Covid-19 aşısının rengi var mı?

Brehmer’in çizdiği dünya haritasına bakacak olursak, The Economist’te yayımlanan zengin ülkelerin Covid-19 aşısına diğer ülkelerden daha kolay ulaşabileceği haritasına benzetebiliriz. Birkaç fark var elbette. Bu farklardan biri KP Brehmer’in tuvallerini henüz 60’ların sonunda yapması, yani kapitalizm bu kadar yaygın değildi. Brehmer, aynı tabloyu günümüzde yapmış olsaydı belki de basından ve bilimsel çalışmalardan da etkilenerek The Economist’teki haritaya çok benzer bir harita çizmiş olacaktı.

Google Haberlere Abone ol

Hatime Kamilçelebi

Bir ülkede sanatçının toplumsal rolü önemlidir. KP Brehmer’in Arter’deki Büyük Resim sergisinin bir bölümünde “görme biçimlerinin kışkırtılması” temasını görürüz. Peki görme biçimlerimizi nasıl kışkırtabiliriz? Bunu yapmak zor değil. Bireylerin sosyoekonomik, kültürel ve ideolojik süreçleri daha geniş bir açıdan görebilmeleri ve eleştirel düşünme imkânını yeniden elde edebilmeleri için o olaya sadece belli bir mesafeden bakmaları gerekmektedir. Belli bir mesafe koyarak bakan bireyler, içinde yaşadıkları çevrenin sebep olduğu ve ideolojinin de beslediği kolektif körlüğün de farkına varabilirler. Brehmer, renk sembolizmini ekonomik ilişkiler, politik eğilimler ve ülke bayrakları ile ilgili toplumsal görüşü temsil eden eserlerinde sıklıkla kullanır. Örneğin bir tuvalinde kamu çalışanlarını gelirlerine ve görevlerine göre belli renkler ile temsil eder. Yani imgelerin bir temsil aracından diğer bir temsil aracına geçişini gösterir. 1960’ların sonunda oluşturmaya başladığı Renk Coğrafyası serisi birçok ülke ve dünya haritalarından oluşur. Bunları oluştururken basında ve bilimsel yayınlarda kullanılan haritaların grafik dilini kullanır. Dolayısıyla çizdiği her haritada her bir rengi bir anlam veya kategoriyle eşleştiren bir işaret tablosu bulunur. Tuvallerinde böylelikle renk ile anlam arasındaki süregelen klişelerin keyfi yapısını da dışa vurur. “Bu yapıtlar, toplumsal süreçlerin yerliyurtlulaştırılma ve rasyonelleştirilme biçimlerini görünür kıldıkları gibi, nesnel-bilimsel bilginin propaganda işlevine de işaret ederler.”* Örneğin Brehmer’in Vietnam, İtalya, Afrika ülkeleri gibi bazı ülke haritalarındaki kırmızı tonlamaları, hâkim ideolojiye, ekonomik sisteme uymayanın rengidir.

.

Brehmer’in çizdiği bu dünya haritasına bakacak olursak, The Economist’te yayımlanan zengin ülkelerin Covid-19 aşısına diğer ülkelerden daha kolay ulaşabileceği haritasına benzetebiliriz. Birkaç fark var elbette. Bu farklardan biri KP Brehmer’in tuvallerini henüz 60’ların sonunda yapması, yani kapitalizm bu kadar yaygın değildi. Brehmer, aynı tabloyu günümüzde yapmış olsaydı belki de basından ve bilimsel çalışmalardan da etkilenerek The Economist’teki haritaya çok benzer bir harita çizmiş olacaktı.

.

The Economist’teki haritaya baktığımızda gelişmiş ekonomilerin 2021’in ortalarından sonuna doğru aşının ülkelerinde yaygın olarak kullanılmaya başlaması için yarıştığını görüyoruz. Gelişmekte olan ülkelerde aşının yaygınlaşması nispeten çok daha uzun sürecek gibi görünüyor. Düşük gelirli ülkelere aşının erişiminin aylarca kısıtlı kalacağı ve bazı yerlere aşının hiç erişemeyeceğini tahmin etmek güç değil. Bu iç karartıcı haritada Brehmer’in tuvalindeki kırmızısını ekonomik anlamda ve kapitalist söylemde yorumlarsak, gelir adaletsizliği, lojistik ve nakliye zorluğu vb. yönlerle açıklayabilir miyiz? Hayır. Bunu böyle açıklarsak mesafe almadan bakmış oluruz ve bir tür “körlük” içindeyizdir. Brehmer’in eserlerinde vurguladığı gibi mesafe alarak baktığımızda ne görüyoruz? Haydi görme biçimlerimizi kışkırtalım! Hepimizin insan olarak aynı değere sahip olmasına rağmen bu renklerin bulunduğumuz coğrafyaya, ülkeye, gelire vb. duruma indirgenmesi ne kadar doğru? İnsan olarak aynı değere sahip olmamıza rağmen aşının yaygınlaşmasıyla ilgili haritanın tümüyle sembolik olarak bir rengin tonları olmasına şaşırmıyorsak büyük bir körlük içinde değil miyiz? Renkler bizim içimizde, her birimizde farklı farklı ve bu dışarıdan bizi boyadıkları renkle aynı değil. Yazımı “insanlar” için bulunan aşının insanlığa ait olduğunu vurgulayan çocuk felci aşısının mucidi Salk’ın aşının patenti sorulduğunda verdiği şu cevapla sonlandırmak isterim: “Aşım insanlığa ait, patenti yok. Güneşi patentleyebilir misiniz?” 

*KP Brehmer: Büyük Resim Sergi Kataloğu