CHP'li Türeli anlattı: Orta Vadeli Program maaşları, kredileri ve kredi kartlarını etkileyecek

Türkiye ekonomisinin önümüzdeki 3 yıllık (2025-2027) yol haritasını belirleyen Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. CHP'li Rahmi Aşkın Türeli, programın halkı nasıl etkileyeceğini anlattı.

Fotoğraf: Gazete Duvar
Google Haberlere Abone ol

ANKARA – Türkiye ekonomisinin önümüzdeki 3 yıllık (2025-2027) yol haritasını belirleyen Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. 2006’dan bu yana hazırlanan ve izlenecek ekonomik ve sosyal politikalar ile makro ekonomik hedefleri içeren OVP, iktidarın açıkladığı 20'nci OVP oldu. Hükümet temsilcileri, 20'nci OVP'nin temel amacının enflasyonun kademeli olarak tek haneli seviyelere düşürülmesi olduğunu söyledi.

OVP’yi inceleyen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili ve Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli, programın halka somut yansımasının neler olacağını anlattı.

‘BU OVP, ŞİMŞEK POLİTİKALARININ TEMELİ’

Hükümetin, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'le birlikte seçimden sonra uyguladığı politikalara ilişkin bir ekonomik programı olmadığını ve bu OVP’nin Şimşek politikalarının çerçevesini çizdiğini söyleyen Türeli, programın bir istikrar programı niteliğinde olduğunu, temel önceliğinin de dezenflasyon (enflasyon oranının düşürülmesi) olduğunu kaydetti.

Türeli "Bugün ülkemizin içinde bulunduğu kriz, var olan yapısal problemlerin üstüne uygulanan yanlış politikaların bir ürünü. Cumhurbaşkanının 2021 yılının Eylül ayında gündeme getirdiği 'faiz sebep, enflasyon sonuç' tezi bugün Türkiye’yi derin bir ekonomik krize sürükledi. 2023 Mayıs seçimleri sonrasında ise hükümetin birdenbire 180 derece bir dönüşle faizleri yeniden yükselttiği sıcak para politikasına geri döndüğünü görüyoruz. Bununla birlikte, ekonomik kriz gelir dağılımını bozmaya ve yoksulluğu arttırmaya devam ediyor” dedi.

‘OVP’NİN 2024 ENFLASYON ÖNGÖRÜSÜNÜN TUTMASI İMKANSIZ’

Geçen yıl açıklanan OVP’de 2024 yıl sonu enflasyon öngörüsünün yüzde 33 olduğunu, sonrasında Merkez Bankası tarafından önce yüzde 36’ya, sonra da yüzde 38’e yükseltildiğini, ancak son OVP’de yüzde 41,5 olarak açıklandığını kaydeden Türeli, “Enflasyonun gittikçe yükseldiği bir ekonomik süreç var. Fakat buradaki kritik olan nokta şu; 2024’te enflasyonun yüzde 41,5 olması için önümüzde kalan 4 ay içinde yani eylül-aralık döneminde yıllık ortalama yüzde 1,07 enflasyon artışı olması gerekir ki bu mümkün gözükmüyor. Yaz bitti, gıda fiyatlarında yükseliş var. Okullar açıldı, eğitim masraflarında çok ciddi artışlar var. Kış geliyor ısınma masrafları artacak. Bunları düşündüğümüz zaman son OVP'deki öngörünün gerçekleşmesinin imkansız olduğunu görürüz. Bir önceki OVP öngörüleri tutmadı, bu da tutmayacak” diye konuştu.

OVP’deki 2025 enflasyon hedefinin yüzde 17,5, 2026 hedefinin de yüzde 9,7 olduğunu kaydeden Türeli, “2021 yılının Eylül ayında, Cumhurbaşkanı'nın ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ tezi uygulanmadan ve Merkez Bankası politika faizini indirmeden önce enflasyon oranı yüzde 19'du. Bakıyoruz dört yıl sonra neredeyse aynı noktaya geliyor. Türkiye 2006 yılından bu yana enflasyon hedeflemesi rejimi uyguluyor ve bugün biz 2026’da yüzde 9,7 ile tek haneli enflasyona ulaşacağız diye seviniyoruz. Ayrıca bu rakamlara ulaşılması da çok mümkün gözükmüyor. Türkiye’nin uzun bir süre daha yüksek enflasyonla yaşamaya devam edeceği açık” dedi.



