CHP'nin yeni İstanbul il başkanı Özgür Çelik: Bu bir zafer konuşması değil
Seçimin ardından konuşan yeni CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, "Bu bir zafer konuşması değil. Zafer konuşmasını İstanbul'u, Türkiye'yi kazandığımızda gerçekleştireceğiz" dedi.
DUVAR - Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı ve 196 kurultay delegesinin belirlendiği 38. Olağan İstanbul İl Kongresi saat 08.00 itibarıyla Haliç Kongre Merkezi'nde başladı.
Canan Kaftancıoğlu'nun CHP İstanbul İl Örgütü'ne yaptığı son konuşmayla başlayan kongrede, il başkan adayları CHP Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik ve eski başkan Cemal Canpolat'a destek veren gençlerin slogan yarışı dikkat çekti.
Kaftancıoğlu'nun konuşmasından sonra divan başkanı ve divan üyelerinin seçimi yapıldı. Çetin Soysal, oybirliğiyle divan başkanı seçildi. Soysal, "Partinin birliği ve dirliği için CHP'ye yakışan bir kongre yapacağız" diyerek açılışı yaptı.
İl Kongresi'nde mevcut İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu kürsüye geldiği sırada yuhalandı. Kaftancıoğlu, "Bu kürsüden size son kez sesleniyorum. Sizden il başkanınız olarak son isteğim, İstanbul örgütü bugün bir kez daha farkını saraya ve Ankara'ya gösterecek adaylar konuşurken dinlemenizi istiyorum. Hep yarını konuşmamız lazım dedik. Cumhuriyet’imizin ikinci 100 yılında giderken 21. yüzyılda da karşı karşıya olduğumuz sorunlar çok karışık. Ekonomik, sosyal ve dijital eşitsizlikleri, iklim değişikliği, ayrımcılık, ırkçılık, ahlaki ve siyasi çöküntüyü 85 milyon adına tartışmak zorundayız. İçi boşaltılan devlet kurumları yerine güçlü yurttaş güçlü birey sorumlu devleti hep beraber oluşturmamız lazım" ifadelerini kullandı.
'HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK VE KILIÇDAROĞLU' SLOGANLARI
Kongrede İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu da kürsüye çıktı. Salondakilerin "Her şey çok güzel olacak" sloganlarıyla konuşmasına başlayan İmamoğlu, iki adaya da başarı dileklerini sundu. "2019 seçimleri, Türkiye demokratlarının ortak başarısıdır" diyen İmamoğlu, CHP'nin devletin ya da piyasanın değil, halkın partisi olduğuna vurgu yaptı.
İmamoğlu konuşması esnasında 'Halkın umudu Kılıçdaroğlu' sloganları atıldı.
İmamoğlu konuşmasında özetle şu mesajları verdi:
İKTİDAR OLMA HEVESİNE KARŞILIK VEREMİYORUZ: Parti olarak elbette konuşmamız gerekenler var. Pek çok vatandaşımız tarafından uzunca bir süredir iktidar olma ve ülkeyi yönetme hevesine, kararlılığına ne yazık ki karşılık veremeyen bir parti olarak görülüyoruz. Her birimiz kurucu genel başkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün her şartta mücadele eden, hedefe ulaşmak için sürekli yeni yollar arayan, icraatçı, projeci ve tutkulu vatan sevgisini aynı yoğunlukta taşımak, aynı enerjiyi sergilemek zorundayız. Bu ülkenin geleceği ve bu aziz halkın refahı için, içine düştüğümüz bu zor durumdan bir an önce kurtulmak zorundayız. Parti yönetimine yönelik eleştirileri bir saldırı olarak yorumlamanın asla doğru olmadığını düşünüyorum. Parti içi demokrasiyi, bölünme ve parçalanma riskiymiş gibi göstermenin asla doğru olmadığını düşünüyorum. Parti içinde sanki ötekiler ve düşmanlar varmış gibi davranmanın ve propagandanın asla yeri yoktur. Bunlar bize yakışan veya bize fayda sağlayacak şeyler değildir. Bunlar bizim mücadele ettiğimiz yaklaşımlardır.
HİÇBİR ÜYE AYRIMA TABİİ TUTULAMAZ: Birilerini işaret edip, düşmanlaştırmaya çalışanlar, CHP'nin 100 yıllık mücadelesine kötülük yaparlar. Parti hukukuna uygun olarak, şeffaf bir biçimde bu partiye üye olmuş, görev üstlenmiş ve mücadele etmiş herkese bu partide yer vardır. Kendi iradesi ve gönüllü emeğiyle bu partiye ve bu partinin mücadelesine destek vermek üzere katılan hiçbir üye ayrıma tabi tutulamaz. Bu ülkenin modern, özgür, demokrat ve müreffeh bir ülke olması için saflarımıza katılan herkese bu partide yer vardır. Bundan sonra da olacaktır. Farklılıklara saygı göstererek bir arada yaşama ve çalışma kültürünü önce partimizde sergileyerek halkımıza örnek olmalıyız.
