Cumartesi Anneleri 'Yeşil'i hatırlattı: 90’ların karanlık zihniyeti sahipleniliyor
Cumartesi Anneleri/İnsanları, 937'inci hafta açıklamasında, "'Beyaz Toros' ve 'Yeşil', bizim hafızamızda faili belli cinayetlerin, zorla kaybetmelerin simgesidir" dedi.
DUVAR - Cumartesi Anneleri/ İnsanları kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemi 937'inci haftasında online gerçekleştirdi. Bu haftaki açıklamada, Bursaspor maçında açılan pankartlara tepki gösterilerek, "'Beyaz Toros' ve 'Yeşil', bizim hafızamızda faili belli cinayetlerin, zorla kaybetmelerin simgesidir. Bursa Stadyumu’nda yaşananlar, 90’lı yılların karanlık zihniyetinin sahiplenilmesidir" denildi.
"Ayten Öztürk'ü ve zorla kaybetme suçuna ortak olanları unutmayacağız" denilen açıklamanın tamamı şöyle:
"5 Mart 2023 tarihinde Bursaspor ile Amedspor arasında oynanan karşılaşmada, 1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlerin, zorla kaybetmelerin sembolü olan 'Beyaz Toros'ların ve 'Beyaz Toros'larla anılan insanlığa karşı suçların faillerinden biri olarak bilinen 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım’ın posterleri açıldı.
'Beyaz Toros' ve 'Yeşil', bizim hafızamızda devletin gücü ve imkanları kullanılarak işlenen faili belli cinayetlerin, zorla kaybetmelerin simgesidir. Bu nedenle Amedspor maçında Beyaz Toros ve Yeşil görselinin kullanılmasını ve Amedsporlu futbolculara yönelik saldırıları bir grup fanatiğin histerisi olarak göremeyiz. Bursa Büyükşehir Belediye Stadyumu'nda yaşananlar örgütlü bir eylemdir. Bu eylem, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, Bursa Valisi Yakup Canpolat, Bursa Emniyet Müdürü Tacettin Aslan ve stadyumda görevli hakemler ile kolluğun yol vermeleri sonucunda gerçekleşmiştir.
Bursa Stadyumu’nda yaşananlar, 90’lı yılların karanlık zihniyetinin sahiplenilmesidir. 'Bu suçları biz işledik, buradayız, yine işleriz' mesajıdır. İnsanlığa karşı işlenmiş suçların yargılanan, aranan sanıklarına 'korunuyorsunuz' mesajıdır. Kısacası cezalandırılması gereken bir suçtur. Suçu işleyenler ve suçun işlenmesine yol verenler yargılanarak cezalandırılmalıdır.
Yeşil’in kim olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz: Yeşil, 1990’lı yıllarda adı faili meçhul bırakılan cinayetler, insan kaçırmalar, zorla kaybetmelerle anılan bir JİTEM ve MİT mensubudur. 937. haftamızda, Yeşil’in sanık olarak yer aldığı Ayten Öztürk dosyasını kamuoyu ile paylaşıyoruz. 32 yaşındaki Ayten Öztürk Mazgirt ilçesine bağlı Akpınar'daki Tunceli İl Özel İdaresi'ne ait bir fabrikada çalışıyordu. 27 Temmuz 1992 akşamı mesai çıkışı sonrası içinde 4 kişi bulunan beyaz bir arabayla kaçırıldı. 13 gün sonra Elazığ Karşıyaka Kartaltepe mevkiindeki boş arazide gömülü olarak bulundu. Bedeni parçalanmış, gözleri oyulmuş olan Ayten'in kimlik teşhisi ancak giysilerinden yapılabildi.
JİTEM komutanları, JİTEM elemanları Ayten Öztürk’ün, Yeşil ve ekibi tarafından OHAL Valiliği’nce kendisine tahsis edilen araç ile kaçırıldığını, sonra da Diyarbakır JİTEM’e götürüldüğünü ve burada üç gün boyunca işkence gördükten sonra infaz edildiğini açıkladı. Bu açıklamalar basında da yer aldı.
Ayten Öztürk’ü kaçıranlar, işkence ile katledenler, bedenini kaybedenler bu insanlığa karşı suçu örtbas edenler biliniyor olmasına rağmen sorumluların tespitine ve cezalandırılmalarına imkan verecek şekilde etkili bir soruşturma ve kovuşturma yürütülmedi. Dosyada tanıklar, deliller, itiraflar olmasına rağmen Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’de görülen dava, 21 Eylül 2022’de zamanaşımından düşürülerek cezasızlıkla sonuçlandı.
937. haftamızda bir kez daha hatırlatıyoruz: Tüm bu yıldırma ve gözdağı politikaları karşısında yılmayacağız; mücadelemizde ısrar ederek yolumuza devam edeceğiz. Yolumuza devam ederken, bu suça ortak olanları da unutmayacağız.
Kaç yıl geçerse geçsin Ayten Öztürk için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 238 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz." (HABER MERKEZİ)