'Cübbe çiğneyenler üniversitenin kapısına kelepçe vurdu'
Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan rektöre karşı öğrencilerin ve öğretim üyelerinin yanında olduklarını açıklayan DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ortak açıklama yaparak, “Daha önce akademisyenlerin cüppelerini çiğneyenler, bu kez üniversitenin kapısına kelepçe vurarak tarihe geçtiler. Bilimsel üretim için üniversiteler siyasi otoritenin aracı olmaktan çıkarılmalı, demokrasi işletilmeli” çağrısında bulundu.
ANKARA - Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği'nden (TTB), Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenlerine destek açıklaması geldi.
Yapılan ortak açıklamada; atanmışlarla, kayyımlarla ve dayatmalarla halkın kaderinin belirlenmeye çalışılmasının kabul görmediği ifade edilirken, son olarak Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan rektöre karşı öğrenci ve öğretim üyelerinin tepkileri örnek gösterildi.
'TARİHE GEÇTİLER!'
“Daha önce ihraç edilen akademisyenlerin cüppelerini çiğneyenler, bu kez üniversitenin kapısına kelepçe vurarak tarihe geçtiler” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Demokrasi talebini üniversiteden yükselten öğrencilere yönelik toplumsal desteği kırabilmek için kapıları-duvarları kırarak ev baskınlarına girişenler, bu görüntüleri ajanslarla servis edenler bilmelidirler ki, demokrasi mücadelesi bu tür hukuksuz güç gösterileriyle engellenemez. Meselenin esası bellidir: Tepeden inme bir rektör atamasıyla bir üniversitenin kurumsal değerleri, ihtiyaçları ve tüm bileşenlerinin iradesi yok sayılmıştır. 12 Eylül darbesinin ürünü antidemokratik yasalar ve bu darbe hukukunu pekiştirerek getirilen tek kişinin karar verdiği atama yöntemi üniversitelerde kabul görmemektedir. Akademik özgürlüğün ve kurumsal özerkliğin ortadan kaldırılması üniversitelerimizi her geçen gün bilimsel üretimden daha da uzaklaştırmaktadır.”
'ÜNİVERSİTELER SİYASİ OTORİTENİN ARACI OLMAKTAN ÇIKARILMALI'
Nitelikli bilimsel üretim için üniversitelerin siyasi otoritenin aracı olmaktan çıkarılması gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, demokratik süreçlerin sağlıklı biçimde işlendiği üniversiteler istendiği vurgulandı. “Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin, öğrencilerinin ve mezunlarının haklı mücadelesinin yanındayız” denilen açıklama şöyle:
“Öğretim üyelerinin özgürlüğüne şerh koyan, araştırma görevlilerinin ve çalışanların iş güvencesinin yok edildiği, öğrencisinden akademisyenine herkesin polis ve özel güvenlik baskısı altında olduğu bir üniversite değil; demokratik süreçlerin sağlıklı biçimde işlediği üniversiteler istiyoruz. Nitelikli bilimsel üretim için üniversiteler siyasi otoritenin aracı olmaktan çıkarılmalı, üniversitelerin yönetim organları tüm bileşenlerinin dahil edildiği katılımcı süreçlerle ve seçimle oluşturmalıdır. Bu toprakların tarihinde her zaman demokratik üniversite mücadelesi, demokratik Türkiye mücadelesinin güçlü bir parçası olmuştur. Bu nedenle üniversitelerine sahip çıkan, demokrasi mücadelesini yükselten Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin, öğrencilerinin ve mezunlarının haklı mücadelesinin yanındayız.”