YAZARLAR

Cibuti’nin Ankara Büyükelçisi: Türk iş dünyasının Cibuti’ye yatırım yapmasının tam zamanı

'Afrika, artan nüfusu, genişleyen şehirleri, artan enerji, gıda, telekomünikasyon ihtiyacı ve gelişen demiryolları ile iş dünyasının varacağı son sınır. Ve Türkiye bu potansiyeli bir an önce kullanmalı.'

Gazete Duvar, bir süre önce Ankara’daki büyükelçilerle yeni bir röportaj dizisi başlattı.

Her röportajda, ikili ilişkilerin siyasi, ekonomik, ticari, sosyal yönleri ve önündeki zorluklar ve fırsatlar ele alınıyor. 

Dördüncü röportaj, serbest ticaret bölgesi açısından son fırsatları göz önünde bulundurarak Türk yatırımcıların ülkesinde daha fazla bulunması çağrısında bulunan Cibuti’nin Ankara Büyükelçisi Aden H. Abdillahi ile gerçekleştirildi. 

Menekşe Tokyay - Cibuti’nin Ankara Büyükelçisi Aden H. Abdillahi 

Bab el-Mandeb Boğazı üzerinde yer alan Cibuti, en yoğun nakliye rotalarından birinde yer alma avantajına sahip. 2019 yılında Türkiye Cibuti’ye 256 milyon dolar ihracat yaparken, Türkiye’nin Cibuti’ye ihraç ettiği başlıca ürünler yağlı tohumlar, ham demir çubuklar ve buğday unları.

2019 yılında Cibuti, ana ürünleri yenilebilir müstahzarlar ve elektrik motorları olmak üzere Türkiye’ye 42,5 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi.

Türkiye’nin Cibuti’ye ihracatı, pandemi kısıtlamalarına rağmen 2020 yılında 319,97 milyon dolara ulaştı; hayvansal, bitkisel katı ve sıvı yağlar, demir ve çelik ile değirmencilik ürünleri ise ilk sırada yer aldı.

Afrika Birliği’nde gözlemci bir ülke olarak Türkiye’nin Cibuti ile ilişkilerinde yeni bir yol geliştirmesi gerektiğini söyleyen ve Türkiye’deki bütün büyükelçilerin duayeni (dean of African Diplomatic Corps) olan Büyükelçi, dostluk ilişkileri 16. yüzyıla kadar uzanan iki ülke arasındaki ekonomik bağların güçlendirilmesinin önemine vurgu yaptı.

Sayın Büyükelçi, ülkenizin jeostratejik öneminden bahsedebilir misiniz?

Ülkemiz, dünyanın en yoğun denizcilik rotalarından biri olan Bab el-Mandeb yakınında stratejik bir konuma sahip olup, Asya’dan gelen gemiler ile Körfez ülkelerinden Avrupa’ya giden petrol tankerlerinin Kızıldeniz’e giriş noktası üzerinde. Bab el-Mandeb’den günde 4,5 milyon varil petrol ve yaklaşık 30 milyon konteyner, her yıl 700 milyar dolarlık ciroyla geçiyor.

Cibuti aynı zamanda bölgenin giriş noktası. Kritik altyapı (limanlar, serbest bölge, demiryolu, otoyol) geliştirmek için 14 milyar dolar yatırım yaptık. Cibuti ve Etiyopya’yı birbirine bağlayan elektrikli bir demiryolumuz var. Cibuti-Etiyopya arasındaki otoyolumuz günde 1600 kamyon tarafından kullanılıyor. Cibuti, Somali ve Etiyopya arasındaki ticaret hacmi yılda 1 milyar dolara ulaştı.  

Cibuti, Çin, Fransa ve Japonya’nın askeri üsleriyle birlikte Afrika’daki en büyük kalıcı ABD askeri üssüne ev sahipliği yapıyor.

Özetle, bölge büyüyor.

Türkiye-Cibuti ilişkileri ne zaman ivme kazandı?

