eden bir noktada durmuştur. O dönem ve ondan sonrasında. Heyetimiz özellikle olaylar sırasında 48 saat boyunca İçişleri Bakanlığındaydı. Dönemin Başbakanı, İçişleri Bakanı, Kamu Güvenliği Müsteşarı bunun canlı tanıklarıdır. Olayların durdurulmasından sonra hükümet temsilcileri tarafından bizzat partimize teşekkür edilmiştir. Dönemin İçişleri Bakanı, olayların durması için müzakere yürüten HDP heyetine  ‘Güvenlik güçleri içinde kontrol edilemeyen güçler var’ demiştir. Kendileri de olup bitenlerin işte bu kadar farkındaydılar. Dayanışma amaçlı demokratik protestoların seyrini değiştirip katliama dönüştüren bizzat devlet içi güçlerdir. Ama bilerek üzerini kapattıklarını biliyoruz ve buna tanıklık ediyoruz. Yaşanan ölümleri HDP’nin üstüne yıkmaya çalışmaları siyasi komplodan başka bir şey değil.

'ÇÖZÜM SÜRECİNİ BİTİRME PLANI'

İnsanları öldüren kamu görevlileri ve yönlendirdikleri ırkçı gruplarla ilgili tek bir soruşturma dahi yürütülmemiştir şimdiye kadar. Şimdi 6 yıl aradan sonra kamuoyunun aklıyla dalga geçercesine olayları, yaşanan ölümleri HDP’nin üstüne yıkmaya çalışmaları siyasi komplodan başka bir şey değildir. Kendi suçlarını örtbas etmenin, kapatmanın telaşı içerisindeler. Bu, bunun çok açık bir göstergesidir. Kobanê’yi çözüm sürecini bitirmenin zemini olarak planladık ve kullandık diyemiyorlar işte ancak bu şekilde örtbas etmeye çalışıyorlar. Diyemedikleri bir başka şey de, bu operasyonun, aynı zamanda IŞİD’in Kobanê’yi düşürememesinin yıllardır sürdürülen intikamı olmasıdır. Bu konuda bir söz mü vermişlerdi; şimdi onun gereğini mi yerine getiriyorlar bunu gerçekten merak ediyoruz. 

'ONLAR YARGI DEĞİL SİZİN OPERASYON GÜÇLERİNİZ'

Şiddet çağrısı aranacaksa eğer HDP’nin insani dayanışmasında değil, güvenlik güçlerinin Varto provokasyonunda ve ‘Kobanê düştü düşecek’ sözünde aranmalıdır. Çok açık söylüyorum; onlarca insanın ölümünden AKP iktidarı ve devlet içinde birlikte hareket ettiği paramiliter güçler sorumludur.  Bu operasyon dosyası bizzat Saray’da hazırlanmıştır ve bu dosyanın savcısı da Erdoğan ve damat savcıdır. Erdoğan, ‘Yargımız Kobanê eylemlerinin hesabını soruyor’ diyor. Ortada bir yargı yok ki. Hangi yargıdan söz ediyorsunuz? Ortağınızın serbest bırakın dediğini serbest bırakan, sizin tutukla dediğinizi tutuklayanlara mı yargı diyorsunuz. Sayın Erdoğan buradan gerçekten size sormak istiyoruz. Onlar yargı değil, sizin operasyon güçlerinizdir. Gerçek yargı hukuka, adalete ve hakikate bağlı olur; Saray’lara, iktidarlara bağlı olmaz.

'ÖNCE HIRSIZLIK YAPIP ARKASINDAN NAZA KILIYORLAR' 

Kobanê'yi bahane ederek Kars Belediye’mizi gasp ettiler. Bunlar aynı zamanda hırsızdır, engerek, çiyandır. Gaspçı kayyum bir de koruma ordusuyla gasp ettikleri belediyenin önünde fetih namazı kıldı. Önce hırsızlık yapıyorlar, sonra arkasından namaz kılıyorlar. Yazıklar olsun, o belediye size haram olsun. Gasplarınızı, haksızlıklarınızı, işlediğiniz günahlarınızı namazla kapatamazsınız.

Bunlar Kars’ı niye hedef aldılar biliyor musunuz? Çünkü Kars; Türk, Kürt, Terekeme, Laz, Azeri, Malakan gibi pek çok halkın birlikte barış içerisinde yaşadığı bir kenttir. Partimiz ve belediye eş başkanlarımız bu barışın bizzat teminatıydı. Ayhan Bilgen ve Şevin Alaca, diğer belediye eş başkanlarımız gibi Kars’taki hırsızlık ve yolsuzluk düzenini bitirdiler. Bunların hortumunu kestiler. Kars’taki kurulan karanlık düzeni bitirdi, şeffaf halkçı sistemi kurdular. Toplumcu belediyecilik anlayışı ile belediyeyi Kars halkının hizmetine soktular. İşte tüm bunların intikamını almak için Ayhan Bilgen’i haksız ve hukuksuz bir şekilde tutukladılar. (MA)