Cumhurbaşkanı Erdoğan: Rusya'nın attığı bu adım, NATO yetkilileri tarafından düşünülmeli

Rusya Devlet Başkanı Putin'in "nükleer yanıt" doktrinini onaylamasını değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan "Rusya'nın attığı bu adım bence NATO yetkilileri tarafından da düşünülmelidir" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brezilya'daki G20 Liderler Zirvesi’nde basın toplantısı düzenledi.

'MİLLİ GELİRE ORANLA EN FAZLA İNSANİ YARDIMDA BULUNAN ÜLKELERDENİZ'

"Adil bir dünya ve sürdürülebilir bir gezegen inşa etmek temasıyla gerçekleşen zirvedeki ana hitabımda, Türkiye'nin kimseyi geride bırakmama şiarıyla yürüttüğü insani kalkınma faaliyetlerine dikkat çektim" diyen Erdoğan, "Türkiye olarak, 2015'ten bu yana milli gelire oranla dünyada en fazla insani yardımda bulunan ülkelerdeniz. Çatışma bölgelerinden kaçarak ülkemize sığınan yerlerinden edilmiş yaklaşık 4 milyon kişiye ev sahipliği yapıyoruz. Nerede bir kıtlık, açlık, felaket, çatışma varsa Türkiye ilgili tüm resmi kurumları ve sivil toplum kuruluşlarıyla oradadır. İhtiyaç sahiplerinin her daim yanındadır" ifadelerini kullandı.

İsrail saldırıları altındaki Filistin'in Gazze Şeridi ve Lübnan'a da yardımlar gönderildiğini söyleyen Erdoğan, "Gönderdiğimiz 86 bin tonluk yardım miktarıyla Filistin'e en fazla destek olan ülkelerden biriyiz. Lübnan'daki kardeşlerimize ulaştırdığımız yardım miktarı da 1300 tonu geçti. Filistin meselesinde bizimle aynı hissiyatları taşıyan Brezilya'nın açlık ve yoksullukla mücadelesinin takdirle karşılıyoruz" diye konuştu.

Uluslararası kuruluşların görevini yerine getirmediğini belirten Erdoğan, "Savaşlar, doğal felaketler ve zulümler karşısında uluslararası kuruluşların iflasına tanıklık ediyoruz. Bu kuruluşların en başında temel görevi küresel istikrarı ve barışı korumak olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) geliyor. Konsey, BM üyesi 193 ülkenin hak, hukuk kaygılarını gözetmek yerine sadece 5 daimi üyenin çıkarlarını önceleyen ve bu 5 ülkeye hizmet eden elitist bir yapıya dönüşmüştür. Bunun günümüzün çoğulcu dünyasında hiçbir mantıklı, tutarlı izahı olamaz. Dünya 5'ten büyüktür" dedi. 

Erdoğan'ın konuşmasından başlıklar şöyle:

LATİN AMERİKA, AFRİKA VE ASYA'DAN CİDDİ DESTEK ALIYORUZ: Yine çok yakınımızdaki bölgede Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaş bu gerçeği tüm insanlığın yüzüne çarpmıştır. Daha adil düzenin inşasını hedefleyen gayretlerimizde etkili bir BM sistemi, onun da odağında Güvenlik Konseyi reformu vardır. 11 yıl önce ilk kez dillendirdiğimiz bu önemli tespitimizin her geçen gün geniş kitleler tarafından benimsendiğini görüyoruz. Özellikle mevcut mekanizmaların dışladığı, mağdur ettiği, taleplerine kulak tıkadığı Latin Amerika, Afrika ve Asya'dan ciddi destek alıyoruz. Rio zirvesi bunun adeta bir ispatı oldu. Bizim 11 sene evvel açtığımız yolun bugün veya yarın, ama bir gün mutlaka menzile varacağına yürekten inanıyorum.

