YAZARLAR

Çete lideri Aktaş’ın AKP’lilerle ortak gemisi: Yeni Yüzyıl

Beşiktaş Belediyesi’ne yapılan operasyonun kilit ismi Aziz İhsan Aktaş’ın, AKP ile ilişkileri özenle gizleniyor. Bir yerde çete lideriyken, 20 kilometre ötede aniden muteber bir iş insanına dönüşüveriyor. Bir yerde mazot kaçakçılığından gelen parayı akladığı söylenirken, bir başka yerde karşımıza AKP’lilerle ortak gemi sahibi bir akaryakıt tüccarı olarak çıkıyor.

Beşiktaş vakası bir yolsuzluk soruşturması mı yoksa bir yolsuzluk operasyonu mu?

Şimdi önümüze bir dosya konuldu ve sadece ona bakıp karar vermemiz isteniyor. Önünü arkasını kurcalayınca bambaşka sorular beliriyor çünkü. Mesela; Beşiktaş’taki çete, nasıl olup da 20 kilometre ötedeki Bahçelievler’de muteber bir şirkete dönüşüyor? Veya iki ay önce özel yasa geçirilerek milyarlarca liralık rant sağlanan bir kişi, neden CHP’li belediyenin sınırına girdiği anda organize suç örgütü lideri sayılıyor? Peki AKP’li yandaşlarla ortak alınan koskoca gemiyi ne yapacağız?

Bunların hiç birisinin yanıtı o dosyada yok işte. Oysa hikayenin bütünü buralarda gizli.

Savcının dosyasının ötesine baktığımızda şimdiye kadar neler gördüğümüzü kısaca özetleyelim…

***

Çetenin merkezi sayılan Bilginay şirketinin aldığı ihalelerin yüzde 60’ı devlet kurumlarından. En yüksek tutarlı olanlarından birisi Beşiktaş Belediyesi’ne dair soruşturma hazırlığının başladığı dönemde, Bahçelievler Belediyesi’ne ait. AKP’li Isparta Belediyesi’ne ise 2019’da alınan ihalenin karşılığı olarak Audi A8 marka makam aracı hediye edildi.

Yine savcının hevesle peşine düştüğü Vekontek şirketinin kazandığı 20 ihalenin 6’sını, üstelik de pazarlık usulü ile Diyarbakır kayyumu verdi. 8 tanesi AKP’li Kütahya, Zeytinburnu, Şanlıurfa ve Elazığ belediyelerinden. Sabah Gazetesi ‘ihbar mektubunu’ kaynak göstererek yaptığı haberinde Vekontek’in sahibi Hamit Ünal’ı, “rüşvetleri dağıtan kişi” olarak işaret ediyor. Sabah’a bakılırsa Ünal, AKP’li belediye ve kayyumla tertemiz iş yaparken, CHP’li belediyeye rüşvet yağdırıyor!

Aynı haberde Barka adlı şirketin sahibi Baki Nugay’ın da Aziz İhsan Aktaş ile beraber 2017’den beri mazot kaçakçılığından gelen paraları akladığı iddia ediliyor. Ama Nugay Trabzon, Diyarbakır, Elazığ, Şanlıurfa, Kilis, Kütahya belediyelerinden iş alınca aklamış olmuyor! Baki Nugay’ın 2010 yılına kadar Yeni Şafak’ın sahibi Albayraklar’ın temizlik şirketinin müdürü olduğunu da not edelim.

En çarpıcı hikaye savcının önümüze koyduğu dosyanın kilit ismi Aziz İhsan Aktaş’a ait kuşkusuz. Öyle bir maharete sahip ki, AKP’lilere yanaşınca büyük girişimciye, CHP’lilere bulaşınca çete liderine dönüşüveriyor.

T24’ten Candan Yıldız, Aktaş’ın dikkat çekici bir ortaklığını yazdı. Dosyanın bir numarası Aktaş, meşhur Mehmet Cengiz’in yeğeni Nurettin Cengiz ile 7 Kasım 2023’te, Perla Denizcilik şirketini kurmuş. Şirketin üçüncü ortağı Aktaş ile beraber Avrupa’nın en büyük akaryakıt istasyonunu inşa eden ve AKP’nin Meclis’ten onun için özel yasa maddesi geçirdiği Gürkan Dölekli. Sahibi olduğu TRG Hospital’in adı Yenidoğan çetesi davasında yer alıyor. Güven Holding çatısı altında inşaattan akaryakıta kadar pek çok iş kolunda faaliyet gösteren şirketler grubu bulunuyor. AKP’den MHP’ye uzanan geniş bir aile çevresi var. 

Buraya ilginç bir bilgi daha ekleyelim. Perla Denizcilik kurulduktan hemen sonra akaryakıt taşımacılığında kullanmak üzere 2010 yılında Rusya’da inşa edilen Liberya bandralı bir gemi satın aldı. Denizcilik Genel Müdürlüğü 17 Ocak 2024 günü yayınladığı basın bildirisinde, Perla Denizcilik’in yeni gemisine Türk bayrağı çekip adını da AKP’nin seçim sloganına atıf yaparcasına ‘Yeni Yüzyıl’ olarak değiştirdiğini duyurdu.

Yani savcının ‘çete lideri’ dediği, Sabah’ın kaçak mazotla suçladığı Aktaş, AKP’nin ‘paralel evreninde’ muteber bir akaryakıt tüccarı!

Savcının sorgu tutanaklarında geçen başka şirketlerin izi sürüldüğünde daha bir sürü AKP ile bağlantılı ihale çıkıyor. Lakin bir tanesi bile savcının ilgi alanına girmemiş. Onun için önemli olan bir sınır var. Oradan öteye geçmesi yasak.

***

Şimdi baştaki soruya dönelim. Bizim bir yolsuzluk soruşturmasına mı bakmamız isteniyor, yoksa bir yolsuzluk operasyonuna mı?

İkisi arasındaki fark sadece retorikten ibaret değil. Eğer bu bir yolsuzluk soruşturmasıysa, önümüzde duran apaçık soruların da yanıtını bulmamız lazım. Yok eğer sadece operasyona bakmamız isteniyorsa, o vakit baba-oğul arasındaki ‘sıfırlama’ kaydını hatırlamamız gerekiyor. Zira Recep Tayyip Erdoğan, Beşiktaş Belediyesi vakasını yeni bir milada çevirmeye çalışıyor. Sınırı da bu sefer 31 Mart 2024’ten itibaren çekiyor. Sınırın öteki tarafında dün ayakkabı kutuları kalmıştı bugün koskoca gemi…