YAZARLAR

'Çöp okul' modeli!

Bugün cumartesi işte, okulların kapanmasının üzerinden geçen 3 aya, okullar açıkken geçen 3 hafta daha eklendi. Ve çöplerin atılamadığı sınıfları, yerlerin temizlenemediği okul koridorlarını, kendi işlerinin yanı sıra temizlik yapan öğrencileri, öğretmenleri, velileri konuşuyoruz. Türkiye'nin dört bir yanında eğitimde yeni model... 'Çöp okul' modeli!

Henüz mesleğinin başındaki genç sınıf öğretmeni okulların açıldığı hafta gülümseyerek anlatıyordu: "Artık çöpleri atma işi de bizde... Geçen yıllarda günde üç-dört kere temizlenen sınıflar şimdi bir kere öğleyin bir kere de gün bitince temizlenebiliyor. Okulda kadrolu iki görevli var, yetişemiyorlar. Geçen sene sözleşmeli dört görevli daha vardı. Bu yıl tasarruf var diye çok düşük ücretler öneriliyor, öyle olunca da kimse gelip çalışmıyor. Sınıflar zaten kalabalık. Ders süreleri kısaldı. Bir de bizim okulda ikili eğitim var. Sabahçılar geldi öğlenciler gitti, sınıfta çöpler taştı, tuvaletler kirlendi derken koştur koştur eğitim yapmaya çalışıyoruz..."

***

2023-2024 eğitim öğretim yılı 13 Haziran'da tamamlandı. 2024-2025 eğitim-öğretim yılı tüm kademelerde 8 Eylül günü başladı. Aradan geçen 3 aya yakın zaman boyunca, öğrenciler ve öğretmenler okula gitmedi belki ama okul idarecileri her gün mesaiye gönderildi. Yeni sezon için -en azından teoride, çünkü zaten öyle olmalı- okullar 'hazırlandı'. Ki bu yıl bir de "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" uygulamaya kondu. Eğitimde yine ve yeni bir sayfa açılacaktı çünkü. Ve nihayet 8 Eylül'de tam kapasite ile başladı eğitim. Sıralar doldu, öğretmenler ders anlatmaya başladı. Ancak görüldü ki:

- Öğrencilerin karnını doyuramama sorunu tam gaz devam ediyor! 

- 'Taşımalı eğitim' denilen zaten sorunlu sistemden 'yatılı okul' düzenine dönüşle yepyeni sorunlar ortaya çıktı. 

- Ki yine zaten, okul terk etme oranları hiç az değildi. 

Her durumun nedeni de 'tasarruf'. 'Tasarruf' çünkü 'tasarruf tedbirleri' uyguluyor devlet malum ekonomik durumlar nedeniyle. Öğrencinin boğazından geçecek ekmekte de okula gideceği serviste de 'tasarruf' var!

"Olsun ama sonuçta 'maarif modeli' eğitimde uygulanıyor" denilip geçilecek mi derken bir de 'çöp okul'lar ortaya çıkmasın mı!

Bugün cumartesi işte, okulların kapanmasının üzerinden geçen 3 aya, okullar açıkken geçen 3 hafta daha eklendi. Ve çöplerin atılamadığı sınıfları, yerlerin temizlenemediği okul koridorlarını, kendi işlerinin yanı sıra temizlik yapan öğrencileri, öğretmenleri, velileri konuşuyoruz.

***

Neden peki?

Çünkü haziran ayında okullar kapandığında kadrolu görevlilerle birlikte temizlik ve bakım işlerinde çalışmak üzere İş-Kur üzerinden işe alınanlara asgari ücret ödenirken bu yıl 'yevmiye' düzenine geçilmiş. Günlük 566 lira!

Yani geçen eğitim yılında okulda bu işlerde çalışarak evine 17 bin lira götürebilen bir kişi bu yıl aynı işi her gün yapsa 12 bin lira kazanacak. Ancak bu da çok gerçekçi değil. Başta konuştuğumuz öğretmenle şimdi tekrar konuştuğumuzda da şunları anlatıyor çünkü:

"Haftanın üç günü, yani ayda 12-13 gün okula gelmeleri isteniyor. Ayda 8 bin lira eder. Çalıştığı gün kadar sigorta girişi olacak. Yani sigortası da tam yapılmayacak. Bu insan neden gelip çalışsın ki? Başvuru süresi de doldu zaten. Şimdi tekrar başvuru alınacağı söyleniyor. Ama okulların yüzde 90'ı toplantıda velilerden bağış istedi. Yani bu işte çalışmayı kabul eden bulunursa da parası okul aile birliği bütçesinden ödenecek. Ekonomik durumu daha kötü olan öğrencilerin yoğun olduğu okullarda bu para da toplanmadığı için ya her yer pis kalıyor ya da veliler imece usulü gelip okul temizliği yapıyor."

Peki o zaman ne oluyor?

***

Osman Çaklı'nın dünkü haberinde ne olduğunun fotoğrafları vardı:

Sınıfta taşmış çöp kovaları, yerde çamurlu ayak izleri, sıraların arasında temizlik yapan öğretmenler...

Türkiye'nin dört bir yanında eğitimde yeni model... 'Çöp okul' modeli!

***

Zaman zaman haber olur 'çöp ev'ler. Yaşlılıktan, hastalıktan, akıl sağlığı sorunlarından, yoksulluktan, genellikle de hepsinden birden muzdarip insanların dramları kendilerinden kaynaklı gibi sunulur. Oysa gayet de toplumsaldır...

Kendisi de bunu böyle görmez ama garibim, çöp dağlarının taştığı evini izaha uğraşır "tedavi altına alınmadan" önce:

"Onlar bana annemden hatıraydı. Yıllardır biriktirdim..."

"Benim evim temizdi..."

"Ailevi problemlerim vardı..."

"12 saat çalışıyorum, zamansızlıktan oldu..."

Belediye görevlileri evi boşaltır, garip de bir hastaneye yatırılır, konu kapanır.

'Çöp okul' peki?

O konu nasıl kapanır?

***

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin geçen hafta ayda 8 bin liraya çalışan bulunamamasını ve ötesini şöyle cümlelerle izah etti:

"120 bin istihdam alanı oluşturulmasına rağmen başvuru sayısı çok az oldu. Yüzde 25'i ancak doldurulabildi."

"Pazartesi itibarıyla Çalışma Bakanlığı tam zamanlı 30 bin ilave personel istihdam hakkı sunacak."

"İş gücü ürün programına başvuru ve işlevselliğini test ettik, aksaklıkları hissettik..."

Türk İş'in açlık sınırını 17 bin 700 lira, yoksulluk sınırını 57 bin lira olarak hesapladığı yerde bakanın ağzından açıklanana göre 30 bin kişiye ihtiyaç duyulan bir işin 8 bin liraya yaptırılmak istenmesinin sonucu bu...

Neyse ki test edilmiş ve aksaklıklar 'hissedilmiş', okullar kapanana kadar da bir hal yolu bulunur, konu kapanır herhalde!