BU VAHŞETE SESSİZ KALANLARI TARİH AFFETMEYECEK: Gazze'de kıtlık riski uluslararası sınıflandırmalara göre felaket düzeyine ulaşmıştır. Gazze nüfusunun yüzde 96'sı sağlıklı gıda ve suya erişemiyor. İsrail hükümeti açık hava hapishanesine çevirdiği Gazze'ye insani yardım girişlerini de engelleyerek insanlığa karşı suç işliyor. Bunu sadece biz değil BM ve birçok kuruluş bunu söylüyor. Ağır bombardıman altında bir kap yemeğe, bir yudum suya ulaşmak için canlarını tehlikeye atan çocukların dramlarını 14 aydır takip ediyoruz. İsrail saldırılarında hayatını kaybeden yaklaşık 50 bin Filistinlinin yüzde 70'inden fazlası kadın ve çocuktur. Lübnan'da katledilenlerin önemli kısmı da masum sivillerdir. Batılı güçlerin desteği ile İsrail'in bölgemizde estirdiği devlet terörünün insani maliyeti her geçen gün artmaktadır. Bu zulme, giderek dozu artan bu vahşete sessiz kalanları tarih affetmeyecektir.

BİZİM HİÇBİR ÜLKEYLE, HALKLA, İNANÇLA SORUNUMUZ YOK: Türkiye olarak Gazze'deki soykırımın, Lübnan ve Batı Şeria'daki katliamın sona ermesi için acil ve kalıcı ateşkesi her fırsatta dile getiriyoruz. Bu çağrımızı G20 Rio zirvesinde de tekrarladık. Girişimlerimizin de neticesinde G20 Liderler Bildirgesi'nde Gazze'ye dair güçlü ifadeler yer aldı. Lübnan'daki tehlikeli tırmanış hakkında derin endişenin yanı sıra, Gazze'ye insani yardımların ulaştırılmasının önündeki engellerin kaldırılması liderler düzeyinde kayda geçirildi. Bizim hiçbir ülkeyle, hiçbir halkla, hiçbir inançla sorunumuz yoktur. Bizim sorunumuz katliamla ve katliamcılarladır. Bizim sorunumuz ülkesinin ve vatandaşlarının güvenliğini daha fazla masum kanı dökmekte arayanlarladır. Bizim sorunumuz işgal ve istila politikasıyla coğrafyamızı kaosa ve istikrarsızlığa sürükleyenlerledir.

FİLİSTİN'İN DAHA FAZLA ÜLKE TARAFINDAN TANINMASI BU DÖNEMDE ÇOK ÖNEMLİ: Gazze halkına 14 aydır reva görülen soykırımın cezasız bırakılmaması için Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan müdahil olmaya kararı aldık.  Uluslararası sistemin durduramadığı İsrail'e karşı sorumluluk sahibi devletler tarafından yine uluslararası hukuk temelinde zorlayıcı tedbirler uygulanması şarttır. İsrail'e silah ve mühimmat sevkinin durdurulmasını talep eden mektubumuz 52 ülke ve 2 uluslararası kuruluşun ortak imzasıyla bir BM belgesi olarak yayınlanmıştır. Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınması bilhassa bu dönemde çok çok önemlidir.

İSTANBUL SÜRECİNDEKİ TARİHİ FIRSAT KAÇIRILDI: Ukrayna'daki savaşın adil ve kalıcı barışla neticelenmesi için tarafların eşit statüde temsil edileceği diplomatik girişimleri destekliyoruz.  Esasen çatışmaların ilk aylarında İstanbul süreci ile tarihi fırsat yakalanmıştı. Ancak bu imkan değerlendirilemedi. Bunun faturasını yarım milyona varan can kaybıyla her iki komşumuz, enerji ve gıda kriziyle tüm insanlık ödedi.

TARAFLAR ARASINDA HER TÜRLÜ KOLAYLAŞTIRICI ROLÜ ÜSTLENMEYE HAZIRIZ: Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz. Aradan geçen süre bu haklılığımızı teyit etmiştir. Türkiye taraflar arasında her türlü kolaylaştırıcı rolü üstlenmeye hazırdır. Bunu yapabilecek iradeye ve kabiliyete ziyadesiyle sahiptir. Yeni Amerikan yönetiminin her iki çatışma bölgesinde de barışa giden yolda daha cesur, daha basiretli, daha destekleyici adımlar atmasını ümit ve arzu ediyorum. Barışa giden yolu tıkayacak ve savaşı körükleyecek adımları doğru bulmadığımızı vurgulamak istiyorum.

