Çorlu tren faciasında ölenler anıldı: Yok muydu bu ülkenin hesap soracak bir hakimi?
Çorlu tren kazasında yakınlarını kaybeden Zeliha Bilgin "Kim hesap sordu? Yok muydu, bu ülkenin hesap soracak bir hakimi?" dedi.
DUVAR - Tekirdağ’ın Çorlu ilçesi Sarılar köyü yakınlarında, 8 Temmuz 2018’de meydana gelen, 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren kazasında ölenler Çorlu’da anıldı.
ANKA Haber Ajansı'nın haberine göre, faciada yaşamını yitirenlerin yakınları, trenin kalkış noktasından katliamın yaşandığı durağa; ellerinde hayatını kaybedenlerin fotoğrafı ile yürüdü. Fotoğrafların ve “Adalet İstiyoruz” ifadelerinin yazılı olduğu büyük pankartın taşındığı yürüyüş, Sarılar köyündeki Uzunköprü Tren İstasyonu karşısındaki 8 Temmuz Anıtı’nda sona erdi.
Anmaya katılanlar, hayatını kaybedenler için rayların önünde 1 dakikalık saygı duruşunda bulundu. Saygı duruşunun ardından, ölen 25 kişinin isimleri tek tek okundu. Daha sonra 8 Temmuz’un anıtına karanfiller bırakıldı.
'YOK MUYDU HESAP SORACAK BİR HAKİM?'
Kızını, kardeşlerini ve altı aylık yeğenini kazada kaybeden Zeliha Bilgin, "Söylemek istediğim o kadar çok şey var ki ama ağzımdan çıkacak kelime yok. Hesap sormamanın, adaletsizliğin kitabının yazıldığı günlerde; yine görüyorum ki bize bizden başka dost yok. Biz bir oldukça; yapılanların, adaletsizliğin, katledilenlerin hesabını hep birlikte soracağım" dedi.
Kızıyla yaptığı son görüşmeyi anlatan Bilgin, şunları söyledi:
"Dört yıl önce bu saatlerden bir şeyler söylemek istiyorum. Saat 16.49 gibi son görüşmemden hiç bahsetmemiştim, kızımla. ‘Geliyoruz anne.’ Daha konuşmayı bilemeyen Beren’im altı aylık, o konuşsaydı, kim bilir nasıl veda edebilirdi teyzesine… Bizim için bayramlar, özel günler bitti. Ama sebep olanlar, hesap sorulmadığı için bayramlarını o kadar güzel kutluyorlar ki… Çünkü hesap soran yok onlara. Devlet Demiryolları’ndaki ihmaller yüzünden, 25 melek uğurlandı buradan gökyüzüne. Tozpembe hayalleri olan evlatlarımız gitti, bir hiç uğruna. Kim hesap sordu? Yok muydu, bu ülkenin hesap soracak bir hakimi?"
'ULAŞTIRMA BAKANI OLARAK BUGÜN BİR TAZİYE MESAJI YAYINLAYAMAZ MIYDIN?'
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’na seslenen Zeliha Bilgin, "Sabahtan beri Devlet Demiryolları’nın ve onun hesaplarını kontrol ediyorum, Twitter’da. İyi bayramlar diliyorlar. Bize iyi bayram yok. Sen bu ülkenin Ulaştırma Bakanı olarak bugün bir taziye mesajı yayınlayamaz mıydın? Nedir sizi tedirgin eden? Bu devletin yollarında 25 can ihmalleriniz yüzünden öldü. Nerede bu devletin Ulaştırma Bakanı? Bugün 25 can için tek bir kelam edemiyor" dedi.
'KOSKACA DEVLET, TCDD GENEL MÜDÜRÜNÜ YARGILAKTAN YOKSUNSA YAZIKLAR OLSUN'
Faciada hayatını kaybeden Ferhat Şahin’in babası Hüseyin Şahin ise "4 yıl önce oğlum trene bindiğinde, 'Baba 7 gibi bizi almaya gelirsin' demişti. Saat 5’i 10 geçe, gelen telefon, kızım ‘Kurtarın’ diye telefonda konuşabildi. Çok kötü. Allah kimseye yaşatmasın. Geldik ve oğlumuzu trenin altında gördüğüm an zaten bittim" ifadelerini kullandı.
Sorumluların yargılanmasını isteyen Şahin, "Devlet saklıyor. Neyi saklıyor? Koskoca devlet; Cumhurbaşkanı olsun, Ulaştırma Bakanı olsun, bir TCDD Genel Müdürü’nü yargılamaktan yoksunsa ya da bunlarla bu paraları paylaşıp, bu yolları kötü yapıyorsa, bizim çocuklarımızı öldürüyorsa, yazıklar olsun, hepsinin boğazında kalsın. Her gün televizyonda cuma çıkışlarını gösteriyorlar. Var mı böyle bir dünya. Herkes tatilde, çocuğunun başında. Biz ne yapacağız?" dedi.
