CHP'ye geçen Mustafa Bıyık: Baskıyı göze alarak geldim
İYİ Parti'den istifa ederek CHP'ye katılan Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık, "Baskı altında olacağız ama bunu göze aldık. Güllük gülistanlık papatya bahçesinin bizi beklemediğini biliyorum" dedi.
TRABZON - İYİ Parti'den istifa ederek CHP'ye katılan Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık, CHP'li belediyelere yönelik tutumunun kendisini korkutmadığını belirterek "Baskıyı göze alarak bu tercihi yaptım" dedi. Bir çok başlıkta sorularımızı yanıtlayan Bıyık Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili ise "Süreç doğru yönetilemedi, aday tercihi yanlıştı. Fakat Meral Hanım masadan kalkmasaydı Kılıçdaroğlu yine de kazanırdı" ifadesini kullandı.
2019 Yerel Seçimleri'nde İYİ Parti'den Yomra Belediye Başkan adayı olarak siyasete atılan 43 yaşındaki Mustafa Bıyık, CHP ile ittifak yapılarak girilen seçimde 3 dönemdir başkanlık koltuğunda oturan AK Parti'nin adayı İbrahim Sağıroğlu'nu aldığı yüzde 52 oranında oyla geride bıraktı.
49 bin 721 kişilik nüfusuyla Trabzon'un en büyük 4'üncü ilçesi konumunda olan Yomra'da sosyal belediyeciliği ön plana alan Bıyık, 5 yıllık görev süresi içerisinde bir çok ankette Trabzon'un en başarılı belediye başkanı olarak öne çıktı. Bu süre içerisinde bir kez de belediye önünde silahlı saldırıya uğrayan Bıyık, 5 el ateş edilen olaydan yara almadan kurtuldu.
KURULTAY SONRASI İYİ PARTİ'DEN İSTİFA ETTİ
31 Mart 2024 Yerel Seçimleri'ne tekrar İYİ Parti adayı olarak katılan Bıyık'a karşı CHP, ittifak olmamasına rağmen aday çıkarmayarak destek verdi. Bu kez yüzde 48 oy oranıyla seçimi kazanan Bıyık, İYİ Parti çatısı altında iki kez üst üste belediye başkanı seçilen tek isim oldu. İYİ Parti'nin seçimlere müstakil girme kararındaki ısrarı, kendisine kurultayda oy kullandırılmaması ve yakın durduğu Koray Aydın'ın Genel Başkan seçilememesi üzerine Bıyık, 30 Nisan'da partisinden istifa ettiğini açıkladı. 12 Kasım'da ise CHP'ye katıldı.
Bıyık'a geçmiş 5 yıllık döneminden seçim sürecine, Ekrem İmamoğlu ile görüşmesinden CHP'ye katılımına, İYİ Parti'den kopuşu ve Meral Akşener'in Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecindeki masadan kalkma hadisesine kadar bir çok başlıkta sorularımızı yönelttik:
Genel Seçimler'de İYİ Parti'nin yüzde 12'de kaldığı Yomra'da iki kez üst üste belediyeyi kazandınız. Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?
İYİ Parti'de 2 kez üst üste kazanan tek belediye başkanı ben oldum. Bunun pek fazla etkeni oldu. İlk 5 yıllık süre içerisinde bize oy vermiş oy vermemiş diye hiçbir ayrım yapmadık. Her kesimi kucakladığımızı düşünüyorum. Elimizden geldiğince her soruna müdahil olmaya çalıştık. Yapmış olduğumuz araştırmalarla ilçenin neye ihtiyacı olduğunu tespit yaptık ve buna göre yatırımlar yaptık.
Halk yapmış olduğumuzu belediyeciliği 'Belediye başkanlarının siyasi partisi kendisinedir, vatandaşı ilgilendiren tarafı yoktur' diye anladı ve bir dönem daha başkanlık yapmamıza ilçede yaşayanların yarısı oranında çok güçlü bir destek verdi.
Başkanlık döneminizin 3. yılında size bir silahlı saldırı da oldu. Bu durumun halka yansıması nasıl oldu?
Yapmış olduğumuz bir çok işte karşıt duruş gösteren insanlarla karşılaştık. Çünkü biz ilçeye farklı bir bakış açısıyla, yönetim anlayışıyla geldik. Hukuka uygun bir biçimde çalışmamız gerektiğini, herkese eşit davranmamız gerektiğini, adaletli olmamız gerektiğini belirttik. Seçildiğiniz zaman belli insanların talimatları doğrultusunda iş yapmanızı isteyenler olabiliyor. Benim yapım da dayatmaya uygun değil.