ULUSAL İHTİYAÇ CHP'NİN İKTİDAR OLMASI: Hayatım boyunca defalarca gerçekleştiğini gördüğüm bir sırrı sizinle paylaşmak istiyorum. Bu millet Türkiye'yi zenginleştirecek, güçlü ve adil bir Türkiye'yi inşa edecek bir seçeneği gördüğünde, tereddüt etmeden iktidara taşır. İşte bu millet, CHP'den iktidar olmasını istiyor. İşte bizlerin görmezden gelemeyeceği ulusal ihtiyaç budur. Bununla birlikte iki görev daha veriyor. Birincisi; sıçrayarak kalkınma devrimini gerçekleştirme ve ülkemizi zenginleştirme görevidir. İkincisiyse; zenginliğimizi adil paylaşacağımız çoğulcu bir demokrasi ve sosyal bir devleti inşa etme görevidir. Bunu yaratmanın yolu ülkenin tüm vatanseverlerini birleştiren yeni, kapsayıcı ve güçlü bir vizyonun hikâyesini yazmaktır.
DEVRİMCİ PARTİ OLMALIYIZ: Türkiye'nin çoğulcu demokrasiye ve sıçrayarak kalkınmaya ihtiyacı var. Türkiye'nin ikinci yüzyılına girerken değişmeye ve bunun için yeni bir hikayeye ihtiyacı var. Bunun için CHP'yi seçimlerden sonra kaybeden ve üzüntüden başı öne eğik üyelerinin olduğu bir parti olmaktan çıkarıp sürekli kazanan ve halkçı politikalar uygulayan devrimci parti yapmamız şarttır.
İSTANBUL İTTİFAKINI KURACAĞIZ: Biz bugün burada partimizi yenilemek ve ayağa kaldırmak için birlikteyiz. Biz, vakti geldiğinde yenilenme için gereken enerji ve cesareti göstermeyi bilen bir partiyiz. Partimizi yenilerken birilerini dışlayan anlayış bizim anlayışımız olmaz. Buradan birleşerek çıkacağız. Buradan güçlenerek çıkacağız. Bu amaçlar için hepinizi, hep birlikte, omuz omuza çalışmaya davet ediyorum. Şuna inanın, İstanbul'u kazanacağız. İstanbul'daki 39 ilçenin tamamında iddia koyacağız. En az 30 ilçede çok daha büyük bir iddia koyacağız ve kazanacağız. Birlikte İstanbul İttifakını kuracağız. Bu yolculuk, zafere giden bir yolculuktur. Bu yolculuğun sonunda CHP kazanacak. Ama bu yolculuğun sonunda millet kazanacak. CHP'nin her bir üyesi, her bir seçmeni sonuçta milletin kazanacağını bilerek çalışacak. İlk işimiz Mart 2024'te yerel seçimlerde Türkiye çapında yeni bir zafere imza atmaktır. Ülkemizin dört bir yanında çok daha fazla belediyeyi kazanmaktır. Arkasından da 2028'de Cumhurbaşkanlığını kazanıyoruz. 2029 yerel seçimlerinde çok daha büyük başarılara imza atıyoruz. Hedefimiz budur. Bu tarihleri hepimiz zihnimize kazıyalım. Bu yolculukta önümüzdeki taşları temizleyin. Ayağımıza taş değmesin. Taşları temizleyelim, yola çıkalım, yolumuz açık olsun, yolumuz iktidar olsun.
TANRIKULU: BENİ KURTLAR SOFRASINA ATANLARDAN BU PARTİYİ KURTARMALIYIZ
Kongrede söz alan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, isim vermeden Parti Sözcüsü Faik Öztrak'ı hedef aldı. Tanrıkulu, "Beni kurtlar sofrasına atanlardan bu partiyi kurtarmalıyız. CHP'yi AKP'nin çizdiği sınırlar içinde muhalefet yapmaktan, devletin çizdiği sınırlarda muhalefet yapmaktan kurtulmalıyız" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkan aday adayı Örsan K. Öymen, konuşmasında "Bizim arkamızda genel merkez yok, belediye yok, sermaye sınıfı yok, medya-ticaret-siyaset üçgeni yok. Bizim sadece düşüncelerimiz var, ilkelerimiz var, ideolojimiz var, davamız var, hayallerimiz var. Başka da hiçbir şeyimiz yok. Benimle yola çıkmak isteyen herkesi burada yolumuza davet ediyorum. Önce Cumhuriyet Halk Partisi'nde devrim sonra Türkiye'de devrim diyorum" ifadesini kullandı
Öymen'in konuşması özetle şöyle:
TÜM SEÇİMLER KAYBEDİLDİ: İl kongreleri aynı zamanda partimizle ilgili özeleştirinin yapıldığı, eleştirilerin gündeme getirildiği ortamlardır. İki yılda bir yapılıyor, uzatmayla üç yılda bir yapılıyor. Bizim üç yıl daha bekleme lüksümüz yok. Partimizin sorunlarını açık ve seçik bir biçimde ortaya koyarak burada tartışmalıyız. Bugüne kadar ne yazık ki dost acı söyler derler; Cumhuriyet Halk Partisi'nin dostları doğruları ortaya koymalıdır. Algıları bir kenara bırakmalıyız. Mevcut yönetimin, mevcut genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun yönetiminde girilen tüm seçimler, 13 yıldaki bütün seçimler ne yazık ki kaybedilmiştir. Birinci olgu bu. 13 yılda 12 seçim kaybedildi, 5 milletvekilliği seçimi, 3 cumhurbaşkanlığı seçimi, 2 referandum, 2 belediye seçimi...
