Çelik'ten Kılıçdaroğlu'na tepki: Cumhurbaşkanını suçlamak sapkınlık
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Garê operasyonuyla ilgili yaptığı açıklamaları "13 şehidin sorumlusu Erdoğan' dediği zaman doğrudan provokasyondur. Türkiye'de ana akım partilerin hiçbirinden böyle skandal bir cümle duyulmamıştır. Terör örgütüne söyleyeceğin lafı Türkiye Cumhuriyeti'nin Devlet Başkanı'na söyleyeceksin, böylesine bir sapma, böylesine bir sapkınlık içine gireceksin. Ondan sonra 'şehitlere sahip çıkıyorum' diyeceksin" sözleriyle eleştirdi.
DUVAR - AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında saat 17.00'de toplandı. MKYK toplantısı sürerken AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu.
Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:
KATLİAM SİYASETİ YAPIYORLAR: Son operasyonlarda şehit verdiğimiz kardeşlerimiz, bir kısmı uzun zamandır terör örgütü tarafından alıkonuyordu. Silahlı kuvvetlerimizin, emniyetimizin, jandarmamızın terör örgütüne verdiği güçlü cevaplar aynı güçlü şekilde verilmeye devam edecek. En üzücü tablo, bütün bu acılarımızı yaşarken maalesef birtakım kara propagandalara cevap vermek durumunda kalmamızdır. Karşımızda bir cinayet, katliam şebekesi var. Buna insanlık adına, haysiyet, namus, vicdan adına verilmesi gereken en hafif tepki lanetlemektir. Ama maalesef bu cinayet şebekesiyle aynı anlayış düzleminde yürüyen katliam siyaseti diyebileceğimiz bir siyaset anlayışı var. Bu anlayış demokrasi, çoğulculuk kavramları sıkça kullanıyor. Ama esasında hangi şey kendisinde yoksa kendisini en çok onunla ifade eden bir siyaseti sürdürüyor.
DİKKATLERİ BAŞKA NOKTAYA ÇEKMEYE ÇALIŞIYORLAR: Terör örgütüne ideolojik bir meşruiyet vermeye çalışanlar, cinayetleri ve katliamları uzun süredir meşrulaştırmaya çalışanlar terör örgütünü lanetlemek yerine dikkatleri başka noktalara çekmeye çalışıyorlar. Biz Batı'daki bu çifte standardı çok gördük. Türkiye'ye DEAŞ saldırısı olduğunda Avrupa'nın önemli binalarına Türk bayrağı yansıtılırdı. Ama PKK saldırdığında dayanışma içerisinde olunduğunu görmedik. Bu PKK terörünü estetize etme gibisinden bir yaklaşım var.
PKK BÖLGEDE HESABI OLANLARIN MAŞASIDIR: PKK bölgede hesabı olan herkesin istediği gibi kullanabileceği elverişli bir maşa. Emin olun Kürt çocukların geleceğini buraya bağlayanların gözünde PKK'nın yöneticilerinin hayatı bütün Kürt çocukların hayatından daha önemli. PKK onları emperyalizme lejyoner yapmış, onları ölüme sürmüş, bu katliam, cinayet siyaseti yapanların hiç umurunda değil.
BAŞTAN AŞAĞIYA YALAN: Bütün bunlar olurken terör örgütü çıkıyor "Bu katliamı biz yapmadık. Türk ordusu bombalamaya çalışırken bu katliam oldu" şeklinde baştan aşağı yalan, her zaman yaptığı şeyi yapıyor. TSK terörle mücadelede en deneyimli ordudur dünyada ve orada yapılan bu şehitlerimizin naaşları alındıktan sonra yapılan otopside de görüldüğü gibi bir bombalamayla vücut bütünlükleri dağılmış değil. Sıkılan kurşunlarla hayatlarını kaybetmişler. Meşru bir devletin meşru mekanizmaları içerisinde meşru süreçlerle konuşan kişilerin yapması gereken nedir? Terör örgütün lanetlemektir. Katliam siyaseti yapanların başka bir iradesi olmadığını biliyoruz. Kendileri de Meclis'te söylediler, "Örgüt karşısında zerre kadar irademiz yoktur" diye.
BÖYLE SKANDAL BİR CÜMLE DUYULMAMIŞTIR: Türkiye'de köklü bir parti olan, vatandaşlarımızın önemli bir kısmının teveccühünü kazanmış olan CHP adına konuşan genel başkan çıkıp da "13 şehidin sorumlusu Erdoğan" dediği zaman doğrudan provokasyondur. Türkiye'de ana akım partilerin hiçbirinden böyle skandal bir cümle duyulmamıştır. Bu tespit edilmesi, üzerinde düşünülmesi gereken, üzüntü verici, vahim ve trajik bir sapma. Ne CHP'ye gönül vermiş, destek veren vatandaşlarımız böyle bir şeyi arzular, ne de milletimizin tamamı arzular. Bir ülkenin terörle mücadelesini böylesine doğrudan hedef almak görülmemiş bir provokasyondur. Dünyada en ağır şekilde düşmanca Türkiye'ye saldıranlardan bile buna benzer cümleler duymadık biz. Cumhurbaşkanımız buna cevap verdiği zaman söylenen söz şu Kılıçdaroğlu tarafından, "Ben şehitlerin hakkını savunmaya devam edeceğim." PKK terör örgütüne söylenecek laf, Türkiye'nin devlet başkanına söylenirse bu, şehitlere sahip çıkmak olur mu? Şehitlerimizi öldüren bir yaklaşım söz konusu. Böylesine bir hassasiyetsizlik, özensizlik, sapma nasıl değerlendirilmelidir? Rakamlarla konuşmak doğru değil fakat dünyanın her tarafından rehinelerin kurtarılmasıyla ilgili operasyonların riski çok yüksektir.
