Çorlu Tren Faciası Davası'nda 6 yıl sonra karar: 'Büyük bir mücadelenin başlangıcındayız'

25 kişinin hayatını kaybettiği Çorlu Tren Katliamı Davası'nda 6 yıl sonra 20’nci duruşmada karar çıktı. TCDD Bölge Müdürü Mümin Karasu'ya 15 yıl hapis, 4 sanık için ise beraat kararı verildi.

Google Haberlere Abone ol

ÇORLU - Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinin Sarılar köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018’de meydana gelen, 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren kazasına ilişkin yargılamanın 20'nci ve karar duruşması bugün Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Yerel seçim öncesi, 29 Şubat'ta karar çıkması beklenen davanın duruşması sanıkların son sözleri alınmadığı gerekçesiyle bugüne ertelenmiş; faciada hayatını kaybedenlerin yakınları ve pek çok isim karara tepki göstermişti. 

Sanıkların son sözlerinin alınmasının ardından davada karar çıktı.

Dönemin TCDD 1. Bölge Müdürü Nihat Aslann 'taksirle birden dazla kişinin ölüme yol açtığı' gerekçesiyle suçun işleniş biçimi, kullanılan araçlar, zaman ve yer önem ve değeri, 5237 sayılı TCK’nın 22/4 uyarınca temel cezanın alt cezadan uzaklaşılması süresince sanığın 12 yıl hapisle cezalandırmasına, verilen cezanın bilinçli takdirin oluşuma neden veren 1/2 oranında artırılarak 18 yıla artırılmasına, cezasından 1/6 oranında indirerek 15 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi.

Bakım Servis Alanlarından Sorumlu Müdür Yardımcısı Levent Meriçli'ye verilen 11 yıl hapis cezası adli sicil kaydına göre takdir indirimi ile 9 yıl 2 aya indirildi.

Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu'ya verilen 21 yıl hapis cezası adli sicilden dolayı takdir indirimi ile 17 yıl 6 ay hapis cezasına düşürüldü.

Altyapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Nizamettin Aras'a verilen 10 yıl hapis cezası adli sicilden dolayı takdir indirimi yapılarak 8 yıl 4 aya düşürüldü.

Mühendis Tevfik Baran Önder'e verilen 12 yıl hapis cezası, adli sicilden dolayı indirim verilerek 10 yıl hapis cezasına çevrildi.

Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt'a bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan 19 yıl hapis cezası verildi. Sicil kaydı takdir indirimi yapılarak cezası 16 yıl 3 aya indirildi.

Mühendis Deniz Parlak'a verilen 11 yıl hapis cezası, adli sicilden dolayı indirim uygulanarak 9 yıl 2 aya düşürüldü.

Mühendis Kubilay Başkaya'ya verilen 11 yıl hapis cezası, adli sicil kaydından dolayı indirim uygulanarak 9 yıl 2 ay hapis cezasına çevrildi.

Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat'a verilen 11 yıl hapis cezası 'bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme' suçundan önce 16 yıla, ardından da adli sicil indirimi uygulanarak 13 yıl 9 ay hapis cezasına indirildi.

Sanıklar, Levent Kaytan, Burhan Ortancıl, Çetin Yıldırım ve Celalettin Çabuk'un da ayrı ayrı beraatlarine karar verildi.

TCDD'Yİ BU HALE GETİRENLER YARGILANMADAN EKSİK KALIR'

Duruşmanın ardından Adliye önünde açıklama yapılıyor.

Avukatların açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"TCDD Genel Müdürlüğü'ne gidecek basamağı çıkmış olduk. 4 TCDD yöneticisinin 'bilinçli taksirle' cezalandırılmasına karar verildi. Birinci basamak tamamlandı diyebiliriz.

Dosyada etkin soruşturmayı yapmayan hakim ve savcılar ise tarihin kara sayfasına geçtiler. 

Türkiye tarihinde ilk kez kamu yöneticilerinin ceza almasıyla sonuçlandı. Karardan memnunuz ama yetmez. TCDD'yi bu hale getiren özelleştirme politikalarının temsilcisi yargılanmadığı sürece yargılanma eksik kalmaya devam edecek. 