SORUMLU KİM OLACAK: Parti içi demokrasi olmadığı zaman oligarşik bir yapı kilit kararları alır hale geldiği zaman çok ciddi lojistik, stratejik, ideolojik hatalar yapılıyor. Yine aynı şeyi yaşadık. Oy oranı yüzde 1'i, 2'yi geçmeyen siyasi partilere seçilebilecekleri yerlerden 39 milletvekillinin hediye edilmiş olması temsiliyet ilkesine aykırıdır. Halkın egemenliği ilkesine aykırıdır. Oy oranlarıyla milletvekili sayısı arasında bir orantısızlık olduğu zaman bunu sorgulamamız gerekiyor. Şimdi anayasa değişiklikleri gündeme gelecek, bu milletvekilleri Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminden farklı bir yol izlerse AKP'nin dikta rejimini pekiştirecek yönde anayasa değişiklikleri yapılırsa ve bu milletvekilleri bu konuda AKP'nin dikta rejimiyle işbirliği yaparlarsa bunun sorumlusu kim olacak?
ADAY TARTIŞILMALIYDI: Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi, yine bunun ilçe, il örgütlerinde tartışılabiliyor olması gerekirdi. Kimin seçilme olasılığı daha yüksekse, bilimsel araştırmalar üzerinden bu şekilde bir yol alınması gerekiyordu. Cumhuriyet Halk Partisi ne yazık ki eski sistemde yüzde 20 ile 25 ile parlamenter sistemde başbakan olunabiliyordu, hükümet olunabiliyordu. Fakat şimdi bu 50 artı 1 ucube sistem yüzünden farklı hesapların yapılması gerekiyor. CHP Genel Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı seçimini iki ayrı kategoride değerlendirmek gerekiyor. Elbette Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı da eğer onun seçilme olasılığı daha yüksekse tercih odur, onun aday gösterilmesi gerekiyor ama bir başkası ise ona yönelmek gerekiyordu.
HANGİ İLKEYLE MÜCADELE EDECEĞİZ: Şöyle bir şey deniliyor, 'Biz 20'lerin, 30'ların CHP'si değiliz.' Bu ne demek? Bugün bir karşı devrim süreci yaşıyoruz. AKP iktidarı monarşik bir düzen kurmuş, tek kişi yönetimi. Bunun karşıtı nedir? Biz buna karşı hangi ilkeyle mücadele edeceğiz? Cumhuriyetçilik ilkesiyle yani halk egemenliği ilkesiyle. AKP bu tek adam yönetimine bir azınlığı eklemlemiş, imtiyazlı bir azınlık, oligarşik bir düzen kurmuş. Buna karşı hangi ilkeyle mücadele edeceğiz? Halkçılık ilkesiyle. AKP, serbest piyasacı, özelleştirmeci bir düzen kurmuş. Her şeyi serbest piyasaya havale etmiş buna karşı neyle mücadele edeceğiz? Devletçilik ilkesiyle, kamucu ekonomi politikalarıyla. AKP, teokratik bir düzen kurmuş, din devleti kurmuş kurmaya da devam ediyor. Buna karşı nasıl mücadele edeceğiz? Laiklik ilkesiyle. Parti yönetiminin en fazla ihmal ettiği ilke. Eğitimin dinselleşmesi, siyasetin dinselleşmesi, devlette kadrolaşmanın dinselleşmesi konusunda etkili bir muhalefet yapamadık.
ALTI OKU BERTARAF ETMEMELİYİZ: Cumhurbaşkanı 'nas' diyor ona göre ekonomi politikası belirliyor, faizleri indiriyor. Biz genel başkanımızın ya da yöneticilerimizin şunu demesi gerekiyor: 'Burası demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti, burada anayasalar, yasalar var.' Bu söyleneceğine 'din kitapları, ayetler üzerinden ekonomi politikası belirlenmez' diyeceğimize 'madem nas var faizi daha fazla indir' deme noktasına geldik. Anayasanın 24'üncü maddesi neyi söyler: 'Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik, siyasi, hukuki, sosyal yapısını kısmen bile din kurallarına dayandıramazsınız.' Biz ne zaman anayasanın 24'üncü maddesini ön plana çıkartarak laiklik ilkesini savunduk? Biz altı oku bertaraf edersek karşı devrime bilinçli ya da bilinçsiz hizmet etmiş oluruz.