'YÜKSEK FAİZ POLİTİKASI DEVAM EDECEK, VATANDAŞIN KREDİYE ULAŞMASI DAHA DA ZORLAŞACAK'

OVP ile birlikte enflasyonu kontrol altına almak için adımlar atılacağını ‘sıkı para politikasının uygulanmaya devam edileceğini belirten Türeli, bu politikanın somut yansımalarını şöyle açıkladı: “Sıkı para politikası ile kastedilen yüksek faizler. Yüksek faiz uygulaması devam edecek. Diğer taraftan, kredi hacminde ciddi sınırlamalara gidiliyor. OVP’de sıkı para politikasının yanı sıra sıkı maliye politikası ve sıkı gelirler politikası uygulanması hedefleniyor. Amaç ekonomideki talebin kısılması. Bu yolla enflasyonu kontrol altına almaya çalışıyorlar. Diğer taraftan da yüksek faizden dolayı yurt dışından gelen sıcak parayla da döviz kurunun kontrol altına alınmasını ve maliyetler kanalıyla enflasyonu yükseltmesini engellemeye çalışıyorlar.”

'KREDİ VE KREDİ KARTI LİMİTLERİ DÜŞECEK'

Türkiye’de pek çok kişinin kredi kartları ve tüketici kredileriyle ay sonunu getirdiğini hatırlatan Türeli, OVP ile birlikte kullanılabilecek kredi miktarının sınırlanacağını ve kredi faiz oranlarının da yüksek kalmaya devam edeceğini şu ifadelerle anlattı: "OVP'de tüketici kredilerinin dezenflasyon süreciyle uyumlu gelişmesinin sağlanacağı ifade ediliyor. Ne yapacakları açık. Vatandaşın krediye ulaşması daha da zorlaştırılacak. Kredi kartı limitlerini gerçek gelirle uyumlu hale getirecekler. Bunu sağlamak için de SGK aracılığıyla edinilen gelir verilerinden faydalanacaklar. Yani kredi kartı limitleri de gelir seviyesi ile orantılı olarak belirlenecek. Birçok kişinin kredi kartı limiti düşecek."

'ÜCRETLER VE MAAŞLAR REEL OLARAK DÜŞECEK'

OVP’deki maddelerin halka birebir yansımalarına dair başka somut örnekler de veren Türeli, en dikkat çekici düzenlemenin ücretlere ve maaşlara ilişkin olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: “Vatandaşın maaşları düşecek. Çünkü şöyle bir planlama var, ki bunu Bakan Şimşek de söyledi: Ücret ve maaş artışları gerçekleşen enflasyona göre değil, hedeflenen enflasyona göre belirlenecek. Bu ne demek? Bugün birçok kesim önceki aylarda gerçekleşen enflasyon oranına göre gelir artışı alıyor. Şimdi diyorlar ki ‘Biz enflasyonu şu kadara düşüreceğiz, size de hedef enflasyon oranında yani düşük oranda zam yapacağız.’ Bu durum asgari ücretle çalışandan, memura, işçiye birçok kesim için geçerli olacak.”

'CİDDİ BİR GIDA KITLIĞI İLE KARŞI KARŞIYA KALINACAK'

Benzer durumun tarım alanında da geçerli olacağını anlatan Türeli, “2024 yılında temel tarımsal ürünler için açıklanan taban fiyatların çiftçileri ne kadar zor durumda bıraktığı ortada. Şimdi bu OVP’de diyor ki, “Tarımsal ürünlerin alım fiyatları program hedefleri de dikkate alınarak, geçmiş enflasyona endeksleme davranışının azaltılmasına yardımcı olacak şekilde belirlenecektir.” Yani bundan böyle tarım ürünlerinin fiyatlandırması da hedeflenen düşük enflasyona göre belirlenecek. Çiftçinin artan maliyetlerini düşününce Türkiye önümüzdeki yıllarda ciddi bir gıda kıtlığıyla ve artan gıda fiyatlarıyla karşı karşıya kalacak demektir bu” ifadelerini kullandı.

