Danıştay, Volkswagen için yapılan 'acele kamulaştırma' kararını iptal etti
Volkswagen'in fabrika kurulmayı planladığı arazi için alınan acele kamulaştırma kararı, Danıştay tarafından iptal edildi.
DUVAR - Manisa'da, Volkswagen'in kuracağı fabrika arazisi için alınan acele kamulaştırma kararına, 4 parsel adına yapılan itirazda, hak sahipleri için belirlenen bedel ödenmediği gerekçesiyle, acele kamulaştırma kararı iptal edildi.
Alman otomotiv firması Volkswagen'in Türkiye'de yapacağı yatırım için fabrikanın kurulması planlanan, Manisa'nin Yunusemre ilçesindeki 3 bin 364 dönümlük arazi, 5 Kasım 2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Manisa Organize Sanayi Bölgesi'ne (OSB) ilave edilerek, 517 adet taşınmazın acele kamulaştırılmasına karar verildi.
Volkswagen firması yatırımdan vazgeçerken, İzmirli avukatlar Ömer Talha Oğan ve Berk Bozkurt, 200 parseli bulunan 81 kişi adına acele kamulaştırmanın iptali için 09 Aralık 2020 tarihinde Danıştay'a dava açtı. Danıştay, 23 Aralık 2020 tarihinde kamulaştıramaya giren her parselin ayrı ayrı dava açması gerektiğinden dilekçeyi reddetti.
DHA'nın haberine göre, avukatlar bunun üzerine, 5 Mart 2021'de 4 taşınmaz hak sahibi adına Danıştay'a 3 ayrı dava açtı, diğer hak sahipleri için ise Danıştay'ın kararını Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı.
OSB YÖNETİMİ, ÖDEME YAPMAMA GEREKÇESİ OLARAK DÖVİZ KURUNU GÖSTERDİ
Avukatların Danıştay'a açtığı acele kamulaştırma iptal davası devam ederken, Manisa OSB adına kanunen kamulaştırma sürecini yürüten Manisa Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, 15 Ekim 2021 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesi'ne tarafından bölgenin tamamını kapsayan 517 adet taşınmaz için acele kamulaştırma bedellerinin tespiti davası açtı.
Mahkemece görevlendirilen bilirkişiler, keşifler yaparak bedelleri tespit etti. Mahkeme tüm parseller için bilirkişilerin belirlediği bedelleri, vatandaşların hesabına yatırması için 5+5 günlük süre verdi.
Manisa Organize Sanayi Bölgesi vekilleri, döviz kurlarındaki kırılganlık ve piyasa koşullarındaki değişkenlikleri ileri sürerek, kararın yerine getirilmesinin mümkün olmayacağına dair yazılı dilekçe verdi. Bunun üzerine yerel mahkeme tarafından acele kamulaştırma dosyaları düşürüldü.
Danıştay 6'ncı Daire Başkanlığı 21 Mart 2022'de verdiği kararda vatandaşa ödeme yapılamaması nedeniyle acele kamulaştırmayı söz konusu parsellerde iptal etti.
'4 PARSEL İÇİN ALINMIŞ İPTAL KARARI TÜM BÖLGEYE EMSAL OLABİLECEK NİTELİKTE'
Avukat Ömer Talha Oğan, 4 taşınmaz için Danıştay'ın verdiği iptal kararının tüm bölgeye emsal teşkil ettiğini söyledi.
Hak sahiplerinin yatırıma karşı olmadıklarını, haklarının korunarak yatırımlar yapılmasını istediklerine dikkat çeken Oğan, mahkeme kararına rağmen bölgedeki belirsizliğin hak sahiplerini mağdur ettiğini belirtti.
Oğan, “Bu 4 parsel için alınmış iptal kararı tüm bölgeye emsal olabilecek niteliktedir. Zira, organize sanayi bölgesi yönetmeliği uyarınca bütüncüllük ilkesi gereğince bütün parsellerin kamulaştırmadan imar uygulamasına geçilemez. Nitekim hiçbir organize sanayi bölgesinde bir üzüm bağı ya da domates tarlası göremiyoruz. 517 parselin ortasındaki toplam 50 dönümlük 4 parselin kamulaştırılamaması demek tüm parsellerin buradan etkilenmesi anlamına gelir” dedi.
'HAK SAHİPLERİNİN MAĞDURİYETLERİNİN GİDERİLMESİNİ İSTİYORUZ'
“Bizim buradaki en büyük isteğimiz vatandaşların kafasındaki muğlaklığın giderilmesi” diyen Ömer Talha Oğan, “Eğer buraya bir yatırım yapılacaksa bölge halkı istemiyor değil, aksine çeşitli yatırımların yapılmasını desteklemektedirler. Ama öz toprak sahiplerinin hakları korunmadan bu tür faaliyetler yürütülürse Danıştay'ın yaptığı gibi gerekli hukuki merciler iptal kararı vermektedirler” ifadelerini kullandı.
Mağduriyetlerin giderilmesini istediklerini dile getiren Oğan, şöyle devam etti:
“Burada imar planı organize sanayi bölgesi alanı olarak belirlendiği ve organize sanayi bölgesi ödeme güçlüğü çektiği için, burada vatandaşın da artık imar hakkı elde etme söz konusu. Manisa OSB yetkilileri, bundan sonraki sürecin nasıl işleyeceğine yönelik dilekçemize cevap vermeyerek tarımla uğraşan bölge halkını belirsizliğe sürüklemiştir. Hak sahiplerinin mağduriyetlerinin giderilmesini istiyoruz.”