DEPREMİN İZLERİNİ SİLMEK İÇİN 71,5 MİLYAR DOLAR HARCADIK: Çevremizdeki sıkıntılara ve çatışmalara rağmen Türkiye ekonomisi büyüme trendini istikrarlı bir şekilde sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl 14-28 Mayıs tarihinde yapılan genel seçimlerle birlikte 5 yıllık kesintisiz icraat dönemine girdik. Seçimlerin hemen ardından uygulamaya koyduğumuz ekonomi programıyla da belirsizlikleri ortadan kaldırdık. 6 Şubat 2023'te yaşadığımız asrın felaketi depremin insanımızın hayatında ve ekonomimizde yol açtığı yaraları hızla sarıyoruz. Geçtiğimiz ay 130. deprem konutunun anahtarlarını teslim ettik. 2024 yılı sonunda 200 bin konut, gelecek yıl ise 417 bini konut toplam 453 bin bağımsız bölümün inşasını bitireceğiz. Depremin izlerini silmek için bugüne kadar 71,5 milyar dolar harcama yaptık.

EN BÜYÜK ENDİŞEMİZ YÜKSEK ENFLASYON: Ekonomide 2023 yılını yüzde 5,1 oranında büyümeyle kapatarak 14 yıl boyunca kesintisiz büyüme sürecimizi devam ettirdik. 2024 yılının ilk yarısında büyümemiz yüzde 3,8 olarak gerçekleşti. Milli gelirimizin 2024 sonunda 1 trilyon 331 milyar dolara ve kişi başına gelirimizin ise 15 bin 551 dolara yükselmesini bekliyoruz. Tüm dünya gibi bizim de en büyük endişemiz yüksek enflasyondur. Amerika ve Avrupa dahil pek çok yerde son 60-70 yılın zirvelerini gören enflasyon baskısından herkes gibi biz de olumsuz etkilendik. Dezenflasyon sürecimiz 2024 yılı Haziran ayından itibaren başladı ve 2025 yılında da devam edecek. Son 1 yılda toplam istihdamı 1,1 milyon kişi artırarak işsizlik oranımızı yüzde 8,6'ya düşürdük. Ekim ayında yıllıklandırılmış ihracatımız toplam 262,3 milyar dolar ile tarihimizin en yüksek seviyesine ulaştı. Turizmde 2024'ün ilk 9 ayında 47 milyar dolar gelirle rekor kırdık. Cari açığımızı 10 milyar doların altına indirerek, dış kırılganlığımızı giderdik.

3 BÜYÜK KURULUŞ TARAFINDAN NOTU İKİŞER KADEME ARTIRILAN TEK ÜLKEYİZ: Merkez Bankamızın rezervleri 160 milyar dolara dayandı. Makro ekonomik göstergelerdeki bu pozitif gelişmeler, yatırımcıların ülkemize yönelik bakışını olumlu yönünde etkilemiş, kredi notumuz artarken ülkemizin risk primi de emsallerimize göre daha hızlı düşmüştür. 2024'te 3 büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından notu ikişer kademe artırılan tek ülkeyiz. Ekonomide hedeflerimizi gerçekleştirmek amacıyla ülkemizin araştırma geliştirme ve yenilikçilik kapasitesini geliştirmeyi, aktif sanayi politikalarımızla katma değer zincirlerinde yükselmeyi, savunma sanayindeki atılımlarımıza yenilerini eklemeyi, yeşil ve dijital ekonomiye geçişle yönelik teknolojik dönüşümü hızlandırmayı, yatırımcı dostu politikalar iş ve yatırım ortamımızı iyileştirmeyi, ekonomimizin rekabet gücünü artırmayı kararlılıkla sürdüreceğiz. Bölgemizdeki çatışmalar ve krizler çözüme kavuştukça Türk ekonomisindeki iyileşme daha da hızlanacak, hedeflere doğru koşar adımlarla gidecektir.

MIKTA LİDERLERİYLE İŞ BİRLİĞİMİZİ DAHA DA GÜÇLENDİRME KONUSUNDA MUTABIK KALDIK: İlk olarak Rio'ya geldiğimiz Pazar günü ev sahibi Brezilya Devlet Başkanı değerli dostum Lula'yla kapsamlı görüşme yaptık. Ayrıca aralarında Malezya, Endonezya, İtalya, İspanya, Fransa liderleriyle Avusturalya Başbakanı'nın bulunduğu birçok devlet ve hükümet başkanıyla temaslarımız veya ikili formatta görüşmelerimiz oldu. Zirve marjında Meksika, Endonezya, Kore Cumhuriyeti ve Avustralya'yla kurduğumuz MIKTA oluşumunun liderleriyle toplantı yaptık. İş birliğimizi daha da güçlendirme konusunda mutabık kaldık. Şunu bir kez daha vurgulamakta fayda görüyorum; barışı, adaleti ve insanlığın ortak değerlerini merkeze alan girişimci dış politikasıyla Türkiye hem G20 hem MIKTA hem de çok taraflı platformlarda etkin rol oynamaya devam edecektir. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğunun inancıyla evlatlarımıza daha müreffeh dünya bırakmanın mesuliyetiyle çalışmalarımıza hız vereceğiz. 