'KIDEM TAZMİNATINI İŞÇİNİN ELİNDEN ALMAYA DÖNÜK DÜZENLEME'

OVP’deki tamamlayıcı emeklilik düzenlemesine de değinen Türeli, “Otomatik katılım sisteminin işverenin de katkısıyla tamamlayıcı emeklilik sistemine dönüşmesinden bahsediliyor. Bunun anlamı işçinin kıdem tazminatı hakkının elinden alınmasıdır. Önceki yıllarda da bir fon kurulması yoluyla bu hedefe ulaşmaya çalışıyorlardı. Bu argüman kullanılarak kıdem tazminatı hakkının işçinin elinden alınmasına yönelik bir politika izlenmeye çalışılacak” dedi.

YENİ NESİL ÇALIŞMA MODELLERİ: GÜVENCESİZ İSTİHDAM

Önceki OVP’lerde yer alan işgücü piyasalarında esnek istihdam stratejilerine bu yılki OVP’de ‘yeni nesil çalışma modelleri’nin eklendiğine dikkat çeken Türeli, "Esnek, uzaktan, kısmi, geçici süreli, kısa süreli çalışma modelleri tarif ediliyor. Oysa ILO standartlarına uygun, sürekli ve güvenceli bir istihdam yapısı bu ülke için olmazsa olmazdır. Bu OVP ile sürekli ve güvenceli istihdam yapısının ortadan kaldırıldığı modeller hayata geçirilmeye çalışılıyor” dedi.



‘OVP’NİN MİLYONLARCA İNSANA OLUMLU HİÇBİR SÖZÜ YOK’

OVP’nin ülkedeki milyonlarca insana olumlu hiçbir sözü olmadığını kaydeden Türeli, “Türkiye bu Şimşek modeliyle AKP'nin iktidara geldiği yıllarda uyguladığı sıcak para modeline yeniden dönüş yaptı. Ama sıcak paraya dayalı model ekonomideki dengeleri bozan, üretim yapısını aşındıran, ithalatı arttıran, yerli üreticiyi, KOBİ'leri, sanayiciyi ciddi sıkıntıya uğratan bir model. Ayrıca gelir dağılımını daha da bozan ve yoksulluğu artıran bir model. Sadece enflasyonu hedefleyen bir perspektifle Türkiye'nin bir yere gitmesi mümkün değil. Türkiye'nin yeniden yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı artıracak bir kalkınma modeline geçmesi gerekiyor. AKP iktidarı döneminde uygulanan inşaatın öncülük ettiği bir model yerine sanayinin öncülük ettiği, teknoloji yoğunluğunu artıran, büyüme hızını yükselten, istihdamı artıran, gelir dağılımını düzelten, tarımın yeniden ayağa kaldırıldığı bir ekonomik program inşa edilmeli. Bunun için de ülke kaynaklarının bu doğrultuda kullanılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

'ENFLASYON VE İŞSİZLİK ARTMAYA DEVAM EDECEK'

'Bu OVP Türkiye için zaman kaybı' diyen Türeli sözlerini şöyle noktaladı: “Özet olarak söylersek 2025-2027 yıllarını kapsayan OVP makroekonomik göstergelerin gerçekçi olmadığı, kendi içinde çelişkili ve uyumsuz olduğu ve bu çerçevede vizyonu ve kredibilitesi olmayan bir doküman olarak gözüküyor. Önümüzdeki üç yıllık dönem ekonomide büyüme hızının yavaşlayacağı, işsizliğin artacağı ve enflasyonun artmaya devam edeceği bir dönem olacak. Uygulanan yanlış ekonomik politikaların yükünü de bu ülkede yaşayan milyonlarca vatandaşımız çekmeye devam edecek.”