Çevre Mühendisleri Odası'ndan AK Partili Kaya'ya: Yavuz hırsız misali, söyleyecek sözünüz yok

Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, Gaziemir'deki eski kurşun fabrikasına ilişkin kendilerini hedef alan AK Partili Atilla Kaya'ya tepki göstererek yazılı bir açıklama paylaştı.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - İzmir'in Gaziemir ilçesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisans verilen Aslan Avcı Kurşun Fabrikası alanında 2007 yılında radyoaktif atık tespit edilmiş, 2011 yılında olayın basına yansıması ile birlikte alan “İzmir'in çernobili” olarak anılmaya başlamıştı. Atıkların tespit edilmesinin üzerinden geçen 14 yıllık süreçte herhangi bir gelişme yaşanmazken, atıklar halk sağlığını tehdit etmeye devam ediyor.

Son olarak AK Parti İzmir Milletvekili Atilla Kaya, 23 Ağustos günü katıldığı bir programda TMMOB Çevre Mühendisleri Odası'nı hedef aldı. Kaya'nın “Kirletene bakmıyorlar, belediye izin vermiş bize soruyorlar, hep birlikte halt yiyorlar” ifadeleri tepkilere neden olurken, TMMOB Çevre Mühendisleri odası İzmir Şubesi yanlış ve eksik bilgilendirmede bulunulduğu gerekçesiyle konu ile ilgili yazılı açıklamada bulundu.

'MESLEĞİ GEREĞİ HUKUK VE MEVZUAT BİLGİSİNE HAKİM OLMASI BEKLENİRKEN...'

Oda tarafından yapılan açıklama ile ilgili olarak şu ifadelere verildi;

“AKP İzmir Milletvekili Atilla Kaya tarafından 23.08.2021 tarihinde katıldığı bir TV programında paylaşılan kente ve Gaziemir süreci ile ilgili Odamıza yönelik değerlendirmeleri tarafımızca da takip edilmiştir. Mesleği gereği hukuk ve mevzuat bilgisine hakim olması beklenen kentimiz milletvekilinin söz konusu programda kente dair değerlendirmeleri ve kamuoyuna yönelik yaptığı bilgilendirmelerdeki yanlış ve eksik hususlar nedeni ile Gaziemir süreci konusunda öncelikle kendisine ve sonrasında kamuoyuna bir kez daha bilgilendirme yapma gereği duyulmuştur”

'İKTİDARIN KAMUSAL DENETİM VE SORUMLULUKTAN UZAK ÇEVRE POLİTİKASININ YANSIMASI'

Gaziemir'de yaşanan sürecin 2002 yılından bu yana iktidarın kamusal denetim ve sorumluluktan uzak çevre politikasının yansıması olduğu vurgulanan açıklamada, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın sorumlulukları şu maddelerle özetlendi;

-Dönemin Çevre Orman Bakanlığı tarafından söz konusu tesise, gerekli teknik inceleme ve uygunluk değerlendirmeleri yapılarak, 2007 yılında Çevre Mevzuatı ve ilgili yönetmelik hükümleri kapsamında Geri Kazanım Lisansı verilmiştir. Çevre Mevzuatı’na göre geri kazanım lisansı verilen işletmelerin uygunluğu, denetimi bugünkü adı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sorumluluğundadır.

-Çevre Bakanlığı’ndan lisans almış bir geri kazanım tesisinde atık bertarafına yönelik denetim, izleme ve uygulama yetkisi Çevre Bakanlığı sorumluluğundadır.

-2007 yılında tesiste yapılan denetimde tespit edilen tehlikeli ve radyoaktif atıklar ile ilgili süreç kamuoyundan gizlenmiştir.

-Kamuoyunun haberdar olduğu 2011 yılından itibaren Çevre Bakanlığı tarafından alanın temizlenmesine yönelik çalışmaların yapılacağı belirtilmiş, süreçler yürütülmüş, bugüne geldiğimiz 14 yılda alanın temizlenmesi ve sürecin tüm sorumluların tespitine yönelik çalışma yapılmamıştır.

