DalKurd iyi başlamadı
DalKurd gibi İsveç liglerinin zirvelerini görmüş ve bu zirvelerden düşmenin acısını yaşamış bir takım; neden o zirvelerden düştüm sorusunun tecrübesini hafife alamaz.
Henüz sezonun ilk maçı. Prensip olarak, nesnel bir yargı için, sert rekabet koşullarında oynanacak beş maçın daha verilerine ihtiyaç var. Dalkurd oyuncu grubuna ve yeni teknik direktörüne bu esnekliği tanımak gerek. Çünkü hazırlıkta tasarlanan oyunu, lig rekabetinde test etmek her takım ve teknik direktörün hakkı. Dolayısıyla bugün yazıp söyleyeceğiniz her şey sadece bu maçın kendisiyle ilgili ve sınırlı olacaktır.
Her şeyden önce Dalkurd’un oyun kondisyonu 55. dakika da tükendi, tespitinde bulunalım. Bunun nedeni aşırı yüklemeler ve bundan doğan kas yorgunlukları olabilir ya da takım hazırlık çalışmalarında yeterli kondisyonla donatılmadı. Nedeni ne olursa olsun bu büyük bir sorun ve en kısa sürede giderilmesi gerek. Çünkü, Pitea maçında 3-1 öne geçip skoru koruyamamanın tek sebebi bu aşırı yorgunluktu. DalKurd’lu oyuncular aynı sebepten ötürü 55. dakikadan sonra hiçbir paslaşmada isabet sağlayamadılar. Hatta söz konusu dakikadan sonra ayakta durmakta bir hayli zorlandılar. Ani hareket eden her oyuncu mutlaka sendeledi ya da düşüp kendi hamle avantajını yitirdi.
Kondisyon yetersizliğinden sonra gözlemleyebildiğim ikinci eksiklik ya da olumsuzluk, Dalkurd’un savunma meselesini henüz çözememiş olmasıydı. Burası çok önemli, çünkü iyi bir futbol takımı, sürekli hücum eden ya da hücum oynayan bir takım demek değil. İyi bir futbol takımı hücum ederken, savunmayı asla ihmal etmeyen bir takımdır. Çünkü, hücum anında kaptırılacak bir top ki- kaptırma ihtimali çok yüksek bir orandır- ciddi bir tehlikeye dönüşemeyecekse, bunu ancak hücum ederken, savunma tedbirlerinden vazgeçmeyerek sağlayabiliriz.
Kısacası bir geçiş oyunu olarak, hücumcu takım, top kaptırıldığında, çok hızlı bir biçimde hücumdan savunmaya geçme becerisi gösterebilmelidir. Geçiş oyunlarının en önemli halkası hücumdan savunmaya geçiştir.
DalKurd gibi İsveç liglerinin zirvelerini görmüş ve bu zirvelerden düşmenin acısını yaşamış bir takım; neden o zirvelerden düştüm sorusunun tecrübesini hafife alamaz. DalKurd iyi savunma yapmadığı için önce Allsvenskan’dan sonra da Superettan’dan düştü.
Pitea maçında ilk yarıda Pitea kendi yarı sahasına çekildiği için, DalKurd oyun inisiyatifini elinde tuttu. Ama ikinci yarı her şey değişti. Pitea skoru eşitlemeye çalışırken, DalKurd’un savunma zaafları bir bir ortaya çıktı.
Hele Jasarviç’ın şımarıkça yaptığı penaltı. Olacak iş değil. Basketbolcular bile topa böylesine elle dokunma özgürlüğüne sahip değildirler. Yenilen 3. golde kalecinin inanılmaz hatası; bunlar mutlaka çözülmesi gereken bireysel şeyler.
DalKurd iyi başlamadı; ama futbolda başka bir kural daha var: "Nasıl başladığın pek önemli değil, nasıl bitirdiğindir önemli olan."