Datça’ya yeni taş ocağı: Tüm canlıları etkileyecek

Özel koruma altındaki Datça’ya açılacak olan yeni taş ocağı için verilen “ÇED gerekli değildir” kararı sonrası çevreciler, kararın iptali için dava açmaya hazırlanıyor.

Google Haberlere Abone ol

Piray Akarer

MUĞLA- Muğla'nın Datça ilçesinde yeni açılacak taş ocağı için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından “Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu gerekli değildir” kararı verildi. Proje alanı, Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içinde ve doğal sit alanının yakınında yer alıyor.

Datça-Bozburun bölgesi Türkiye’deki 12 Özel Koruma Bölgesi'nden biri ve burada yapılacak yatırımlar özel sınırlamalara tabi. Bu bölgelerde yapılacak her türlü girişimin çevresel etkilerinin bilim insanları tarafından incelenip detaylı bir raporla yöre halkına ve ilgili makamlara sunulması, onaylanması gerekiyor. Ancak yeni yapılacak taş ocağı için, ÇED’e gerek yoktur kararı verildi. Bu karar, yatırımın çevreye önemli derecede zarar vermeyeceği anlamına geliyor. Ancak çevreciler, yeni bir taş ocağının açılmasının koruma altındaki doğal sit alanlarına zarar vereceğini düşünüyor.

'DOĞAL HAYAT GÖZARDI EDİLİYOR'

İşletmenin hazırladığı tanıtım raporuna göre, ormanlık alanda kurulacak ve yılda 395 bin ton kapasite ile 162 yıllık rezerve sahip olan taş ocağı, en yakın yerleşim yerine 950 metre mesafede ve 100 metre ötesinde sit alanı var.

Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) eş sözcüsü Renate Ömeroğulları, taş ocağının tanıtım dosyasında sadece insan merkezli bir bakış açısıyla hazırlanmış ölçümlere yer verildiğine, diğer canlıların göz ardı edildiğine dikkat çekiyor:

“Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde 162 yıl devam edecek bir faaliyet, ÇED yapılmadan kabul edilemez. Yalnız insan merkezli yüzeysel bir proje tanıtım dosyası yeterli olamaz. Doğal hayatın da dikkate alınarak esaslı bir Çevresel Etki Değerlendirme yapılması zorunludur.”

'BÖLGEDE YAŞAYAN HAYVANLAR NEREYE KAÇACAK?'

Ocağın çevreye vereceği zararları, işletmenin hazırladığı Nihai Tanıtım Raporu’nu kaynak göstererek açıklayan Ömeroğulları;
“Raporda ses, titreşim ve patlama hava dalgası, toz için etkiler yalnız insanlara yönelik ölçümler var, doğal hayatın diğer unsurları göz ardı edilmektedir. Flora, fauna yani doğal hayat, proje etki alanı olarak kabul edilen alanda tarlalar, bademlik hiç dikkate alınmadı. Raporda 5 günde bir patlama yapılacağı yazıyor. Patlama esnasında zehirli gazlar oluşacak. Patlamaların anlık ses seviyesi 118 desibel (dB) yazıyor. İnsanlar için bile üst sınır 120 dB iken, hayvanların etkilenme seviyesi çok daha yüksek olacak. Peki bu hayvanlar nereye kaçacak? Saat başı 30-80 kg. toz yayılacak. Tozlar çevredeki tarlaları, tüm canlıları etkileyecek” dedi.

'VERİLEN KARAR HUKUKA AYKIRIDIR'

Platforma göre, verilen kararda hukuka aykırı yönler var ve rapor eksiklerle dolu. Taş ocağının kapasitesi ise, Datça’nın rutin ihtiyaçlarına göre değil, yeni inşa edilecek olan yat limanın inşaatında denizi doldurmak için kullanılacak taş miktarına göre belirlenmiş:

“Söz konusu taş ocağının kümülatif etkileri açısından; hatta, entegre tesis olarak, Datça Yat Limanı Projesi ÇED sürecinde ele alınıp değerlendirilmesi zorunlu ve mevzuatın gereğidir. Çünkü yat limanı projesinin ÇED raporunda deniz dolgusu için kullanılacak taşların bu taş ocağından alınacağı belirtilmiştir. Bu nedenle birbiriyle ilişkili olan bu iki işletmenin çalışma sahasının ve ekolojik etkilerinin aynı ÇED süreci içinde değerlendirilmesi gerekmektedir.”

'BU PROJE İÇİN ÇED GEREKLİDİR'

25 çevre gönüllüsünün birlikte açacağı davanın gerekçelerinde, projenin uygulama alanının 24.91 hektar olarak belirlenmiş olmasının, “ÇED gereklidir” kararının verilmesine engel olmadığına vurgu yapılıyor:

“Yasalarda 25 hektardan sonrası için daha ayrıntılı inceleme ve ÇED süreci zorunlu olarak işletildiğinden bu mevzuata tabii olmamak için ocak alanı 24,91 hektar olarak, yine aynı nedenle iş hacmi 400 bin ton yerine 395 bin ton olarak gösterilmiş. Çevre Koruma Bölgesi içinde yer alan bu projenin bilimsel bir ÇED sürecinden geçmesi gerekmektedir. Burada 'ÇED gereklidir' kararı verilmeyecekse nerede verilecektir?” Bu nedenle 'ÇED gerekli değildir' kararının iptali için dava açıyoruz.”

'İDDİALAR GERÇEĞİ YANSITMIYOR'

Datça’da taş ocağı işleten iki şirketten biri olan Özberk İnşaat ise, ocağın sadece yeni yapılacak limanın taş ihtiyacını karşılamak için açılacağı iddiasını kabul etmiyor.

Datça’da inşa edilecek olan yat limanı ile bir bağlantılarının olmadığını söyleyen Özberk İnşaat’ın sahibi Bülent Özberk;
“Datça’da 40 yıldır inşaat sektöründe, 22 yıldır da hazır beton ve madencilik sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Yeni bir ocak açmıyoruz. Daha önce 2 ocağımız vardı, birinin ömrü tamamlandı. Datça Yarımadası, Özel Koruma Bölgesi içinde yer alıyor. Bu nedenle bölgede madencilik yapmak, çok sıkı prosedürlere ve denetimlere tabi olduğu için alanımız zaten oldukça sınırlı. Ocak için en uygun yer burası. Ayrıca bu alanın da beş hektarı üzerinde işlemlerimizi bitirip kullanılan alanı rehabilite etmeden, ağaçlandırmadan diğer beş hektarlık bölüme geçmeyeceğiz" ifadelerini kullanıyor.

'GEREKLİ TÜM İZİNLERİ ALDIK'

Taş ocağı için gerekli tüm izinleri almış olduklarını, her türlü denetime hazır olduklarını ve davalık bir durumlarının olmadığını söyleyen Özberk;

“Bir şehrin kalkınması için gerekli alt yapı ve inşaat işlerinin yapılabilmesi için taş ocakları zaruri. Kaldı ki Datça’da bizimle birlikte onaylı sadece iki taş ocağı var. Yasalar bir üçüncüye kesinlikle izin vermiyor” dedi.

Taşocağından binlerce ton taş çıkarılmasıyla doğal hayatın tüm unsurlarının, tarım alanlarının, su kaynaklarının, hayvanların zarar göreceği, tonlarca dolgu ve inşaat malzemesinin, tozun, sesin yaşam alanlarına zarar vereceğini öngören Muğla Çevre Platformu’nun (MUÇEP) karara karşı açacağı iptal davasının sonucunu, Datçalı çevre gönüllüleri merakla bekliyor.