-Radyoaktif ve tehlikeli atıkların üzeri toprak ile örtülerek çevre ve halk sağlığına zarar vermediği ifadesi yanlıştır. Alana yönelik Çevre Bakanlığı tarafından hazırlatılan raporlarda; alanda toprak ve su kalitesindeki radyoaktif ve ağır metal kirliliği analizler ile belirtilmiştir.

-Alanın temizlenmesi, ilgili süreçlerin yürütülmesi ve bedelinin kirletenden tahsil edilmesi ve gereğinin yapılması Çevre Bakanlığı sorumluluğundadır.

-Firma sahiplerinin alanı temizlemesi için 14 yıldır beklendiği, ancak firmanın temizlemediği ifadesi Bakanlık ve sorumlu kurumların görevlerini yapmadığı, yönetemediklerinin itirafıdır.

-Gaziemir süreci sadece alanında bulunan kirlilik değildir. Ülkeye girişi yasak olan, nükleer kaynaklı atıkların kimler tarafından, hangi yollarla getirildiğinin, kaynağının, sorumlularının tespiti ve gereğinin yapılması Çevre Bakanlığı ile birlikte ilgili, yetkili tüm bakanlıkların görevi nihayetinden iktidarın görevi ve sorumluluğudur.”

' KULLANILAN İFADELER YAVUZ HIRSIZ MİSALİ SÖYLEYECEK SÖZÜNÜZÜN OLMADIĞINI GÖSTERMEKTEDİR'

Kaya'nın söylemlerine de değinilen açıklamada, “Program kapsamında Atilla Kaya tarafından; “kirletene bakmıyorlar, Belediye izin vermiş bize soruyorlar, hep birlikte halt yiyorlar gibi ifadeler kullanılmıştır. Kentimizin milletvekili ve aynı zamanda bir hukukçu olan kendisine; Gaziemir’i, kusur, ceza,kamusal denetim, yetki ve sorumluluk kavramlarını bir kez daha hatırlatmayı görev sayıyoruz.” denildi. Çevre sektöründe faaliyet gösteren firmanın tüm izin ve denetim süreçleri ve tarihleri değerlendirildiğinde AKP İktidarının başladığı 2002 yılı itibari ile ÇED süreci gerçekleştirilmeden, ÇED Yönetmeliği Kapsam Dışı değerlendirildiği belirtilen açıklamada, kirliliğin 14 yıldır devam ettiği kaydedildi.

Çevre Mühendisleri Odası'nın 14 yıldır verdiği mücadeleye dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi;

“Gaziemir ile ilgili olarak sürece ve sürecin merkezi ve yerel idareler dahil tüm sorumlularının belirlenmesi ve gereğinin yapılması ile ilgili hukuki ve kamusal mücadelemiz ortadadır. Sponsorluk süreci öne sürülerek, 14 yıldır Gaziemir’i unutturmamak için verdiğimiz mücadele yok sayılamayacağı gibi, Gaziemir’de yürütülmeyen, yönetilmeyen süreçleri, ortaya çıkarılmayan gerçekleri de değiştirmemektedir.14 yıldır çözemediğiniz sorunda, kullanılan ifadeler yavuz hırsız misali söyleyecek sözünüzün olmadığını göstermektedir”

GAZİEMİR BELEDİYE BAŞKANI'NIN 'DURAN ADAM' EYLEMLERİ İLE GÜNDEMDEYDİ

Öte yandan son olarak İzmir’in Çernobil'i olarak bilinen nükleer atıkların temizlenmesi için harekete geçen Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, atıkların bulunduğu alanda 'duran adam' eylemi başlatmıştı. Başkan Arda'nın, ilkini 21 Mayıs'ta yaptığı 'duran adam' eylemi 3 ay boyunca her hafta cuma günü yapılmaya devam etmişti. (DUVAR)