ÖN SEÇİM UYARISI: Parti içi eğitim olmadan parti içi demokrasi olmaz. İlçelerimiz konusunda üyelerimizin mutlaka parti içi eğitim sürecinden geçmesi gerekiyor. Sağlıklı bir üye yapılanmasında yüzde 5 genel kontenjan hariç milletvekilleri adaylarının ve adayların ön seçimle belirlenmesi gerekiyor. Partinin organlarının çalıştırılması gerekiyor. Birden fazla adaya kongrelerde, kurultayda imza verilebiliyor olması gerekiyor. Seçimlerin herkesin aday olabildiği çarşaf listeyle yapılmasının kolaylaştırılması, blok listeyle seçime gidilmesinin zorlaştırılması gerekiyor. Mahalle kongrelerinin demokratik bir biçimde tüm üyelerin oy kullanabildiği tek yer. Bunların demokratikleştirilmesi gerekiyor. İki genel seçim üst üste kaybeden bir genel başkanın bir daha genel başkan olmaması gerekiyor. Bunun tüzükle düzenlenmesi gerekiyor.
BİZ NASIL BİR MEDYA YARATTIK: Medya kamuya hizmet vermekle hükümlüdür. Eğer Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanlığına aday olanlar varsa bunlara eşit bir biçimde yer vermek zorundasınız. Biz AKP'nin yandaş medyası diye eleştiriyoruz, peki kendimiz ne yarattık? Medya siyasi partilerin yönetimleriyle bu kadar içli dışlı olabilir mi? Böyle bir model hangi demokrasi de var? Yasama, yürütme, yargı arasında güçler ayrılığı diyoruz, medya ile siyasi partilerin arasında güçler ayrılığı olmadan kamuyu nasıl bilgilendireceğiz? Cumhuriyet Halk Partisi sadece bu kongre salonlarından ibaret değil. Cumhuriyet Halk Partisi aynı zamanda, seçmeniyle, tabanıyla, tüm üyeleriyle var olan bir yapı. Bu salonlar çok önemli fakat salon dışındakilerin de sesini kulak verilmesi gerekiyor. Vatandaşla, CHP seçmeniyle, CHP üyeleriyle inatlaşamazsınız. Bu belediye seçimlerinde tabanımızı konsolide etmemiz gerekiyor.
Kongre, İlhan Cihaner, Gürsel Tekin, gibi isimlerin konuşmalarıyla devam etti.
Söz alanlar arasında İstanbul İl Delegesi Dursun Bulut da vardı. "Değişimin karşısında duramazsınız" diyen Bulut, "Maraş Katliamı'nın yıl dönümünde Alparslan Türkeş'in evine gidenlerle, TİP'li öğrencilerin katilleriyle helalleşmeyeceğim" ifadelerini kullandı.
Söz alanlardan biri de ressam Bedri Baykam'dı. Baykam, "Aşırı sağ unsurları içimize aldık, yüzde 1 bile oy getirmediler. Tekrar Atatürkçü, sol bir parti olmalıyız" diye konuştu.
CAN ATALAY'A SELAM
CHP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Efe Uyar, konuşmasında tutuklu TİP Milletvekili Can Atalay'a selam gönderdi ve "Gezi direnişi onurumuzdur. Direnişte kaybettiklerimizi saygıyla, özlemle anıyorum dedi.
Uyar, "Değişimden anladığınız ahbap çavuş ilişkileriyle milletvekili listesi yapmaksa, belediye başkanlıklarını peşkeş çekmekse, biz değişimde yokuz. Bizim değişimden anladığımız ana dilde eğitime sahip çıkmaktır. Roboskili ailelerin yanında olmaktır. Direnen emekçilerin yanından olmaktır" ifadelerini de kullandı.
HASAN EFE UYAR: O KELLEYİ SİZE VERMEYİZ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Efe Uyar, konuşmasında 'değişim' isteyenleri eleştirirken Kemal Kılıçdaroğlu'nu savunarak şöyle dedi:
"28 Mayıs süreci bitti bir değişim süreciyle bir değişim dalgası ve söylemleriyle karşı karşıya kaldık. Ben genç bir arkadaşınız olarak neyi değiştireceğimizi, neyi dönüştüreceğimizi algılayamadım, anlayamadım. Bu değişim çağrılarının içinde de ne yazık ki adaletsizlikler, haksızlıklar gördüm. Altı tane genel başkanla iki tane büyükşehir belediye başkanıyla müşterek inşa edilen bir sürecin sorumluluğu tek bir adama atfedilemez. Bu adil değildir. Buradan bir değişim çıkarılamaz. Eğer sizin 'değişim' dediğiniz Cumhuriyet Halk Partisi'nin makamlarında konforlu alanlar temin etmekse, eğer sizin değişim dediğiniz rahat rahat ahbap-çavuş ilişkileriyle milletvekili listeleri yazabilmekse, eğer sizin değişim dediğiniz belediye başkanlıkları pazarlayabilmekse kusura bakmayın biz orada yokuz. Biz o değişimde yokuz. Bunları yaparken sizin 'değişim' dediğiniz 'vurun abalıya' demekse bir tane adamı hedef göstermekse, kellesini istemekse biz orada da yokuz, o kelleyi de size vermeyiz."
