CHP, MOBESE görüntüleri için Meclis’te genel görüşme talebinde bulundu
CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ilişkin MOBESE sistemi üzerinden servis edilen görüntüler için TBMM’de genel görüşme açılmasını istedi.
ANKARA- CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ilişkin Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonu (MOBESE) sistemi üzerinden elde edilen ve servis edilen görüntüler için Meclis'te genel görüşme açılmasını istedi.
Genel görüşme önergesinde, “Ekrem İmamoğlu ile ilgili MOBESE görüntüleri, hukuk dışına çıkıldığının açık göstergesidir. İçişleri Bakanı ve bakanlığın bu konuda bir haftadır suskun kalması, kaygıları büyütmektedir. Anayasa ile güvence altına alınan özel hayatın dokunulmazlığı, muhalefetin siyaset alanına ve demokrasiye darbe niteliğindeki uygulamaların önüne geçilmesi için TBMM devreye girmelidir” denildi.
CHP Grup Başkanvekilleri tarafından hazırlanan Genel Görüşme Önergesi, TBMM Başkanlığı’na sunulurken, önergenin bu hafta içerisinde TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi planlanıyor. Önergenin gerekçesinde şu görüşlere yer verildi:
VESAYET ALTINA ALMA GİRİŞİMİ: Adına ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ denilen ucube sistemle birlikte; hukuk devleti ilkesinin ve demokrasinin aşındırıldığı uygulamaların giderek ivme kazandığı görülmektedir. Bu tabloda, milletin can ve mal güvenliğini korumakla görevli İçişleri Bakanlığı’nın da yer alması, kaygı vericidir. İçişleri Bakanlığı, iç güvenliği teminen uhdesine bırakılan görev ve yetkileri, kötüye kullanmak suretiyle yerel yönetimin bir unsuru olan belediyeleri hukuka aykırı biçimde idari vesayet altına alma girişimde bulunmaktadır. Bu girişiminin emsallerinden birini de ‘Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonu (MOBESE)’ kameralarıyla kayıt altına alınan (kişisel veri niteliğini haiz) görüntülerin hukuka aykırı, amacı dışında kullanılması ve paylaşılması oluşturmaktadır.
KAMU KURUMLARININ HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ ZEDELEYECEK UYGULAMALARDAN UZAK DURMASI ZORUNLU: Anayasa, vatandaşlarının özel hayatını, ‘Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz’ şeklindeki 20’nci maddesi ile güvence altına almıştır. Ayrıca özel hayat, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8’inci maddesi ile de güvence altına almıştır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nu ile hukuka aykırı fiiller için idari ve adli müeyyideler öngörülmüştür. Kamu kurum ve kuruluşlarının, Anayasa ile güvence altına alınan temel hak ve özgürlükleri zedeleyecek uygulamalardan uzak durması zorunludur. Aksi durum, Türkiye’yi hukuk güvenliğinin, can ve mal güvenliğinin olmadığı bir noktaya taşıyacaktır.
MOBESE GÖRÜNTÜLERİ HUKUK DIŞINA ÇIKILDIĞININ GÖSTERGESİ: İçişleri Bakanlığı, milletin güvenliği için kendisine tahsis edilmiş her türlü olanağı, hukuka uygun şekilde kullanmak zorundadır. Ancak 24 Ocak 2022 tarihinde kamuoyuna servis edilen, İstanbul’daki bir bölgeye ait MOBESE görüntüleri, hukuk dışına çıkıldığının açık göstergesidir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ve birlikte olduğu diğer kimselerin kişisel veri niteliğindeki görüntüsünün MOBESE’den elde edilmesi ve paylaşılması, kanuni mesnetten yoksun olduğu gibi demokratik toplumun gerekleriyle de bağdaşmamaktadır. Kaldı ki bu durum, kamu düzenini temin etmeye yönelik de değildir. Burada, salt olarak Cumhuriyet Halk Partisi nezdinde bir Büyükşehir Belediye Başkanını itibarsızlaştırma saiki bulunmaktadır.
BAKANLIĞIN SUSKUN KALMASI KAYGILARI BÜYÜTMEKTE: Diğer bir söyleyişle İçişleri Bakanlığı, güvenliğin sağlanması için kendisine tevdi edilen bu mekanizmayı muhalefetin söz söyleme hakkı hilafına hukuka aykırı biçimde FETÖ terör örgütünün yöntemleriyle kullanmaktadır. Halbuki demokratik bir toplumda asıl olan, muhalefetin özgürce ve hukuka uygun olarak siyasi otoriteye karşı eleştirel ifadelerini dile getirmesidir. Bu tür uygulamalar neticesinde Büyükşehir Belediye Başkanı şahsında kendini muhalif olarak nitelendiren tüm vatandaşlarımız baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. Bu durum, Türkiye Cumhuriyeti’ni muhalefet etme özgürlüğünün temel taşı olduğu çoğulcu demokrasi anlayışından uzaklaştırmaktadır. Öte yandan, toplumda ciddi bir tartışma yaşanırken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve İçişleri Bakanlığı’nın, yaklaşık bir haftadır suskun kalması, kaygıları büyütmektedir."(DUVAR)