Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşelidir
Uçtan uca şifreli mesajlara iyi niyetle de olsa bir denetim getirilmesi fikri, zaman içinde hükümetlerin baskısıyla gözetim toplumuna giden yolu genişletebilir.
Apple, geçtiğimiz hafta çocukların cinsel istismarını önlemek amacıyla bir dizi yeni önlem alacağını duyurdu. ABD’de başlaması planlanan bu önlemler üç parçadan oluşuyor.
Birincisi, Apple kullanıcıları, cihazlarındaki fotoğrafları iCloud’a yüklemek istediğinde görseller makine öğrenmesi yoluyla, çocuk istismarına yönelik veritabanındaki fotoğraflarla karşılaştırılacak. Eşleştirme sonucu Apple, kullanıcının hesabını kapatabileceği gibi Ulusal Kayıp ve İstismara Uğramış Çocuklar Merkezi’ne (NCMEC) bu konuyla ilgili bir rapor gönderecek.
İkincisi, Apple kullanıcıları iMessage üzerinden görsel göndermeye veya almaya çalıştığında bu görseller yine aynı veritabanıyla karşılaştırılacak ve algoritma bir eşleşme algılarsa görselin gönderilmesi veya alınmasında uyarı verecek. 12 yaşından küçük çocukların cihazları için planlanan bu adımda gönderilmek veya alınmak istenen görsellere dair ebeveynlere de opsiyonel olarak bilgilendirme gönderilebilecek.
Üçüncüsü, Apple kullanıcıları tarayıcı yoluyla çocuk istismarına yönelik bir arama yapmak istediğinde bunun zararlı olabileceği ve uygun olmadığı yönünde bir uyarıyla karşılaşacak.
Dünya nüfusunun tamamına ‘Çocukların cinsel istismarına karşı mısınız?’ diye sorabilsek sanıyorum ki büyük oranda evet cevabı alırız. Cevap yerinde ama bunun nasıl yapılabileceği, ne tür önlemler alınabileceği işin kritik noktası. Çocukları korumak adına nasıl çalıştığı tam olarak bilinmeyen bir algoritmaya mı güveneceğiz? Kâr amacı güden bir şirketin politikalarına mı güveneceğiz? Görsel denetleme uygulamasının sadece ve sadece bu kapsamla sınırlı kalacağına inanabilecek miyiz? Uçtan uca şifreli mesajlaşma uygulamasının herhangi bir şekilde bir denetime tabi tutulması, yani buna erişilmesinin yol açabileceği arka kapı güvenlik açıkları olmayacağına nasıl güveneceğiz?
Dijital piyasada tekelleşmiş, kullanıcılarına güven veren Apple benzeri şirketlerin iletişim mahremiyetini sağlayabilmiş olan uçtan uca şifreli mesajlaşma uygulamasına prensipte erişmesi bile ciddi bir sorun. FBI’ın talebiyle dahi Apple bir cihazı açmayan/kırmayan şirketin bu stratejisi ilkesel olarak mahremiyeti ve güvenliği tehdit eder. Zira Apple kullanıcıları çoğunlukla cihazların ve içindeki verilerin güvenliğini, kullanım kolaylığının önünde tutan ve birinci tercih sebebi olarak gören insanlardan oluşuyor.
Uçtan uca şifreli mesajlara iyi niyetle de olsa bir denetim getirilmesi fikri, bugün için ortak kötülüğü engellemek için kullanılacak olsa da zaman içinde hükümetlerin baskısıyla gözetim toplumuna giden yolu genişletebilir. Özellikle devletlerin kendi yurttaşlarıyla ilgili her tür veriye ulaşma iştahı ve ihtirası, şirketi bu konuda devletlerle masaya oturmak zorunda bırakabilir.
Büyük teknoloji şirketlerinin toplumsal fayda için atmak istediği bu tür adımlarda tam şeffaflıkla ilerlemedikleri sürece kimsenin için rahat etmeyecektir. Apple’ın uygulaması yeni sürüm işletim sisteminde yürürlüğe girdikten sonra bazı cevapları zaman içinde hep birlikte göreceğiz.