Cumartesi Anneleri 1024 haftadır soruyor: Mehmet Şirin Bayram ve Ramazan Tekin nerede?

Cumartesi Anneleri 1024. hafta açıklamalarında, gözaltında kaybedilen Mehmet Şirin Bayram ve Ramazan Tekin'in akıbetlerini sordu.

Fotoğraf: Ferhat Yaşar
Google Haberlere Abone ol

İSTANBUL - Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek için Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları bu hafta da meydandaydı. Kayıp yakınları 1024. haftada, Ramazan Tekin ve Mehmet Şirin Bayram’ın akıbetini sordu.

Mehmet Şirin Bayram'ın kız kardeşi Halime Bayram, Bayram ailesi adına bir mektup gönderdi. Halime Bayram, mektubunda şu ifadelere yer verdi:

YAŞAM HAKKI ELİNDEN ALINMIŞ ŞİRİN'İN HESABINI SORMAK: 28. Yılında da aynı inanç aynı kararlılık, aynı özlem ve aynı acıyla, Şirin’i aramak… Şirin’i aramak derken; adalet aramak, bir insanın yaşam hakkını aramak ve onu hatırlatmak… Yaşam hakkı elinden alınmış Şirin’in ve binlercesinin hesabını sormak. 28 yıldır her cumartesi Şirin’in sapasağlam, evden alınıp, bir daha geri dönmemesinin hesabını sormak, faillerinin bulunup en ağır şekilde yargılanmasını istemek. Sevdiklerimizin kemiklerini aramaya bizi mahkum edenlere hesap sormak. Kaybedilen evlatlarının mezarını arayan annelere bu ağır acıyı yaşatanlara, gerçek yargı önünde bir gün hesap sorabilmek için, on yıllarını meydanlarda- geçiren kayıp yakınlarının, hakikat ve adalet arayışı, elbette ki bir gün üstün gelecek.

DEVLETİN HER BİR CANA BORCU VAR: Bu adalet arayışının yerini bulacağına inanarak, Şirin’in şahsında, kaybedilen bütün sevdiklerimizin akıbetini sormaya devam edeceğiz. Bu devlet, bu coğrafyada her anneye bir evlat canı borçlu. Bu coğrafyada devletin her kardeşe bir kardeş can borcu var. Bu coğrafyada devletin her eve bir can borcu var. Devlet bu hakikatle yüzleşmek zorunda. Devleti yönetenler Cumartesi Anneleri'nin, kayıp yakınlarının sesini duymalı ve bir an önce, zaman kaybetmeden bütün yargı mekanizmalarını harekete geçirerek faillerin ve sorumluların yargılanarak cezalandırılmasını sağlamalıdır. Bu ülkede bir iç barış sağlanacaksa öncelikle Cumartesi Anneleri'nin adalet arayışı görülmelidir. Biz, Şirin’in gözaltında kaybedilişinin 28. yıldönümünde de hakikat ve adalet talebimizi yineliyoruz. Şirin'i ve arkadaşlarını bulun, faillerini yargılayın diyoruz.

Halime Bayram'ın mektubunun okunmasının ardından Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelen kayıp yakınlarının bu haftaki açıklamasını gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un kızı Jiyan Tosun okudu

Açıklamada öne çıkan başlıklar şöyle:

KAYYIM KABUL EDİLEMEZ: 1024 haftadır, kayıp yakınlarının taleplerinin karşılık bulması için Türkiye’nin demokratikleşmesine ihtiyacımız var diyerek buluşuyoruz. Ancak demokratik bir ortamda, çatışmanın, çözümsüzlüğün değil, barışın, çözümün hedeflendiği koşullarda taleplerimizin karşılık bulacağını biliyoruz. Ancak ne yazık ki her güne ülkeyi çözümden, barıştan uzaklaştıran yeni sorunlarla uyanıyoruz. Bu sorunlardan biri de yurttaşlık statümüzü ve anayasal haklarımızı hedef alan kayyum atamaları oldu. Hiç şüphe yok ki belediyelere kayyum atanması, seçme ve seçilme hakkına yönelik ağır bir saldırıdır. Kayyumlar yoluyla bu hakkın özünün etkisiz hale getirilmesi, seçmen iradesinin yönetime yansımasının engellemesi anlamına gelmektedir. Hukukun üstünlüğü ilkesini, insan hakları ve demokrasi değerlerini tümüyle ayaklar altına alan bu engelleme kabul edilemez. Barışı, insan hakları ve demokrasi değerlerini korumak için, yurttaş sorumluluğumuzun gereği olarak; kayyum uygulamasına son verilsin. Halkın oyuyla seçilmiş belediye başkanları derhal göreve iade edilsin çağrısında bulunuyoruz.