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da, kürsü de hararetli konuşma yapan isimler arasında yer aldı. Günaydın, "Burası Genel Başkan'ın eteğine sığınarak siyaset yapılacak yer değil" diye konuştu.
Kürsüye çıkan CHP İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, alınan seçim yenilgilerinin sorumluluğunun tek başına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklenilmesinin yanlış olduğunu vurguladı ve ekledi:
"İlçe başkanları, il başkanları, belediye başkanları, PM üyeleri, MYK üyeleri suçlu ama Genel Başkan'ın hiç suçu yok diyen anlayışın da karşısındayım"
SALICI'DAN KAFTANCIOĞLU VE İMAMOĞLU MESAJI
Özçağdaş, partinin sol ve sosyal demokrat bir siyasi hatta ilerlemesi gerektiğini de kaydetti.
Söz alan CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Canan Kaftancıoğlu'na teşekkür etti ve "Burada konuşma yapan hatipler, bedel ödemekten bahsediyor. Ama genelde hiçbiri bedel ödemedi. Bu kadın, Canan Kaftancıoğlu bedel ödedi. Ona sahip çıkacağız" dedi.
"Bir seçim yarışı var ve belli ki Ekrem İmamoğlu da o yarışın bir tarafı. Ona da sahip çıkacağız. O da bedel ödedi" diyen Salıcı, 'değişim' konusunda şunları söyledi:
"Ben seçimden 12 saat sonra değişim gerektiğine yönelik aydınlanma yaşayamayan bir arkadaşınızım. Belli arkadaşlarımız o aydınlanmayı hemen yaşadı. Ben bu aydınlanmanın önceden hazırlıklı olduğunu düşünüyorum."
Salıcı, konuşmasında İstanbul İl Başkanı adayı Özgür Çelik'i de eleştirdi ve "650 delegeyi etkilemek için İstanbul'un dört bir yanına billboard yaptırmak israftır kardeşim" dedi.
Kongrede, her iki adayın ortak önergesiyle konuşmaların sona ermesine karar verildi. Kongreye saat 19.30'a kadar ara verildi.
İMAMOĞLU İKİ LİSTEDEN BİRİNDE VAR DİĞERİNDE YOK
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, adaylardan Özgür Çelik'in listesinde yer aldı. Cemal Canpolat ise İmamoğlu'na delege listesinde yer vermedi. Partideki yaygın uygulama, kongrenin yapıldığı kentin belediye başkanının tüm adayların listesinde yer almasıydı.
ÖZGÜR ÇELİK: PARTİMİZ BU SÜREÇLERDEN GÜÇLENEREK ÇIKMAK ZORUNDA
Aranın ardından Özgür Çelik konuşmasına başladı.
Çelik, "Partimiz bugün içinde bulunduğu kongre süreçlerinden mutlaka güçlenerek çıkmak zorunda. Ülkemiz her zamankinden daha çok partimize ihtiyaç duyuyor. Bu kongreyi adaletin olmadığı, kurumların çürütüldüğü, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, yoksulluğun derinleştiği, çocukların yatağa aç girdiği, gençlerin geleceğini yurt dışında aradığı, kadınların sosyal yaşamdan dışlandığı, insanlığın ve doğanın tüm zenginliklerinin yalnızca sermayenin çıkarları için kullanıldığı, emeklilerin kimsesiz kaldık diye feryat ettikleri bir ortamda yapıyoruz" dedi.
"2023 seçimlerinin bir umut kırılması yarattığını biliyoruz" diyen Çelik, "Bilinmelidir ki, halkımız bu sonucu kabul etmedi. Özeleştiri vererek milyonlarla kucaklaşmalıyız. İstanbul İl Kongremizi tarihi bir dönüm noktası olarak görüyorum. Tarih buradan çıkacak iradeyi yazacak. İstanbul'dan yayılan umutla Türkiye'yi aydınlatmaya başlayacağız. Demokrasi, özgürlük, adalet, özgür üniversiteler için yoksullukla mücadele, doğa katliamlarına dur demek için biz varız. Umudu yeniden yeşertecek enerjimiz var. Her şeyden önce gençliğimiz var, gençliğimiz var, gençliğimiz var. Hep birlikte bunu başaracağız. İstanbul'u sadece il binasından yönetmeyeceğiz, bölge meclisleri kuracağız" ifadelerini kullandı.
'HEDEFİMİZ EN AZ 30 BELEDİYEYİ KAZANMAK'
39 ilçe belediyesinden 30'unu kazanmayı hedeflediklerini söyleyen Çelik, "Örgüt yapımızı güçlendireceğiz. İlk 6 ayda 2 milyon seçmene, 2 yılda 4 milyon seçmene doğrudan temas edeceğiz. Öncelikli temas gruplarımız ekonomik krizden en fazla etkilenen ev kadınları olacak, küskün seçmenlerimiz olacak, ekonomik yıkımdan kaynaklı iktidara küsen seçmenlerimiz olacak, yoksul mahalleler olacak. Hedefimiz İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yeniden kazanmak. İlçelerde en az 30 belediyeyi kazanmak. Hedefimiz meclis çoğunluğunu kazanarak İBB'nin önündeki tüm engellemeleri kaldırmak" diye konuştu.
