Çevre Sayfası... Kıyılar halkın ve balıklarındır!

Sinop’taki doğa harikası Çaylıoğlu Köyü, balık çiftliği projeleriyle tehdit altında. Projeye tepki gösteren yöre halkı, “Evinizin zarar görmesine göz yumabilir misiniz?” diye soruyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye’nin en mutlu kenti, ülkenin en kuzeyindeki şehir Sinop. Denizle bütünleşen bir kent... Şehrin Ayancık ilçesine bağlı Çaylıoğlu köyü de keşfedilmemiş bir cennet adeta. Doğasıyla kendisine hayran bırakıyor. Ancak köyün limanı bu günlerde tehdit altında.

‘TELAFİSİ GÜÇ ZARAR’

Çaylıoğlu Köyü’ndeki İstefan Limanı’na 3 tane balık çiftliği kurulmak isteniyor. Projelerden biri olan Noordzee Çaylıoğlu Somon Adaptasyon tesisi projesi için Sinop Valiliği 18 Kasım 2021 tarihinde “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir” kararı verdi. Köylülerin aktif kullandığı bir liman burası. Köylüler, valiliğin kararının iptali istemiyle Samsun İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Kararın hukuka aykırı olduğunu savunan köylüler, projenin uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararlar doğuracağını belirtiyor.

‘ÜRETİM BİN TONUN ÜZERİNDE’

Gelin, köylüler adına geçen şubat ayında dava açan avukat Çağrı Çaylı’nın dilekçesine yakından bakalım:

Öncelikle yılda bin ton ve üzerini üretim kapasitesi olarak belirleyen her projenin ÇED raporu olması zorunlu. Dilekçede de bu noktaya değiniliyor ve projenin üretim kapasitesinin yılda 950 ton gösterildiği ancak gerçekte bin tonu aştığı belirtilerek, valiliğin de dosyayı incelemeden “ÇED gerekli değildir” kararı verdiği anlatılıyor.

‘SAHİLİN KULLANILMASI İMKANSIZLAŞIR’

Kıyı kanununa da atıfta bulunun dilekçede, kanun hükümleri gereğince projedeki tesislerin inşaatının yasak olduğu vurgulanarak, şu ifadelere yer veriliyor:

“Projenin gerçekleşmesi ile birlikte yöre halkının kıyıyı ve sahili kullanması imkansız hale gelecek, sahilin kullanımı sağlansa dahi endüstri tesisin yarattığı kirlilik ve sahilin önemli ölçüde daralmasıyla kamu buralardan faydalanamayacaktır. Proje tanıtım dosyasında bu husus hiç değerlendirilmemiştir.”

‘ORMANLAR ZARAR GÖRÜR’

Dilekçede değinilen en önemli noktaların biri de inşa edilmesi planlanan tesisin yöre halkının evlerinin ve yaşam alanlarının hemen bitişiğinde yer alması. Dilekçede bu duruma ilişkin “Hem inşa sürecinde hem de sonrasında ortaya çıkan inşaat kirliliği, inşaat sırası ve sonrasında devamlı sürecek olan gürültü kirliliği, denizde kurulacak tesislerin meydana getireceği su kirliliği, görüntü kirliliği gibi olumsuz etmenler nedeniyle doğa güzellikleri ve huzurlu bir yerleşim yeri olmakla meşhur yöre ve burada yaşayan insanların hayatı derinden etkilenecektir” deniliyor.

Ayrıca projenin yapılacağı yerin kuzeybatı sınırında Limanüstü Mevkii’nde nekropol bulunması nedeniyle 1. Derece arkeolojik sit alanı yer alıyor ve proje sahasının bitişinde de ormanlık alanlar mevcut. Projenin tanıtım dosyasında ormanlık alanlara zarar verilmeyeceği belirtilse de köylüler aynı görüşte değil. Dilekçede planlanan tesisin büyüklüğü ve inşa süreci düşünüldüğünden ormanlık alanlara da zarar vereceği öngörülüyor. Tüm bu gerekçelerden ötürü dilekçenin sonunda valiliğin kararının öncelikle durdurulması sonrasında ise iptal edilmesi isteniyor.

BİLİRKİŞİ KEŞFİ 21 MAYIS’TA

Mahkemenin önceki gün aldığı karara göre, 24 Mayıs Salı günü saat 11.30’da bilirkişi keşfi yapılacak. Dava sürerken şirket kapasite artırımına giderek ÇED’e başvurdu ve nisan ayının başında tüm projeler için halkın katılım toplantısı yapıldı. Projeleri istemediğini belirten bölge sakinlerinin tepkileri üzerine tutanak tutuldu. Önümüzdeki günlerde ÇED kararları belli olacak ancak yöre halkının yoğun tepkisi söz konusu.

‘GÖZ YUMABİLİR MİSİNİZ’

Yöre halkı change.org üzerinden “Limanımız tehlikede: Sinop’ta balık çiftliği istemiyoruz” başlığıyla bir imza kampanyası başlatıldı. Kampanya metninde köyün en huzurlu ve güzel alanına balık çiftliği yapılmak istendiği belirterek, “Köyümüz bizim evimizdir. Bu ev deniziyle, canlılarıyla, ormanıyla yüzyıllardır bizim yurdumuz oldu. Balık çiftliği yapmak demek evimize zarar vermek demektir. Deniz canlılarını tehlikeye atmak demektir. Siz evinizde yaşayan birinin gözünüzün önünde zarar görmesine göz yumabilir misiniz?” diye soruluyor.

Hem Türkiye’nin en mutlu insanlardan oluşan yöre halkının hem balıkların hem de tüm canlıların evine proje ısrarı neden?