Damla Kutulu'nun beraat kararı bozuldu: 15 yıl hapis
Damla Kutulu, kendisine 15 yıl boyunca şiddet uygulayan eşi Fikret Kutulu'yu öldürmekten yargılandığı davada beraat etmesine rağmen Yargıtay'ın bozma kararı sonrası 15 yıl hapse mahkum edildi.
DUVAR - Damla Kutulu, Kocaeli 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ikinci yargılamada, savcının, 'haksız tahrik altında eşe karşı kasten öldürme' suçundan ceza talep etmesi üzerine mahkum edildi. Kararı eleştiren Damla Kutulu'nun avukatı Anıl Acurman "13 yaşında gelin edilen 15 yıl boyunca sistematik işkence gören ve olay gecesi kendisini tanınmaz hale sokan eşine karşı kendini savunan Damla Kutulu, bozulan beraat kararı sonrasında 15 yıla mahkum edildi. Ve bir kez daha gördük ki bu ülkede kadın sadece ölünce değerli" dedi.
İLK DAVADA İKİNCİ DURUŞMADA MEŞRU MÜDAFADAN BERAAT ETMİŞTİ
Kocaeli'nin Körfez ilçesinde 22 Ağustos 2015'te bir kez daha ağır şiddete maruz kalan Damla Kutulu, 15 yıl boyunca kendisine ve çocuklarına eziyet ettiği belirtilen Fikret Kutulu'yu öldürdü. Gözaltına alınan 2 çocuk annesinin yüzünde ve vücudunda darp izleri tespit edildi. Adliyeye sevk edilen Kutulu, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Yargılamanın yapıldığı Kocaeli 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Damla Kutulu'nun, meşru müdafaa sınırları içinde hareket ettiğine karar verilip, ikinci celsede beraat etti. Ancak itiraz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, olayın meşru müdafaa sınırları dışında olduğu yönünde görüş bildirerek yargılamanın yeniden yapılmasına karar verdi.
ÇOCUĞU İFADE VERDİ: ANNEMİ ÇOK DÖVDÜ
Yargıtay'ın bozma kararı sonrasında dosya Kocaeli 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 11 Kasım 2021'de yeniden görülmeye başlandı. DHA'nın haberine göre duruşmada tanık olarak dinlenen Damla ve Fikret Kutulu'nun 15 yaşındaki çocuğu, "Babam, annem ve bizlere şiddet uygulayan bir insandı. Olay günü de annemi çok dövdü. Annem öldürülme korkusuyla bu şekilde hareket etti. Şu anda çalışarak, bizlere bakıyor. Şikâyetçi değilim" dedi.
SAVCI, 'SÜREKLİ ŞİDDETE MARUZ KALIYORDU' DESE DE CEZA İSTEDİ
Davanın 2'nci duruşması ise bugün görüldü. Damla Kutulu ile avukatının hazır bulunduğu duruşmada cumhuriyet savcısı mütalaasını açıkladı. Fikret Kutulu'nun eşi Damla Kutulu'ya olay tarihinden önce sürekli sözlü ve fiziki şiddet uyguladığına mütalaada yer veren savcı, "Suç tarihinde de tanık ve sanık anlatımlarına göre maktulün sanığı sebepsiz yere darp ettiği, maktulün sanığı darbettikten sonra uyuduğu esnada 15 yıl boyunca ve suç tarihinde kendisine uygulanan şiddetin etkisi altında sanığın maktulü suç aletleri olan tüp ve bıçakla vücudun hayati bölgelerine vurarak maktulü öldürdüğü" ifadelerine yer verdi.
İddianamede suçun meşru müdafaa kapsamında değerlendirilmesinin istenildiğini hatırlatan savcı, "İddianamede meşru savunma halinin uygulanması istenmişse de somut olayda sanığa karşı yönelmiş gerçekleşen ya da gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak bir haksız saldırının olmadığı, sanığın maktulü uyuduğu esnada öldürdüğü ancak maktulün sanığa karşı gerçekleştirdiği eylemlerin ağır tahrik niteliğinde olduğu, sanığın ağır tahrik altında atılı suçu işlediği anlaşıldığından 'haksız tahrik altında eşe karşı kasten öldürme' suçuyla cezalandırılmasını talep olunur" dedi.
