CHP’li Emre: İktidarın yanlış politikaları sonucu Türkiye AB üyeliğinden uzaklaştı

CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre Meclis'te yaptığı konuşmada, iktidarın yanlış politikaları sonucu Türkiye’nin AB Üyeliğinden uzaklaştığını belirtti.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP İstanbul Milletvekili ve Dışişleri Komisyonu Üyesi Yunus Emre, TBMM Genel Kurulu'nda CHP Grup önerisinin görüşmelerinde konuştu.  

Konuşmasında geçen hafta sonu Romanya'nın başkenti Bükreş'te yapılan Sosyalist Enternasyonal Avrupa Komitesi Toplantısı'na da değinen Yunus Emre şunları söyledi:

"Bu toplantıda, Sosyalist Enternasyonal Avrupa Komitesi Toplantısı'nda alınan kararda ülkemiz için, ülkemizin Avrupa Birliği üyeliği için önemli bir açıklama vardı. Değerli arkadaşlarım, bu metinde, Cumhuriyet Halk Partisinin son seçimdeki etkileyici zaferi de not edildikten sonra, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine Cumhuriyet Halk Partisinin öncülüğünde bu mücadeleye, demokrasi ve reform mücadelesine desteğini Sosyalist Enternasyonal açıklamış oldu.

Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik hedefi sadece bugün için değil öteden beri, Avrupa Birliğinin ortaya çıktığı günlerden beri gündemimizde olan bir konu ancak son yıllarda maalesef Türkiye bu hedefinden son derece uzaklaştı. Avrupa Birliği metinlerinde de Türkiye bir aday üye olarak değil, komşuluk ilişkileri yürütülecek bir ülke olarak tanımlanmaya başlandı. Peki, bu acıklı duruma, Türkiye'nin demokrasi, hukuk devleti anlayışından uzaklaştığı, ekonomik gelişme imkanlarından uzaklaştığı bu acıklı duruma nasıl geldik? Bu noktada şunu hatırlatmak istiyorum: Tabii ki Avrupa'da vizyonsuz birtakım politikacıların bu duruma gelinmesinde ciddi bir payı var ama ne yazık ki Türkiye'de iktidarda bulunanların yanlış politikaları, yanlış uygulamaları Türkiye'yi bu noktaya getirmiş bulunuyor."

İktidar partisinin, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyesi olmasını istemediğini ifade eden Emre konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Tam olarak  böyle bir Türkiye arzu ettikleri için, yolsuzluklara batmış bir yönetim anlayışı var olduğu için, Türkiye'de hukuk devleti, insan hakları, demokrasi yerleşirse, kökleşirse böyle bir ceberut devlet anlayışını yürütemeyecekleri için Avrupa Birliği üyelik sürecini baltaladıkları teşhisini yapmak istiyorum. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisinin öncülüğünde Türkiye'de yapılacak ilk seçimlerden sonra Avrupa Birliği yolculuğu tekrar başlayacak ve iktidar tarafı şunu çok iyi biliyor ki böyle bir ortamda, Türkiye'nin Avrupa Birliği gündeminin bulunduğu bir ortamda hukuk, demokrasi ve insan hakları Türkiye'de böyle bir durumda olmayacak; Avrupa Birliğine CHP öncülüğünde Türkiye'nin katıldığı bir ortamda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmadığı, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığı bir ortam olmayacak. Böyle bir ortamda, böyle bir Türkiye'de Merkez Bankası, TÜİK gibi kurumlara güven bu şekilde zayıflatılamayacak; TÜİK enflasyon hesaplamasında örneğin doktor muayenesini 34 lira olarak belirleyemeyecek, istatistiklere yalan söyletemeyecek; eski Ulaştırma Bakanı çıkıp garanti verilen yolların işletmelerinde CEO olamayacak; Türkiye'de kurumlar ve liyakat anlayışı tekrar uygulamaya sokulacak. Türkiye'nin Avrupa Birliği üyesi olduğu bir ortamda iktidar yandaşları bir taraftan da 3 maaş, 5 maaş alamayacaklar; üniversitelerimizden mezun olan gençlerimiz ‘Aman biz bavullarımızı toplayalım, Türkiye'yi terk edelim, yurt dışında fırsatlar arayalım’ anlayışı içerisinde olmayacaklar; vatandaşlarımız Avrupa Birliği üyesi ülkelerin konsolosluklarının kapılarında vize kuyruklarında beklemeyecekler; iş cinayetlerinde her yıl canlarımızı kaybetmeyeceğiz; Türkiye'yi bir sığınmacı deposu haline getiren politikalar terk edilecek.

'YANLIŞ POLİTİKALARININ DOĞRUDAN SONUCU'

Türkiye'nin Avrupa Birliği hedefinden kopmuş olması iktidarın yanlış politikalarının doğrudan bir sonucudur ve iktidara geldikleri dönemde, başlangıç aşamasında, sanki bir Avrupa Birliği üyeliği hedefi varmış gibi, bunu bir kaldıraç olarak kullanarak kendilerine yönelik bürokratik direnci ortadan kaldırma yoluna gittiler ama ne zaman ki gerçek manada bu direnci ortadan kaldırmış oldular, bu Avrupa Birliği gündemini de bir kenara bıraktılar. Bu sorunların aşılması için tekrar Türkiye'nin çağdaş medeniyet yoluna girmesi, hukukun üstünlüğü, demokrasi, insan hakları ilkelerini bir temel hedef, temel öncelik hâline getirmesi, bölgesinde barışı, huzuru hedefleyen bir dış politika anlayışını gündemine almış olması ve tabii, ekonomiyi iktidarda bulunanların daha da zenginleştirilecekleri, daha da onların yandaşlarının önlerinin açılacağı bir alan olmaktan çıkartıp vatandaşların huzuru için, refahı için kaynakların seferber edildiği bir alan haline getirecekleri bir Türkiye özlemini hatırlatmak istiyorum.”