Bu davanın avukatlarından Can Atalay tutuklu ve bugün burada eksiğiz. Bu kararın çıkmasında Can Atalay'ın kararı yadsınamaz.

Bu cezasızlık son bulana kadar mücadeleye devam edeceğiz."

'BÜYÜK BİR MÜCDELENİN BAŞLANGICINDAYIZ'

Aileler ise açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:

Üst düzey sorumlular yargılanmadığı sürece bu dava bitmeyecektir. Bugün çocuklarımız rahat uyusun. 

6 yıldır hep birlikte veriyoruz bu mücadeleyi. Önemli olan adaletin sağlanmasıydı. Türkiye bir hukuk devletidir. Bu ülkede cezasızlığın bittiğine inanmak istiyoruz. Bugün verilen kararla yüreğimize biraz da olsa su serpildi. Biz İsa Apaydın'ın ve diğer bürokratların peşindeyiz. Çok büyük bir mücadelenin başlangıcındayız.

Biz bu mücadelenin tohumunu o gün balçıkların arasında atmıştık. Geç kalmış adalet adalet değildir. Baktığım her yerde Can Atalay'ı görüyorum, onu yanımızda görmek istiyoruz. Mücadeleye inancımız tam yolumuza devam edeceğiz."

TİP Milletvekili Ahmet Şık:

"Böyle bir iktidar döneminde bu kararı vererek haysiyetlerine sahip çıkan mahkeme heyetini tebrik ediyoruz. Aileleri verdikleri mücadele için tebrik ediyorum. Mücadele edince sonuç alınabileceğini göstermiş oldular." 

ÖZEL: 22 YILLIK CEZASIZLIK KÜLTÜRÜ GERİLETİLDİ

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: "Şubat ayında hiç beklenmedik bir şekilde duruşma bugüne atıldığında büyük bir infial vardı. O gün ailelere söz vermiştik; 'günü geldiğinde 25 Nisan'da buraya çok daha güçlü geleceğiz ve çok daha kalabalık olacağız' diye. Defalarca ifade ettiler. Buralarda kimsesiz kaldıkları, tek başına yürüdükleri günler de oldu. Bugün burada büyük bir kalabalıkla ve büyük bir inançla yıllardır bu mücadeleyi gösteren ve bütün Türkiye'deki mağdurlara umut olan, hakkı yenenlere örnek olan bu büyük ailenin önünde öncelikle hepimiz, bütün Türkiye olarak saygıyla eğiliyoruz. Ardından başta Çağdaş Hukukçular olmak üzere çünkü Türkiye tarihinin en büyük iş cinayetinde Soma'da sadece iki tutuklu var; birisi Selçuk Kozağaçlı, birisi sevgili Can Atalay. Soma'da o günkü şartlarda bütün mücadeleleri sonucunda onları alıp içeriye attılar ve Soma'nın katillerini dışarıya bıraktılar. Bugün burada belki de ilk kez kamu görevlilerinin ceza aldığı, tutuklandığı, 22 yıldır yerleştirilmiş cezasızlık kültürünün ilk kez geriletildiği, ülkeyi yönetenlerin; 'benim bürokratıma, benim yöneticime, kamu görevlime dokundurtmam. Çünkü verdiğim kanunsuz emirleri onlar uyguluyor, onlar yargılanırsa bundan sonra sözümü dinlemezler' mantığıyla hiçbirini feda etmeyenlerin bugün halkın göstermiş olduğu büyük dirayet, halkın göstermiş olduğu büyük dayanışma sonucunda geri adım attıklarını görüyoruz" dedi.

'TÜRKİYE'DE YENİ BİR SİYASİ İKLİM VARDIR'

Özel, "Mahkeme heyeti tarihe kendileri adına bir utanç değil aslında hukuk için küçük ama Türkiye'deki mücadelelerin tümü için büyük bir adıma katkı sağladılar" diyerek şöyle devam etti:

