CHP'li Yavuzyılmaz: AK Partili bürokratların yoksulluk sınırı 56 bin liradan başlıyor
AK Partili bürokratların maaşlarını hesaplayarak kamuoyuna duyuran CHP’li Deniz Yavuzyılmaz, “Saraydaki tek adam devlet kadrolarında küçük tek adamcıklar oluşturuyor” dedi.
ANKARA - AK Partili bürokratların aynı anda birden fazla yerden yüz bin lirayı geçen maaşlar almasına muhalefet de toplum da tepkili. Metropoll araştırma şirketinin son anketine göre seçmenlerin yüzde 70’i bürokratların birden fazla kurum ve şirketten maaş almasını yanlış buluyor. AK Parti’ye oy verenlerin yüzde 61.3’ü, MHP’ye oy verenlerin de yüzde 72’si birden fazla maaşı yanlış olarak değerlendiriyor.
Bir süredir AK Partili bürokratların farklı kurumlardan aldıkları maaşları hesaplayarak kamuoyuna duyuran CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’a göre vatandaşlar “ben açım” notu bırakıp intihar ederken, gençler iş bulamazken AK Partili bürokratlar lüks içerisinde yaşıyor.
‘MENFAAT ORTAKLIĞI, KADER ORTAKLIĞI, SIR ORTAKLIĞI SÖZ KONUSU’
Açık kaynaklar aracılığıyla ortaya çıkan AK Partili bürokratların elde ettiği gelirlerin “AK Parti’nin nasıl kul hakkı yediğinin ispatı” olduğunu söyleyen CHP’li Deniz Yavuzyılmaz’a göre kurullar ve kurumlar daha geniş araştırmalar yaparsa bürokratların farklı gelirlerinin de olduğu ortaya çıkabilir.
Vatandaşların kendi maaşlarıyla, AK Partili bürokratların hazineden aldığı ücretleri karşılaştırdığı zaman aradaki uçurumun ne kadar derin olduğunu gördüğünü ve büyük bir kızgınlık içerisinde olduğunu belirten Denizyılmaz sorularımıza şu şekilde yanıt verdi:
Birden fazla maaş alan bürokratlara ilişkin uzun zamandır çalışma yapıyorsunuz. Turkcell Yönetim Kurulu Başkanının yıllık 250 bin euro, Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy'un ayda 161 bin 928 TL gelir elde ettiği ortaya çıkardığınız yalnızca iki örnek. Bu süreç nasıl gelişiyor?
Saraydaki tek adam devlet kadrolarında küçük tek adamcıklar oluşturuyor. Ağırlıklı olarak bir kader ortaklığı, menfaat ortaklığı, kâr ortaklığı ve sır ortaklığı söz konusu. Bir kişinin 24 saatini bile verse işleri yetiştiremeyeceği kadar önemli makam, mevki ve görevler maalesef aynı kişilere verilerek liyakatsiz bir şekilde yaptırılıyor. Dolayısıyla da devlet mekanizması şu anda koordinasyonunu kaybetmiş durumda. Bunun en çarpıcı örnekleri hem devlet kadrolarında görev alan aynı zamanda maaş alan, aynı zamanda özel sektörden ücret alan, yönetim kurullarından huzur hakkı alan AK Partili bürokratlar. Bunlar Türk Telekom’da, Turkcell’de, TMSF’de, Kardemir’de, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkalığı’nda varlar. Yani say say bitmez. Bu bürokratların aldığı maaşlar AK Parti’nin nasıl kul hakkı yediğinin ispatı durumunda. Vatandaşımız “ben açım” notu bırakarak intihar ederken, gençler iş bulamazken, AK Parti politikaları nedeniyle geleceksizler ordusu oluşmuşken, diğer yanda ise lüks ve şatafat içerisinde yaşayan insanlar var.
‘AK PARTİLİ BÜROKRATIN YOKSULLUK SINIRI 56 BİN LİRAYLA BAŞLIYOR’
Siz yaptığınız çalışmalarla buz dağının görünen kısmını ortaya çıkardığınızı ifade ediyorsunuz. Görünen kısmı bu durumdayken görünmeyen kısmına dair öngörünüz nedir?