AVUKAT: FOTOĞRAFLAR İŞKENCENİN BOYUTUNU ORTAYA KOYDU
Mütalaaya karşı savunma yapan Damla Kutulu'nun avukatı Anıl Acurman, "Sanığın olay tarihinde yaşı küçük olan çocuklarının olay gecesi ve öncesine ilişkin beyanları açıktır. Müvekkilimin gördüğü fiil şiddetin ötesinde işkencedir. Olayın yaşandığı güne ilişkin dosyada bulunan fotoğrafları, bu işkencenin ve şiddetin boyutunu ortaya koymaktadır. Müvekkilimi öldüreceğini maktul o gece de beyan etmiştir. Yani müvekkilim kendini korumak amacıyla bu eylemi gerçekleştirmemiş olsaydı şu anda kendisi maktul, maktul ise sanık durumunda olacaktı" diye konuştu.
DAMLA KUTULU: BENİ ÖLDÜRECEĞİNİ SÖYLEDİ
Karar öncesinde son sözü sorulan Damla Kutulu ise "Ben kızlarımın hayatını düşünüyorum. Benim sahip çıkacak hiç kimsem yok. Ailem de yok. Ailem evliliğim sırasında şiddet görürken kendilerine sığındığımda, beni eve geri göndermiştir. Beraatimi talep ediyorum. Beni öldüreceğinden korktum. Öncesinde de anlattığım gibi, olay günü beni çok feci şekilde dövdü. Öldüreceğini söyledi. Zaten hayatımdan ve çocuklarımın hayatından endişe içerisinde yaşıyordum. Beraatimi talep ediyorum" savunmasını yaptı.
ÖNCE MÜEBBET, SONRA 15 YIL HAPİS
Daha sonra dosyayı ve Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi'nin verdiği bozma ilamını bütün halinde değerlendiren Kocaeli 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Damla Kutulu'nun 'eşe karşı kasten öldürme' suçunu işlediğine kanaat getirerek, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Fikret Kutulu'nun olay öncesindeki ağır tehdit, hakaret ve saldırılarını Damla Kutulu lehine kabul eden mahkeme heyeti, suçun haksız tahrik altında işlendiğini belirterek cezayı 18 yıla indirdi. Kutulu'nun duruşmalardaki 'iyi hali'ni de göz önünde bulunduran mahkeme heyeti, Damla Kutulu'ya 15 yıl hapis cezası verilmesine hükmetti.
AVUKAT ACURMAN: YAŞATMAK İÇİN YOLDAŞ OLMAK GEREKİYOR
Avukat Anıl Acurman, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla, karara şu eleştiride bulundu:
"13 yaşında gelin edilen 15 yıl boyunca sistematik işkence gören ve olay gecesi kendisini tanınmaz hale sokan eşine karşı kendini savunan Damla Kutulu, bozulan beraat kararı sonrasında 15 yıla mahkum edildi. Onun hikâyesi bu. Başka kimsesi olmayan çocuklarının, her şeyi oldu Damla. 2015 yılındaki olaydan bugüne onların eğitimlerini aksatmadan huzurla yaşamaları için kantinlerde, fabrikalarda çalıştı. Didinmeye de devam ediyordu Damla korkusuzca. Tek derdi iki kızının ekmeğini kazanmak olduğu için şov peşinde olmadı. Bundandır ki şov olmayan yerde yalnızca 2-3 yürekli kadın takip etti duruşmasını. Ne bir platform ne bir örgüt ne de bir ünlü sahip çıktı ona. 8 yıldır dertlerine ortak olduğum Damla şimdi mahkum edildi. Karardan sonra ağlarken tek sözü, 'Şimdi çocuklarıma kim bakacak, ben kendim için yaşamıyordum ki' oldu. Sadece bunu sayıkladı o savaşçı yürek. Mahkeme heyeti ise tek bir cümle, 'Mahkum ettik seni Damla, yapacağımız bir şey yok' dedi yüzüne. Oysa bir tek hakimin bile yapabileceği çok şey vardı. Daha öncesinde hediye ettikleri yaşamını, 'Yanlış yapmışız' deyip geri almak dışında yapabilecekleri birçok şey. Onlar yapmamayı seçtiler bu kez. Vicdanları karartmayı, arka sıralardaki kızlarının haykırışlarını umursamamayı. Ve bir kez daha gördük ki bu ülkede kadın sadece ölünce değerli. Sorun kendinize, 'Biz neden yaşayana değer veremiyoruz, yaşatamıyoruz?' diye. Gösteri yetmiyor yaşatmak için, yoldaş olmak gerekiyor." (HABER MERKEZİ)