ÇİÖD Başkanı Dilan Kaya: Her 4 öğrenciden 1’i eğitimi bırakıyor
Çalıştırılan çocukların yaşadıkları hak ihlallerine dikkat çeken ÇİÖD Başkanı Dilan Kaya, "Çocuk işçiliğinin önlenmesine dair yasal ve kurumsal reformlar yapılmalıdır" dedi.
DUVAR - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2022 faaliyet raporunda, 2021 yılına göre 2022 yılında 15-17 yaş arasında çalışan çocuk sayısının 101 bin artışla 620 bine ulaştığı kaydedildi. Bakanlığın raporu bu artışı gözler önüne sererken, Türkiye İstatistik Kurumu ise 2022 yıl verilerine göre nüfusun yüzde 26,5'i çocuk olan Türkiye’de çalışan çocuk oranının yüzde 18,7 olarak belirledi. Çocuk hakları alanında çalışma yürüten sivil toplum örgütlerinin verileri ise bu sayıların daha fazla üstünde.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve UNICEF’in 10 Haziran 2021 tarihinde yayınladığı rapora göre, çalıştırılan çocuk olarak çalışan çocukların sayısı son dört yılda 8,4 milyon artarak dünya genelinde 160 milyona yükseldi; koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkileri nedeniyle de 9 milyon çocuk daha risk altında. Raporda, şu anda dünyadaki çalıştırılan çocuk sayısının yarısından fazlasını oluşturan 5 ila 11 yaşlarındaki çocuk sayısında önemli bir artış olduğuna dikkat çekiliyor. Çocukların sağlığına, güvenliğine veya ahlakına zarar verebilecek işler olarak tanımlanan “tehlikeli işlerde” çalışan 5 ila 17 yaşlarındaki çocukların sayısı ise 2016 yılından bu yana 6,5 milyon artarak 79 milyona yükseldi.
Adana'da 2018'den beri faaliyet yürüten “Çocuk İşçiliği İzleme ve Önleme Derneği” aylık raporlarıyla çalıştırılan çocukların durumuna dikkat çekiyor. Bünyesinde bir de “Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Bilgi Merkezi” birimi kuran dernek, kentte çalıştırılan çocukların yaşadıkları ihlallere karşı mücadele ediyor.
HER DÖRT ÖĞRENCİDEN 1'İ EĞİTİMİ BIRAKIYOR
MA'da yer alan habere göre, derneğin Başkanı Dilan Kaya çalıştırılan çocuk sayısının her yıl biraz daha arttığını belirterek, “2011-2012 öğretim yılında ilkokul birinci sınıfa kayıt yaptıran 1 milyon 404 bin 857 çocuktan 341 bin 881'i on ikinci sınıfa ulaşmadan eğitim hayatına son verdi. Bu her 4 öğrenciden 1'inin eğitimini yarıda bıraktığını göstermektedir. Doğu ve Güneydoğu bölgesinde 14 ilde, okula başlayan çocukların yüzde 42'si 12’nci sınıfa ulaşamadı. Bu iller arasında Şanlıurfa, Mardin, Batman ve diğerleri bulunmakta” dedi.
Büyükşehirlerde, özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi göç alan bölgelerde 2011-2012 yılında kayıt yapan çocukların yüzde 19.45'inin 12’nci sınıfa ulaşamadan eğitime ara verdiklerini söyleyen Kaya, “Bu oranlar Konya'da yüzde 43.23, Adana'da yüzde 38.31 gibi yüksek seviyelerdedir. Çocuk işçiliği ve ekonomik yoksulluk, çocukların eğitimini olumsuz etkilemektedir. Çalışmak zorunda kalan çocuklar, okula gitmek için zaman ve enerji bulmakta zorlanır. Ayrıca, ailelerinin geçimini sağlamak için çalışmak zorunda kalan çocuklar, eğitim için gerekli olan maddi desteğe de sahip olmayabilirler" ifadelerini kullandı.
Kaya, "Çocuk işçiliğinin ve eğitim hakkı ihlallerinin başlıca nedenleri olarak çocuk yoksulluğu, sosyal korumadaki eksiklikler ve kayıt dışı ekonomi gösterilmektedir. Çocuk işçiliğinin ve eğitim hakkı ihlallerinin başlıca nedenleri olarak çocuk yoksulluğu, sosyal korumadaki eksiklikler ve kayıt dışı ekonomi gösterilmektedir. Türkiye'de çocuk işçiliği ve eğitim hakkı ihlalleri, çocukların geleceğini olumsuz etkiliyor" dedi. Kaya çocukların açık öğretim gibi eğitim kurumlarına yönlendirilmesinin de çalıştırılan çocuk sayısını arttırdığını belirtti.
'YASAL DÜZENLEMELER YAPILMALI'
"Türkiye'de çocuk işçiliğinin ve eğitim hakkı ihlallerinin yaygın bir sorun olduğunu ortaya koyuyor. Bu sorunlar, çocukların sağlığını, eğitimini ve gelişimini olumsuz etkiliyor" diyen Kaya, hükümetin çalıştırılan çocuklara yönelik etkili yasal ve kurumsal reformlar yapması gerektiğini belirtti. Kaya, “çocuk işçiliğini” önüne geçmek için başta hükümete ve sivil toplum örgütlerine büyük görevler düştüğünü ifade ederek, konuşmasına şöyle devam etti: “Okulların erişilebilirliği ve niteliği artırılmalıdır. Ayrıca, çocuk işçiliği ve eğitim hakkı ihlalleri konusunda farkındalık yaratılmalıdır. Bu konuda, hükümet, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve eğitim kurumları birlikte hareket etmeli." (HABER MERKEZİ)