Cevat Öneş: Kürt meselesinde, tarafların siyasal taleplerinin müzakere edilmesi kaçınılamayacak gerçekliğimizdir

Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Öneş, "Millet İttifakı'nın siyasal tarihimizde, yeni bir süreci başlatması yönüyle çok değerli olduğunu" söyledi, "Kürt meselesinin çözümü için de umut veriyor" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Eski MİT Müsteşar Yardımcısı, yazar Cevat Öneş, "Millet İttifakı; yapılan eleştirilere rağmen, Türkiye siyasal tarihinde, yeni bir süreci başlatması yönüyle çok değerlidir" dedi. 
14 Mayıs seçimlerine ilişkin "Ülkemizin siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, stratejik, psikolojik her alanında, ‘beka’ diyebileceğimiz seviyede, çok ağır şartların oluştuğu bir ortamda yapılacaktır" diyen Öneş, Kürt sorununun 'çözümsüzlüğü çok ağır sonuçlar üreten/üretebilecek bir temel mesele' olduğunu söyledi. 

Kürt sorununun çözümüne ilişkin “Millet İttifakı’nın belgelerinde, Kürt meselesine çözümle ilgili somut atıflara yer verilmemesine rağmen, ittifak içinde; demokrasi, parlamento içerisinde çözüm, şiddet kullanımının reddi, toplumsal uzlaşı, milli egemenlik, ülke bütünlüğünün korunması konularında oluşan geniş mutabakat, çözümler için ışık veriyor” dedi.

Serbestiyet'ten Ferda Balancar'ın sorularını yanıtlayan Cevat Öneş'in açıklaması şöyle: 

Uzun yıllardır Türkiye’de demokratikleşmenin, HDP’nin de içinde yer aldığı bir demokrasi ittifakı ile mümkün olabileceğini vurguluyorsunuz. Seçimlere iki aydan daha az bir süre kala oluşan ittifaklar tablosunu bu açıdan nasıl değerlendiriyorsunuz?

Demokrasi ve ittifaklar meselesi; insanlık tarihinde özgürlük, demokratikleşme, insan hakları, eşitlik, hak-hukuk gibi evrensel değerlere sahip olabilme mücadelelerinin temel unsurları olma özelliğini ve öncelikli önemini koruyor.

Devlet-toplum-insan ilişkilerinde, yaşam hakkının sağlanması-korunması meselesinde, siyaset-toplum-insan ilişkilerinin ortaya çıkardığı sorunlarda tarihsel gelişmeler, ‘insani demokrasi’ için ittifaklar konusunun hayati önemi haiz olduğunu gösteriyor.

Siyasetin, küresel-bölgesel-ulusal pratikleri içerisinde, ‘insani demokrasi’yi inşa edebilme mücadeleleri öncelikli önemini korurken, örgütlü toplum, ittifaklar arası dayanışmanın vazgeçilmezliği meselesi, günümüz dünyasında ve geleceğimiz için de temel mesele olarak değere sahiptir.

Türkiye’nin kurtuluş mücadelesi ve Cumhuriyet, karanlık bir çağı kapatarak, aydınlanma-çağdaşlaşma yürüyüşünü başlattı. Verilen antiemperyalist mücadele, tarihsel gelişimde yeni bir ulus-devlet modelini ortaya çıkardı. Vizyon olarak hedef gösterilen muasır medeniyeti yakalama/üzerine çıkma talebi, sürekliliğe sahip bir demokratikleşme ihtiyacının gerçekliğine de işaret ediyor.

'SEÇİM ÇOK AĞIR ŞARTLARDA YAPILACAK'

Türklerin, Kürtlerin ve tüm Anadolu renklerinin kurucu unsur oldukları yeni yaşamda, günümüze kadar demokrasi karşıtı, toplum-insan karşıtı örülen duvarlar, ‘eksik demokrasi’ süreçlerinde, insanını ezen, yoksullaştıran, acılar çektiren bir yapıyı, aynı zamanda Kürt sorunu gibi çözümsüzlüğü çok ağır sonuçlar üreten/üretebilecek bir temel meseleyi ortaya çıkardı.

14 Mayıs seçimleri; ülkemizin siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, stratejik, psikolojik her alanında, ‘beka’ diyebileceğimiz seviyede, çok ağır şartların oluştuğu bir ortamda yapılacaktır. 20 yılı dolduran Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı döneminde, özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile kronikleşen sorunların çözümleri için yeni bir umut kapısının açılabilmesi ihtiyacı gibi bir gerçeklikle karşı karşıyayız.