2000’li yılların başında Türkiye’nin Afrika açılımının ardından ikili ilişkiler yeni bir boyut kazandı. 2008 yılında ilk Türkiye-Afrika zirvesini gerçekleştirdik. Türkiye’deki Cibuti büyükelçiliği, Cibuti’deki Türk büyükelçiliğinin açılışından bir yıl önce, 2012 yılında açıldı. 2012 yılında Türk Hava Yolları da iki ülke arasında direkt uçuşlara başladı. 2013 yılında Türkiye ve Cibuti, yatırımların karşılıklı olarak teşvik edilmesi ve korunması için bir anlaşma imzaladı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ocak 2015’te Cibuti’yi ziyaret etti ve ardından Aralık 2017’de Cibutili mevkidaşı İsmail Omar Guelleh Ankara ziyaretini gerçekleştirdi.

Şu ana kadar iki ülke arasında ağırlıklı olarak eğitim, enerji, sağlık ve ekonomi alanlarında olmak üzere 60 anlaşma imzalandı. Örneğin, Türk hükümeti otuz yıldan beri Cibuti’den yüzlerce lisans ve yüksek lisans öğrencisine burs veriyor. Cibuti’nin Türkiye’deki Yıldırım Beyazıt, Bahçeşehir ve Akdeniz üniversiteleri gibi üniversitelerle de bazı eğitim anlaşmaları var. Bu öğrencilerin çoğu Cibuti’ye çoğunlukla doktor, teknisyen ve mühendis olarak geri döndü. Cibuti’de mühendislik fakültesini kurmamıza yardımcı olan İstanbul Teknik Üniversitesi ile güçlü bir ortaklık kurduk.

Türkiye, Cibuti’de 17,5 milyon Euro’ya Ambouli Dostluk Barajı’nı inşa etti. Bu, Türkiye’de Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün Türkiye sınırları dışında denetlediği ilk baraj... Taşkınları önlediği ve tarım için fırsatlar sunduğu için bu baraj inşaatına çok müteşekkiriz. Ayrıca sel riski altındaki limanları ve serbest bölgeleri de korudu.

Cibuti ileriye dönük olarak Türklere yatırım için ne gibi kolaylıklar sundu?

Cibuti, bölgeye vergisiz olarak ticaret operasyonları yürütmek için serbest ticaret bölgesinde Türkiye’ye 5 milyon metrekare arazi tahsis etti. Ancak, limana yakın olan bu arazinin Türkiye’de iş dünyasının Cibuti ile ticaretini güçlendirmek ve Afrika içi ticaretle tüm bölgeye ulaşmasını sağlamak için kullanılması öngörülse de halen kullanılmıyor.

Bölgenin giriş noktası olan Cibuti’deki liman tesisleri, Afrika’nın en iyileri arasında sayılıyor. Ayrıca yatırımcıların tüm bölgeye bağlanmasına yardımcı olan çok gelişmiş demiryollarımız ve otoyollarımız var.

İki ülke arasında sürdürülebilir ve gelecek vaat eden bir ilişki tasarlamak istiyoruz ve bu sadece kamu sektörü için değil, özel sektör ve iş adamları için de kazan-kazan işbirliği olacak. Sağlık sektöründen enerji, tarım ve inşaat sektörlerine kadar çok çeşitli yatırım alanları Türkiye tarafından yatırım potansiyeli sunuyor.

Öte yandan paramız Amerikan dolarına bağlı olduğu için herhangi bir parasal dalgalanma söz konusu değil. Ayrıca, yeni gelen iş insanları için bir dönem daha yenilenebilir şekilde beş yıl boyunca vergi muafiyeti sağlıyoruz. Serbest bölgelerde ticaret yapanlar herhangi bir vergi ödemiyorlar ve komşu ülkelerle de ticaret yapabiliyorlar.

Siyasi istikrar da iş dünyasının dikkate aldığı bir faktör. Cibuti siyasi anlamda da güvenilir bir ülke. Beş yıllık olağan seçimlerle işleyen bir parlamenter ve cumhurbaşkanlık sistemimiz var. Cibuti, Afrika Boynuzu’nun istikrarlı ülkelerinden biri olarak kabul ediliyor.