Bizim ortaya çıkardığımız acı gerçek şu ki, AK Partili bir bürokratın yoksulluk sınırı 56 bin liralık maaşıyla başlıyor. Vatandaştan intikam alırcasına büyük bir aç gözlülükle çok yerden maaş almayı kendilerinde hak görüyorlar. Bu maaşlar karşılığında da yapmaları gereken çoklu görevlerin hiçbirini liyakatli bir şekilde yerine getirmiyorlar. Bu acı tablo bir hastalık gibi tüm devlet kurumlarına bulaşmış durumda. Bizim açıkladığımız kısımlar resmi olarak belgelediğimiz maaşlar ve görevler. Bunların bir kısmı açık kaynak. Borsada işlem gören şirketlerin beyan ettikleri, kamuoyuna açıkladıkları çeşitli belgelerde yer alıyor. Ancak bir hesaplama yapmak gerekiyor çünkü maaşlar açıkça ifade edilmiyor, gizleniyor. Daha derinlemesine araştırma yapıldığında bu devasa maaşlar ortaya çıkıyor.
‘BİZİM AÇIKLADIĞIMIZ KISIMLA YETİNİYORLAR’
Bu ücretlere ilişkin yaptığınız açıklamaların ardından ilgili kişilerden herhangi bir açıklama ya da bu meblağlara dair itirazlar kayda geçmiyor. Bu sessizlik hali bize ne anlatıyor?
Aslında daha farklı yerlerden farklı maaşlar, ücretler de alıyorlar. Ancak bizim belgelediklerimizin dışındaki kısımlar da onlara gelir kaydedildiği için bunların da anlaşılmasını istemiyorlar. Bizim açıkladığımız kısımla yetiniyorlar. Bir örnek vereyim. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alparslan. Kendisi bakan yardımcılığından 27 bin 717 lira maaş alıyor. 2011 yılından beri Kuveyt Türk Katılım Bankası Yönetim Kurulu Üyesi ve buradan da dolara endeksli olarak aylık 64 bin 454 lira ücret aldığını görüyoruz. Aynı zamanda da Kuveyt Türk Katılım Bankası Yönetim Kurulu Üyeleri’ne her yıl kâr payı dağıtıyor ve bu kâr payından da temettü ödemesi yapıyor. Buradan da Alparslan’ın payına her ay 84 bin 556 lira düşüyor. Toplam aylık geliri 176 bin 727 lira. Bu devasa bir tutar. Bu sadece bizim belgelediğimiz kısım. Bu araştırma daha derinleşirse, bu konuda çeşitli kurullar ve kurumlar araştırma yaparlarsa daha farklı gelirlerinin olduğunu da tespit edeceklerdir.
‘CUMHURBAŞKANI NE KADAR TARAFSIZSA YÖNETİM KURULLARINDA YER ALAN AK PARTİLİ BÜROKRATLAR DA O KADAR TARAFSIZ’
Bürokratların birden fazla yüksek meblağlarda maaş alması Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi doğrudan ilişkili mi?
Bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bakan yardımcılığı gibi bir kavramı bürokraside etkin, canlı hale getirdi. Bakan yardımcıları hem devlet tarafında görev alıyorlar aynı zamanda da özel sektör tarafında yer alıyorlar. Dolayısıyla da bütün eşit rekabet koşullarını bozuyorlar. Ortaya öyle enteresan bir durum çıkıyor ki, Türkiye’deki GSM operatörleri özel şirket statüsündeler ama baktığınız zaman yönetim kurulu başkanları AK Partili bürokratlar. Bunların isimlerinin önünde bağımsız yönetim kurulu üyesi yazıyor. Türkiye’de Cumhurbaşkanı ne kadar tarafsızsa bu yönetim kurulu üyeliklerinde yer alan AK Partili bürokratlar da o kadar tarafsız.
‘VATANDAŞLAR KENDİ MAAŞLARIYLA AK PARTİLİ BÜROKRATLARIN MAAŞLARI ARASINDAKİ UÇURUMU GÖRÜYOR’
Metropoll araştırma şirketinin son yaptığı anket çalışmasına göre bürokratların/danışmanların birden fazla kurum ve şirketten maaş almasını seçmenlerin yüzde 70.6’sı yanlış buluyor. Bir sakınca görmeyenlerin oranı ise yüzde 14.9. Birden fazla maaş almayı AK Parti’ye oy verenlerin yüzde 61.3’ü, MHP’ye oy verenlerin ise yüzde 72.6’sı yanlış bulduğunu ifade ediyor. Seçmenin de bu durumdan rahatsız olduğu sonucu çıkıyor. Sahada da bir itiraz söz konusu değil mi?
