Can Atalay'dan 1000 gün mesajı: Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz

Gezi tutuklusu Can Atalay, cezaevindeki 1000. gününde açıklama yaptı: Demokrasi ve hukuktan yana mücadelemizi ısrarla sürdürecek, Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gezi Parkı Davası'nda 18 yıl hapse çarptırılan, TİP'ten Hatay milletvekili seçilmesine ve Anayasa Mahkemesi kararına rağmen cezaevinde tutulan Can Atalay, 1000 günü değerlendirdiği bir açıklama yaptı. 

1000 gün boyunca hiç yalnızlık duygusu yaşamadıklarını, dayanışmayı hep yanlarında hissettiklerini ifade eden Atalay "Özgür, demokratik bir ülke istiyoruz. Keyfiliğin değil hukukun, kuralların egemen olduğu, bütün yurttaşların kanun önünde eşit olduğu bir Türkiye istiyoruz" dedi. 

Can Atalay'ın Silivri (Marmara) Cezaevi'nden gönderdiği ve sosyal medya hesabından paylaşılan mesajının tam metni şöyle:  

BİZİM İÇERİDE, SİZİN DIŞARIDA DERDİMİZ AYNI: Hepinizi sevgiyle selamlıyorum. Tam 1000 gün oldu. Anayasal haklarımızı kullanarak demokratik itirazımızı zulümle ezmeye çalışanlara boyun eğmediğimiz için Silivri’deyiz, Bakırköy’deyiz. Ancak bu süre boyunca dayanışmanız hep yanı başımızdaydı. Bizlere güç verdiniz. Hiç yalnızlık duygusu yaşamadık çünkü bizlerin içeride, sizlerin dışarıda derdi, tasası aynı: Özgür, demokratik bir ülke istiyoruz. Keyfiliğin değil hukukun, kuralların egemen olduğu, bütün yurttaşların kanun önünde eşit olduğu bir Türkiye istiyoruz. Üzgünüz, ancak 1000 gündür içeride olduğumuz için değil; adalet ve hukuktan günbegün uzaklaşan memleketimiz için, demokrasi adına kaybettiğimiz değerler için üzgünüz. Ülkemizde bugün bir ikili hukuk ve ikili işleyiş egemen durumda. İktidara sımsıkı yapışmış bir çevre, kendi devamı uğruna ayağına dolanan her yurttaşı, her kurumu tasfiye etmek için, başta adalet olmak üzere, tüm kurumları bir sopa olarak kullanıyor. 

İKTİDARA YAPIŞMANIN SONUÇLARI: Bu 1000 günde neler oldu, bir bakalım: Gezi Mahkumiyetlerine duyulan tepkinin de etkisiyle yaklaşık 80 bin oyla Hatay’dan milletvekili seçildim. Anayasaya ve ilgili yasalara göre yapılması gereken çok netti. Ancak ikili hukuk hemen devreye girdi. Yasalar ve Anayasa çiğnendi. Görülmemiş biçimde Anayasa Mahkemesi üyeleri için suç duyuruları yapıldı. Meclis, yasadışılığa boyun eğerek saygınlığını tartışmalı hale getirdi. Meclis’in merdivenleri kana bulandı. Son olarak, bizleri mahkum ettirme inadıyla beraat ettiğimiz davanın Yargıtay’ca bozma gerekçesi olan 'eylemi bulacağınız yer' olarak gösterilen Çarşı Davası beraatle sonuçlandı. Böylece Geziciler üçüncü kez beraat etmiş oldu. Ancak bu beraatler, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce ard arda verilen hak ihlali kararlarının sonuç vermediği bir durumdayız. Çünkü bizlerin 1000 gündür yaşadıkları, kayyumlarla yaşananlar, algı yaratmak için yürütülen operasyonlar, medya üzerindeki baskılar. Bunların hepsi iktidara yapışma durumunun sonuçlarıdır.

MÜCADELEMİZİ ISRARLA SÜRDÜRECEĞİZ: Sevgili arkadaşlar, her hal ve şartta muhatabı olduğumuz zulmün karşısında karamsarlığa teslim olmuyoruz. Umudumuzu asla kaybetmiyoruz. Hiç birimiz! Demokrasi ve hukuktan yana mücadelemizi ısrarla sürdürecek, adaleti, kardeşliği, vicdanı, özgürlüğü ve elbette Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz. Bu kilidi sizlerin bugün, bu buluşmalarda ve alanlarda yan yana duruşunuz çözecek. Çözüm için, siyaseten teferruata takılmadan, ana sorunumuzun bugün yaşadığımız ikili hukuku ve ikili işleyişi aşmak olduğunu bilerek, kararlılıkla yan yana duruşumuzu güçlendirmeliyiz. Baskı karşısında enseyi karartmayacağız. Birlikte mücadele edecek, birlikte kazanacağız. Hukuka, özgürlüğe gönül vermiş, bu yolda yürüyen tüm yurttaşlarımızı sevgiyle kucaklıyorum. 

 

 

(HABER MERKEZİ)