"Artık yeter. Savcının büyüğü mü çıkacak, Anayasa Mahkemesi mi büyüyecek, Adalet Bakanlığı mı büyüyecek. Kim gelirse gelsin, yeter artık. Böyle olmaz" diyen Şahin, "Bir yolu yapmak, üç katman diyor, üç katman var mı orada; bilirkişi söylüyor. Neyi saklıyorsunuz? Adaletin gelmesi için bir an önce, halk inansın, bu ülkenin masum insanları ölmeye devam ediyor" şeklinde konuştu.
ATALAY CEZAEVİNDEN MESAJ GÖNDERDİ: SOSYAL CİNAYET DÜZENİNİ HEP BİRLİKTE AŞACAĞIZ
Avukat Elif Sıla Aşık, Gezi Parkı Davası kapsamında Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan Avukat Can Atalay’ın mesajını okudu. Atalay, şu mesajı gönderdi:
"Bundan tam 4 yıl önce Çorlu’da demiryolu altyapısının aşama aşama piyasa koşullarına teslimi ve gerekçeyle güvencesizleştirilmesi sonucu 25 insanımız göz göre göre ölüme gönderildi. Ölümlerin nedeni sistemiktir. Sorumlular, başta Ulaştırma Bakanı olmak üzere üst düzey bürokratlardır. Türkiye’de adalet, Çorlu’da katledilen, sosyal cinayetlerde yitirilen insanlarımıza artık sessiz kalamaz. Biz, insanlarımızın acılarına acı katan, bu sosyal cinayetlerin cezasız kalması için sürdürülen faaliyeti tanıyoruz. Adalet istiyoruz. Çorlu için adalet. Bu sosyal cinayet düzenini hep birlikte aşacağız.”
"Bu kadar acılı bir günde, ailelerden sonra söz alıp bu dosyayı konuşmak çok zor" diyen avukat Evren İşler, "Buraya gelip, cinayet mahallinde konuşurken; bu cinayetin nasıl işlendiğinden de sorumlularından da bahsetmek zorundayız. Aslında 12 Eylül’de başlayan, Özal döneminde devam eden ve AKP politikaları ile de son noktasına ulaşan neoliberal politikalardır, burayı cinayet mahalli haline getiren. TCDD’nin özelleştirilmesi, kurumda liyakatin kalmaması ve altyapı ile üst yapı arasındaki dengenin bozulmasıdır burayı cinayet mahalli haline getiren" şeklinde konuştu.
'TERCİHLERİNİ ADALETSİZLİKTEN YANA KULLANIYORLAR'
Sorumluların yargılamadan kaçırıldığını söyleyen İşler, konuşmasında "Biliyoruz ki, katliamın hemen peşinde üstüne örtmeye çalıştıkları gerçekler; ailelerin, avukatların, kamuoyunun, gazetecilerin ısrarlı takipleri ile bir parça gün yüzüne çıktı. 2021 yılının başından itibaren, aslında dosyadaki raporlarla en azından orta seviye sorumluların kim olduğunu biliyoruz. O tarihten sonra, Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı iradi olarak, gerçek sorumluları yargı önüne getirmemektedir. Bu bir tercih, tercihlerini adaletsizlikten yana, gerçek sorumluları yargıdan kaçırmaktan yana kullanıyorlar" ifadelerine yer verdi.
'SORUMLULAR BİNALİ YILDIRIM, AHMET ASLAN VE İSA APAYDIN'DIR'
Dosya savcısı hakkındaki suç duyurusu kabul edilmesine karşın işlem yapılmadığını aktaran İşler, şöyle devam etti:
"Dosya savcısı hakkında; adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve görevi ihmalden yaptığımız suç duyurusu mahkeme tarafından dahi yerinde görülmüşken, ne bu savcı hakkında bir işlem yapıldı bugüne kadar ne gerçek sorumlular hakkında iddianame düzenlendi. Bunca zamandır, gerçek sorumluları henüz tespit edemediğini söyleyen Çorlu Cumhuriyet Savcılığı’na buradan sesleniyoruz. Özelleştirme kararlarının verildiği tarihteki Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’dır, bu cinayetlerin sorumlusu. Katliam tarihindeki Ulaştırma Bakanı Ahmet Aslan’dır, bu cinayetlerin sorumlusu. TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın’dır sorumlu olan. Gerçek sorumluların yargılanmasıdır, ailelerin talebi." (HABER MERKEZİ)