'SİLAHLI SALDIRI VE TEHDİTLERE RAĞMEN BENİ YÖNETEMEYECEKLERİNİ ANLADILAR'
Biz kendi doğrularımızı ilçenin ihtiyacı ölçüsünde ortaya koymaya çalıştık. Böyle olunca günün sonunda tehdit, saldırı gibi pek çok hadise yaşadık. Ama daha sonra insanlar bunu kabul etti ve "Buna oy verdik diye bunu yönetecek pozisyonda değiliz" düşüncesine geçti. Bu insanların bir kısmı bizden uzaklaştı bir kısmı da yönetim anlayışımızı kabul etti.
'SEÇİME MÜSTAKİL GİRİLMESİNİ SAVUNAN BAŞKANLARIN HİÇBİRİ YENİDEN SEÇİLEMEDİ'
İYİ Parti'den kopuş süreciniz nasıl gerçekleşti?
Ben İYİ Parti'de 5 yıl çok mutlu siyaset yaptım. Orada güzel dostluklarım oldu. İYİ Parti'nin 31 Mart Yerel Seçimleri'ne müstakil girme politikasını doğru bulmadığımı parti içerisinde söyledim. "Bu mantıkla gidersek 20 belediyede kalırız, teşkilatlarımız sıkıntı yaşar" dedim. Benim söylediklerime karşı çıkan "Biz tek başımıza girer her kesimden oy alırız" diyen belediye başkanı arkadaşlarımın hepsi seçimi kaybetti. Bizim anlattığımız mantıkta olsa İstanbul ve Ankara'da mevcut belediye başkanlarına destek verip oralarda ilçe belediyeleri alsaydık Türkiye'de şu anda İYİ Parti'nin 100 tane belediyesi vardı ve merkez sağda yüzde 15-20'lik bir partiydi. Günün sonunda yüzde 5'lik bir parti olmasını istediler ve öyle oldu.
'BANA KURULTAYDA OY KULLANDIRILMAMASININ BİLİNÇLİ YAPILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM'
Seçim sonrasında Yomralı hemşerimiz, büyüğümüz Koray Aydın genel başkanlığa aday oldu. Bakan beyin (Koray Aydın) bizim nezdimizdeki değeri büyüktür. Kendisine açıkça destek açıklaması yaptım. Açıklamamdan sonra kurultay oldu. Ben 1 yıl önce yapılan kurultayda oy kullanmış olmama rağmen, delegeler değişmemesine rağmen kurultayda bilgilerimde hata olduğu öne sürülerek oy kullandırılmadım. Eğer bilgilerimde hata varsa 1 yıl önce niye kullanabildim... Bunun bilinçli yapıldığını düşünüyorum.
Kurultayda iki adayın birleşmesi sonucu Koray Aydın kaybetti. Ben kendisine giderek artık İYİ Parti'de siyaset yapamayacağımı söyledim. İstifa ederken de bir çok arkadaşımdan helallik aldım.
'KORAY AYDIN'IN CHP'YE GEÇİŞİME OLUMSUZ BİR TAVRI OLMADI'
Koray Aydın'la siyasette yakın yol arkadaşlığınız biliniyor. Kendisinden de 'büyüğümüz' diye bahsediyorsunuz. CHP'ye geçerken kendisinden görüş aldınız mı?
1 ay kadar önce Ankara'ya gittiğimde Sayın Bakanı (Koray Aydın) ziyaret ettim. Kendisi şu anda bir platform kuruyor ve Türkiye'yi geziyor. Ben kendisine 'Bir süre bağımsız kalmayı düşünüyordum ama günün şartları farklı bir noktaya gitti. Ben CHP'ye katılacağım' dedim. Hizmetlerimiz konusunda da partisiz yol alamadığımızı söyledim. Bir tahsis işlemi için 3 sefer Ankara'ya gittim, olmadı. Oysa bu gibi işlemi AK Partili bir belediye başkanı telefonla hallediyor. Bağımsızlığın bize fayda sağlamayacağını kendisine anlattım. Kendisi uzun yıllar siyaset yapmış, bakanlık yapmış... Belediye başkanlığının bağımsız zor yürüyeceğini o da biliyor. Bize karşı herhangi bir olumsuz düşüncesi olmadı.
İYİ Parti'den istifa ederken bir kaç yıl bağımsız kalmayı düşündüğünüzü söylemiştiniz. CHP'ye geçiş kararınızda hangi faktörler rol oynadı? İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun bu geçişte bir etkisi var mı?
CHP'de siyaset yapan arkadaşlarımız, teşkilat yöneticileri, milletvekilimiz (Sibel Suiçmez) ve Ortahisar Belediye Başkanımız (Ahmet Kaya) ile bu konuyu kendi aramızda zaman zaman konuşuyorduk ama ben süreci görmemiz gerektiğini söylüyordum. Fakat Sayın Ekrem Başkan'ın (İmamoğlu) görüşmesi neticesinde onun üzerine söz söyleme hakkımız olmadığını düşünüyorum.
