CHP'li Bekaroğlu: İnsan diye bir dertleri yok, para için yapıyorlar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ‘İnsan Hakları Eylem Planı’nı eleştiren CHP Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, “Ne için yapıyorlar bunu, para için. Para bitti, yol göründü. Bunlara para lazım, para için de insan hakları lazım” dedi. Bekaroğlu erken seçime gidilmesi gerektiğini söyledi.
ANKARA - CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ‘İnsan Hakları Eylem Planı’na ilişkin Meclis’te açıklama yaptı.
Planın eksikleri olmasına rağmen doğru bir belge olduğunu belirten Bekaroğlu, “Fakat 19 yıllık iktidar bunu yayınlıyor. Nasıl güveneceğiz? Yani, böyle kitaplar belgeler olmadığı, Anayasa’da yasalarda eksiklikler olduğu için yaşanmıyor ki insan hakkı ihlalleri. İhlallerin büyük çoğunluğu uygulamalardır, uygulamaları yapan kişilerdir. İnsan hakları ve demokrasi ile ilgili bir şey yapılabilmesi için öncelikle demokrasinin işlemesi gerekiyor. Yasamanın, yürütmenin ve yargının yerli yerine konulması gerekiyor” diye konuştu.
‘FAHRETTİN ALTUN KİMMİŞ HERKES GÖRECEK’
İktidarın TBMM’ye saygı göstermediğini, milletvekillerinin soru önergelerinin yanıtsız bırakıldığını belirten Bekaroğlu, sorularına cevap vermemesi nedeniyle Cumhurbaşkanı Fuat Oktay’ı “Kenan Evren gibi davrandığı” ifadeleriyle eleştirmesinden dolayı dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM’ye fezleke gönderildiğini söyledi.
Meclis’te yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum ile İletişim Başkanı Fahrettin Altun’u eleştiren Bekaroğlu, Uçum’un “İletişim Başkanını eleştirmek devlete hesap sormaktır, eleştiremezsiniz” ifadelerine tepki göstererek, şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı’nın sarayda adamları var. İletişim Başkanı Sayın Fahrettin Altun, siyasi bir kişiymiş gibi her gün siyasetçilere laf yetiştiriyor, ağır hakaretlerde bulunuyor. Hiçbir mahkeme de onunla ilgili bir işlem yapmıyor. Başka bir başdanışman Mehmet Uçum dedi ki, İletişim Başkanını eleştirmek demek devlete hesap sormaktır, eleştiremezsiniz.” Buna yapılan eleştirilerden sonra bugün diyor ki, Fahrettin Altun bakanlar gibidir. Niye, Cumhurbaşkanı atamıştır. Evet Cumhurbaşkanı atıyor ama 657’ye göre devlet memuru. 657 ne diyor; devlet memurlarına siyasi açıklama yapmayı yasaklıyor. Şimdi buradan soruyorum; Ey Fahrettin Altun, Ey Mehmet Uçum, kimsiniz siz, kendinizi ne sanıyorsunuz? Mühür kimdeyse Süleyman o, biz de şimdi dönemin Süleyman'ının adamlarıyız, fedaileriyiz, istediğimizi yaparız. Niye, çünkü arkamızda Süleyman var! Öyle değil, Benim yaşım 66, ne Süleymanlar gördüm bu memlekette. Ne ‘Sözde Süleymanlar’ gördüm. Bundan 5-8 sene önce, FETÖ deniyor şimdi, Fetullah Gülen’in adamları kral kesilmişti bu memlekette, asıyorlardı, kesiyorlardı. İstediklerinin ayağını kaydırıyorlardı. MİT Başkanını bile gözaltına almaya kalkıyorlardı. Neredeler şimdi; hepsi cezaevinde. Yanlış anlamasınlar; Mehmet Uçum’u, Fahrettin Altun’u hapisle tehdit etmiyorum. Ama hesap sormayı tehdit kabul ediyorlarsa, hukukun içinde hesap verecekler. Mehmet Uçum kimmiş, Fahrettin Altun kimmiş, bu memlekette herkes görecek.”
