Darıca'da 15-16 Haziran işçi direnişi tartışıldı
Emek Partisi Darıca İlçe Örgütü, 15-16 Haziran 1970'teki işçi direnişinin konuşulduğu bir etkinlik düzenledi.
DUVAR - Emek Partisi Darıca İlçe Örgütü, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi ışığında işçi hareketini konuşmak üzere metal, petro kimya, çimento seramik ve depo iş kolundan işçilerle yan yana geldi. Etkinlikte "Yaşayanlar Anlatıyor" belgeselinin izlenmesinin ardından Emek Partisi (EMEP) Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan ve EMEP Darıca İlçe Başkanı Orhan Kaya konuşma gerçekleştirdi.
'15-16 HAZİRAN IŞIK TUTUYOR'
15-16 Haziran 1970 tarihinde gerçekleşen işçi direnişi döneminde lise öğrencisi olduğunu söyleyen EMEP Darıca İlçe Başkanı Orhan Kaya, konuşmasına önceki gün Darıca'da hayatına son veren Hediye Basum'u anarak başladı. "Önceki gün ilçemizde gelecek kaygısı yaşayan bir gencimiz hayatına son verdi. Bizler gençlerimizin gelecek kaygısı yaşamadığı bir dünyayı birlikte kuralım istiyoruz" diyen Kaya, daha iyi bir gelecek için birlikte mücadele çağrısı yaptı. 15-16 Haziran'ın hâlâ önemli bir yol gösterici olduğunu söyleyen Kaya, "O dönem lise öğrencisiydim. Ardahan'da radyonun başında o günleri heyecanla dinler, takip ederdik. O dönem işçiler fabrikalarda 'Anayasal Direniş Komiteleri' kurdu. İşçiler kendilerinin karar verdiği, kendilerinin yönettiği eylemler düzenledi. O günkü büyük işçi direnişi bugün bizlerin neler yapmasına, nasıl mücadele etmesine ışık tutuyor. 15-16 Haziran bu kent için de kıymetli" dedi.
'BİRİLERİ KURTARMAYACAK, BİZ KENDİMİZİ KURTARACAĞIZ'
Kaya'nın ardından konuşan EMEP Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan ise, "Böyle bir tablo içerisinde 15-16 Haziran direnişini yad ediyoruz" dedi. O dönem işçilerin sadece ekonomik taleple değil, politik taleple de bir araya geldiğini söyleyen Erkan, "Peki biz, ciddi ciddi evinize bir fazla ekmek alabilme derdine düşmüşken, yoksulluk her geçen gün artarken, artık nefes alamaz hale gelmişken nedir bu sessizliğin nedeni?" sorusunu işçilere sordu. Emek Partisi olarak bir kampanya düzenlediklerini söyleyen Erkan, "Zamlar durdurulsun, yapılan zamlar geri alınsın, asgari ücret yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın diyoruz. Bu ülkede emekçiler uzun saatler çalışıyor, çünkü geçinemiyor. Dünyanın en uzun süre çalışması bizde ama biz yine açız, yoksuluz. Zamlar her geçen gün üst üste geliyor. Zamlara hayır demek için yan yana gelmemiz lazım. Üyesi olduğumuz sendikada, oturduğumuz mahallede yan yana gelerek mücadele etmeliyiz. Bekleyecek sabrımız da, takatimiz de yok. Hiçbir hak bize kendiliğinden verilmez. Biz ancak ve ancak birlikte mücadele edersek haklarımızı geliştiririz. Kendi sınıfımızın partisinde örgütlenir ve onunla birlikte mücadele edersek halk iktidarını bu şekilde kurabiliriz. Birileri bizi kurtarmayacak, biz ancak kendimizi kurtaracağız. Kendimizi edilgen duruma düşürmeyeceğiz, kahraman beklemeyeceğiz. Bize '2023'ü bekleyin, sandığı bekleyin' diyorlar. Aç olduğumuzu, geçinemediğimizi nasıl duyuracağız? Sokağa çıkarak, eylem ve miting yaparak sesimizi duyurabiliriz" diye konuştu.
İŞÇİLER SORUNLARINI TARTIŞTI
Konuşmaların ardından çeşitli fabrikalardan işçiler sorunlarını ve çözüm yollarını tartıştı. Bir metal işçisi, "Günde 16 saat çalışıyorum, geçinemiyorum. Çocuklarım var, evim var ama o kadar çalışmama rağmen ortada para da yok. Evin içinde kendi çocuklarımı bazen 3 gün görmüyorum. İşten geliyorum uyumuş oluyorlar, işe gidiyorum uyuyorlar. Hiçbirimiz iyi koşullarda çalışmıyoruz ama kimse de itiraz etmiyor" dedi.
Çimento fabrikasında çalışan bir işçi ise, "Her ay benden 230 lira aidat kesiyor sendika. Benim üye olduğum sendikanın otelleri var ama benim orada tatil yapma imkânım yok. Kimse geçinemiyor. Gençliğimden beri MHP'ye oy veren birisiyim ama görüyorum artık olanları, iktidarla bir oldular" diye konuştu. Bir metal işçisi ise, "İçinde bulunduğumuz durumda hâlâ sendikal bürokrasiden medet uman bir durumdayız. İşyeri temsilcisinden, şube başkanından, genel merkezden medet umar durumdan çıkmamız lazım. Kendi gücümüzün farkında olmalıyız" dedi.
Bir başka metal işçisi, "'Her şey güzel olacak' diyorlar, yok öyle bir şey. Bir yerden başlamamız lazım, öfkemizi biriktirmeliyiz. İşte buradan başladık, bunun devamını getirmemiz lazım. Bu memlekette sendikal bürokrasi yok. Mafyalaşmış ve meslek haline gelmiş sendikalar var" diye konuştu. (HABER MERKEZİ)