"Ama bildiğimiz bir şey var. Sadece bölge müdürlükleri nezdindeki cezalandırmalar ilk adımdır ama yeterli değildir. Bundan sonra hepimize düşen istinaf aşamasını, Yargıtay aşamasını titizlikle, dikkatle ve inatla takip etmektir. Buradaki kazanımın üst aşamalarda aşındırılmasına, geri gitmesine asla izin vermeyeceğiz. Sözümüze değer veren herkese şunu söylüyoruz; bir olay ortaya çıktığında hep beraber ağlıyoruz, önemli. Büyük sözler söylüyoruz, 'unutursak yüreğimiz kurusun' diyoruz, önemli. Ama süreci takip etmek son güne, son ana kadar ilk günkü öfkeyi, ilk günkü acıyı unutmadan takip etmek önemlidir. Devlet Demiryolları'nın genel müdürleri ve oradaki genel müdürü, yardımcıları ve tüm sorumluların yargılanması gerekmektedir. Ve siyasi sorumluluk asla unutulmamalıdır. Seçim öncesi; 'Hızla yetişsin, faaliyete geçsin, seçim vaadimiz yerine gelsin' diye kanunsuz emir verenlerin, alelacele hatları devreye alanların, bir başka seçim öncesi aman kesintiye uğramasın diye bakım, onarım meselesinin aksatılmasına yönelik siyasi talimat verenlerin hesap verdiği günler gelmeden Çorlu için tam adalet sağlandı diyemeyiz. Ama Çorlu hepimize umut olmuştur. Ben ilk günden beri bütün Türkiye'ye örnek bir birlik ve dayanışma gösteren Çorlu annelerine, babalarına, dedelerine ve evlatlarına bugün yolda, benim boynuma sarılıp da; 'Özgür amca benim babam da burada oldu. İyi ki geldiniz' diyen şu güzel kızlarımıza, bir maddi menfaat peşinde olmadan sırf adalet için onlara sahip çıkan tüm avukatlara, tüm avukatlarımızın kıymetli meslek örgütü barolarımıza ve o gün ilk günden beri bu davayı takip eden aileler yüz kere dedi diye boynumun borcudur, Çorlu'nun yeniden de seçilen belediye başkanım Ahmet Başkana, hiç yalnız bırakmadı dedikleri için ve hangi siyasi partiden olursa olsun hem partimin hem siyasi partilerin milletvekillerine, bugün buraya dünkü yaptığımız çağrıdan sonra yüzlerle gittiğimiz buradan binlerle, üç binlerle, beş binlerle bu destek için buraya koşup gelen, sözümüze değer veren herkese, İstanbul'un ve Trakya'nın tüm il başkanlarıma ve bu büyük mücadeleye katkı için burada olan herkese teşekkür ediyoruz. Türkiye'de yeni bir siyasi iklim vardır. Bu iklim bir siyasi partinin yarattığı, başardığı bir iklim değildir. Bu iklim, mağdurların, mazlumların, unutulanların, yok sayılanların ve hakkı yenip yok sayılmaya çalışanların mücadelesine, omuz veren, nefes veren herkesin yarattığı bir iklimdir."

'İLK KEZ ACIDAN DEĞİL, SEVİNÇTEN GÖZYAŞI DÖKTÜ ANNELER'

Yıllardır mahkemelere gittiğini söyleyen Özgür Özel, "Soma'da 83 blok mahkeme takip ettim. Bu karar duruşmasında sağımda Can Atalay, solunda Evren İşler, etrafımızda, yanımızda aileler, bir hüngür hüngür ağladık. Bir tane tutuklu yoktu, o gün Selçuk tutukluydu, üstüne de Can'ı da tutukladılar. Bugün buradan bu sonuç alınıyorsa bu bir kazanımdır. Direnenlerin, mücadele edenlerin, dayanışma gösterenlerin başarısıdır. Onların zaferidir. Orada raylar altında kolunu bırakan teyzem burada adalet için geldiyse, torununu bırakanlar, evladını bırakanlar bugün buradaysa, 'bugün biz bir nebze olsun adaleti bulduk, yüreğimize su serpildi' diyorsa avukatlar, anneler; 'evlatlarım bu gece rahat uyuyacak' diyorsa dayanışmanın önemi, mücadelenin önemi budur. Halktan, milletten güçlü kimse yoktur. Bundan sonra biz birlikte durdukça, birlikte mücadele ettikçe kötülük gerilemeye, geri adım atmaya, mahkum olmaya ve kaybetmeye devam edecek. İyiler kazanacak, anneler kazanacak, mağdurlar kazanacak. Bundan sonra hepimize düşen bir şey var. Kim hak arıyorsa yanında olalım, arkasında olalım. Soma'ysa Soma, Çorlu'ysa Çorlu, İliç'se İliç. Atanmayan öğretmense pazar günü Ulus'ta atanmayan öğretmen. Açlığa mahkum emekliyse emekli, kim hak arıyorsa yanında olalım. Türkiye'deki herkese söylüyorum; kolunu rayın altında bırakmış bu annem size bu mücadeleye katkı sağlayanlara Allah razı olsun diyor. Evladını orada bırakmış bu gencecik anneler mücadelelerine omuz verenler sayesinde bu gece rahat uyuyacaklar. İlk kez acıdan değil, sevinçten gözyaşı döktü bu anneler. Bu başarı, dayanışma gösterenlerindir. Bundan sonra hep beraber olacağız, hep birlikte duracağız, hep birlikte yürüyeceğiz. Birleşe birleşe biz kazanacağız. Halk kazanacak. Türkiye kazanacak" diye konuştu.