CHP Fatih İlçe Kongresi'nin iptal edildiğini hatırlatan Özgür Çelik, "Ön seçimi hep birlikte savunacağız. Parti için demokrasiyi güçlendirmenin öncüsü olacağız. Fatih ilçe kongresi hukuksuz bir biçimde iptal edildi. Bugün il kongresini 38 ilçeyle yapıyoruz. Tarih tekerrürden ibaret. Tarih 2017, İstanbul il kongresi 38 ilçeyle yapılmıştı. Ve o gün kongreye gidemeyen ilçe Bahçelievler'di" dedi.
'BİZİM KAVGAMIZ YOL ARKADAŞLARIMIZLA DEĞİL'
Parti içinde birlik mesajı veren Çelik, "Eleştirilerimiz olacak. Bu salondan el ele kol kola çıkacağız" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı'nın billboard eleştirisine yanıt veren Çelik, afişlerin maaliyetinin kendisini destekleyenler tarafından karşılandığı söyledi.
Kongre sürecinin adaylar üzerinden tartışıldığını belirten Çelik, "Bizim kavgamız kendi yol arkadaşlarımızla değil, bizim kavgamız bu bozuk düzenle, otoriter baskıcı yönetimle, Genel Başkanımız hakkında uyduruk davalar açanlarla, İl Başkanımız Sayın Kaftancıoğlu'na siyaset yasağı getirenlerle, Büyükşehir Belediye Başkanımıza siyaset yasağı getirmeye çalışanlarla. Kılıçdaroğlu, hepimizin genel başkanı. Seçim sürecinde Genel Başkanımız için en çok çalışan arkadaşlarınızdanım. Genel Başkanımız Adalet Yürüşü'nün öncüsü. Bu yürüyüşü tarih yazacak. Genel Başkanımızı kongre sürecinin öznesi haline getirilmeye çalışılmasını yanlış buluyorum. Aynı şekilde Büyükşehir Belediye Başkanımız'ın da tartışma öznesi yapılmasını yanlış buluyorum" şeklinde konuştu.
Çelik, Cemal Canpolat'ın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na listesinde yer vermemesini eleştirdi ve "siyasi nezaketsizlik" olarak nitelendirdi.
CANPOLAT: BU PARTİ İÇİN HAPİS CEZASI ALMIŞ KAFTANCIOĞLU'NUN YUHALANMASINI KINIYORUM
Özgür Çelik'in ardından Cemal Canpolat kürsüye geldi.
CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun yuhalanmasına tepki gösteren Canpolat, "CHP'nin geleneklerinin her gün biraz daha tartışıldığı bir dönem yaşıyoruz. Sayın Canan Kaftancıoğlu, sabah kongre açılışına geldiğinde, bir grup arkadaşımız tarafından yuhalattırılması, CHP geleneklerine uygun değildir. Onunla daha önce yarıştım benim rakibimdi, il başkanı olduğu sürede bir gün kamuoyunda bir tek eleştiride bulunmadım. Bu parti için 9,5 yıl hapisle cezalandırılmış, kendi çocukları hedef haline getirilen Canan Kaftancıoğlu'nun talimatla yuhalandırılmasını kınıyorum" dedi.
'BAKAN OLMAK İÇİN KAPIDA BEKLEYENLERİN DEĞİŞİM DİYE ORTAYA ÇIKMASI KABUL EDİLEMEZ'
Değişim tartışmalarını eleştiren Canpolat, şunları söyledi:
"CHP'nin gelenekleri, tarihi 100 yıllık bir çınardır. CHP'nin gelenleri içinde değişim anlayışı vardır. Bu parti baraj altında da kaldı, iktidar da oldu. Bu dönem başka bir gelenekle karşı karşıyayız. Daha dün seçim olur olmaz, seçim daha bitmeden CHP'nin eleştiri-özeleştiri mekanizmasını çalıştırmasına fırsat vermeden, kapıda bakan olmak için bekleyenlerin, 4 gün sonra değişim diye ortaya çıkmalarını kabul edemez bu parti.
Demokrasiden bahsediyorlar... Ben bu partinin 3 dönem ilçe başkanlığını yaptım. 2 dönem il başkanlığını yaptım. CHP'yi referandumda yüzde 52'ye çıkarmama rağmen, genel merkezde milletvekili koridorlarında dolaşmadım. Atanmak için el pençe divan durmadım. Atanmak için el pençe duranlar şimdi değişimden bahsediyor. Önce siz değişeceksiniz."