'İYİ PARTİ İLE ARASINDA SORUN VARKEN İMAMOĞLU'NU HAVALİMANINDA KARŞILADIM'
Ekrem Başkanın belediyemize geçmiş 5 yılda çok destekleri oldu. Hem manevi hem maddi olarak onu arkamızda hissettik. Ben de kendisine hep aynı tavırda oldum. İYİ Parti'de olduğum dönemde, İYİ Parti Genel Başkanlığı düzeyinde Sayın Ekrem İmamoğlu ve Sayın Mansur Yavaş'la çok ciddi siyasi sorunlar yaşanırken ben kendisini o süreçte havalimanında karşıladım, Trabzon'daki bütün programlarına katıldım.
Bir kaç yıl bağımsız kalırım diye düşünüyordum. Sayın İmamoğlu, 15 Eylül'de şehit cenazesi için Köprübaşı'na geldiği gün belediyemizi ziyaret etti. Bizi İstanbul'a davet etti. Teşkilatların ve kendisinin partiye katılmamızı talep ettiği düşüncesini iletmesi sonrası ben de hiçbir şart öne sürmeden kabul ettim ve CHP'ye katıldım.

'BASKILARI GÖZE ALDIM AMA BEN HEM HUKUKEN HEM VİCDANEN RAHATIM'
İktidarın muhalif belediyelere yaptığı uygulamalar kamuoyunda çok tartışılıyor. Başta kayyım uygulamaları olmak üzere çok sayıda muhalif belediyeye soruşturmalar açıldığını takip ediyoruz. Buradan baktığımızda sizin adınıza CHP'ye geçiş riskli bir karar mıydı?
Benim kendimden bir şüphem yok. Bir teftişten geçirilirsem sıkıntı yaşayacağım bir işim olmadığını düşünüyorum. Mutlaka bu baskının altında olacağız biz de. Ama bunları göze aldık biz. Güllük gülistanlık bir belediyecilik yapmamıza belki izin verilmeyecektir, müfettiş gelecektir, teftiş olacaktır, belki soruşturma geçireceğiz ama ben hem hukuken hem vicdanen rahatım. Düzgün bir belediyecilik yaptığımı düşünüyorum. Sigortaya, vergiye, İller Bankası'na borcu olmayan, nüfusu başına personel sayısında devletin tanımlamış olduğu bütçedeki oranı geçmeyen nadir belediyelerden biriyiz. Bu oranları tutturan 10 tane belediye yoktur Türkiye'de.
2019'da Yomra Belediyesi'ni aldığımız dönemde bizim 25 milyon TL civarında bütçemiz vardı, 28 milyon TL borcumuz vardı. Bugün 350 milyon TL bütçe açıkladık, 50 milyon TL borcumuz var. Borcumuz gelirimizin yüzde 20'sine bile tekabül etmiyor. Sağlıklı bir belediye yönetimi yapmışız.
CHP'li bir belediye olmanın Yomra'ya farkı ne olacak?
CHP'ye geçmeden önce de belediyecilikte aynı noktaydık. Bizim yeniden seçilmemizin en büyük nedeni yapmış olduğumuz sosyal belediyeciliktir. Biz Yomra'da ilk kez belediye olarak tiyatro, konser, kitap fuarı düzenledik. Yomra'da halkımızın faydalanması için 3,5 liraya çayın sunulduğu çay bahçesi oluşturarak emeklinin, işçinin, düşük gelirlinin sosyal mekanlarda bir araya gelmesini sağladık. İlçemize kültür merkezi kazandırarak piyasanın yüzde 40'ı altında düğün, nikah hizmetleri sağladık. Bunların hepsine baktığımız zaman CHP'nin sosyal belediyecilik faaliyetlerini biz de sağladık. İnsanın karnı açken kalkıp devasa kentsel dönüşümlerle, yıkımlarla, inşaatlarla uğraşmanın anlamı yok. Günün şartlarındaki belediyeciliği yapmaya çalışıyoruz. Biz 2019 tarihinde de CHP ile ittifak yaparak seçimi kazandık. Doğal olarak o tarihten bu yana uyumlu bir çalışma dönemimiz oldu. Onun için bir fikir ayrılığımız yok. Mantalitemiz aynı. Özellikle burada Ortahisar Belediye Başkanımız Ahmet Kaya ile Beşikdüzü Belediye Başkanımız Cahit Erdem ile karşılıklı bir uyum içerisinde güzel bir belediyecilik anlayışı sergileyeceğimizi düşünüyoruz.
'KENT LOKANTASI'NI İHTİYAÇ VARSA AÇACAĞIZ'
CHP'li belediyeler İmamoğlu'nun başlattığı Kent Lokantası projesini Türkiye'ye yayıyor. Artık CHP'li bir belediye olan Yomra'da da bu projeyi görecek miyiz?