CHP LİDERİ DAVAYI TAKİP ETTİ

Davayı Çorlu Tren Katliamı'nda yakınlarını yitiren aileler, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ve siyasi parti temsilcileri ile birlikte çok sayıda basın mensubu takip etti.

Çorlu Santral Meydanı’nda bir araya gelen aileler, davanın görüleceği Kültür Merkezi’ne yürüdü. Özel, Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Genel Başkan Yardımcıları Gökçe Gökçen, Gül Çiftçi, Suat Özçağdaş, Zeliha Aksaz Şahbaz, İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, Tekirdağ Milletvekilleri İlhami Özcan Aygun, Nurten Yontar, Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer ve Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt ile çok sayıda siyasi parti, kurum ve dernek temsilcisi de yürüyüşe katıldı.

Aileler, yürüyüş sırasında, faciada yaşamını yitirenlerin resimlerinin yer aldığı “Adalet istiyoruz” yazılı pankartla “Hak, hukuk, adalet; kaza değil, cinayet”, “Çorlu’nun hesabı sorulacak” ve “Gün gelecek, devran dönecek. Katiller halka hesap verecek” sloganları attı. 

Özgür Özel, aileler ve avukatlar bir açıklama yaptı. Adaletin sağlanması çağrısı yapılan açıklamalarda, kamu görevlilerinin de yargılanması gerektiği vurguladılar.

ÖZEL: AİLELERİN DİRENCİ MAZLUMLARA ÖRNEK OLSUN

Özel, davanın bir önceki duruşmasını da takip ettiklerini vurgulayarak, “Böyle olaylarda ilk günden son güne aynı dirençte olmak lazım. Ailelerin, annelerin, kardeşlerin, çocukların, direnci bütün mağdur ve mazlumlara örnek olsun. Çorlu’daki direnci dikkatle takip ediyoruz. Son sözüm şudur. Biz burada geçen sefer söylemiştik; çok daha kararlı, çok daha güçlü ve kalabalık geleceğiz diye. Bunu sağlayan halkın iradesi, bir başkası değil. 31 Mart’ta her türlü adaletsizliğe dur dediler. Bundan sonra da burada olacağız. Geçen sefer kararı yerel seçimlerden sonraya bırakanlar, bugün bir kere daha düşünsünler. O günkü gibi niyetlendikleri kötü bir karar ya da yeni oyunlar; 31 Mart’ta nasıl millet bu annelerin yanında durduysa bundan sonra da durmaya devam edecek. Ölenleri suçlu, suçluları masum gösteren bir karara kimse yeltenmesin. Bu iş burada bitmez. Bu tip kararları alanları, yani tren kazasında ölmüş 3-5 yaşındaki küçücük yavruların hakkına girenlerin peşini bırakmam namussuzum" dedi.