28 YILDIR AKIBETLERİ KARANLIKTA: Kayıplarımızın akıbetlerinin açıklanacağı, faillerin yargılanarak cezalandırılacakları demokratik bir Türkiye talebimizi tekrarlıyoruz. 1024. haftamızda antidemokratik yönetimler nedeniyle 28 yıldır akıbetleri karanlıkta bırakılan, failleri cezasızlıkla korunan Mehmet Şirin Bayram ve Ramazan Tekin’i unutmadık diyerek buluştuk. Bayram Ailesi, Kulp Demirli köyüne bağlı Bira Zeyna mezrasında yaşıyordu. Korucu olmaya zorlanan köylüler ağır baskı görüyordu. Tüm baskılara rağmen köylüler korucu olmayı kabul etmeyince 1994 yılında köy yakıldı ve insanlar zorla yerinden edildi. Bayram Ailesi de Diyarbakır’a göç etmek zorunda kaldı. Mustafa Bayram, oğlu Şirin ile birlikte inşaatta çalışmak için Kocaeli’ne gitti. 18 yaşında olan Şirin, ailesine sevdiği bir kız olduğunu söyledi. Aileler görüştü ve söz kesildi.

MİSAFİRLİĞE GİTTİ, GÖZALTINDA KAYBEDİLDİ: Şirin nişan için Kocaeli’nden eve geldi. 2 Kasım 1996 tarihinde köyde yaşayan amcasını ziyaret etmek için yola çıktı. Hava kararınca, devam eden operasyonlar nedeniyle tehlikeli olur diye yola devam etmedi. Geceyi geçirip sabah yola devam etmek üzere akrabaları olan Ramazan Tekin’in Kulp’un Demirci köyündeki evine gitti. 2 Kasım 1996 gecesi 65 yaşındaki Ramazan Tekin’in evi askerler ve korucular tarafından basıldı. 65 yaşındaki Ramazan Tekin ile evde misafir olan Mehmet Şirin Bayram gözaltına alındı. Gözaltına alınanların Kulp İlçe Jandarma Karakolu’na götürüldüğü ve beş gün karakolda tutulduğu bilgisi ailelerine ulaşsa da, başvurdukları karakoldan “Biz almadık, bizde yok” cevabı verildi.

AİLEYE BASKI YAPILDI: Aile, tanıdığı koruculardan bilgi istedi. Ertesi gün M.B isimli korucu Mehmet Şirin Bayram’ı gözleri bağlı biçimde Kulp Jandarma İlçe Karakolunda gördüğünü ve kendisiyle konuştuğunu söyledi. Ancak karakola çağrılan korucu, şiddet görüp tehdit edilince tanıklığını geri çekti. Aileler savcılığa başvurdu. Hazal Tekin, evlerine yapılan baskında eşini ve misafirleri Mehmet Şirin’i gözaltına alanların içinde iki korucuyu tanıdığını, isimlerinin Fettah ve Cumali olduğunu söyledi. Kayıplarına ulaşmak için resmi makamlara başvuran aileler 'Askeriyeyi şikayet ediyorsunuz' diye ağır baskı ve tehditle karşılaştı. Diğer gözaltında kaybetmelerde olduğu gibi etkin soruşturma yürütülmedi. Ramazan Tekin ve Mehmet Şirin Bayram’dan bir daha haber alınamadı; akıbetleri karanlıkta, failleri cezasız bırakıldı.

SAVCILARI GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ: 28 yıldır Bayram ve Tekin Aileleri sevdiklerinin akıbetini öğrenememenin acısıyla yaşıyor. 28 yıldır annesi, babası, kardeşleri Mehmet Şirin’i arıyor. 28 yıldır nişanlısı 'Ölü ya da diri bir haber alıncaya kadar Şirin’i bekleyeceğim' diyor. Gözaltında kaybetme süresiz biçimde soruşturmaya açık bir suçtur, zaman aşımına tabi değildir. Hemen şimdi bu hukuksuzluğa son verecek, Mehmet Şirin Bayram ve Ramazan Tekin’in akıbetlerini açığa çıkartacak ve ceza adaletini sağlayacak etkinlikte bir soruşturma başlatılması için savcıları göreve çağırıyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin; Ramazan Tekin, Mehmet Şirin Bayram ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.