YAZARLAR

Dava, beka, tabanca ve izzet

Ezoterik mesajlar ne kadar MHPlojinin esasıysa, küfür, ötekileştirici dil, aşağılama da MHPlogların alâmeti farikası haline geldi. Artık tam da “Ne Bahçeli’nin eşofmanı, yüzüğü, silahı ne MHP’lilerin küfürü, hakareti” deme zamanı değil mi?

Bir ara ilginç matematik hesaplarıyla gündeme gelirdi. “2009” senesi içindeki rakamları çarpıp bölüp MHP’nin 40. yılını bulmasını mı ararsınız(1), İstanbul’un toplam milletvekili (98) sayısının rakamlarını toplayınca (17) bunun konuşmasını yaptığı güne (17 Mayıs) ve o gününde Kadir Gecesi’ne denk gelmesine şaşarak “Bu tesadüf müdür?”(2) diye konuşmacılara sormasını mı ararsınız, her ülkücünün ilkokuldaki, ortaokuldaki vb. arkadaşlarından devşirecekleri 24 yepyeni insanla 19 milyon oyla MHP’nin iktidara gelmesi “procesi”ni (3) mi ararsınız, Devlet Bahçeli, bir dönem gençlerimize matematiği sevdirme konusunda Ali Nesin’e taş çıkartırdı. Muhtemeldir ki onu izleyen ülkücü camia, Bahçeli’nin eline aldığı sayılarla yaptığı saçma sapan dört işlemle istediği sonuca ulaşma şarlatanlığını değil onun altında yattığına inandıkları ezoterik dili alkışlıyorlardı? Öyle ya koskoca iktisat hocası aklını yitirmiş olamazdı; mutlaka gösterdiği zâhirin arkasında görünmeyen bir bâtın olmalıydı!

Şükür, Bahçeli, Şirince Matematik Köyü’ndeki tedavisinin ardından (!) dört işlemle siyasî mesaj vermeyi bıraktı. Hayır, “Bıraktı!” dediysem mesaj vermeyi değil, “dört işlemi” bıraktı. Bahçeli ve şürekâsı gizemli mesajlarıyla siyasî gündemi belirlemeye hâlâ devam ediyorlar. 

Nisan ayının son haftalarında Türkiye, Bahçeli’nin eşofmanını giyip yürüyüşe çıktığı videosuna koyduğu Ferdi Tayfur şarkısı ile ne mesaj vermek istediğini tartıştı.(4) Öyle ya, 76 yaşındaki bir genel başkan, eşofmanını giyip, parkurda yürürken kendisini vidoya çektirip partisinin kurumsal kanalında boş yere yayınlatacak değil ya! Mutlaka ama mutlaka mantıklı bir açıklaması olmalı, bir mesajı olmalı, mutlaka ama mutlaka görünen zâhirin arkasında görünmeyen bir bâtın olmalı; fonda çalan şarkının sözlerindeki “Ben sana dost oldum sen düşman oldun!” sözleriyle bir yerlere bir kutlu mesaj göndermiş olmalıydı!

Tam, toplumcak Eşofmanlı Devlet Hoca krizini yeni atlatmıştık ki, mayıs ayı içinde Bahçeli Yüzüklerin Efendisi olarak karşımıza çıkıverdi. Üzerinde “Allah bana yeter” yazan ve internette 2968 liraya satılan(5) yüzüğüyle Bahçeli, yine bir mesaj veriyor olmalıydı. Yaşını başını almış bir benî âdem, ergen bebeleri gibi pantolonunun, tişörtünün, yüzüğünün resmini çekip kankilerine hava atacak değil ya! Mutlaka ama mutlaka mantıklı bir açıklaması olmalı, bir mesajı olmalı, görünen zâhirin arkasında görünmeyen bir bâtın olmalıydı!

Allah beterinden saklasın; yok Eşofmanlı Devlet Hoca, yok Yüzüklerin Efendisi falan derken haziran sonunda Bahçeli, gölgesinden bile hızlı silah çeken muhteşem kovboy Redkit olarak bir kez daha karşımıza çıktı ve bu sefer kelimenin tam anlamıyla beynimizi tokatladı. Bu seferki ezoterik mesaj, İzzet Gören, İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın'ın Bahçeli’ye silah hediye ederken çekilen fotoğrafları aracılığıyla verildi. Öyle ya, bir partinin üst düzey yetkilileri bir partinin genel başkanına üç tane silah hediye edecek, bir de bunun fotoğrafını paylaşacak kadar zıvanadan çıkmış olamazlardı ya! Mutlaka ama mutlaka mantıklı bir açıklaması olmalı, bir mesajı olmalı, görünen zâhirin arkasında görünmeyen bir bâtın olmalıydı.

