Cizre’de Hypatia Kitabevi'ni kuran Zozan Sarıca: Buradaki amacımız ‘kadın yapar’ demek

Cizre’deki Hypatia Kitabevi'ni açan Zozan Sarıca, ‘Hypatia’ adını seçmesiyle ilgili, “Kadınların hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmasına yönelik bir nevi protesto olsun istedik” dedi.

Kitabevinin girişinde farklı dillerde 'kitap' sözcüğü yazıyor.
Google Haberlere Abone ol

Şirin Bayık

ŞIRNAK - Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu, atanamayan öğretmen Zozan Sarıca, bir yıl önce Cizre’de Hypatia Kitabevi'ni açtı. Adını, Yunan matematikçi ve filozof olan Hypatia’dan alan kitabevi, misafirlerini tabelasının hemen altında yer alan farklı dillerdeki ‘kitap’ sözcüğü ile karşılıyor. Bunun hemen altında da 'Xwendin mirov xweşik dike’ (Okumak insanı güzelleştirir) cümlesi yer alıyor. 

Hypatia’da aynı zamanda şiir dinletileri programları da yapılıyor. Kitabevi, 6 Kasım’da şair Şükrü Erbaş’ı ağırlamaya hazırlanıyor. 

Bir süre ücretli öğretmenlik yapan Zozan Sarıca, kitabevinin hikâyesini anlattı.

Zozan Sarıca, hayalini gerçekleştirdiğini söyledi. 

‘KİTABEVİNİ EL EMEĞİ İLE KURDUK’

Hypatia Kitabevi'ni açma fikrini ve sürecini bizimle paylaşır mısınız?

Edebiyata olan aşkım küçük yaşlarda başladı. Ben her zaman şiirle, sazla sözle, türküyle, kitaplarla içli dışlı olan bir insandım. Okumayı çok seviyorum, ailem de bu konuda destek oldu. Yıllardan beri kitabevi açmak hayalimdi. Atanma durumum olmayınca da Cizre’de bir kitabevi açmaya karar verdim. Çünkü kitap almak istediğimde Cizre’de kitabevi bulamıyordum, şehir dışına çıkınca kitap satın alıyordum. Bu şartlarda ‘neden burada bir kitapevi açmayayım ki?’ dedim. Bu şekilde kurduk kitabevimizi. Evde de 2 bine yakın kitabın olduğu bir kütüphanem var. Şu an Cizre halkına bu hizmeti vermek onur verici.

Kitabevini tamamıyla el emeğimiz ile kurduk. Gördüğünüz tüm rafları kendimiz yaptık ve monte ettik. Yani kitabevinde hazır olan sadece masalar, bunun dışında kalanların hepsi el emeği… Biraz maddi zorluk da çektik. Ama ailemizin ve dostlarımızın desteği ile çok güzel ve keyifli bir süreç olduk bizim için.

Zozan Sarıca, kitap raflarını kendilerinin yaptığını anlattı. 

Hypatia ismi nereden geliyor?

Hypatia, Yunan matematikçi ve filozof olan bir kadın. Yaşadığı dönemde bir kadının eril toplumdaki mücadelesi beni etkilemişti. Bunları düşünürken bu isimde karar kıldık. Tüm dünyada, özellikle bizim coğrafyamızda kadınların hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmasına yönelik bir nevi protesto olsun istedik. ‘Hypatia’ tek kelimelik bir protesto… Aslında buradaki amacımız ‘kadın yapar’ demek.

Şırnak’ın edebiyata ilgisi nasıl?

Burada okuyan bir kitle var, gerek öğrenciler olsun gerek Cizre halkı olsun… Herkes kendine okuyormuş. Bunu kitabevini açınca fark ettim. Bu beni çok mutlu ediyor. Cizre’de kültürel bir farklılık oluşturmak istiyorum. Aslında burayı kültürel açıdan zenginleştirmek istedik. Amacım, gençleri kitap okumaya teşvik etmek, gençlerin bu bağlamda kendilerini geliştirmelerine destek olmak. Kuzenimle birlikte iki edebiyat aşığı olarak Hypatia’da birbirinden güzel kitapları okuyucularla buluşturmaya çalışıyoruz.

‘ŞIRNAK EDEBİYATLA GÖRÜNDÜĞÜNDEN DAHA İÇ İÇE’

Tarihsel açıdan bu coğrafya birçok edebi eser veren yazar yetiştirdi. Bu geleneğin devamını görebiliyor muyuz?

Şırnak’ın edebiyatla göründüğünden daha iç içe olduğunu, birbirine daha güçlü bağlarla bağlı olduğunu söylemek abartı olmaz diye düşünüyorum. Tabii bunda eğitim düzeyinin katkısı da büyük fakat Şırnak ve ilçelerinden pek çok dengbej, yazar ve şair çıktı. Örneğin Berken Bereh, Abdulkadir Bingöl, Dündar Sansur, Muhsin Asilkan, Hurşit Baran Mendeş, Yüksel Bayar, Sabri Çatıkkaş, Mesut Bedirxani... Bu isimler, hem roman hem şiir alanında eserler verdi. Ben de ilk şiir kitabım 'Kırık Aynalar’ı çıkardım, hazırlıklarını sürdürdüğüm ikinci şiir kitabımı da Kürtçe hazırlıyorum. İki dilde de öyküler de yazmaya çalışıyorum, daha önce yayınlanan Kürtçe öykülerim de var. Bir şeyler yazmak, katkı sunmak beni mutlu ediyor.

En çok hangi kitaplar okunuyor?

Bu bölgede en çok klasik eserler okunuyor. 'Meleyi Ciziri', 'Ahmedi Xani', 'Mem u Zin’i bunların arasında sayabiliriz. Ayrıca tarih çok okunuyor. Kürtlerin tarihi ile ilgili kitaplar şu an en çok sattığımız kitapların başında geliyor. Son zamanlarda ise psikoloji dalında kitaplar çokça okunuyor.

‘BURADA KÜRTÇE YAYINLAR KADAR TÜRKÇE YAYINLAR DA OKUNUYOR’

Kitabevine ilgi nasıl?

Son zamanlardaki ekonomik krizden dolayı kitap fiyatları arttı, bu da okur kitlemizi olumsuz yönde etkiliyor. Teknolojinin etkisiyle ‘5 lira az olsun ama internetten satın alayım’ diyen bir kitle de var. Ama buradaki tek kitabevi olduğumuz için bize katkı olsun diye kitap alanlar da oluyor. Fakat kitabevine gelip kitaplara dokunmanın, yerinde incelemenin, kitap kokusunu almanın tadı bambaşka. Böyle okurlarımız da var.

Raflarda Kürtçe eserler görüyorum. Kürtçe eserlerin okunması nasıl?

Burada Kürtçe yayınlar kadar Türkçe yayınlar da okunuyor. Klasik Kürtçe edebiyatını okuyan gençler olsun, orta yaşın üstündeki insanlar olsun, bizden alıp okuyorlar. Özellikle bazı okurlarımız sadece Kürtçe eserler alıyor. Kürt dili için kendini geliştirmek isteyenler, bu alanda sadece bir şeye katkı sunmak isteyenler, genellikle Kürtçe kitapları tercih ediyor. Her yaştaki insanın kitap okumasını istiyorum. Okuyarak topluma faydalı olabiliriz. Bu çağda ruh sağlığımızı okuyarak koruyabiliriz.