Çevrecilerden Kazdağları için uyarı: Maden faaliyeti sonlandırılsın

Kazdağları’nda bulunan Yenice ilçesinde faaliyet yürüten Oreks Madencilik, kapasite artırımına gidiyor. 10 kat artışın planlandığı projeye çevre örgütleri karşı çıkıyor.

Kazdağları
Google Haberlere Abone ol

Seçkin Sağlam

ÇANAKKALE - Yenice ilçesinin Armutçuk köyü mevkiinde faaliyet gösteren Oreks Madencilik, üretimini ve maden alanını genişletmek amacıyla kapasite artışına gidiyor.

İDA Dayanışma Derneği, Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şubesi ve Çan Çevre Derneği, yaptıkları ortak açıklama ile madenin yaratacağı tehlikelere dikkat çekti.

‘BÖLGEDE DEPREM RİSKİ YÜKSEK’

Yeraltı işletme yöntemi ile faaliyetini sürdüren Kurşun-Çinko-Bakır Ocağı’nın kapasitesini yılda 40 bin tondan 400 bin tona çıkarmayı planlayan Oreks Madencilik, diğer ocağı ile birlikte yılda toplam 490 bin ton cevher üretimi gerçekleştirecek.

Maden atığının depolanması için 2 milyon 500 bin metreküp kapasiteli ‘maden atığı depolama tesisi’ kurulması da planlanıyor. Proje kapsamında maden alanı, 34,5 hektardan 345,63 hektara çıkarılmak isteniyor. Çanakkale’deki çevre örgütleri bölgede deprem riskinin yüksek olduğuna ve tarım alanlarına zarar vereceğine dikkat çekerek, “Bizler kapasite artırmak bir yana, bu faaliyetlerin bir an önce sonlandırılmasını istiyoruz” dedi.  

‘KAZDAĞLARI DELİK DEŞİK EDİLİYOR’

İDA Dayanışma Derneği, Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şubesi ve Çan Çevre Derneği tarafından yapılan açıklamada, projenin Kazdağları’na vereceği zararın telafisi imkânsız boyutlarda olacağı ifade edildi. Açıklamada, bölgenin giderek artan doğa talanına maruz kaldığını, ormanları yağmalanıp, su kaynaklarının fosil yakıtlı termik santrallerle kirletilip madencilik faaliyetleriyle delik deşik edildiği belirtildi.

Maden faaliyetinin doğayı olumsuz etkileyeceğinin ifade edildiği açıklamada, “Bunun anlamı, daha onlarca yıl Kazdağları’nın içlerine uzanan yol ağları, açılan yüzlerce galeri, çıkan yüz binlerce ton pasa, yüzlerce sondaj, büyük orman kıyımları, kirletilen dereler, yeraltı suları, patlatmalarla toza boğulan flora ve fauna, yok edilen endemikler, yaban hayatı kurt-kuş, börtü- böcek ve koskoca bir ekosistemdir. Bölgede Oreks şirketinin tek olmadığını aynı tahribatı yapan başka şirketlerin de olduğu düşünüldüğünde tehlikenin boyutları daha kolay anlaşılacaktır” denildi.

Ayrıca bölgede incelemede bulunduklarını ifade eden çevre örgütleri, her gün hissedilen ve hissedilemeyen yüzlerce sismik hareketin yaşandığını vurguladı.