DEM Partili Konukçu'dan engelli çocuklar için araştırma önergesi
DEM Partili Milletvekili Kezban Konukçu, verdiği önergede, çeşitli nedenlerle eğitim hakkından mahrum kalan engelli çocukların durumuna değindi.
DUVAR - DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, engelli çocukların eğitim haklarının ihlallerine ilişkin araştırma komisyonu kurulmasını içeren önergesini TBMM Başkanlığı'na sundu.
Konukçu, komisyonun gerekçesine ilişkin yazılı açıklamasında, şu ifadelere yer verdi:
"Türkiye’nin de taraf olduğu pek çok uluslararası sözleşme ile engeli olan bireylere yönelik ayrımcılık yasaklanmış ve engeli olan çocukların eğitim hakkı güvence altına alınmıştır. Engelli Hakları Sözleşmesi, engelli çocukların eğitimin tüm seviyelerine katılımlarının sağlanmasına öncelik vermiş, bunu gerçekleştirmenin en iyi yolunun da çocuğun yüksek yararına odaklanmak olduğunu belirtmiştir.
Türkiye’de engelli çocukların sayısına ilişkin kesin bir veri bulunmamakla birlikte en az 600 bin civarında engelli çocuk olduğu çeşitli kaynaklarda yer almaktadır. 2024 yılı itibariyle eğitime erişebilen engelli öğrenci sayısının yaklaşık 254 bin 705 olarak belirlenirken 352 bin otizmli çocuktan sadece 21 bini eğitim alabilmektedir. Bu rakam, Türkiye'deki örgün eğitimde yer alan öğrenci nüfusunun yalnızca yüzde 1,5'ini oluşturmaktadır.
Engelli çocukların yüzde 89,3’ü fiziksel eğitim mekanlarının ve ders materyallerinin erişilebilir olmaması, özel eğitime gereksinim duyan çocukların gereksinim durumlarının farklılığı, kalıp yargılar, yeterli oranda ilgili alan mezunlarının ve uzmanlarının olmayışı, öğretmenlerin engelli öğrencileri eğitim ortamına eşit dâhil edebilme konusunda yeterli bilgi, beceri ve kaynağa sahip olmaması, engelli çocukların ailelerinin eğitim masraflarını karşılamakta zorlanmaları gibi sorunlar çocukların nitelikli eğitime erişmesi noktasında birçok problemin ortaya çıkmasına zemin oluşturmaktadır."
Okullardaki alanların engelli öğrenciler bakımından erişilebilir olmadığını ve kaynaştırma eğitiminde görev alan öğretmenlerin gerekli eğitimden yoksun olduğunu ifade eden Konukçu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinden (RAM) verilen özel eğitim raporları son derece sorunlu ve yetersizdir. Otizm Spektrumu içinde olan ve öğrenme güçlüğü çeken (nöro-tipik) diğer çocuklar için öngörülen eğitim süresi 8 saat bireysel ve 4 saat grup olmak üzere ayda sadece 12 ders saatidir. Ayrıca eğitim müfredatının çocukların ihtiyaçlarına uygun olması eğitim hakkının olmazsa olmaz unsuru iken BM Engelli Hakları Komitesi Türkiye’nin eğitim müfredatının, özellikle matematik ve bilgisayar alanlarında, engelli çocukların ihtiyaçlarına uygun olmadığını tespit etmiştir.
Öte yandan, Türkiye yüzde 60 ile AB ülkeleri içinde ilkokuldan sonra engellilerin okullu bırakma oranının en yüksek olduğu ülkedir. Türkiye'de okulu terk etmek zorunda kalan engelli öğrenci sayısı hakkında net bir rakam bulunmasa da engelli öğrencilerin eğitime erişiminde yaşamış oldukları ciddi sıkıntılar nedeniyle birçok öğrencinin okulu terk ettiği bilinmektedir. Özellikle erişilebilir olmayan toplu taşım araçlarının evrensel normlara getirilmesi zorunluluğunun defalarca ertelenmesi, iktidarın engellileri eve hapsetmenin yanı sıra engelli çocukları da okul hayatından uzaklaştırmaktadır."
Türkiye'nin bu konu hakkındaki uluslararası sözleşmelerin sonucu olarak üstlendiği yükümlülükleri hatırlatan Konukçu, sözlerini şu ifadelerle noktaladı:
"Sonuç olarak, Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 23. maddesi ise taraf devletlerin zihinsel veya bedensel engelli çocukların saygınlıklarını güvence altına almayı, özgüvenlerine geliştiren ve toplumsal yaşama etkin biçimde katılmalarını sağlamayı kabul ettiklerini düzenlemektedir. Aynı sözleşmenin 28. maddesinde yer verilen eğitim hakkının fırsat eşitliği temeli üzerinde gerçekleştirilmesi ilkesi ile birlikte değerlendirildiğinde engelli çocukların toplumsal yaşama engelsiz biçimde katılabilmelerinin diğer çocuklarla eşit şartlarda eğitim hakkından yararlanmayı gerektirdiği açıktır. Uluslararası mevzuat hem bütünleştirilmiş hem de ayrıştırılmış ortamlarda verilen eğitimin engeli olan çocukların gereksinimlerini karşılayacak kapsayıcı bir anlayışla düzenlenmesi için devletleri yükümlü kılmaktadır.
Tüm bu verilerden hareketle, Türkiye'de engelli öğrencilerin eğitim sistemine daha etkin bir şekilde entegre edilmesinden hareketle, engelli öğrencilerin eğitimde karşılaştıkları sorunların detaylı bir şekilde araştırılması ve bu sorunlara yönelik etkili çözüm önerileri geliştirilmesi, toplumda farkındalık oluşturulması, eğitim sisteminin engelli dostu hale getirilmesi, engelli bireylere yönelik destek ve kaynakların artırılması ve ayrımcılığı önleyici politikaların uygulanması kapsamında bir araştırma komisyonunun gereği elzemdir."