'CHP'DEN İSTİFA EDİP İYİ PARTİ ÜZERİNDEN İŞE GİRME DÖNEMİ BİTECEK'
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu eleştiren Canpolat, "Hiç kimsenin İstanbul'da belediye başkanlığını almaya inanmadığı bir dönemde, Kadir Topbaş istifa ettiğinde o dönem Beylikdüzü Belediye Başkanımızı İstanbul'a belediye başkan adayı yaptım. O günden biz bunu gördük. Öyle kimse kendine pay çıkarmasın. Belediye başkanı olduktan sonra CHP örgütünü dışarıda bırakmayı kabul edemiyorum. CHP'lilerin başka partiler üzerinden işe girmesini içime sindiremiyorum. CHP'lilerin sadece ilçe seçimlerinde, mahalle seçimlerinde, delege seçimlerinde işe girdiğini sevinerek duyuyorum. CHP delegelerini sadece size oy vermek için işe aldığınız bir dönemi kabul edemiyorum. Sevgili delegeler, CHP'den istifa edip İYİ Parti üzerinden işe girme dönemi pazar gününden itibaren bitecektir" ifadelerini kullandı.
Özgür Çelik'in İmamoğlu'na listesinde yer vermemesiyle ilgili eleştirisine yanıt veren Cemal Canpolat, "Hiçbir belediye başkanı benim listemde yok. Ben örgütü listeye koydum örgütü. Bir önceki kongrede söyledim. Beni seçerseniz belediye başkanları, ilçe başkanları ve örgütün önünde önlerini ilikleyecekler demiştim. Tercihinizi yapmadınız. Şimdi bir kez daha söylüyorum: Belediye başkanları kendi alanlarına çekilecek. Kamucu belediyecilik yapacaklardır. Sosyal demokrat, solcu belediyecilik yapacaklardır. Sağ siyasetle belediyecilik olmaz. AKP'nin devşirme kadrolarıyla belediyecilik yapamazsınız. İYİ Parti kadrolarıyla solcu belediyecilik yapamazsınız. Pazartesiden itibaren her belediye başkanı kendi alanında olacak, kendi alanında mücadele edecek, biz de belediye başkanlarımıza sahip çıkacağız, baş tacı yapacağız. Örgüt işlerinde taraf olursanız bir tarafı karşınızda bulursunuz" diye konuştu.
'BUNU SÖYLEYEN AŞAĞILIKTIR'
Cemal Canpolat, "Benim hiçbir belediyeden, belediye başkanından bir çöp almışlığım yoktur. Olursa CHP'den derhal istifa ederim. CHP'de rantçılara karşı mücadele verdim. Benim dönemimde 130 tane imar dosyasına dava açtık, 100'üne yakınını kazandık. Soner Yalçın'la servis ettiriyorlar. Şişli'de rantçılara direnen ve öldürülen belediye başkan yardımcısını tehdit etmişim. Bunu söyleyen aşağılıktır, yalancıdır. Bu alçakça iftiraya karşı dava açtık" dedi.
Özgür Çelik'in Bahçelievler ilçesinde başarılı olduklarını söylediğini hatırlatan Canpolat, "Ben İstanbul'u teslim ettiğimde, referandumda Bahçelievler'de aldığımız oy 49.98 civarındaydı. Arada 700 oy farkımız vardı. Biraz önce Bahçelievler'deki başarıdan bahsedince baktım Bahçelievler'de kaç almışız. Yüzde 26 almışız. 49'dan 26'ya düşürmüşsünüz hangi başarıdan bahsediyorsunuz. Bunun tek sorumlusu Kemal Kılıçdaroğlu öyle mi? Kemal Kılıçdaroğlu'nu yedirmeyeceğiz, değişimi de Kemal Kılıçdaroğlu'yla yapacağız" ifadelerini kullandı.
Parti içinde barışmayı sağlayacağını vaat eden Cemal Canpolat, "Birbiriyle barışmayan bir örgütü barıştıracağız. Belediye başkanları, belediye başkanlarıyla kavgalı. İl başkanını tanımayan belediye başkanları, parti yönetimini tanımayan belediye başkanları, ili tanımayan ilçe başkanları... Gençleri birbiriyle kavga ettiren bir parti yönetimi olabilir mi? Ben o gençleri birleştirmeye geliyorum" şeklinde konuştu.
Delegelere baskı yapıldığını iddia eden Canpolat, "Başınızda amirlerin geldiğini görüyorum. Belediyede çalışanların başındaki amirlerin geldiğini görüyorum. Sizi uyarıyorum. CHP delegelerinin üzerinden eliniz çekin, CHP örgütünün üzerinden eliniz çekin" dedi.
Cemal Canpolat'ın konuşmasının ardından divan başkanı Çetin Soysal, seçim kurulunu çağırdı ve listeler geldikten sonra oylamanın başlayacağını söyledi. Listelerinin gelmesiyle oylama başladı.
SEÇİMİ ÖZGÜR ÇELİK KAZANDI
İlk sonuçlara göre, 342 oy alan Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik kazandı. Eski CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ise 310 oy aldı.
Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Çelik'i tebrik eden İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "CHP İstanbul İl Başkanı seçilen Özgür Çelik'i tebrik ediyorum. Kazanan sadece genç ve başarılı bir parti emekçisi kardeşimiz ve ekibi olmadı; siyasi olgunluk, nezaket ve kapsayıcılık da oldu. İstanbul için birlikte, kol kola çalışacağız" dedi.