Biz daha Bahçeli’nin üç silahlı fotoğrafının nöronlarımız üzerindeki şokunu atlatmaya çalışıyorduk ki İzzet Gören’in fotoğrafa eklediği yeni bir ezoterik mesajı ile beynimizin pekmezini -hadi bilimsel olalım serebrospinal sıvılarımızı- döke yazdık: “Yiğidin bir bakışı korkağın pusatından daha keskindir.”(6) Breh, breh, breh! “Adam olacak çocuk bok(uşundan) bellidir” diye boşa dememişler.

MHPLOJİ, MHPLOG’LAR VE EMRE KONGAR

“Bahçeli ve partisinin diğer üst düzey sâzende ve hânendelerinin, semboller üzerinden verdikleri kerâmeti kendinden menkul mesajları anlama sanatı” da diyebilirsiniz MHPloji’ye. Bakmayın siz sonundaki “-loji” ekine. Bu işin bilimle falan alâkası yok. MHPloji bir bilim değil, Bahçeli ve kurmaylarının mesajlarından niyet okuma sanatı olarak da tanımlanabilir. Unutmadan astronomi ve astroloji de farklı şeylerdir -ki bilim olanı da astroloji değil astronomidir. Astroloji; yıldızların, ıvırın zıvırın insan hayatı üzerindeki etkileri hakkındaki kurusıkı, zırva ifrazat toplamıdır; tıpkı MHPloji’nin de eşofmanın, yüzüğün, silahın, ıvırın zıvırın güncel siyasete yansıması, etkisi vb. konusundaki kurusıkı zırvalıklar toplamı olması gibi.

Çok yakındır, Türkiye siyaseti ile ilgili okuyup yazan herkes bir gün MHPloji ile ilgilenecek, MHPlog olacak gibi; Emre Kongar Hoca hariç. O hariç çünkü 82 yaşındaki koca çınar hiçbir zaman astroloji ile ilgilenmedi; hep astronomi ile ilgilendi.

Dünyaca ünlü bir astronom olsa da astrolojiden, MHPloji’den bîhaber Kongar Hoca Cumhuriyet’teki (21.06.2024) köşesinde “ ‘Demokratik Siyaset’te tabancaya, tüfeğe, kalaşnikofa, her türlü ateşli ve kesici silaha, şiddet kullanılmasına… Bunların kullanılmalarına karşı olmayanlara da” karşı olduğunun altını çizerek ekliyor, “ ‘Demokratik siyaset’ diye özellikle vurgu yapıyorum, çünkü Demokratik olmayan siyasette, kaba kuvvet, şiddet, terör, iktidara gelmek ve iktidarda kalmak için daima kullanılmıştır. Demokratik siyasetin tek silahı ise iletişimdir.” diyordu. Hoca bir gün önceki (Cumhuriyet, 20.06.2024) yazısında da MHP’yi  “Anlaşılan iktidar elindeki polis, jandarma, ordu ve hatta yargı gücü ile bile yetinmiyor... Tabanca da istiyor: Bitmez tükenmez bir “han-ı yağma iştihası!” diyerek tenkit ediyordu.

Ünlü MHPlog ve parti hânendelerinden İzzet Ulvi Yönter durur mu X’ten Emre Hoca’ya haddini bildiriverir!: Kongar, “…İÜSBF’de hocalarımız arasındaydı! Fikirlerimiz farklı olsa da bilim insanı kimliğine saygı duyardım! Analiz ve tahlilleri çarpıcıydı! Yanıldığımı uzun zaman önce anladım, bugünkü köşe yazısıyla da tescil ettim…Nitekim bahse konu köşe yazısı saygın bir akademisyenin değil aklı ve mantığı işgal edilmiş bir zavallının hezeyannamesidir…Hazin olduğu kadar hüsran verici…Emre Hoca, Özgür’ü referans alma, kalırsın dondurucu ayaza”

Hem vallahi hem billahi Emre Hoca, ünlü MHPlog ve parti kurmayı İzzet Ulvi Yönter’in MHPlojik ifrazatını yine anlayamıyor, yine anlayamıyor, yine anlamıyor; TELE1’de yayınlanan 18 Dakika programında, yine mevzuya astrolojik değil de astronomik düzlemden bakarak “Ben bir hoca olarak öğrencilerimin her türlü yanlış değerlendirmelerine iftiralarına tanık olmuş birisiyim. Bu zatı muhterem benim öğrencim olmuşsa kabahat benim. Kendisine demokrasiyi öğretememişim.”(7) diyor. Hasbünallahü ve nimel vekil! Emre Hocam, istirham ediyorum, mevzuya bir astronom olarak bakmayı bırakın artık; astrolojik bakın, MHPlojik bakın lütfen!

Türkiye ne garip bir ülke! Emre Kongar Hoca’nın eski öğrencisi olduğunu söyleyen Dr. İzzet Ulvi Yönter, Emre Hoca’nın saygın bir akademisyen olmadığını, aklının ve mantığının işgal edilmiş olduğunu, MHP’ye yönelik eleştirilerinin de bunu tescillediğini söylüyor.

