CHP’li Torun: Belediye başkanlarımız sizin memurunuz değil

CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, iktidarın CHP’li belediye başkanlarına baskı yaptığını belirterek, “Siz, belediye başkanlarımıza soruşturma açarak, her istediğinizi yaptırmak istiyorsunuz. Ama kusura bakmayın bizim belediye başkanlarımız sizin memurunuz değil, asla da olmayacak” dedi. İktidarın, CHP’li belediyelerin 15 milyon 250 bin lira tutarındaki bağış paralarına el koyduğunu belirten Torun, “Bu siyasi hazımsızlık hali, en büyük zararı millete veriyor” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, TBMM Genel Kurulu’nda 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin 10. maddesi üzerine CHP Grubu adına konuştu. Torun, halkın iktidarın otoriterleşme çabalarına en sert tepkiyi 2019 yerel seçimlerinde gösterdiğini söyledi.

Torun açıklamasından satır başları şöyle;

HEVESLERİ KURSAKLARINDA KALDI: Vatandaş seçimini yaptı ancak iktidar, milletin mesajını anlayamadı, seçim sonuçlarını içine sindiremedi. Belediyelerimizi kötülemek için her türlü haksızlıktan medet ummaya başladı. Milletin iradesini kabul etmek yerine, siyasi hırslarına yenildi. Ancak gururla söylüyorum ki bizim belediyelerimiz, milletimizle el ele vererek, tüm engelleri aştı, aşmaya da devam edecek. Milli iradeyi hiçe sayanların hevesleri kursaklarında kaldı, kalmaya da devam edecek.

15 MİLYON 250 BİN LİRAYA EL KONULDU: Belediyelerimiz pandemi sürecinde, iktidarın yoksulluğa mahkûm ettiği halkımıza destek olmak için, tüm imkânlarını seferber etti. Kaynaklar yetersiz kaldığında da dayanışmayı örgütledi, kampanyalar başlattı. Bu hesaplarda çok kısa sürede, 15 milyon 250 bin lira civarında bağış toplandı. Peki; her fırsatta ‘aynı gemideyiz’ diyen iktidar ne yaptı? ‘Sen misin bağış toplayan’ diyerek, banka hesaplarını bloke etti. Garibana ekmek, işsize destek, yoksula yemek olacak bağışlara el koydu. Eskişehir’de Aşevi’nin hesabı bile bloke edildi. Belediyelerimizin ücretsiz ekmek dağıtması bile yasaklandı. Bu siyasi hazımsızlık hali, en büyük zararı millete verdi. İktidar içinden bir vicdan sahibi çıkıp da, ‘Yahu arkadaş yapmayın, bu yanlıştır’ demedi. Şöyle bir söz vardır: ‘Sanmayın ki her kalıbın içindeki insandır, insanı insan yapan adalettir, vicdandır.’ Millet, bu haksızlıkları yapanı da sessiz kalanı da affetmez.”

SİZİN CESUR ADIMINIZ RÜŞVETİ SORUŞTURMAMAK: Adalet ve Kalkınma Partisi 2002 Seçim Beyannamesinde, “Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi için cesur adımlar atılacağını” vaat etti. Şimdi iktidarın attığı o cesur adımlara bir bakalım: İlk “cesur adım” şudur: Türkiye’de 3 bin 225 olan belediye sayısı 1389’a düşürülmüştür. 1836 belediyenin kapısına kilit vurulmuştur. Belediyelerin öz gelirleri, yüzde 55’lerden yüzde 40’lara indirilmiştir. Yerel yönetimler, merkezin ‘transfer bütçesine’ yani vesayetine mahkûm edilmiştir. Kendi parti programınızda, ‘belediye alanlarında düzenleme yapmadan önce belediyelere danışılması ilkemiz olacak’ diyorsunuz. Örnek verelim: Bir belediye sınırlarında, milyarlarca dolarlık kanal yapma projesi kimi ilgilendirir? Siz bırakın belediyeye danışmayı, projeyi eleştiren İBB Başkanımıza soruşturma açtınız. Peki; bir ilçedeki parka, hangi ismin verileceği kimi ilgilendirir? Rize Fındıklı Belediyemiz, Millet Bahçesi’nin adını “Atatürk Parkı” olarak değiştirip, 7 bin liraya tabela yaptırdı diye, soruşturma açtınız. Bu mu sizin ‘belediyelere danışılacak’ ilkeniz? 7 bin liralık tabelaya “kamu zararı” diye soruşturma açıyorsunuz… Peki; Serik Belediyesi’ndeki 500 bin liralık rüşvete neden sessiz kaldınız? Milletin 750 milyon doları Ankapark’a harcanırken neden sustunuz? Sizin ‘cesur adımlarınız’ rüşveti soruşturmamak, 750 milyon doların hesabını sormamaktır.

BAŞKANLARIMIZ MEMURUNUZ DEĞİL: Siz, belediye başkanlarımıza soruşturma açarak, her istediğinizi yaptırmak istiyorsunuz! Ama kusura bakmayın bizim belediye başkanlarımız sizin memurunuz değildir, asla da olmayacaktır.

ERDOĞAN KENDİNİ BELEDİYE BAŞKANI SANIYOR: Genel Başkanınız kendini hâlâ belediye başkanı sanıyor, tüm belediyeleri yönetme hevesinden bir türlü vazgeçmiyor. Yetkileri merkezde toplamak için kanunlar yamalı bohçaya çevriliyor. Yine geçenlerde, ‘Yerel Yönetim Reformu yapacağız’ dedi. Bakıyoruz acaba bu kez ne çıkacak diye: Tam bir karmaşa! Saraydan ayrı, Bakanlıktan ayrı, parti genel merkezinden ayrı ses çıkıyor. Bırakın reform yapmayı, siz daha kendi içinizde anlaşamıyorsunuz. Ama biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamemizde söz verdik: Yeni bir merkez-yerel dengesi kuracağız. Biz vaat verip tutmayanlardan olmayacağız: Söz verdik, yapacağız.

İSTANBUL’A İHANET EDERKEN CESUR ADIM ATTINIZ: “Cesur adımlar atacağız” demiştiniz. Peki ne yaptınız? Siz yerel demokrasiyi değil, vesayeti güçlendirdiniz! Siz sadece, şehirlerimizi betona gömerken cesur adım attınız! Siz Ankara’yı parsel parsel satarken cesur adım attınız! Maalesef siz, İstanbul’a ihanet ederken cesur adım attınız. 18 yılda ülkeyi bu hale getirenlerden, artık millete hayır gelmez. Allah’ın izniyle, ilk seçimde iktidar olacağız. İşte o zaman yerel yönetimleri bu çukurdan çıkarmak da bize nasip olacak.” (DUVAR)