Vatandaşlarımız kendi maaşlarıyla, AK Partili bürokratların hazineden aldığı ücretleri karşılaştırdığı zaman aradaki uçurumun ne kadar derin olduğunu görüyor. Ekonomik krizin altında ezilen, yoksulluk sınırının altında adeta nefes almaya çalışan vatandaşlarımız bu devasa maaş alan AK Partili bürokratlara karşı büyük bir kızgınlık içerisinde. Bu kişilerin lüks hayatının kaynağı vatandaşımızın ödediği vergiler. Bir yanda da iş bulamayan gençlerin gözlerinin önünde gerçekleşen bu liyakatsiz atama sistemi herkesi daha da umutsuz hale getiriyor. Bir yandan Cumhurbaşkanı, “Ne yapacaksınız, biz sizi emekli edersek ikinci bir iş bulup onda çalışıp gelirinizi arttıracaksınız” diyerek EYT’lilere tepki gösterirken, diğer taraftan AK Partili bürokratlara bir değil, iki değil, üç değil, dört değil beş yerden maaş veriyor. Burada AK Partili dar bir zümrenin devletin tüm üst düzey kadrolarını işgal etmeye çalıştığını görüyoruz.
‘BU KİŞİLERE ÖDENEN TUTARLARDA 83 MİLYONUN HAKKI VAR’
Toplumda özellikle gençler arasındaki işsizlik rakamları ortada. Bu maaşların birçoğu da hazine aracılığıyla ödeniyor. Birden fazla koltukta görev almakla yaygın görülen işsizlik arasında bir bağlantı var mı? Bu kamu kaynaklarının bu şekilde bir guruba ödenmesinin toplam maliyeti çok mu yüksek?
Bu kişilere ödenen bu tutarlarda 83 milyonun hakkı var. Örnek olarak Kuveyt Türk Katılım Bankası’na bakarsak, bu bankanın 9 tane yönetim kurulu üyesi var ve ikisi AK Partili bürokrat. Neden? Çünkü bu bankanın yüzde 18,72’si Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait. Dolayısıyla yönetim kurulunda devlet kadrolarından iki kişi yer alıyor. Ancak bu yer alan kişiler burada dağıtılan kâr payı, burada verilen devasa ücret tutarlarını kurumlara aktarmaları gerekirken maaş ve ücrete dönüştürerek bu tutarlarla çok büyük bir lüks içinde yaşıyorlar. Bu da ülkede bu görevleri yapabilecek yetenekli ve liyakatli insanlar varken, bunların bu görevleri yapamamasına ve bir şekilde hem işsizliğin artmasına hem de liyakatsiz yönetimin yaygınlaşmasına neden oluyor.
‘YANDAŞLARA GİDEN HORTUMU KESİP VATANDAŞLARIMIZA AKTARMAK İSTİYORUZ’
Bu ilişkiler ağını açığa çıkardığınız, bürokratların aldığı yüksek ücretleri ortaya koyduğunuz çalışmalarınız devam edecek mi?
Biz yaptığımız açıklamaları belgelere dayanarak yapıyoruz ve burada şahıslar değil halkın vekaletiyle bu makamda oturan kişilerin bu ücretleri almasını gündeme getiriyoruz. Yapılan yanlışların düzeltilmesi, devlette her ne görevde olursa olsun bu yetkili kişilerin maaşlarının şeffaf bir şekilde kamuoyuna açıklanmasını istiyoruz. Çabamız bu doğrultuda. Bundan sonraki çalışmalarımızda da hem bu konuların raporlamasını hem de takibini yapacağız. Hazinedeki bu delikleri tespit ederek yandaşlara giden bu hortumları kesip vatandaşımızın daha kaliteli yaşama sahip olması için bu kaynakları vatandaşlarımıza aktarmak istiyoruz. En yakın dönemde yapılacak bir genel seçimde vatandaşımızın son sözü söylemesini ve artık bu talana dur demesini istiyoruz.