CHP İstanbul İl Başkanı seçilen Özgür Çelik'i tebrik ediyorum. Kazanan sadece genç ve başarılı bir parti emekçisi kardeşimiz ve ekibi olmadı; siyasi olgunluk, nezaket ve kapsayıcılık da oldu. İstanbul için birlikte, kol kola çalışacağız. @ozgurcelikchp
— Ekrem İmamoğlu (@ekrem_imamoglu) October 8, 2023
CHP Genel Başkan adayı Özgür Özel de "Partimizin İstanbul İl Başkanı seçilen Sn. Özgür Çelik'i tebrik ediyorum. Gençlik kazandı, umut kazandı. İstanbul’u tekrar kazanacağız. Türkiye’yi kazanacağız. Hep birlikte kazanacağız" mesajıyla Çelik'i kutladı.
Partimizin İstanbul İl Başkanı seçilen Sn. Özgür Çelik'i tebrik ediyorum.
— Özgür Özel (@eczozgurozel) October 8, 2023
Gençlik kazandı, umut kazandı.
İstanbul’u tekrar kazanacağız.
Türkiye’yi kazanacağız.
Hep birlikte kazanacağız. @ozgurcelikchp pic.twitter.com/BJHX6DWiRf
CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat ise "Uzun bir yoldan geliyoruz... CHP 38. Olağan İstanbul İl Kongresi'nde İl Başkanlığına seçilen Özgür Çelik'i tebrik ediyorum" şeklinde paylaşım yaptı.
ÖZGÜR ÇELİK: BU BİR ZAFER KONUŞMASI DEĞİL
Sonuçların açıklanmasının ardından kendisini destekleyenlere teşekkür eden Özgür Çelik, "CHP kongrelerinin kaybedeni olmaz. Konuşmamda da ifade etmiştim. 'Biz burada sizlerle birlikte el ele, kol kola bu salondan çıkacağız. Ve demokratik bir Türkiye'nin mücadelesini hep birlikte vereceğiz' demiştim. Bu bir zafer konuşması değil. Biz zafer konuşmasını İstanbul'u yeniden kazandığımızda, Türkiye'yi kazandığımızda gerçekleştireceğiz. Bugün burada yapılan konuşmalarla ilgili 'Acaba CHP'de bir yarılma mı var?' diyen bu konuda haber yapacak olan basın görevlilerine şunu ifade etmek istiyorum: CHP, bir kongre partisidir. Biz mahallede sandığı kurarız, biz sandığı kurduktan sonra delegelerimizi seçeriz. Delegelerimiz ilçe başkanlarını seçer, il başkanlarını seçer, genel başkanımızı seçerler. Bu parti içi demokrasinin yaşatılmasıdır. Parti içi demokrasiyi yaşatmaya devam edeceğiz" dedi.
"Günün erken saatlerinden itibaren çok uzun konuşmalar yapıldı, eleştiriler yapıldı. O eleştirilerin hepsini alıyoruz, beyin süzgecinden geçiriyoruz, kalp teknemizde yoğuruyoruz ve buna göre yol haritamızı belirleyeceğiz" diyen Çelik şöyle devam etti:
"Ancak tabii ki bir miktar kongrenin heyecanı ile aslında ifade edilmemesi gereken cümleler de ifade edildi. 'Acaba, örgütte bu karşılıklı bir kırılma yaratabilir mi?' endişesi olmasın. Biz, ilçe başkanlarımızla, il yönetimimizle, kadın kolumuzla, gençlik kolumuzla, tüm örgütümüzle kucaklaşmaya hazırız. İlk gideceğim yer orta tribünden benim değil diğer adayın lehine slogan atan ilçedir. İlk önce oraya gideceğim, orada onlarla kucaklaşacağız, orada onlarla helalleşeceğiz. Ve İstanbul'un mücadelesini birlikte vereceğiz. Demokratik Türkiye'nin mücadelesini birlikte vereceğiz."
Kongrenin tarihi önemde olduğu söylediğini hatırlatan Çelik, "Bu kongre tarihi bir kongre demiştim. Bu bir başlangıç. İstanbul'dan Türkiye'ye umudu yaymanın başlangıcı. Yeniden İstanbul'u kazanmanın başlangıcı, tüm Türkiye'yi kazanmanın başlangıcı" diyerek sözlerini noktaladı" diye konuştu.
ÖZGÜR ÖZEL ANTALYA'DA
CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan aday adayı Özgür Özel, Antalya İl Kongresi’nde olduğu için İstanbul’dakine katılmadı. Kongreye CHP Genel Başkanı aday adaylarından Prof. Dr. Örsan Kunter Öymen ile Ünal Karahasan, Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Genel Başkan Yardımcısı Yunus Emre, Devrim Çelik, Zeynel Emre, Hasan Efe Uyar, Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, çok sayıda milletvekili ve Parti Meclisi (PM) üyeleri de katıldı. (HABER MERKEZİ)