Kent Lokantası çok güzel bir hizmet. İlk olarak Ortahisar Belediyesi tarafından Meydan'da açılan Kent Lokantası çok yoğun ilgi görüyor. Ortahisar'ın nüfüsu 300 binin üzerinde, gündüzleri gelen gidenlerle bu rakam belki de 400 bini geçiyor. Bizim ilçemiz ise 50 bin nüfuslu. Bu nüfusun da 25 bini gelir seviyesi ve hayat standardı yüksek olan Kaşüstü Mahallesi'nde yaşıyor. Dolayısıyla sadece Yomra çarşısına düşündüğümüz zaman ne kadar faydalı olup olmayacağını araştıracağız. Orada yemek yiyecek olan kitle zaten lokantaya gidemiyor. Ne kadar kişiye hitap edeceğimizi araştıracağız. Kent Lokantası açıp 1 ay sonra kapatmak durumunda kalmak doğru olmaz. Eğer bir ihtiyaç olduğu kanaati oluşursa açarız. Bütün CHP'li belediyeler açıyor diye hemen benim de açmam mantıklı olmaz. Konuyu değerlendireceğiz.
'CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ'NDE ADAYLIK SÜRECİ DOĞRU YÖNETİLMEDİ'
İYİ Parti'de bulunduğunuz dönemde Cumhurbaşkanlığı seçimini yaşadınız. Bu dönemde yaşanan aday tartışmaları ve Meral Akşener'in Altılı Masa'dan ayrılıp geri dönmesini nasıl değerlendirdiniz? O süreçte belediye başkanlarının fikri yeterince değerlendirildi mi?
Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi sürecinde o dönemki Genel Başkanımız Meral Akşener belediye başkanları toplantısında bizlere de sordu. O günkü şartlarda belediye başkanlarından Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olmaması yönünde bir fikir birliği çıktı. Bir grup Sayın Meral Akşener'in, bir grup Ekrem İmamoğlu'nun, bir grup ise Mansur Yavaş'ın aday olması gerektiğini söyledi. Ancak günün sonunda bir karar alındı 'Kemal bey adaydır' denildi. Ben de kendisine oy verdim. Partinin kurumsal kararı olarak olarak bunun karşısında durmanın benim siyaset anlayışımda yeri yok. Neticede kazanılamadı. Keşke böyle olmasaydı.
Zaten halk, sürecin doğru yönetilmediğini Sayın Tayyip Erdoğan'ı tekrar Cumhurbaşkanı seçerek gösterdi. Bizim fikrimizin sorulmasından çok Altılı Masa'nın kendisi arasındaki fikrinden birlik çıkarması ve bu fikre dayalı olarak yol alınması gerekirdi. Şimdi baktığımızda Kemal Bey'in (Kılıçdaroğlu) en çok aday olmasını isteyen Gültekin Uysal'ın Genel Başkanlığı'ndaki Demokrat Parti'de istişare olmadan bir genel kurul düzenlendi ve 2 milletvekili istifa etti. Türkiye'de siyasetin bir çok noktasında bu istişare sonuç vermiyor. Keşke böyle olmasaydı. Biz belediye başkanı olarak ancak sahadaki durumu anlatabiliriz. Ben Yomra Belediye Başkanı olarak ilçenin siyasal ve sosyolojik durumunu Genel Merkez'e her fırsatta ilettim.
'AKŞENER MASADAN KALKMASAYDI KILIÇDAROĞLU KAZANIRDI'
Aday belirlenmesi yanlıştı fakat ondan sonraki süreç de yine yanlış yönetildi. Meral Hanım (Akşener) masadan kalkmamış olsaydı Kemal Bey seçimi kazanırdı. Masadan kalkılması ve yeniden oturulması sürecinde yaşanan tahribat partililerin yüzde 20'sinin Kemal Bey'e oy vermemesine sebebiyet verdi. Ayrıca vatandaşların bir kısmında "Bunlar kendi aralarında mutabakat sağlayıp karar alamıyorlar, ülkeyi nasıl yönetecekler" düşüncesine yol açtı.
Eğer 2023 ocak ayına kadar Altılı Masa'nın dışarıya vermiş olduğu bir çok konuda mutabakat görüntüsü ilk aday toplantısında "Bizim adayımız şudur" diyerek gösterilebilmiş olsaydı bu kez insanlarda "Bunlar 1 yıldır oturup kalkıyorlar, demek ki bir mutabakatları varmış ve aday açıklayabiliyorlar" düşüncesi yerleşecekti. Böyle olup vatandaşa bir güven duygusu veremeyince vatandaşın bir kısmı fikrini değiştirdi, bazı milliyetçi seçmen sandığa gitmedi, bazısı başka yere oy verdi. Günün sonunda sonuç bu oldu, keşke olmasaydı.