TEK YUMRUK OLMALIYDIK: Pek çok metot denendikten sonra ortaya çıkan bu tablo karşısında bu kadar ağır bir üzüntü içerisindeyken tartışmamız gereken konu bu terör örgütünün bölgemizde yaratmaya çalıştığı derinliği yok etmek üzere bütün dünyaya tek bir yumruk gibi cevap vermek olmalıydı. Burada bütün dünyaya karşı kabine muhalefet partileri, tek bir yumruk olarak dünyaya nasıl bir mesaj veririz arayışı içerisinde olmalıydı. Ama bu artık siyasi kıblesini kaybetmiş, bütün siyasi değerlerden boşanmış bir tabloyu gözümüzün önüne getiriyor.
CUMHURBAŞKANI'NI SUÇLAMAK SAPKINLIK: Orada birtakım sorular soruyorlar, bu soruların hangisi mantıklı, hangisi mantıksızdır? Onlara cevap veririz. Bunlar, esnasında makul bir zeminde de çeşitli şekillerde yüce Meclis'te tartışıldı ama en tepeye '13 şehidin sorumlusu Erdoğan'dır' diyerek Türkiye Cumhurbaşkanı'nı suçlayacaksın. Terör örgütüne söyleyeceğin lafı Türkiye Cumhuriyeti'nin Devlet Başkanı'na söyleyeceksin, böylesine bir sapma, böylesine bir sapkınlık içine gireceksin. Ondan sonra 'şehitlere sahip çıkıyorum' diyeceksin. Bu utanç vericidir, doğrusunu söylemek gerekirse devlet ve siyaset hayatımızda görülmüş en büyük skandallardan bir tanesidir."
En tepeye "13 şehidin sorumlusu Erdoğan'dır" diyerek Türkiye Cumhurbaşkanı'nı suçlayacaksın, böylesine bir sapkınlık içerisine gireceksin, sonra da 'Şehitlere sahip çıkıyorum' diyeceksin. Bu utanç vericidir, devlet ve millet hayatımızda gördüğümüz en büyük skandallardan birisidir. Keşke daha akıllıca, muhalefet edeceği yerler düşmanlık edebileceği yeri ayırt edebilen bir basiret görebilseydik. Bu yeni bir durum. Katliam siyaseti yapanlarla aynı yerde durmak gibi bir durum. PKK terör örgütü çıkıyor, diyor ki "Türk ordusu bombaladığı için oldu." Baştan aşağı yalan olduğu otopsi raporlarında, şehitlerin naaşlarında da görülüyor. Ama her halükarda, bizim rakibimiz olsa da, CHP'nin Sayın Kılıçdaroğlu tarafından bu hale düşürülmesi siyaset hayatı açısından iyi değildir. Sonuçta, Türkiye terörle mücadelesini aynı kararlılıkla sürdürecek.
OPERASYONLAR SÜRECEK: Türkiye, terörle mücadele operasyonlarını kararlılıkla sürdürecek. Son harekatın terör örgütünde bıraktığı tahribatı istihbarat birimlerimiz yakından takip ediyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti, sınırlarını korumak için en sert şekilde cevap vermeye devam edecek. Sınırlarımızda terör devleti kurulmasına izin vermeyeceğiz.
'AMA'DAN SONRASININ BİR ÖNEMİ YOK: Türk demokrasisine mutlak saygı bekliyoruz. Aynı devletinde terörle mücadele konusunda destek bekliyoruz. ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ın 'eğerli' Gara açıklamasının yapılmış olması ciddi bir şekilde sorgulanmalıdır. 'Eğer' diye başlıyorsanız, ondan sonrasının herhangi bir önemi yoktur. 'Eğer' diyorsanız, Türkiye'ye ve silahlı kuvvetlerin beyanlarına inanmıyorsunuz demektir. Aynı dili FETÖ'nün darbe girişimi sırasında da gördük. Bu eğerli cümlenin NATO müttefiki ile PKK terör örgütünü eşitleyen, kınanması ve sorgulanması gereken bir ifade olması gerektiğini farkında olmalılar. Daha sonraki açıklamalarda toparlayıcı bir dil kullanmalarını ise önemsiyoruz. Öteki dil, iki NATO müttefikinin ilişkilerini olumsuz etkiler. Bize saldıran terör örgütleri söz konusu olduğunda, 'Ama, lakin ve eğer' diyerek bir ifade kullanılmasını asla kabul etmiyoruz. Ama kelimesi kullanıldığı zaman araya 'siyasi münafıklık' girer. 'Ama'dan sonrasının bir önemi yok. PYD/YPG terör örgütü doğrudan PKK'dan emir almaktadır. Ayrıca Amerikalı dostlarımız, orada terör örgütünün hangi eylemleri yaptığını çok iyi biliyorlar. Son yapılan toparlayıcı ifadeleri makul buluyoruz. (HABER MERKEZİ)