'TARİHİ BİR SORUMLULUK YÜKLEDİ'

‘Eksik demokrasi’mizi ‘insani demokrasi’ye dönüştürebilmek için tüm demokratların ittifaklar içinde bütünleşebilmesi ve dayanışma-işbirliği şartlarını gerçekleştirebilmeleri, tarihi bir sorumluluğu da ilgili aktörlerin omuzlarına yüklemiştir.

Millet İttifakı; yapılan eleştirilere rağmen, Türkiye siyasal tarihinde, yeni bir süreci başlatması yönüyle çok değerlidir. Demokrasi, müzakere, uzlaşma kültürünün geliştirilebilmesi bakımından da önemlidir. Demokratik süreçlere geçişte, geniş-geleneksel toplumsal damarlara hitap edebilmesi yönüyle dikkati çeken bir denemedir. İttifak içi bütünlük ve uyum ile diğer demokratik ittifaklarla, ön yargılardan uzaklaşılarak sağlanabilecek dayanışmanın sonuçları, yeniden kuruluşun yaratıcısı olabilecek mahiyettedir.

Emek ve Özgürlük İttifakı ile Sosyalist Güç Birliği İttifakı da 14 Mayıs seçimleri ve yarınların Türkiye’si için tarihi rollerin üstlenilebileceği bir yapılanmanın adımlarını atmaktadırlar. Yeni parlamentoda oluşturabilecekleri bir demokratik muhalefetle, Türkiye demokrasisinin ve yeni demokratik sistemin güvencesi olabilme şansına da sahiptirler.

Otoriterleşme sürecine giren, rant ekonomisini kalıcılaştırarak, halkı yoksullaştıran ve çağdışı radikal unsurlarla, sistemine devamlılık kazandırabilme arayışında olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne karşı, ittifaklar arası işbirliği-dayanışma ile mücadele edilmesi, alternatifsiz sonuç alıcı yöntemlerdendir.

'ÇÖZÜM İÇİN UMUT VERİYOR'

Millet İttifakı’nın olası iktidarında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı olması ve TBMM’de de çoğunluğun sağlanması durumunda, Kürt meselesinin çözümü bağlamında umutlu olmalı mıyız? Bunu şu kaygıyla soruyorum: Millet İttifakı’nın üstünde uzlaşmaya varılmış yazılı belgelerinde, Kürt meselesinin çözümüne dair herhangi bir ibareye rastlanmıyor.

Millet İttifakı ile diğer demokratik ittifakların hayata geçmesinde, toplumsal direnç ve yaratabildiği demokratik talep, temel meselelerimizin yanı sıra, Kürt meselesinin çözümü için de umut veriyor.

Demokratikleşme sürecine devamlılık kazandırılabilmesi, Demokratik Cumhuriyet’in kurumsal yapısının derinliği, devlet-toplum, devlet-siyaset, siyaset-toplum-insan ilişkilerinde, insan-hak-eşitlik odaklı zihniyetin kazandırabileceği şartlar, kaotik meselelerin dahi çok kolaylıkla çözülebileceğini gösteriyor.

Siyasette ilkeli olma, siyasi etik-ahlak, siyasetin dili meselelerinin çözülebildiği oranda, çözüm şartları da kendiliğinden olgunlaşacaktır.

Demokrasi zihniyetinin kurumsallık kazanması ve sürekliliği ile sonuç alınabileceği gerçeğini de tarih bize örnekleriyle gösteriyor.

'MÜZAKERE EDİLMESİ KAÇINILMAZ'

Kürt meselesinde, tarafların siyasal taleplerinin; tarihsel gelişmeler, emperyalizm, bölgesel gelişmeler, Cumhuriyet’in kurtuluş-kuruluş vizyonu, stratejik konum-coğrafya, psikososyal yapı, konjonktür, ekonomik-siyasi gibi faktörlerin bütünlüğü içerisinde değerlendirilerek, müzakere edilmesi, kaçınılamayacak gerçekliğimizdir.

Millet İttifakı’nın belgelerinde, Kürt meselesine çözümle ilgili somut atıflara yer verilmemesine rağmen, ittifak içinde; demokrasi, parlamento içerisinde çözüm, şiddet kullanımının reddi, toplumsal uzlaşı, milli egemenlik, ülke bütünlüğünün korunması konularında oluşan geniş mutabakat, çözümler için ışık veriyor.

Türkiye’nin potansiyelinin yarattığı dinamik güçler, nitelikli laik sosyal demokratikleşme süreçlerine devamlılık kazandırılabilmesi durumunda, çözümlere beklenenden daha çabuk ulaşılabileceğini gösteriyor." (HABER MERKEZİ)

 SÖYLEŞİNİN TAMAMI