NATO, AB ve Afrika ülkelerinin sistematik operasyonları sayesinde on yıldan bu yana korsanlık tehdidi de sona erdi.

Şimdi her iki ülkenin de ne tür bir ortaklığı derinleştirmek ve geliştirmek istediklerine karar verme zamanı. Ticaret ve ikili ticaret yapmanın yolu, binlerce yıllık kardeşlik ve dostluk bağlarımıza dayanan yeni fırsatları keşfederek yeni bir ivme gerektiriyor.

İkili ticarette halen kullanılmamış bir potansiyel olduğunu düşünüyor musunuz?

2019 yılında ülkelerimiz arasındaki ikili ticaret hacmi 252 milyon dolara ulaştı. Ama yine de gerçek potansiyele ulaşması için gidilecek uzun bir yol olduğunu düşünüyorum.

Örneğin, yaklaşık 400 km uzunluğundaki bir demiryolu projesi, Afrika’nın en kalabalık ikinci ülkesi olan ve denize kıyısı olmayan Etiyopya’nın Cibuti limanı üzerinden ana ticaret yollarına doğrudan erişime sahip olmasına yardımcı oluyor.

Cibuti, Türk özel sektörünü barındırmak için uygun bir iş ortamı sunuyor. Cibuti, elektronik, elektrikli ekipman, mobilya, inşaat malzemeleri, gübre, ambalaj, kimyasal ürünler vb. ile ilgili alanlarda finansal hizmetler, fabrikalar veya montaj hattına ev sahipliği yapmak için uygun bir serbest bölgeye sahiptir. Serbest bölgede yer almak, bölgesel pazara ve 250 milyon tüketiciye ulaşmaya yardımcı olabilir.

Cibuti’ye yatırım yapan herkes Afrika içi ticarete ulaşma imkanına sahipken, Ortadoğu bizim yanı başımızda bulunuyor. 2019 yılında Afrika Birliği üyeleri bir Afrika Serbest Ticaret Bölgesi anlaşması imzaladılar ve 2010 yılında bir sekretarya kurulmasıyla birlikte onaylandı. Bu anlaşma, vergi kolaylıkları ile Afrika içi ticareti daha da artıracak.

Afrika, artan nüfusu, genişleyen şehirleri, artan enerji, gıda, telekomünikasyon ihtiyacı ve gelişen demiryolları ile iş dünyasının varacağı son sınır. Ve Türkiye bu potansiyeli bir an önce kullanmalı.

Ancak, her iki tarafın da ticari ilişkilerinde derinleşmesini önleyen iki ciddi engelimiz var. Halen ortak bir bankacılık sistemimiz yok ve aracı bankalar çok yüksek işlem maliyetleri talep ediyor. Bu konuyu Ticaret Bakanı Mehmet Muş ile yaptığım son görüşmede gündeme getirmiştim.

Öte yandan, doğrudan bir nakliye hattımızın da olmaması, navlun maliyetini caydırıcı derecede yüksek hale getiriyor. Eşya taşımak için konteyner bulmak da kolay değil ve bulduğumuzda hem çok pahalı hem de hedef noktaya 2 ayda ulaşıyor. İki ülke arasında doğrudan bir nakliye hattı inşa etmek için serbest bölgede Türk şirketleri ve Cibuti liman yetkilileri arasında işbirliği modelleri ve ortaklıklar geliştirmeyi öneriyorum. Bu şekilde Cibuti’nin veya bölgenin iş insanları ile Türkiye’den gelen iş insanları, ticaret operasyonlarını kolay ve uygun maliyetli bir hat üzerinden yürütmek için çok daha fazla teşvike sahip olacak.

Bunu yapmanın tam zamanı. Ankara’daki büyükelçilerin ticaret konusunda uzmanlığı yüksek, en nitelikli kişilerden olduğunu ve Afrika ticaretine yatırım yapmak isteyen Türk iş insanlarının her an kendilerine ulaşabileceklerini temin ederim.

İki ülkenin üst düzey yetkilileri ne sıklıkla bir araya geliyor?

