CHP’ye gelen 4 mektuptan 1’i ihlal içeriyor: Cezaevleri kapalı kutu
CHP, cezaevlerinden gelen mektupları hak ihlallerine göre derledi. Bin mektuptan 250’sinin hak ihlali içerdiğini tespit eden parti, ihlallerin yaşandığı cezaevlerini ziyaret etme kararı aldı.
ANKARA-CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı, cezaevinde tutuklu bulunanlardan gelen binin üzerinde mektubu derledi. CHP’li milletvekillerine ulaşan mektuplardan 250’sinin hak ihlali içerdiğini tespit eden CHP, ihlalleri kategorik olarak ayırdı ve hak ihlaline maruz kalındığı ifade edilen cezaevlerine ziyaret programı organize etti.
‘MAHKUMLAR AÇ YATIYOR’
Cezaevinde tutuklu bulunanlar CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da mektup göndererek koşullarının iyileştirilmesi noktasında adım atılmasını talep etti. Koğuşların olumsuz koşullarından sağlık hakkına erişime, ekonomik zorluklardan kültür sanat gibi imkanlara ulaşamamaya kadar çok sayıda talep ve ihlal CHP'ye gelen mektuplarda yer aldı.
Adana’da tutuklu bulunan bir mahkûm mektubunda, günlük bir ekmek hakkı verildiğini, telefon görüşmelerine giderken üst aramasına maruz kaldıklarını belirterek şunları söyledi:
“Geçmişten bugüne kadar bir mahkûmun hakkı günlük iki ekmekti. Kurum bizim ekmeğimizi bir mahkûma bir ekmek olarak düşürdü. Mahkumlar aç yatıyor. Verilen yemekleri ve kahvaltılıkları görseniz inanın içiniz el vermez. Bizler mahkumuz ve bulunduğumuz ortam bizim evimizdir. Burası Adana ve nasıl sıcak olduğunu bilirsiniz. Bu sıcakta sayım sırasında bizlere zorla uzun pantolon giydiriyorlar. Bu bir eziyettir. Bir de öyle bir arama yapıyorlar ki artık dayanamaz hale geldik. “
‘BURADAKİLERİN DE İNSAN OLDUĞUNU YETKİLİLERE DİLE GETİRİN’
Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunan bir diğer mahkûm da ekonomik olarak sıkıntı yaşadıklarını, özellikle elektrik faturalarını ödeyemediklerini ifade ederek, “Aç yattığım günler oldu ve oluyor. Bizim için ‘ekmek elden su gölden’ diyorlar. Ama bunlar bitmiyor. Kemal Baba bizden elektrik parası da alıyorlar. Mahkûm adamdan elektrik parası alınır mı? Ödemeyince kesiyorlar. Bizim burada hiç gelirimiz yok. Ailemizin gönderdiği parayla da çok zor geçiniyoruz. Lütfen bu elektrik sorununu gündeme getiriniz. Senden ricam cezaevindekilerden elektrik parası almasınlar” ifadelerini kullandı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na seslenen bir diğer mahkûm ise, “Lütfen sesimizi duyun ve buradakilerin de insan olduğunu yetkililere dile getirin. Hayat pahalılığını dile getirmek istiyorum. Artık burada geçinemiyoruz, yarınlarımız da çok karanlık. Koğuşlarda yerde yatan mı dersiniz, maddi olarak perişan olan mı dersiniz, ailesi terk eden, maddi zorluklar nedeniyle ailesi gelemeyen mi dersininiz…İnanın hayvanlar bile günümüzde bu şartlarda barınamazlar” ifadelerine mektubunda yer verdi.