'BU KİŞİLER İNSAN HAKLARINI UYGULAYAMAZ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan insan hakları eylem planına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Bekaroğlu şunları kaydetti:
KİMSE EŞİNDEN DOLAYI SUÇLANAMAZ: Bu belgede çok önemli başlıklar var. Burada yazılanları yapabilmeleri için kişilerin de değişmesi lazım. Bir Süleyman Soylu var, İçişleri Bakanı. Bir kadın Merve Demirel; basın açıklaması yaparken polis tarafından tacize uğrayarak gözaltına alınıyor. Eleştirilerden sonra çıkıyor bu Bakan, ‘Merve Demirel’in babası FETÖ’cü bilmem ne sendikasının üyesiydi. Dolayısıyla DHKPC’li olabilir, polis de gözaltına alırken eli bir yere kaymış olabilir. Ne var bunda’ diyor. Şimdi böyle bir İçişleri Bakanının olduğu yerde insan hakları eylem planı uygulayacak, kim; Cumhurbaşkanı, hangi Cumhurbaşkanı; çıkıyor diyor ki, bu Ayşe Buğra var ya Boğaziçi Üniversitesinde açıklamayı imzalamış. O zaten Osman Kavala’nın hanımı. Eee, hani Müslümandın Sayın Cumhurbaşkanı? Veda Hutbesi ne diyor; hiç kimse eşinden, babasından, kardeşinden dolayı suçlanamaz.
UYGULAYACAĞINA NASIL İNANACAĞIZ?: Sayın Tayyip Erdoğan; senin bu belgeyi uygulayacağına nasıl inanacağız? Bunların hepsi yalan, ekonomileri de TÜİK’leri de hepsi yalan. Bu belgede yazılanlar da yalan, inanmıyoruz, güvenmiyoruz size. Yani Sayın Tayyip Erdoğan’la Sayın Süleyman Soylu bu belgeyi uygulayacaklarmış! Niye yapıyorlar; para için. İnsan diye bir dertleri yoktur, insan hakları diye bir dertleri yoktur. Normal bir ülkenin içişleri bakanı suç işleyeni yakalar, yargıya teslim eder. Yargı da kanun çerçevesinde cezasını verir. Bu suçun mahiyeti ne olursa olsun. Diyor ki, mezarın yanındaki ağaca asacaktım. Böyle bir içişleri bakanı olur mu? Bu bakan insan hakları eylem planı uygulayacakmış.
BUNLARA PARA LAZIM: Ne için yapıyorlar bunu, para için. Para bitti, yol göründü, dönemin sonuna geldiler. Türkiye’de büyük bir ekonomik kriz var, aşı bile alamıyorlar. Okulları açtık, öğretmenlere aşı yapamıyoruz. Kafelerde lokantalarda çalışanlara aşı yapamıyoruz. Niye, para yok. Bunlara para lazım, para için de insan hakları lazım. Kredi vermiyorlar, hak ihlallerini eleştiriyorlar. Cumhurbaşkanı, Avrupa ülkelerinden iyi durumda olduğumuzu söylüyor ama o Avrupa ülkeleri yüzde 1’le borç alıyor, biz yüzde 8’le bile borç para bulamıyoruz, aşı alamıyoruz. Borç istediğimiz insanlar bir de insan hakları sicili istiyor. Bunu oraya ekleyecek, borç para bulacak. Böyle bir şey olmaz. Keşke bulsa. Bu komikliktir, uzatmaktır. Bir an evvel seçim, erken seçim yapılmalı. Bu insanları söyleyecek hiçbir şeyleri kalmadı. Bu belge 2003 yılında önemliydi, bütün dünya da bunu önemsemişti. Herkesi kandırdı, parayı cebe indirdi, dağıttı adamlarına. Şimdi para bitti, tekrar insan haklarına yöneldi. Yapılacak iş, ülkeyi bir an evvel salimen problemsiz bir şekilde erken seçime götürmektir. (DUVAR)