CHP’li Taşcıer: Türkiye’nin her yeri çocuklar için suç mahalli
Türkiye’nin her tarafının çocuklar için bir suç mahalli haline geldiğini söyleyen CHP'li Gamze Taşcıer, "Siyasallaşan yargının cezasızlık politikası suç bataklığını besleyen en temel kaynak" dedi.
DUVAR - Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, İstanbul Sultanbeyli’de ortaya çıkan tecavüz vakasının sebep ve sonuçlarıyla politik olduğunu söyledi. Taşcıer, “Bu vahim olay, bireysel bir suç değil aksine iktidarın eylem ve söylemlerinden cesaret alan faillerin giderek pervasızlaştığının kanıtıdır. Türkiye'nin her köşesi suç mahalli haline geldi. Çocuk istismarları, cinsel saldırılar ve uyuşturucu suçlarındaki artış, toplumun güvenlik algısını derinden sarsıyor. Siyasallaşan 'kravatlı' yargının cezasızlık politikası suç bataklığını besleyen en temel kaynak haline geldi” dedi.
Türkiye’nin her tarafının çocuklar için bir suç mahalli haline geldiğini açıklayan Taşcıer, “Sultanbeyli’de ortaya çıkan sistematik tecavüz vakası, bireysel bir suç veya sosyal bir sorun değil, sebep ve sonuçlarıyla politiktir. Demokratik rejimlerde hükümetlerin sorumluluğu çocuğun iyilik halini gözetecek, ihmalden, istismardan, her türlü şiddetten, kötü muameleden uzakta tutacak ve tam güven içerisinde yetişmesini sağlayacak sağlıklı ortamı yaratmaktır. Oysa iktidar çocuğun iyilik halini istismar edecek adımları peşi sıra atıyor” diye konuştu.
'SAATTE 11 ÇOCUK İSTİSMAR EDİLDİ'
İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çekilen Erdoğan iktidarının, kadına ve çocuğa yönelik şiddet eylemlerinin faillerini cesaretlendirdiğini kaydeden CHP Genel Başkan Yardımcısı Taşcıer, “Sultanbeyli vakası ne ilk ne de son. Saatte 11 çocuğun istismara uğradığı bir ülkeyiz. 2023 yılında çocuklara yönelik cinsel istismar nedeniyle 92.103 suç kaydı oluşturuldu. Bu suçlarla ilgili 69.773 şüpheli hakkında işlem yapıldı. Mahkemelerde 35.000 kişi sanık oldu. Tablo bu. İktidar ne yapıyor? Koruması gereken çocukları protokollerle cemaat ve tarikatlara terk ediyor. Bu düzeni de bu protokolleri de kabul etmiyoruz” dedi.
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında çocukların sistematik biçimde ötekileştirildiğini belirten Taşcıer, 2002-2022 yılları arasında yaşı 20’den küçük 9.444 kişinin intihar ettiğini açıkladı. Taşcıer, “Kayıt altına alınan bu intiharların yüzde 18’inde hayatına son verenler 15 yaşından küçük çocuklardı. Hayalleri olan, koşan, oynayan, gülen 1.746 çocuktan bahsediyoruz. Bu çocukların yüzde 53’ü yani 933’ü kız evlatlarımızdı. Yaşı ne olursa olsun bir çocuk neden intihar eder? Özellikle 15 yaşından küçük kız çocukları arasında intihar vakaları neden bu kadar yaygın? İktidarın bu soruya verecek bir cevabı yok” şeklinde konuştu.
'ERİL YARGININ İYİ HAL İNDİRİMLERİNE GÜVENDİLER'
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve yasalarla çocukların en iyi şekilde korunmasını sağlamakla yükümlü olduğunu anımsatan Taşcıer, çocukların tam iyilik halinin sağlanması için adalet mekanizmasından eğitim sistemine, sosyal hizmetlerden ekonomi politikalarına kadar geniş bir alanda düşünce devrimine ihtiyaç olduğunu söyledi.
İktidarın çocuk ve kadın haklarına yönelik politik ajandasının hak ve özgürlük temelinde şekillenmediğine de değinen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer şöyle konuştu:
“Karaman'da çocuklara tecavüz edildi; sustular! Besni'de çocuklar istismar edildi; duymadılar. Konya'da çocuklar taciz edildi; görmediler. Denizli'de, Gaziantep'te, İzmir'de, İstanbul Bağcılar'da, Fatih'te, Ümraniye'de, Ordu'da, Sakarya'da Bitlis'te Ensar'da çocuklara şantajla tecavüz edildi: üstünü kapattılar. Failler hep tanıdıktı. ‘O saatte dışarıda ne işi vardı’, ‘Etek giymeseydi’, ‘kadın mıdır, kız mıdır’, ‘ulu orta gülmeseymiş’ diyen iktidarın ayrımcı dilinden güç aldılar, eril yargının iyi hal indirimlerine güvendiler.”
'AVUKAT CİNSEL ŞİDDETİ ‘ETEK BOYU’ ÜZERİNDEN MEŞRULAŞTIRMAYA ÇALIŞTI'
“Son olarak İstanbul Sultanbeyli’de bir çocuğun yıllardır sistematik biçimde tecavüze uğradığı ortaya çıktı. İktidarın dilinden konuşan, aynı kültürel kodlardan beslenen bir avukat çıktı ve cinsel şiddeti ‘etek boyu’ üzerinden meşrulaştırmaya çalıştı. 13 yaşından beri tecavüze uğrayan bir çocuğun gördüğü fiziki ve ruhsal şiddeti, ‘etek boyu’ ile normalleştirebileceğini ve sanıklara ceza indirimi alabileceğini düşünen bu zihniyet, mağdurun yaşadığı travmayı daha da derinleştiren, cinsiyetçi ve suçlayıcı bir tutumdur.
Tecavüze uğrayan bir çocuğun giyimi veya davranışları üzerinden suçlamalarda bulunmak, suçu işleyen kişileri aklamaya ve sorumluluğu mağdura yüklemeye çalışan bir yaklaşımdır. Bu, hukukun temel prensiplerine aykırıdır ve adaletin yerini bulmasını engeller. Suçun mağduru olan çocuğun tekrar suçlanması, ona yönelik ikinci bir travma yaratır.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştiren böylesine vicdansız bir savunma kadınların veya kız çocuklarının giyimleri veya davranışları üzerinden suçlanmalarını normalleştirir. Israrla söylemekten ve savunmaktan vazgeçmeyeceğiz; Kadınların ve kız çocuklarının giyim tercihleri, herhangi bir şekilde tecavüz veya cinsel saldırının gerekçesi olamaz.
'ADALET BAKANI'NDAN BİR KELAM DUYMADIK'
Hukukun temel amacı, adaleti sağlamaktır. Mağduru suçlamak yerine, faillerin cezalandırılması ve mağdurun korunması öncelikli olmalıdır. Duruşma esnasında hukuki sürecin saygınlığını zedeleyen ve adaletin tarafsızlığına olan güveni sarsan bu yaklaşım karşısında her konuda fikir beyan eden Adalet Bakanı'ndan bir kelam duymadık. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı da kayıp. İstanbul Baromuzun bu sorumsuz avukat hakkında gerekli adımları atacağına inanıyorum. Çocuklar istismar edilirken susanları, istismarı meşrulaştırmaya çalışanları tarih affetmez! Bu davanın takipçisi olacağım.”