‘CEZAEVLERİ KAPALI BİR KUTU VE NE OLUP BİTTİĞİNİ DOĞRU DÜRÜST BİLMİYORUZ’
CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, binin üzerinde mektubun cezaevlerinden taraflarına ulaştığını, af talep edenler, yaşadıklarını anlatanların yanı sıra bu mektuplardan 250’sinde hak ihlali tespit ettiklerini söyledi, “Bize gelen 4 mektuptan 1’i hak ihlali içeriyor” diyerek şöyle devam etti:
“Cezaevlerinde tutuklu bulunanlar doymadıklarını, aç uyuduklarını söylüyorlar. Bir terlik, bir pijama alacak parası olmayıp onu talep edenler oluyor. Diyabet gibi hastalıkları olanların özel beslenmesi gerekiyor. Buna ilişkin bir şey talep ettiklerinde ‘yok getiremeyiz, sizin keyfinizi mi düşüneceğiz’ diyorlar. İnsanlar insanı koşullarda cezalarını çekmeliler. İnsanların beslenme hakkına bu şekilde müdahale edilmesi, 10 kişilik koğuşlarda 40 kişi kalmaları hak ihlalidir. Bazı tutuklular koğuşlarında prizin dahi olmadığını söylüyorlar. Dünyadan bir haber olduklarını, televizyon haklarının sağlanmadığını, sağlığa erişemediklerini belirtiyorlar. Şiddet konusunda cezaevlerinde kara bölge, karanlık bölge denilen güvenlik kameralarının olmadığı yerlerde gardiyanlardan şiddet gördüğünü ifade edenler var. Cezaevleri kapalı bir kutu ve orada ne olup bittiğini hiçbirimiz doğru dürüst bilmiyoruz. Cezaevlerinde durumun iç açıcı olmadığı ortada. Bazı mahkûm yakınları bize ulaşıp yakınlarının mektuplarının ulaşıp ulaşmadığını soruyorlar. Bakıyoruz gelmemiş. Yani bazı mektupların bize ulaşmadığı iddiaları var. “
‘SİLİVRİ, BOLU VE ŞAKRAN EN ÇOK HAK İHLALİ MEKTUBU ALDIĞIMIZ YERLER’
Cezaevlerine ilişkin inceleme gezisi planladıklarını, bu ihlalleri cezaevi yönetimleriyle görüşerek sonlandırılmasını talep edeceklerini belirten Karaca, “Hukukçu Milletvekillerimiz ve Parti Meclisi üyelerimizden oluşan İnsan Hakları Çalışma Grubu’muz olarak, ihlal bildirimi gelen cezaevlerini ziyaret edeceğiz. Bize bildirilen hak ihlallerine dair görüşme gerçekleştireceğiz ve bunları raporlandıracağız. Örneğin Silivri Cezaevi, Bolu Cezaevi ve İzmir Şakran Cezaevi en çok hak ihlali mektubu aldığımız yerler” diye konuştu.
‘ÜLKEMİZ AÇIK HAPİSHANEYE DÖNÜŞTÜ’
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’ne göre 2023 yılı için Adalet Bakanlığı’nın bütçesinde 20 yeni cezaevi yapımı öngörüldü. “Ülkemiz bir açık hapishaneye dönüştüğü için açık ya da kapalı cezaevi konusunda değişen bir şey yok” diyen CHP’li Karaca sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dezenformasyon yasası ile birlikte Türkiye konuşmayan, görmeyen, duymayan insanların ülkesi yapılmak isteniyor. Adalet Bakanlığı’nın bütçesinden 20 cezaevine bu kadar büyük para harcanması anlaşılamaz. Toplumun refahını artırırsanız suç ve suça yönelimi azaltabilirsiniz. Bunu yapmak yerine tam tersi bir politika uyguluyorlar ve konuşanı içeriye atmayı planlıyorlar."
CHP’nin cezaevlerinden gelen mektuplardan derlediği hak ihlalleri başlıklar altında şu şekilde sıralandı:
GÜVENLİK
🔸Uyuşturucu baronlarının, satıcılarının ve mafyatik kişilerin-grupların yarattığı baskı, haraç vb. sorunlar, bu sorunların görmezden gelinmesi, bilindiği halde önlem alınmaması, görevini kötüye kullandığı iddia edilen bazı yetkililer.
🔸Güvenlik gerekçesiyle eldiven kaşkol, resim malzemesi, el işi vb materyallerin verilmemesi, hastane ve mahkeme sevklerine “saatsiz ve kemersiz” götürülmeye zorlamada gerekçenin “güvenlik” olarak yaygınlaşması.
BARINMA VE KOĞUŞLAR
🔸Kalabalık koğuşlar; örneğin 2 tekli ranza olması gereken koğuşun 6 kişiliğe çıkarılması, ek ranzalarla koridorların dahi koğuş haline getirilmesi, 14 kişilik koğuşun 44 kişiliğe dönüştürülmesi ve yarattığı fiziki-psikolojik sorunlar.
🔸Cezaevi yapılarının ağır engellilere uygun halde olmaması, sevk edilirken yaşanan zorluklar, engelli dostu olmayan cezaevleri.
🔸Kaloriferlerin kış koşullarına uygun halde yakılmaması, mevsim geçişlerinde kapalı tutulması, doğalgaz ve elektriğe gelen zamlar nedeniyle bu kışa yeterli hazırlık yapılıp yapılmadığı yaşayan mahkumlar.
🔸Kadınların temiz hava hakkı için çıkarıldıkları Açıkhava-alanda da görüntüyle izlenmelerinden duydukları rahatsızlıklar.