MISRA ÖZ: BAŞKA CANLAR ÖLMESİN, BAŞKA BİR ŞEY İSTEMİYORUZ

Kazada eski eşi Hakan Sel ile oğlu Oğuz Arda Sel’i yitiren Mısra Öz de adalet talebini yineleyerek “Bugün gerçek sorumlular ve ihmale sebep olan kararları verenler burada değiller ama içeride sorumlu olan kişiler var. Onların ceza alıp tutuklanması için ve bu cezasızlık politikasının bitmesi için davanın peşindeyiz. Şimdi hep birlikte adliyeye doğru Çorlu için adalet diyerek yola çıkacağız. Başka canlar ölmesin. Biz başka bir şey istemiyoruz” dedi. Çorlu kazasında yakınlarını kaybeden diğer aileler ve hukukçular da "Adalet rayların altında kalmasın" ifadelerini kullandı.

TANRIKULU: KATLİAM DAVASIDIR

Gazete Duvar’a konuşan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Bu taksirli adam öldürme değil katliam davasıdır. Sanıklar yine kamu görevlisi olduğu için korunuyorlar. Adil bir yargılanma yapılması gerekir. Biz bunun takipçisi olacağız ve bu katliamı yapanlardan mutlaka hesap soracağız. Bu nedenle Genel Başkanımız burada” dedi.

SON SÖZLERİ SORULAN SANIKLAR: EKLEYECEK BİR ŞEYİM YOK

Aileler mahkeme salonunda yerini aldı. Karar duruşmasını duruşma salonunda çok sayıda izleyici ayakta takip ediyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel davayı ön sırada, ailelerin yanında takip etti. Yapılan yoklamanın ardından duruşma başladı.

Sanıkların son savunmasının alınmadığı gerekçesiyle ertelenen duruşmada Mahkeme Başkanı sanıklara son sözlerini sordu.

Dönemin TCDD 1. Bölge Müdürü Nihat Aslan: Ekleyecek bir şeyim yok beraatimi talep ediyorum.

Bakım Servis Alanlarından Sorumlu Müdür Yardımcısı Levent Meriçli: Yazılı savunmalarımı tekrar ediyorum beraatimi talep ediyorum.

Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu: Ek iddianame ve mütalaa görevini yapanı cezalandırıyor yapmayanı ödüllendiriyor. Görevimi yerime getirdim suçsuzum. İçinde adaletin olduğu bir karar ile beraatimi talep ediyorum.

Altyapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Nizamettin Aras: Suçsuzum beraat talep ediyorum.

TCDD Üst Yapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Levent Kaytan: Suçsuzum beraat talep ediyorum.

Yol kontrolörü Burhan Ortancı: Suçsuzum beraat talep ediyorum.

Mühendis Tevfik Baran Önder: Yazılı beyanda her şeyi söyledik. Suçsuzum beraatimi talep ediyorum.

Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt: Suçsuzum beraatimi talep ediyorum.

Mühendis Deniz Parlak: Yazılı savunmamı tekrar ediyorum beraat ediyorum.

Mühendis Kubilay Başkaya: Yazılı savunmamı tekrar ediyorum beraat ediyorum.

Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat: İlave edeceğim bir şey yok beraatimi talep ediyorum.

Köprüler Şefi Çetin Yıldırım: Yazılı beyan geçerli beraat talep ediyorum.

Celalettin Çabuk: Suçsuzum beraatimi talep ediyorum.

Özgür Özel, dün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Çorlu Tren Katliamı davası için çağrı yapmış, “Yarın sabah 9’da Çorlu’da olacağım. Beni seven arkamdan gelsin” demişti. 

Son sözlerin ardından ara veren mahkeme heyeti, aranın ardından kararını açıkladı.

Ne olmuştu?

Edirne'nin Uzunköprü ilçesinden İstanbul Halkalı'ya gitmek için hareket eden, 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu tren, 8 Temmuz 2018'de Tekirdağ'ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkarak devrildi. Kazada 7'si çocuk 25 kişi yaşamını yitirdi, 328 kişi de yaralandı. Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca kazanın meydana gelmesinde kusurlu bulunan TCDD 1'inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14'üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü'nde müdür olarak görev yapan Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım Şefliği'nde çalışan Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Yol Bakım Şefliği'nde Hat Bakım ve Onarım Memuru Celaleddin Çabuk ile TCDD bünyesinde çalışan ve mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan Köprüler Şefi Çetin Yıldırım hakkında 'taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak' suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis istemiyle Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.