Calaveraları tanıyalım
Sanat hâkim sınıfların yaratmak istediği politik ortamla mücadele etmek zorunda mı? Diktatörlük koşullarıyla kavga etmiş Meksikalı sanatçı José Guadalupe Posada bunu bir soruyla karşılıyor: Peki etmemeli mi? Sanat, onun önünü kesen, tutsak eden politik kültürle mücadele etmek bir yana öncü olmazsa; kendisine nasıl “özgürüm” diyebilir?
Çürüyüp dökülmüş, vıcık vıcık kurtlanmış olan ne varsa; ama ne varsa ölümcül iğrentiyi çağrıştıran cıvık akıntılı, yapışkan; bunun Meksika’daki adı: Başkan Calavera’dır.
***
Ahşap oyma baskı ustası, illüstratör ve karikatürist José Guadalupe Posada (1852-1913), sanatıyla Meksika egemenlerini eleştirirken böyle diyor...
***
İğrenç...
Böyle bir yaratığın, sokağımızda, caddemizde, evimizin kapısında dolaştığını düşünün.
Düşünün dur durak bilmeden ürediğini.
***
Posada, Meksika tarihinin bir devrine sanatı ve zekasıyla çomak soktu. Bu dediğimi belki onun kafa tuttuğu politik liderleri gözden geçirdiğimizde daha iyi anlayabiliriz.
Örneğin Victoriano Huerta ve ortağı General Felix Diaz...
***
Bu liderlerin zalimlik şubesinin pek çok özelliği var ama iki belirleyicisi şunlardır: ilki; kalitesiz muhaliflerini kenarda tutmak, kaliteli muhaliflerini hapsetmek veya öldürmektir.
İkincisi; tarihin yakın zamanlarına kadar okuma-yazma oranı en kıt ülkelerden biri olan Meksika halklarını daha da cahil bırakmak için tedbirler almak...
***
Posada, aklıyla, erdemleri ve cesaretiyle sanatını birleştirip bunlara kafa tuttu. Okuma-yazması kıt o halklara, politik bakımdan neyle karşı karşıya olduklarını anlatabilmenin yollarını aradı. Politik eleştiri alanında öylesine çarpıcı işler yaptı ki, ünü kısa zamanda bütün dünyaya yayıldı.
***
Posada Meksika’da sadece kendi zamanının egemen sınıf kültürüyle alay ve kavga etmedi. Ötesi var:
Doğru ve sonuç alıcı politik bir mücadele hattı kurulmazsa, bu rezilliğin kalıcılaşacağına, kemirgenliğinin halkları helak edebileceğine dikkat çekmeye çalıştı.
***
"La Calavera Catrina / Mükemmel Züppe Kafatası" serisi sanatçının, üzerinde en çok konuşulan işleridir.
Örneğin, Huerta için yaptığı seride sanatıyla şöyle diyor:
***
İğrenç...
Çarşıda, pazarda, çay içtiğimiz kahvede, yemek yediğimiz sofrada, sinemada, tiyatroda, gülüşümüzün ve kıpırdanışınızın içinde.
***
Sarkıntılık ediyor. Bindiği aracı yayaların üstüne sürüyor. Gülmüyor. Yılışıyor. Salyaları akarak sesleniyor. Mesirelerde, parklarda, tatil beldelerinde, gazete sayfalarında, ekranlarda, radyolarda, yatak odalarımızda dolanıyor.
***
Uykularımızda, rüyalarımızda bizi gözlüyor... El sallıyor, toka etmek için uzanıyor. O kıpırdadıkça yüzümüze bir şeyler sıçrıyor, akıyor; rengi bilinmez, kokusu ağır.
***
İğrenç...
Bebelerin beşiğinin etrafında dolanıyor. Sinsi. Her nefeste gerdanı katlanıyor; oradan da bir şeyler akıyor...
***
Diyor ki Posada: Meksika’da tastamam bu oluyor.
***
Posada’nın bize gösterdiği “Calavera Huertista” ilginç biri. Öyle ki Roma imparatorları halt etmiş...
1913'te, general Felix Diaz'la işbirliği yaparak, Francisco I. Madero'yu devirdikten sonra, Madero’yu cezaevinde öldüren, dönemin başbakanıdır.