🔸Koğuşlarda yapılan aramaların sıklıkla, keyfiyetle, mesai saati dışında yapılarak eşyalara hasar verilmesi, gerekçesiz alınması
EĞİTİM HAKKI
🔸Uzaktan Eğitim ile üniversite eğitiminde, cezaevindeki internet bağlantı yetersizliği nedeniyle eğitim hakkından yoksun kalma, gerekçeyle nakil talebinde bulunulmasına rağmen dikkate alınmaması.
SAĞLIK HAKKI
🔸Bakanlık bütçesinden ödenekte yer aldığı haliyle, her mahpusun her ay temizlik malzemeleri alma hakkı varken taleplerin karşılanmaması, olumlu sonuç alınamaması.
🔸Hasta mahkumların bir iki saat bekledikleri cezaevindeki semt polikliniğinde bank-sandalye vb bulunmaması ve polikliniğe gitmekten hastayı caymaya vardıracak fiziki yetersizlikler.
🔸İntihar diye bildirilen cezaevindeki ölümlerin şüpheli ölüm olarak araştırılmaması.
🔸İnsan onuruna aykırı, onur-gurur kırıcı, taciz amaçlı aramalar ve müdahaleleri reddeden hastaların aylarca bekledikleri randevulara rağmen dayatmaya mecbur bırakılmaları ve sevklerinin yapılmaması
SAĞLIKLI GIDAYA ERİŞİM VE BESLENME
🔸İhtiyacı karşılamayacak miktar ve kalitesizlikte yemek çıkarılması, öğünlerin besin ihtiyacını karşılamaktan uzak olması.
🔸Sağlık sorunları yaşayan, diyet ve özel beslenme gerektiren tutuklu-hükümlülerin diyet yemek ihtiyacı karşılanmaması, takviye gıdayı temin edebilme durumu olanlara da tüketime izin verilmemesi
🔸Kantinde satılan ürünlerin daha sonra koğuşlardan “yasak” diyerek toplanması.
🔸İki üç öğünün yemeklerinin birleştirip bir öğün halinde yemek zorunda kalınması durumunda dahi yatağa aç gidilmesi, öğünlerle doymama.
🔸Aile tarafından gönderilen battaniye, iç çamaşırı kırtasiye vb malzemelerin “kantinde satılıyor” gerekçesiyle verilmemesi, dışarıda daha ucuza satılan-bulunan ürünlerin teminin kantinden yapılması dayatması.
PSİKOLOJİK-FİZİKSEL ŞİDDET- İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE
🔸Gardiyanların özel seçilmesi “yıkım ekibi” olarak adlandırılan psikolojik baskı başta olmak üzere mahkumlara evrensel insan haklarına, insan onuruna aykırı davranan tutuma sahip kişiler arasından seçilmesi, işkence ve kötü muamelenin üstünün örtülmesi.
🔸Cezaevi personelinin sataşma-küfür-aşağılama-kışkırtma eksenli davranış ve müdahaleleri, somut olaylara dair savcılık suç duyurularına rağmen dikkate alınmama.
🔸CHP heyeti-avukat milletvekili ziyaretinin ardından isteği dışında başka yere gönderilme, baskı ve eziyete maruz bırakılma, heyetlerin tek ziyaretle yetinmesi.
🔸Çıplak arama dayatması
DÜŞÜNCE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
🔸Din, dil, ırk, mezhep, cinsiyet farkı gözetilmemesi, ulusal ve uluslararası sözleşmelerin uygulanması gereken cezaevlerinde kişiye özel muamele, önyargı ve ayrımcılık uygulamaları
🔸Oda aramaları-baskınları-eşyalara el koyma ve başvuruya rağmen “kayboldu” gerekçesiyle geri vermeme.
🔸Edebi yazı ve özel çalışmalara oda aramalarında el konulması
İLETİŞİM VE HABER ALMA HAKKI
🔸Sesli görüşmenin dakikasının 60 kuruş, görüntülü görüşmenin 90 kuruş olması nedeniyle iletişim hakkından yoksun kalma.
🔸Cezaevinde adli mahkumlar “iç mektuplaşma” hakkını kullanabilirken siyasi mahkumların mahrum bırakılması.
🔸TBMM ya da ilgili mercilere dilekçe-mektup göndermek isteyen ama maddi imkanı olmayanların iletişim hakkını kullanamaması, APS gönderme zorunluluğu.
🔸 Devletin resmi kanalı TRT Kürdinin verilmemesi.
🔸Telefonda aileyi arayıp ulaşamadıklarında bir daha o hakkı kullanmanın verilmemesi
DİLEKÇE HAKKI
🔸Tarafsız koğuşa geçme talebiyle dilekçe hakkının kullandırılmaması, dilekçelerin kayda alınmaması, resmi cevap verilene dek sürenin geçmesi ve talebin boşa düşürülmesi.