Cumartesi Anneleri'nden 1001. hafta açıklaması: 30 yıldır adalet istiyoruz
Cumartesi Anneleri 1001’nci haftada Galatasaray Meydanı’nda yaptığı açıklamada, "Devlet, Bulut Ailesi’nden 5 kişinin gözaltında kaybedilmesindeki sorumluluğunu üstlensin" dedi.
İSTANBUL - Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek için Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları bu hafta da meydandaydı. Kayıp yakınları 1001’inci hafta açıklamasında gözaltında kaybedilen Mustafa, Fahri, Ramazan, Ekrem ve Ali Bulut’un akıbetini sordu.
“1001. kez Galatasaray’dayız. 1001 haftadır, gözaltında kaybedilen insanlarımızın akıbeti hakkında hakikati öğrenmek için mücadele ediyoruz. 1001 haftadır, sevdiklerimizi kaybedenlerin yargılanarak cezalandırılmaları için mücadele ediyoruz. 1001 haftadır, devlet görev ve sorumluluklarını yerine getirmiyor; hakikat talebimize inkârla, adalet talebimize cezasızlıkla karşılık veriyor. Hakikati bilme ve adalete ulaşma hakkımızı sistematik olarak ihlal ediyor” denilen açıklamada şunlara yer verildi:
EVLER ATEŞE VERİLDİ: 1001. haftamızda 30 yıldır sistematik olarak hakları ihlal edilen Bulut Ailesi için hakikat ve adalet talebiyle kamuoyunun karşısındayız. Bulut Ailesi, Lice’ye bağlı Kabakkaya (Entağ) köyü Esenli (Cumarê) mezrasında yaşıyordu. 13 Mayıs 1994 sabahı Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerler mezraya baskın yaptı. Mezradaki evler ve ahırlar ateşe verildi. Askerler, köydeki erkeklerin kimliklerini topladı. Kimlik kontrolünden sonra biri yeni doğmuş 2 çocuk babası Mustafa Bulut ve 6 köylü gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar ‘üç saat sonra serbest bırakacağız’ denilerek Lice Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’na götürüldü. Ertesi gün altı köylü serbest bırakıldı.
BABA TEHDİT EDİLDİ: Mustafa gelmeyince Baba Latif Bulut, oğlunu sormak için o dönem bir bölümü sorgu merkezi olarak kullanılan Lice Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’na gitti. Ancak askerler tarafından tehdit edilerek tartaklandı ve oradan uzaklaştırıldı. Bu sefer Bulut Ailesi’nden 36 yaşındaki Fahri Bulut, 15 Mayıs 1994 tarihinde Mustafa’yı sormak için Lice’ye doğru yola çıktı ama geri dönmedi. Bunun üzerine Bulut Ailesi’nden 39 yaşındaki Ramazan, 38 yaşındaki Ekrem ve 28 yaşındaki Ali Bulut, 17 Mayıs 1994 tarihinde Mustafa ve Fahri Bulut’u aramak için yola çıktılar. Ancak askeri kontrol noktasında iki köylü ile birlikte gözaltına alınıp Lice Jandarma Tugay’ına götürüldüler. İki köylü serbest bırakıldı. Bulut’lardan ise bir daha haber alınamadı.
SORULAR YANITSIZ: Bulut Ailesi’nin beş üyesinin gözaltına alındıkları bugüne kadar inkâr edildi. Ailenin ve İnsan Hakları Derneği’nin başvurduğu tüm yetkili makamlar, Bulut’ların yaşama hakkının korunması için acil tedbir alma ve etkin soruşturma yapma görevini yerine getirmedi. Uluslararası Af Örgütü; Lice Jandarma Komutanlığında gözaltında tutulduktan sonra ortadan kaybolan Esenli köyünden Bulut Ailesinin beş üyesinin nerede olduklarını tespit etmek için hemen harekete geçme çağrısı yaptı. Jandarma Komutanı Aydın İlter’e, Lice Cumhuriyet Savcısı’na ve İçişleri Bakanı Nahit Menteşe’ye yapılan bu çağrı karşılık bulmadı.
SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMESİ: Olaydan on yıl sonra bir toplu mezarda Ramazan, Ekrem ve Ali Bulut’un kurşuna dizildikten sonra yakılarak öldürülmüş kalıntılarına ulaşıldı. Ancak 30 yıldır Mustafa ve Fahri Bulut’a ulaşılamadı. Ailenin başvurusu üzerine 1994 yılında Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı tarafından olay ile ilgili başlatılan soruşturma tozlu raflara terk edildi. Bugüne kadar dosyada etkin bir soruşturma yürütülmedi.
TÜM KAYIPLARIMIZ İÇİN ADALET İSTİYORUZ: 1001. haftamızda bir kez daha talep ediyoruz: Devlet, Bulut Ailesi’nden 5 kişinin gözaltında kaybedilmesindeki sorumluluğunu üstlensin, maddi gerçek açığa çıkartılsın, fail ve sorumlular üzerindeki koruma kalkanı kaldırılarak yargılanıp cezalandırılmaları sağlansın. Kaç yıl geçerse geçsin Mustafa, Fahri, Ramazan, Ekrem ve Ali Bulut için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten; devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.