Büyük Çerkes Sürgünü 158. yılında anıldı: 21 Mayıslar devam ediyor
Kafkas Dernekleri Federasyonu'nun (KAFFED) çağrısıyla Yenikapı'da bir araya gelen Çerkesler, soykırımın 158. yılını andı. Çerkesler, 158 yıl geçse de sürgün ve soykırımın devam ettiğini vurguladı.
DUVAR - 21 Mayıs 1864 Büyük Çerkez Sürgünü ve Soykırım'ın 158. yılında Çerkesler Yenikapı'da düzenlenen mitingde bir araya geldi.
Alana girişler 15.00 itibarıyla başladı. Miting alanında sahne önüne soykırım ve sürgünde katledilenlerin anısına mezar taşları konuldu. Eylemde "Bunun adı soykırım", "Unutma, unutturma", "Bunun adı soykırım", "İntikam değil adalet istiyoruz", "Rusya geri döneceğiz" dövizleri taşındı.
Kafkas Dernekleri Federasyonu'nun (KAFFED) çağrısıyla bir araya gelen yüzlerce kişi, Rusya’nın Çerkes Soykırımı ve Sürgünü'nü tanıması, mağdurlara mülkiyet, tazminat, anavatana dönüş hakkı vermesi taleplerini dile getirdi. Ayrıca, Çerkes dili ve kimliğine yönelik tehditlerin ortadan kaldırılması talebi de vurgulandı.
Türkiye'de 4 ila 7 milyon arasında Çerkesin yaşadığı tahmin ediliyor. Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana asimilasyona maruz kalan Çerkesler, Çerkes Soykırımı ve Sürgünü'nün tanınmasını, hak ve özgürlük temelli yeni bir Anayasa, anadil, kimlik ve kültürel hakların kurumsal ve yasal güvence altına alınmasını, Çerkesce TV ve radyo yayınları yapılmasını, Çerkes kültürüne yönelik çalışan sivil toplum kuruluşların desteklenmesini istiyor.
Mitingde bir konuşma yapan Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) Başkanı Prof. Dr. Ümit Dinçer, Çerkeslerin Çarlık Rusya ve onun bugünkü temsilcisi Rusya Federasyonu başta olmak üzere emperyalist devletlerin yaktığı ateşin içine düştüğünü söyledi. Sahneye geleneksel Çerkes kıyafetleri içinde çıkan Prof. Dr. Dinçer, sürgün ve soykırıma giden süreci anlattı. "Çerkesya'nın yerli haklarından arındırılması politikası sonucu Çerkeslerin çok büyük bir kısmı, 1864'te çok kısa bir süre içerisinde korkunç koşullarda anayurtlarından sürgün edildiler. Bugünün şartlarında bugünün imkanlarında ve zenginliğinde Suriye savaşının dünyaya savurduğu insanlar nedeniyle insan vicdanını yaralayan olayları bir düşünün. Bir de 158 yılın imkansızlığında, yoksulluğunda Anadolu'ya, Trakya'ya, Balkanlar'a savrulan insanların neler yaşamış olabileceğini gözünüzün önüne getirin. Bu durumu tahayyül edip dehşete kapılmayacak bir insan düşünülemez" dedi. Yaşadıkları şeyin adının "sürgün ve soykırım" olduğunu ifade eden Dinçer, "Hem de en acı ve en vahşi sürgündür, bizim yaşadığımız soykırımdır" diye konuştu.
Mitingde sahne alan Kardeş Türküler, Çerkes Soykırımı'nı anlatan "Kayseri Ğoğum" şarkısını söyledi. Miting, müzik dinletisi ve sinevizyon gösterisi ile son buldu.
'BU, SOYKIRIMIN TARİHİDİR'
KAFFED tarafından yapılan çağrıda sürgün ve soykırımın başladığı 21 Mayıs 1864 tarihi şöyle anlatılmıştı: "101 yıl süren Kafkas-Rus savaşlarının bittiğinin ilan edildiği ve günümüz Soçi sınırları içerisinde kalan Kbaada vadisinde son savaşın yapıldığı tarihtir. Çerkesler ve tüm Kuzey Kafkasya halklarının kolektif hafızalarında bu tarihin rolü ise 101 yıl süren savaşların bitmesini belirten basit bir kronolojik bilgiden ibaret değildir. 21 Mayıs’la sembolleşen tarih, bir halkın tarih sahnesinden silinmek istenilmesinin sembolü olan, soykırımın tarihidir. Bu sürgün ve soykırım sırasında yapılan katliamlarda ve salgın hastalıklar neticesinde en az 625 bin insanın hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Elimizde net rakamlar olmamakla beraber 1-1,5 milyon kadarı Osmanlı İmparatorluğu'na sürgün edilmiş olup bugün dünyanın farklı coğrafyalarında farklı ülkelerinde varlıklarını sürdürmeye çalışmaktadırlar."
Çerkes Sürgünü ve Soykırımı'nın Birleşmiş Milletlerin 1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ndeki tüm unsurları taşıdığını söyleyen Dinçer, soykırımın tüm dünyada tanınmasını gerektiğini dile getirdi. Üzerinden 158 yıl geçtiğini ama sürgün ve soykırım bitmediğini vurguladı.