TEK BAŞIMIZA DA KALSAK MAZLUMLARIN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ: (Sonuç bildirgesiyle ilgili soru üzerine) Sonuç bildirgesiyle ilgili olarak beklediğimiz bir bildirge burada teşkil etti. Ama biz olayı tabii 11 ayın sonucu olarak değerlendirdiğimizde maalesef İsrail'in bu zulmüne karşı dünya beklediğimiz tavrı henüz koymuş değil. Ama biz şu anda Türkiye olarak dostlarımızla el ele vererek bu mücadelemizi aynen sürdürüyoruz. Gerek İsrail-Filistin arasında gerekse en son bu İsrail'in zulmü Lübnan'a da yansıdı, buralarda meydana gelen zulme karşı Türkiye olarak tek başımıza da kalsak biz mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz.

BRICS ÜYELİĞİ: Şu an itibariyle BRICS konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çalışmalarımızı belli bir noktaya getirdikten sonra gerekli olan cevabı BRICS başkanlığına vereceğiz.

TÜRKİYE OLARAK SÜRATLE BARIŞA YÖNELİK BİR GELİŞME OLMASINI BEKLİYORUZ: (Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in nükleer yanıt doktrinini onaylaması) Nükleer silahların kullanıldığı savaşın olumlu yönü vardır diyemeyiz. Son dönemde özellikle Ukrayna'nın kullandığı füzeler bu durumun nerelere vardığını, varacağını gösteriyor. Bunlar tabii olumlu gelişmeler değil. Bütün bu olumsuzluklara karşı Türkiye olarak biz tavrımızı aynen koruyor ve burada bu durumun süratle barışa yönelik bir gelişme olmasını da bekliyoruz. Bununla ilgili görüşmelerimizi, bununla ilgili yine taraflara barışı tavsiye eden adımlarımızı atıyoruz.

RUSYA'NIN BU ADIMI NATO TARAFINDAN DA DÜŞÜNÜLMELİ: Rusya'nın bu açıklaması her şeyden önce kendine yönelik bir tavra karşı konvansiyonel silahlara karşı alınan bir tedbirdir diye düşünüyorum. Bu tedbire karşı özellikle Rusya'nın attığı bu adım bence NATO yetkilileri tarafından da düşünülmelidir, NATO yetkilileri tarafından da bu adım gözden geçirilmelidir. Her şeyden önce Rusya kendisini koruyacak güce, kendisini koruyacak tedbirlere sahiptir, sahip olmak durumundadır. Aynı şekilde bir NATO ülkesi olarak kendimizi korumak ve koruyacak adımları atmak durumundayız. Rusya ve Ukrayna komşumuz. Onlarla da ilişkilerimizi korumak durumundayız. Temenni ediyorum ki, bir an önce kesin ateşkesi Ukrayna ve Rusya arasında sağlarız ve dünyanın beklediği barışı temin etmiş oluruz.

ÜLKEMİZDEKİ BAZI SİYASİ PARTİLER GARİP GARİP ŞEYLER SÖYLÜYORSA DA İSRAİL'LE İLİŞKİLERİ KESTİK: Filistin'e yardımlarımız artarak devam ediyor, devam edecek. Bu konuyla ilgili olarak da bütün dostlarımızı Filistin'e yardıma davet ediyoruz. Her şeyden önce biliyorsunuz biz İsrail'le ticari ilişkileri kestik. Her ne kadar ülkemizin içerisinde bazı siyasi partiler garip garip şeyler söylüyorsa da İsrail'le ilişkileri tamamen kestik. En son İsrail Cumhurbaşkanı'nın Azerbaycan'a gitmesiyle ilgili konuda da bizim hava alanımızı, hava hattımızı kullanmasına müsaade etmedik. Daha farklı alanlar, imkanlar var, oralardan gitmesini söyledik. Ve öyle de oldu. Gidebildi mi, gidemedi mi onu da bilmiyorum. Biz artık bazı şeylerde tavrımızı Türkiye olarak ortaya koymaya mecburuz, ortaya koyacağız.

(HABER MERKEZİ)