Türk ve Cibutili cumhurbaşkanlarının sırasıyla 2015 ve 2017 yıllarında birbirlerinin ülkelerini ziyaret etmesinden bu yana, hemen hemen her ay üst düzey bir politikacı ve ticaret heyetinin ziyareti oluyor. Son olarak, Cibuti ve Türkiye’nin meclis başkanları, milletvekilleriyle birlikte karşılıklı ziyaretlerde bulunurken, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop da 2019 yılında Afrika Parlamenterler Birliği’nin 42. Konferansına katıldı.

Dördüncü Türkiye-Cibuti Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) toplantısı da 18-19 Şubat 2020 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirildi ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Cibutili mevkidaşı Mahmud Ali Youssouf ile bir araya geldi. Aralık 2021’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cibuti mevkidaşı ile İstanbul’daki 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi.

Bu arada, dünyadaki mevcut tarım arazilerinin neredeyse yüzde 60’ı Afrika’da bulunuyor. Türk iş insanlarının tarımsal faaliyetlerde bulunmaları için ülkenizin potansiyeli ne olabilir?

Afrika’da tarımın parlak bir geleceği var ve Türk iş insanlarına çok kazançlı olacak Afrika-içi ticarete dahil olmalarını gönülden tavsiye ediyorum. Su kaynaklarımız, en büyük nehirlerimiz ve göllerimiz var. Pirinç, buğday ve un üretmek için gerekli altyapının olduğunu düşünüyorum. Kamu-özel-ortaklık modeline yönelik yerleşik bir sistemimiz var ve Türk iş insanları da ortak girişimler kurabiliyor.

Sayın Büyükelçi, eminim ki büyük bir turizm potansiyeliniz var. Ancak Cibuti’nin turizm kapasitesinin Türkler için henüz bilinmediği görülüyor.

Evet haklısınız. Cibuti’de turizm potansiyeline dokunulmamış olmasına rağmen, okyanusta ve çevresinde yaşayan adalarda dalış imkanlarımız var. Türkiye’deki birçok arkadaşım sadece dalış için Cibuti’ye gidiyor ve orada harika deneyimler yaşıyorlar. Türk iş insanlarına Cibuti ve adalarında turistik tesis ve otel inşaatının memnuniyetle karşılanacağını anımsatmak isterim ve bu konuda turizm potansiyelini keşfetmelerini öneririm. Türk Hava Yolları her gün Cibuti’ye uçuyor ve uçuş sadece beş saat sürüyor.

Bu fırsat için teşekkür ederiz, Sayın Büyükelçi. Türkiye-Cibuti ilişkilerinin ticaret ve ekonominin ötesinde bir anlam taşıdığını görüyorum. Özellikle dünyanın birçok kanlı çatışma ve savaşlardan geçtiği bu günlerde böylesine güçlü dostluk bağlarına ihtiyacımız var. Ve eminim ki ilgili tüm aktörler yakında ikili ilişkiler için gelişen fırsatları keşfedeceklerdir.

Not: Röportajlara hem Türkçe hem de İngilizce web sitemizden erişim mümkün.


Menekşe Tokyay Kimdir?

Uluslararası ilişkiler alanında Galatasaray Üniversitesi'nde lisans, Avrupa Birliği bölgesel politikaları alanında Belçika Katolik Louvain Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimini tamamlayan ve Avrupa Birliği siyaseti alanında Marmara Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü'nden doktora derecesi olan Tokyay, 2010 yılından beri ulusal ve uluslararası haber ajansları için röportaj ve analizler yaptı. Uzmanlık alanları arasında AB siyaseti, Orta Doğu, çocuk hakları ve sosyal politikalar yer almaktadır. Kendisi Fransızca ve İngilizceden birçok kitabı Türkçeye kazandırdı. Aynı zamanda aylık klasik müzik dergisi Andante’de köşe yazarı olan Tokyay, bir yandan da sanat alanında önde gelen isimlerle ve müzik alanında üstün yetenekli çocuk ve gençlerle ses getiren söyleşi dizileri gerçekleştirdi.