İnsanlar hocalarını eleştiremezler mi, elbet de eleştirirler, eleştirmeliler de. İzzet Ulvi Yönter de eleştirmeli; bilim dediğimiz de zaten sadece budur. Ancak sen genel başkanına silah hediye ettin diye seni eleştiren Hoca’nın saygın bir akademisyen olmadığını söylersen adama sorarlar: Emre Kongar saygın akademisyen değil de Nişantaşı Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü İşletme Yönetimi dalında, 2021 yılında yaptığın, Uluslararası Ticarete Yönelik Teşvikler ve Ekonomik Etkileri başlıklı, 80 sayfalık doktora tezinle(8) sen mi "saygın" akademisyensin? Unutmadan bir bilgi olarak ekleyeyim İzzet Ulvi Yönter’in mezun olduğu İşletme Yönetimi Bölümü Doktora Programı’nın 2023-2024 Bahar Yılı ücreti 120.000₺, tek şart parayı yatırmanız bir de dil sınavından 55 puan almanız.

Bir partinin kurmaylarının partinin genel başkanına üç tane silah hediye etmesinin garabetini dile getiren Emre Kongar “saygın akademisyen” değil de Google Scholar’da sadece iki makalesini (ki bir tanesi master tezinden üretilmiş) bulabildiğim(9) İzzet Ulvi Yönter; sen mi saygın akademisyensin? Emre Kongar saygın bir bilim insanı değil de TBMM’nin 25. Dönem’inden (Haziran 2015) bu yana geçen neredeyse 10 yılda TBMM’de (10) sadece 3 defa Genel Kurul’da söz alan sen mi saygın bir bilim insanısın?

Ezoterik mesajlar ne kadar MHPlojinin esasıysa, küfür, ötekileştirici dil, aşağılama da MHPlogların alâmeti farikası haline geldi. Artık tam da “Ne Bahçeli’nin eşofmanı, yüzüğü, silahı ne MHP’lilerin küfürü, hakareti” deme zamanı değil mi?

Hamâkatı “belâgat”, silahı “hediye”, yüzüğü “mesaj”, konuşmayı “küfür”, kitsch politik tutumları “dava”, kişisel çıkarları “beka” diye kaç yıl daha pazarlayacaksınız?

Çok yorgunum. Beni bekleme kaptan. Seyir defterini başkası yazsın.

Keyifli günler…


1) Devlet Bahçeli'nin 40 hesabı - Dailymotion Video
2) Bahçeli’den akıllara zarar yeni hesap! Bu kez 17’yi bulup Kadir Gecesi’ne bağladı - Dailymotion Video
3) (266) "Devlet Bahçeli hesabı bu, bütün rakamlar köşeli" - YouTube
4) Devlet Bahçeli'den Ferdi Tayfur Şarkısı Eşliğinde Yürüyüş! Fon Müziğindeki Gönderme Kime? (youtube.com)
5) Devlet Bahçeli Yüzüğü (elmasis.com.tr)
6) MHP'li Gören'den silahlı fotoğraf: Yiğidin bir bakışı korkağın pusatından daha keskindir (gazeteduvar.com.tr)
7) Emre Kongar'dan MHP'li İzzet Ulvi Yönter'e yanıt: Yazıklar olsun, ona demokrasiyi öğretememişim (gazeteduvar.com.tr)
8)  İzzet Ulvi Yönter’in doktora tezini buradan indirebilirsiniz
9) İzzet Ulvi Yönter’in Google Scholar’a yansıyan iki akademik çalışması mevcut. Bu linkten kontrol edilebilir.  İzzet Ulvi Yönter - Google Akademik
10) İzzet Ulvi Yönter milletvekili olduğu süreler içinde 25. Ve 28. Dönemlerde Meclis Genel Kurulu’nda tek bir kere söz almamış, 26. Dönemde sadece bir, 27. Dönemde de sadece iki kere Genel Kurul’da söz almıştır. Bu veriler TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (tbmm.gov.tr)  adresinden kontrol edilebilir.


Mete Kaan Kaynar Kimdir?

1972 yılında Ankara’da doğan Prof. Dr. Mete Kaan Kaynar, Hacettepe Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorasını aynı bölümde tamamladı. Çalışmalarına bir süre Westminster Üniversitesi, Centre for Study of Democracy’de misafir araştırmacı olarak devam etti. Halen Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Siyaset ve Sosyal Bilimler Anabilim Dalı öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Türkiye siyasî hayatı ve kurumlarının yapısı, tarihsel dönüşümü, işlev ve işleyişlerini konu edinen çeşitli makale ve kitapların yazarlık ve editörlüklerini yapmıştır. Bunun yanında muhtelif gazete, dergi ve haber platformlarındaki güncel yazılarına da devam etmektedir. Mete Kaan Kaynar, Ankara Dayanışma Akademisi Kooperatifi (ADA), Bilim, Sanat Eğitim, Araştırma ve Dayanışma Derneği (BİRARADA), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) 5 Nolu Şube ve Özgür Üniversite gibi kuruluşların gönüllüsü, Devrim Deniz, Umut Nazım ve Ekin Eylem’in babasıdır.