Madero, Meksika’nın demokratikleşmesini isteyen ve sosyal demokrasiyi savunan çok önemli bir liderdir.
***
Sahici bütün muhaliflerini öldürtmek ya da hapsetmekle ünlü Huerta kötülükte dur durak bilmez...
***
“Calavera Huertista.” eğitimin ve bilimsel etkinliklerin düşmanıdır.
Eğitimden gıcık kaptığını söylemez elbet, ancak her fırsatta üniversitelere saldırır, bazen tek tek, bazen toptan kapatır.
“Kitap silahtan tehlikelidir” derken bir kitaptan meal açar...
Silahlı çeteleri överken bilimi, kitabı kötüler.
***
Aile kökü Kızılderili Aztek kabilesinden gelen Posada, Huerta yönetiminin baskısını ve bilinç katliamını birçok bakımdan resmetti. Bütün yönetimi, içine çürümüşlük dolmuş, pislikten oluşmuş; hayatı iskeletlere ve kuru kafalara dönüştürmüş bir yaratıklar sülalesi olarak değişik pozisyonlarda işledi.
***
Posada’nın çizgi ve resim sanatı, faşist diktatörlüğe öylesine gerçekçi ve incelikle saldırıyordu ki, halk bu grafik ve desenleri, büyük bir içtenlikle benimsiyor, her türlü eyleminde kullanıyordu.
Sokaklarda, direniş alanlarında, tramvaylarda bildiri olarak onun karikatürleri, desenleri dağıtılıyordu.
Yönetici sınıflar, halk muhalefetini görsel olarak besleyen bu değerlerin yaratıcılarına şiddetle saldırıyordu. Örneğin, Posada'nın dergisini basan matbaa, doğrudan doğruya Huerta'nın emriyle yakılıyordu.
***
Ne gam!
Duracak adam değildir Posada...
***
Sanatçının 15 bini bulan, kimi ahşap oyma, kimi metal levhalara asit yedirme tekniğiyle oluşan resim kalıpları, rölyefleri Meksika'da, halk düşmanı bir durumu, bir egemen sınıf baskısını ve saldırısını basit, ama o ölçüde de çarpıcı bir biçimde anlatmanın önemli örneklerini oluşturmaktadır.
***
Meksika Devlet Başkanı Huerta, içi çürümüş böceklerle, salyalı kurtlarla dolu bir biçimde, kurbanlarının kemiklerini tutan, örümceğe bile yabancı bir örümcek olarak çizilmiştir. Posada, burada örümcek formunu, karışık olmayan, dengeli ve sersemletici bir biçimde kullanmış ve Huerta'nın yırtıcı kafatasını odak haline getirmiştir.
Bu çalışma sokaklarda dağıtıldıkça Huerta ve ekipleri çıldırmıştır.
***
Posada diyor ki:
İğrenç...
Seçiyor, seçiliyor, nutuk söylüyor. Başkan oluyor, bakanlar kurulu oluşturuyor.
Sizi, evet sizi yurtiçinde ve dünya ölçeğinde temsil ettiğini söylüyor.
***
Kokuyor, bulaşıyor, iğrenç...
“Vatandaşlarım” diyor size. “Birlik ve beraberlik” diyor. Ağzından sarı, bulanık salyalar ve kirli beyaz irinler akıyor. “Yeni yılınızı” diyor, “bayramınızı,” “Falanca mübarek gününüzü kutlarım” diyor.
***
Posada sanatıyla diyor ki:
Bakalım etrafımıza, o muhterem parlamentomuza, mülki erkâna; görünenin kalıbına, cilasına, ruhuna bakalım.
Dikkat, diyelim kendimize, dikkat, her yerdeler.
Arınalım!
NOT: José Guadalupe Posada ve eserlerini ilk Evrensel Kültür dergisinde yazdım. Burada bir kısmını tekrar ettiğim yazı, Görünüş Ve Gerçek adlı kitabımda yer aldı.
Şimdi, ülke deprem gibi bir felaketin acılarını yaşarken Posada’yı yeniden gündeme neden getirdin, diye soranlar olacaktır.
“Sen anladın onu” diyoruz ya, öyle işte!