Cumartesi Anneleri Sevim kardeşlerin akıbetini sordu
Cumartesi Anneleri 1993'te Batman'da maskeli 15 kişi tarafından kaçırılan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan Hüseyin, İskender ve Vahdettin Sevim kardeşlerin akıbetini sordu.
DUVAR - Cumartesi Anneleri 862. hafta açıklamalarında 1990'larda kaybedilenlere dikkat çekti. 90’lı yıllarda yargısız infazların, faili meçhul cinayetlerin, gözaltında kayıpların sıkça yaşandığı bir dönem olduğunu hatırlatan Cumartesi Anneleri, 16 Ekim 1993'te tarladan maskeli ve silahlı kişiler tarafından kaçırılan ve bir daha kendilerinden haber alınmayan 3 kardeşin akıbetini sorarak etkin bir soruşturma için yetkililere seslendi.
'GÖZALTINDA KAYBETMELER YOK ETME YÖNTEMİ OLARAK UYGULANDI'
Cumartesi Anneleri bu hafta yaptıkları açıklamada şunları söyledi: "90’ların karanlığında işlenen bu insanlığa karşı suçlardan gözaltında kaybetmeler, bir yok etme yöntemi olarak uygulandı. 90’lardan bugüne gözaltında kaybetmelerle ilgili olarak her durumda, suçu ve suçluyu gizleyen yöntemler uygulandı. Suça tanıklık edecek, yaşananları anlatacak kişiler susturulmak istendi. Geçmişi unutturarak yaşananlarla yüzleşme, hesaplaşma ihtimali yok edilmek istendi. Yalnız kaybedilen kişiyi değil, faili ve hakikati de gizleyen bu hukuk dışı, vicdan dışı yöntem, ilgili kurumların yaklaşım birliği halinde uygulandı. Kayıp yakınlarının hakikati bilme ve adalete erişme hakkı sistematik bir biçimde ihlal edildi."
Cumartesi Anneleri 1990'lı yıllarda Batman'da Hizbullah'ın yaşattıklarını hatırlatarak, "90’larda devletin resmi raporlarına girmesine, resmi görevlilerin itiraflarına rağmen açığa çıkartılmayan devlet-Hizbullah ilişkisinin de merkezi olan Batman’da ağır hak ihlalleri yaşandı. Bu ihlallerden biri Sevim kardeşlerin zorla kaybedilmeleriydi" dedi.
SEVİM AİLESİ NASIL KAYBEDİLDİ?
Cumartesi Anneleri Batman'ın Balpınar beldesinde çiftçilikle uğraşan Sevim ailesinin kayıp hikayesiyle ilgili kamuoyuyla şu bilgileri paylaştı:
- 16 Ekim 1993 tarihinde ailece aynı beldede bulunan ortakçı oldukları tütün tarlasına çalışmak üzere gittiler. Üç gün önce tarlanın etrafında keşif yapan yabancı insanlar olduğu bilgisini aldıkları için tedirginlerdi.
- Tarlada çalışırken saat 22:00 sularında kar maskeli, silahlı ve telsizli 15 kişi tarlaya baskın düzenledi. Hüseyin, İskender ve Vahdettin Sevim kardeşleri zorla uzaktan ışıkları görünen araçlara doğru götürdü. Eşleri engel olmaya çalışınca “Merak etmeyin birkaç soru sorup bırakacağız” dediler. Bir süre sonra Vahdettin Sevim’i serbest bıraktılar. Araçlara bindirilip götürülen 25 yaşındaki altı çocuk babası Hüseyin ve 32 yaşındaki dört çocuk babası İskender Sevim’den ise bir daha haber alınamadı.
- Aile durumu Batman Jandarma İl Komutanlığı'na bildirdi. Jandarma olay yeri inceleme ekipleri tarlaya gelip incelemelerde bulundu. Vahdettin Sevim’in bilgisine de başvuran ekip bir tutanak düzenledi. Ancak sonrasında bir gelişme yaşanmadı.
- Ailenin yaptığı başvurular sonuçsuz kaldı. Etkin bir soruşturma yürütülmeden zamanaşımı devreye sokularak Sevim kardeşlerin akıbetleri karanlıkta bırakıldı. Anne Naile Sevim, 2016 yılında, Hüseyin Sevim’in eşi Tenzile Sevim 1999 yılında hakikate ve adalete ulaşamadan aramızdan ayrıldılar.
YETKİLİLERE ÇAĞRI: YÜKÜMLÜLÜKLERİNİZİ YERİNE GETİRİN
"862. haftamızda onların bıraktığı yerden çocukları ve torunları ile birlikte İskender ve Hüseyin Sevim kardeşler için adalet istiyor ve bir kez daha hatırlatıyoruz" diyen Cumartesi Anneleri açıklamalarına şöyle devam etti: "Yargı makamları suç teşkil eden davranışlara dair ciddi iddiaları etkin bir biçimde soruşturmak ve cezalandırmakla yükümlüdür. İnsan hakları hukukunda ailelerin kaybedilen üyelerinin akıbeti ile ilgili gerçeği öğrenmeleri yasal bir haktır. Devlet, ailelerinin hakikati bilme hakkı doğrultusunda harekete geçmek zorundadır. 862. haftamızda İktidara ve yargı makamlarına sesleniyoruz: bu yükümlülüklerinizi yerine getirin; Sevim kardeşlerin akıbetlerinin açığa çıkartılmasını ve suçun faillerinin yargılanmasını sağlamak için harekete geçin. Kaç yıl geçerse geçsin; İskender ve Hüseyin Sevim için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 163 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz." (HABER MERKEZİ)