'Cumhur İttifakı, siyasi rehineler iktidarı mı?'
Birgün yazarı Nurcan Gökdemir, son soruşturmaların Cumhur İttifakı'nın gergin ilişkisini ortaya çıkardığını ileri sürdü, "AKP ile MHP hem birbirlerini hem de tüm ülkeyi rehin aldılar." diye yazdı.
DUVAR- Ayhan Bora Kaplan soruşturması ve Sinan Ateş cinayeti sonrası gündeme gelen iddialar ve son olarak 'darbe' tartışması, AK Parti ile MHP arasında kapalı kapılar ardında yaşanan gerginliğin gündeme yansıması olarak değerlendirildi. Birgün yazarı Nurcan Gökdemir, iki partinin iktidarlarını sürdürebilmek için birbirlerine muhtaç olduklarını belirtti, "iktidarın yeni yol haritası tayini, mafya yapılanmaları, çeteleşmelerin yer aldığı bir düzlemde ilerliyor" diye yazdı.
Nurcan Gökdemir'in "Siyasi rehineler iktidarı" başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle birlikte MHP ile fiili bir koalisyon kurarak iktidarını koruyan AKP, halktan esas büyük tokadı 31 Mart 2024 seçimlerinde yedi. Herkesin en iyi de Erdoğan’ın gördüğü halk desteğinin azalması bu seçimde tescillendi, hiçbir sandık oyunu, siyasi manevra ya da YSK kararı ile yok sayılamayacak bu sonuç sonrası AKP’de ‘İktidarı kaybediyoruz’ korkusu egemen oldu. Erdoğan, tüm örgütünü ‘Güneş karşısındaki buz gibi eririz’ diyerek uyardı.
MHP’NİN YENİ OYUN KAYGISI
Erdoğan’ın önünde iki yol vardı: Sonuçlarda büyük etkisi olan ekonomik buhranı ortadan kaldırma imkânı olmadığı için siyasal iklimi yumuşatmak, tepkileri en azından toparlanacak kadar süre kazanabilmek için bir ölçüde sönümlendirmek. Bunun bir oyun olduğunu, hayata geçirileceği konusundaki samimiyetsizliği en iyi bilenlerden olmasına karşın iktidar ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu söyleme tahammülsüzlüğünü hemen gösterdi. Parti tabanından gelecek tepkileri önlemekti bundaki amaçlardan biri ama esas temel gerekçe, AKP’nin MHP’yi iktidar otobüsünden indirerek başka bir partnerle yol yürüme ihtimali idi.
Bu noktada aslında bu ilişkide hep var olan bazen açıkça görülen bazen de perde arkasından sürdürülen gözdağları, meydan okumalar, tehditler gündeme geldi. Erdoğan’ın sözde demokratlığı bile MHP’de her düzeyden sert karşılıklar aldı. Erdoğan sert ve tahammülsüz tutumunu bu zeminde hiç kullanmadı, MHP’ye karşılık vermedi. Meydan okumalara başka yöntemlerle karşılık verildi.
İki ortağın kirli ilişkisi Sinan Ateş cinayeti ve Ayhan Bora Kaplan soruşturması ile görünür oldu. AKP, MHP’ye bu taşınması zor yükü, Sinan Ateş suikastındaki sorumluluğunu sızdırılan fotoğraflar ve belgelerle gösterirken MHP de Emniyet’teki hâkimiyetinden yararlanarak bir başka dosyayı parlattı. Ayhan Bora Kaplan soruşturması ‘Hepiniz suçlusunuz’ dedirtecek karışık ilişkileri içermesine karşın MHP’nin AKP’yi tehdit yöntemi olarak yorumlandı.
ÜLKEYİ REHİN ALDILAR
İktidarı her ne pahasına olursa olsun korumak için kurulan ve korunan bu kirli ilişkiler aslında bir tür siyasi rehinelik. AKP’nin iktidarını sürdürmek için MHP’ye, MHP’nin de oy oranı ile uyumlu olmayacak şekilde sorumluluk da üstlenmeden iktidar olanaklarından yararlanmak için AKP’ye, Cumhur İttifakı’na ihtiyacı var. Bir başka gerçek daha var ki birbirlerinin tüm gizlerine de hâkimler, yani bu bir tür suç ortaklığı… En ağır sonucu ise iktidar uğruna birbirini rehin alan AKP ve MHP’nin, azalan halk desteğine rağmen iktidarda kalmayı sürdürmesi, tüm ülkeyi rehin alması…"
(HABER MERKEZİ)